"Yazarın özgürlüğü, yazdıklarının okurun aklını karıştırma özgürlüğüdür. Yoksa niye yazsın ki?" – Terry Pratchett"

Dün Gece Bir Rüya Gördüm - 13

Uykuda bile rahat yok.

yazı resim

Dün gece bir rüya gördüm sevgili okurlar. Bir saçmalık, bir acayiplik sormayın gitsin. Rüyamda ben, komaya girmişim. Birkaç sene komada kalmışım. Rüya bu ya; bir gün kulağımın dibinde “ Emekli maaşlarına yüzde yirmi zam vaaaaaaaaar ! ” diye bir şarkı söylemişler ve ben uyanmışım. Şu saçmalığa bir bakın hele.

Uyanmasına uyanmışım da, birkaç yıl komada kaldığımı bilmiyormuşum. Yakınlarım , ben üzülmeyeyim diye söylememişler bana. Ben, komada sadece bir gün kaldığımı sanıyormuşum. Deli saçması bir rüya işte. Komadan çıkınca, hemen dönüyorum günlük yaşama. O kadar iyiyim ki, evime bile yalnız gidiyorum hastaneden. Atlıyorum bir taksiye. Yaşamak ne güzel bir şey diyorum içimden. Başıma - geleceklerden habersizim henüz.

Şoföre, “ Çek Kardeşim Seyrancık Mahallesi ’ne “ diyorum.
- Hamfendi , öyle bir mahalle yok.
- Neden?
- Kürt açılımı sebebiyle. Mahallenin adı değişti.
- Ne oldu yeni adı ?
- “ Demokratik Açılım Mahallesi.”.....İlerliyoruz.

- Bu , her evin tepesindeki Türk bayrakları da ne demek oluyor ?
Yanıtlıyor şoför: Gemi açılımı, gemi…Türk bayraklı gemilerin, yatların ÖTV’ si sıfırlandı. Yüzde 18 olan KDV ise yüzde 1’e indirildi. Şimdi millet , bayrak asarsak biz de konut vergisinden kurtuluruz belki diye böyle bir yola başvurdu. Ama , gariban vatandaşı gören yok. ”….Tabi canım diyorum. Yatı olanla, mütevazı bir evi olan vatandaş bir tutulur mu hiç ? Demek bu, yat açılımı. Hay sizin açılımınızı seveyim.
Evime giderken bakıyorum etrafıma, her yerin adı değişmiş . Marketlerin, kasapların, bakkalların adları hep başka. Nedir bu rezillik diyorum, sırıtıyor şoför. ” İsim açılımı teyzecim. Demokratikleşiyoruz teyzecim.” diyor… “ Açılım açılım ! Açılım yapıyoruz. Açılım olmadan saçılım olmaz. Açılalım ki, saçılalım di’ mi teyzeciğim? ”

Hep bunlar, benim bir günlük koma halim sırasında oldu sanıyorum.

- 12 Eylül sonrası sağdan ve soldan binlerce gencimiz Mamak' ta işkenceye, kötü muameleye maruz kalmıştı. Bugüne kadar Mamak' la ilgili hiçbir şey yapılmadı. Bu konuda da bir açılım yapıldı mı ?

- Hükümet hafıza açılımı yaptı ya, vatandaşın otuz yıllık hafızası silindi ya….Hiçbir şey anımsamıyorum teyzeciğim. Mamak Mamak…İlk kez duyuyorum.

- Peki, Deniz Feneri davası ne oldu? Deniz Feneri Açılımı yok mu?
- O ne demek?
- Allah Allah ! Hani şu bildiğimiz Deniz Feneri ?
- Öyle bir tabir yok artık. Türk Dil Kurumu, Deniz Feneri’ni yeniden adlandırdı.
- Ne gibi ?
- Denizdeki Işıklı Göstergeç.

- Peki Ergenekon ?
- İşte bunu sormayacaktın teyzecim. Daha yeni çıktım kodesten. Ergenekon’u ağzıma bile almak istemiyorum. Velhasıl, çok ağzım yandı o dediğin E….’ den
- Siz de mi ?
- Evet ya….Taksime aldığım bir adamın asker arkadaşının torunu , Ergenekon davasından tutuklu olan biriyle halay çekmiş bir düğünde. Bu adam senin taksine binmiş diye, sorguya çektiler günlerce. Başımı kurtarıncaya kadar göbeğim çatladı.

- PKK’ ya af düşünülüyormuş . Ben komadayken, Ergenekoncuları da affetme kararı aldılar mı yoksa ?

Zınk diye duruyor taksi. Şoför bas bas bağırıyor. ” Ne çenesi düşük karıymışsın be ! ( Az önce teyzeydik, şimdi karı olduk.) İn arabadan . Gir evine, otur örgü ör, dizi seyret. Hatta bi de koca bul “ evlendiriyoruz ” programından. Sen benim başımı belâya sokacaksın. Taksimi dinliyorlar be kadın. Anladın mı şimdi ?

İniyorum taksiden, elimde koca valiz. Bir günde bu memleket nasıl bu hale geldi diye kafamı yi’ce’m. Meğer birkaç yıl geçmiş. O arada aynaya bakmamışım hiç. Buruşan yüzümü görseydim, birkaç yıl komada kaldığımı anlardım. Ama, rüya işte; saçmalık diz boyu.

Derken bir delikanlıya sesleniyorum: “ Oğlum! Rica etsem, şu valizimi taşımama yardım eder misin ?
Delikanlı: “ Hbecıklo hesmbo koodeipyır nhkiısuen nohüsurg ? ”

Ay bu turistmiş diyorum. Nasıl da bize benziyor. Yüzü hiç yabancı gelmiyor aslında. Yaşlı bir bey geliyor yanıma. ” Dil açılımı yapıldı ya, o delikanlı da göçmen ya. Geldiği ülkenin dilini konuşuyor.”

İşte tam o sırada ağlama nöbetine giriyorum. Bağıra bağıra ağlamaya başlıyorum. Sesimden uyanıyorum. Bir bakıyorum ki, sıcak yatağımdayım. Bu açılım yüzünden gecelerimi kâbusa çevirenlere açıyorum ağzımı, yumuyorum gözümü. Eeeee ! Bu da benim açılımım.

KİTAP İZLERİ

Cumhuriyet'in İlk Sabahı

Şermin Yaşar

Cumhuriyet'in Şafağında Bir Çocuğun Adımları Tarihin büyük anlatılarını, savaşların ve kuruluşların destansı öykülerini kişisel ve dokunaklı kılmak edebiyatın en zorlu görevlerinden biridir. Şermin Yaşar, "Cumhuriyet'in
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön