"Yazmaya başlamak için ilham beklemek, gemiye binmek için fırtına beklemek gibidir." - Ernest Hemingway (kurgusal)"

Bizim Kıling

\- Bastıracaksın bunlara 726 lira, 32 kuruş cezayı, bak bir daha milleti rahatsız ediyorlar mı!

yazı resim

BİZİM KILİNG

Kimi insanlarla anlaşmak çok zordur. Olabildiğince uyumlu davranırsınız, o yine bir bahane bulur tersliğini sergiler. Değişik bir türdür böyleleri. İşte bizim Kılink; hortlaya zortlaya sağında solunda selamlaşacak kimse bırakmadı.
Her şeyi bir o bildiği için, kimse yanında gık demeye cesaret edemiyordu zaten. Adı mı? Neden mi Kıling? Yok ondan değil. Öyle zayıf biri de değil zaten. Hatta balık etinde desek doğru olur. Hafiften karaşını yalnızca. Kendisine, her şeye karşı çıktığı, sözlüğünde uzlaşma maddesi bulunmadığı için Kıl sanı uygun görülmüştü bir tarihte. Bu Kıla ing hecesinin eklenmesi, Kılı anlar gibi olup saldırıya geçtiği küçük kıyametin kopuşundan hemen sonraya rastlar.
Bereket Kılingin kıldan türetildiğini anlayamadı. Kılın kılingin kısaltması olduğu hoşuna gitmiş olmalı, Ben o kadar zayıf mıyım yav! deyip geçiştirdi. Başımıza da bir yağmamış oldu.

Onu diyecektim; patavatsızlığından, gitgide başka arkadaşı kalmadı, ben de kendimi zorlayıp kırmamağa çalışıyorum. Canı sıkkın gibiyse başlıyorum onun savunduğu şeyleri savunmağa. Ama, kimileyin bu da yetmiyor; en sıkı savunduğu bir düşünceyi söylediğimde bile, yüzüme sert sert bakıp, Öyle aptalca şey olmaz! deyip çıkıveriyor. Şimdi bu adama nasıl yaklaşırsınız. Ne sağdan yaklaşılıyor, ne soldan.

Bir gün hava bulutlu Yağmur yağacak demiş bulundum, bir terslendi Yağmasın mı? dedi. Tabi yağacak. Yağmur yağmaz,diye inatlaşmış gibi oldum.

Trafikte korna çalanlara kızıyor:
- Bastıracaksın bunlara 726 lira, 32 kuruş cezayı, bak bir daha milleti rahatsız ediyorlar mı!
- 35 kuruş yapaydın bari, küsurat bulunmaz mulunmaz, dedim.
Her şeyi o biliyor ya, geri adım atmak yok:
- Sen uzaydan mı düştün be? Ne kuraldan anladığın var ne kaideden.
Kural-kaide ikisi aynı şey onun, diyemedim tabi. Ödemeye gelince; ne yaparsınız artık, vatandaşa iki kuruşu bulduracağız.

Bir gün artık dayanamadım. Başladım söylenmeye:
- İnsanın seninle sohbet etmesi için de mazoşist duygularını geliştirmesi gerekecek, deyiverdim.
Sen misin bunu diyen; sanki kendisinden borç bir şey istemişim gibi, bir terslendi:
- Akşama kadar çene yarıştıracağına, oku araştır geliştir kendini! Onu da benden mi bekliyorsun!

Başka bir şey demedim. Durduk yerde Kıling olunmuyor.

KİTAP İZLERİ

Çalıkuşu

Reşat Nuri Güntekin

Bir Ulusun Doğuş Sancısında Bir 'Çalıkuşu'nun Kanat Çırpışları: Reşat Nuri Güntekin'in Ölümsüz Eseri Üzerine Türk edebiyatının temel taşlarından biri olan ve yayımlandığı günden bu yana
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön