Bir kimse, neden oltasýný, içinde tek bir balýk olmadýðýný bildiði bir göle sarkýtýr? -Adalet Aðaoðlu |
|
||||||||||
|
9/12/2010 · Uzun olan saçlarýný elleriyle geriye attý. Beyazlaþmaya baþlamýþ olan kirli sakalýný okþadý. Aynanýn karþýsýndan çekildiðinde gitmek için hazýr olduðuna karar verdi. Sonbahar yaðmurlarýnýn ýslatmýþ olduðu sokaða çýktý. Martý seslerinin geldiði yöne doðru dönerek, yavaþça ilerlemeye baþladý. Þehrin üzerine çökmekte olan karanlýða aldýrýþ etmeden, deniz kenarýna doðru ilerledi. Yol kenarýnda durmakta olan aðaçlarýn altýndan geçerken, düþmüþ olan sarý yapraklarýn üzerlerine basarak yürümeye devam etti. Akþam trafiðine alýþýk olan insanlarýn yüzlerine bakýp durdukça, gülümsemediklerini fark etti. Yüzlerinden alýnmýþ olan gülümsemelerinin nerede olduklarýný bilmeyen insanlarýn, çaresizliklerine üzüldüðünü hissetti. Görmüþ olduðu asýk yüzlere raðmen yüzünden gülümsemeyi býrakmamýþtý. Üzerinde taþýmýþ olduðu bedeninin yorgunluðunun nedenini biliyordu. Bir gece önce dostlarýyla birlikte sabahýn erken saatlerine kadar eðlenmiþlerdi. Ama hali hazýrda ne kadar eðlendiðine karar verebilmiþ deðildi. Hüzünlü þarkýlarýn tutsaðý olduðu zamanlarý yaþamakta olduðunu, her sabah uyanmýþ olduðu yataðý anýmsatýyordu. Üzerinden geçen iki haftanýn sonunda nerede olduðunu ve nereye gideceðini bilmeyen yolcuya benzemeye baþladýðýný biliyordu. Boþluðun kenarýnda durup içinde ayrýlýk olan þarkýlarýn sözlerini mýrýldanýp duruyordu. Boþluktu dolduramamýþ olduðu ve düþmekte olduðunu da fark ediyor olmak canýný sýkan bir konuydu. Durmuþ olan trafikteki araçlarýn arasýndan geçerek, karþýdaki sokaða girmeden önce sokaðýn köþesinde duran ve önüne koymuþ olduðu mendilleri satmaya çalýþan, ihtiyar adama gözleri takýldý. Soðuktan üþümüþ olan ellerini ovuþturup duran ihtiyarýn sesi çýkmýyordu. Oturduðu yerde ileri geri sallanýp duruyordu. Baþý öne doðru eðikti. “Sesi çýkmýyor ama içinden çýðlýklar atýp duruyor.” Diye kendi kendisine mýrýldandý. Ýhtiyarýn önünden geçerken, cebinden çýkartmýþ olduðu bozuk paralarýn ne kadar olduðuna bakmadan mendillerin bulunduðu sandýða býraktý. Almýþ olduðu mendili ise cebine koyacaðý sýrada, baþýný kaldýrmýþ olan ihtiyarýn gülen gözlerini gördü. Gözlerini kaçýrmaya karar verip, yürümeye devam etti. Deniz kenarýndaki çay bahçesinin, üstü korunaklý olan kýsmýnda bulunan masanýn bir tanesine oturmuþ ve kendisiyle ilgilenen garsona çayýný söylemiþti. Garsonun getirmiþ olduðu çay bardaðýndaki kaþýðýyla içine atmýþ olduðu þekeri karýþtýrmasýnýn ardýndan çayýný yudumlamaya baþladý. Ardýndan oturduðu yerin karþýsýnda yan yana durmakta olan sandallar gözüne iliþti. Sandallarýn görüntüsü hoþuna gitti. Onlarýn bu halini ise ayný boylarda olmayan ama ayný kaderi paylaþan arkadaþlara benzetti. Hayatýna girmiþ olan insanlarýn zamanla kayýk gibi deðil gemi gibi olduklarýný ispatlarcasýna yapmýþ olduklarý eylemlere ise her zaman olduðu gibi gülüp geçmiþti. Oysa onlardan açýklama bekleyip durmuþtu. Kayýk ya da gemi olmanýn ayrýcalýk taþýmayacaðýný çünkü ortak olan tek konunun onlarý yöneten birisinin olduðunu açýklamalarýný istiyordu. Yýllarca bunu beklediðini yeniden anýmsadý. Ve yine yüzüne gülümsemesini yerleþtirdi. Yalnýzlýðýn tam ortasýnda olduðunu iyice anlýyordu. Denize dalan gözlerinin yaný sýra denizin dibinde bulunan istiridye kabuðunun içinde kendisini buluyordu. Dipte oluyor olmanýn ve karanlýðýn içinde olmuþ olmanýn, iyi taraflarý da olacaðý düþüncesini kendi içinde yenileyip duruyordu. “Öyle ya neticede denizin içindeyim.” Demekten kendisini alý koyamýyordu. Yalnýzlýðýn var olduðunu ama hiçbir zaman yok olmadýðýný bilmiþ olan birisiydi. Bunu biliyor olmasýnýn sayesinde hayatýn içinde ayakta durabildiðini çoktan öðrendiðini defalarca arkadaþlarýna anlattýðýný anýmsadý. Ve çoðu zamanda umudun bir adý olduðunu da kendilerine ýsrarla söylemiþ olduðunu da anýmsadý. “Sahi umudun adý var deðil mi?” Diye kendi içinde sorduðu soruya yanýtý da hazýrdý. Kendi kendine “Tabiî ki var.” Dedi. Özlemenin, beklemenin, kavuþmanýn ve gözleri uzaklara yatýrmanýn anlam taþýdýðýna olan inancýný yitirmediðine Ýçten içe seviniyor olduðunu anladý. Masasýnýn üzerinde ki cep telefonuna gelen mesajý okuduðunda ise, sevincinden ne yapacaðýný þaþýrýp kalmýþ olduðunu anladý. “Gitmekten vazgeçtim. Seni çok seviyorum.” Rüzgar dalýndan kopardýðý yapraðý topraða kavuþturdu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Oðuz Tepe, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |