"Ne kadar da çok 'yeni ben' görüyorum, eskileri yeterince 'ben' olamamış gibi." - Oscar Wilde"

Bütün Dillerime Aykırısın Sen

yazı resim

aşkımız;
yaldızlı bir kitap kapağından farksız
içi boş paragraflarla bezeli
kelimeler doğru düzgün düşünülmemiş
cümlelerin anlam aralığında bütünlük yok
kavram kargaşalarıyla dolu sayfalar

bir kitabın içindeyim
beni kendisine hapsetmeyen bir roman
bakışlarımda canlandıramadığım
okurken,cümleler sadakatsiz
kavrarken,düşünceler özverisiz
o sayfalar da saklısın sen
darmadağınık ve anlamını bulamadığım

aşk dolgulu kelimeleri serdim paragraflarıma
virgülü yanlış yerde kullandın
o kadar üç nokta koymama rağmen
sildin
tek nokta koydun

beni ayartıcı cümlelerinde nesneleştirdin
kısa cümlelerle aldattın

seni düz yazmaya çalıştım
devrik oldun
en önemli imla hatamsın
ne her şeysin ne de hiçbir şey
dil kurallarıma aykırısın sen

seni özne yerine koydum geleceğimde
belirtisiz nesneliği seçtin
sandın ki hep sözde özneyim ben

düşlerime kattım seni
çok gereksiz sözcük kullanmışım
anlatım bozukluğundan çıkmadın
çizdim düşlerimi

bütün dillerime aykırısın sen
bütün algılarıma

ufak can kırıkları koydum kelimelerimin arasına
anladım ki
sen bana hiç anlamlı cümle olmamışsın

kitaptın ruhuma
kalbimden çıkan

Mart 2006

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön