"Yarın çoktan geldi, bugün ise hala dün gibi hissettiriyor. Sanırım zamanla iyi bir ilişkimiz yok." - Douglas Adams"

Çay Suyundaki Gizem

Elimiz kalem tuttuğu, ocağımızda çaydanlığımız kaynadığı sürece bu alışkanlık terk etmez bizi. Çayımızı yudumlamaya, çay suyundaki gizemi izah etme- ye çalışırız.

yazı resim

Elimize aldığımız ince belliden ışıl ışıl bakan nazenini dudaklarımıza götürürken onun süzülüp geldiği iklimleri aklımıza getirmeyiz hiç. Özünden suya saldığı usareye kapılırız anında. Dudaklarımıza her dokunuşunda
ayrı bir efsaneye tanıklık ederiz. Sükutun koynunda bir muhabbete başlarız.
Kelimeler buğulanır cümleler sımsıcaktır.

Camın hayalini süsleyen berrak gamzeli peri, emsalsiz buseler kondurur dudaklarımıza. Cam büyülenir onun gamzesinin ışıltısıyla biz mest oluruz.
Çay denilen gizemli nihal, suya saçlarını çözünce suyun rengi değişir, başı döner. Demlik, bu güzelliği sinesinde taşıdığı için kutsanır. Mevsim ister kış, ister
bahar olsun o her dem tazedir, taze bir başlangıçtır. Hayallerimizi tütsüleyen
ıtır simidimize yoldaştır.

Çayın suyundaki gizemi anlatmaya mecalimiz yetmese de kalemimizle büyülü bir iklimde dolanır dururuz. Kelimeler bereketlenir, cümleler buğulanır.
Karınca kararınca yansıtmaya çalışırız çaydaki gizemi. Porselen demliğin bardağabaş eğmesindeki tevazuyu düşünürüz. Çaydanlığın ateşe bağrını verişindeki hikmeti
anlamaya çalışırız. Çay suyundan süzülen ilhamı, gönlümüzde damıtır demlikle, semaverle, bardakla ve dostlarımızla paylaşırız.

Elimiz kalem tuttuğu, ocağımızda çaydanlığımız kaynadığı sürece bu alışkanlık terk etmez bizi. Çayımızı yudumlamaya, çay suyundaki gizemi izah etme-
ye çalışırız.
Ankara, 04.12.2012 İ.K

KİTAP İZLERİ

Eşekli Kütüphaneci

Fakir Baykurt

Fakir Baykurt’un Vasiyeti: Kapadokya’da Bir Umut Destanı Bir yazarın son eseri, genellikle edebi bir vasiyetname niteliği taşır; kelimelerin ardında bir ömrün birikimi, son bir mesaj
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön