"Yazmak, bir hayaleti kovalamak gibidir; yakaladığında ya yok olur ya da sana kendi hayaletini gösterir." — Neil Gaiman"

Eski Bir Çay Hikâyesi

yazı resim

Dökülür bazen alnına saçları Leylanın.
Sulara tarifsiz akşamlar iner.
Mecnunu vakitsiz bir telaş alır.
Damak buran hâller bardağa siner.
Adına çay denir bu heyecanın

Köprüler,
Bildiğin eski köprüler.
Boz bulanık akar suları yurdun.
Türkün hayalinde altın türküler,
Gün gelir açılır bahtı Kerkükün.

Buz tutar hayaller kış geceleri,
Çağırır gülmisal Kızılelmaya.
Ülkü nazlı gelin,
Duvağı beyaz.
Sonsuzluk tütüyor aşk heceleri.

İmeceye gelmez,
Yürek bütündür.
Çayımın buğusu Semerkantta naz.
Buhara yıllar var gönülde niyaz.
Titreşir yıldızlar nihaventte saz.

Buğulanır gözler,
Gönüller alev.
Türkün dünyasına kalleşlik sığmaz.
Azerbaycan candan ötedeki can.
Elçibey muhterem ne söylense az.

Turnalar gün gelir sefere çıkar.
İpek kanatlarda ülkü türküsü.
Gönül ne fırtına dinler ne bora ne kar.
Ülküdür Türklüğün eskimez süsü
Ankara, 01.08.2012 İ.K

KİTAP İZLERİ

Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı

İlber Ortaylı

Cumhuriyet'in Mirası ve Geleceği Üzerine Bir Sohbet Milletlerin kurucu yüzyıllarıyla hesaplaşması, kopuş ve devamlılık arasındaki o hassas dengeyi sorgulaması, tarih yazımının en çetrefilli alanlarından biridir.
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön