..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþama karþý sýmsýcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Tüze Felsefesi (Hukuk) > Umut Salih Tiryakioðlu




26 Haziran 2010
Adalet Üzerine (Yeni Bir Evrensel Sistem Arayýþý ve Adalet Düþüncesi)...  
Umut Salih Tiryakioðlu
Yüzyýllardýr sömürge politikalarýný temellendirmek için kullandýklarý felsefi düþünce ve argümanlara baktýðýmýzda bunlarýn bir zincirin halkalarý gibi birbirine baðlandýðýný görüyoruz. Dediler ki, ölümden sonra hayat, insan için geçerli bir olgudur. Bu yüzden, ahlaka ve adalete uygun yaþamak zorunda olan insandýr. Devletse bu dünyada ödülünü alacak veya cezasýný çekecektir. Onun için öbür dünya olamayacaðýndan, devlet, insan için geçerli olan etik kaygýlarla baðlý deðildir. Böylelikle baþka toplumlardan çalmakta beis görmeyecek, vicdan azabý da duymayacaklardý.


:BGHJ:
Adalet, hukuk tarafýndan gerçekleþtirilmesi gerekli deðiþmez bir ilkedir. Toplum adet ve gelenekleri, tabiatýn gereði olan adaletin gerçekleþmesine engel olmamalýdýr. Eðer adalete uygunluk, toplumda yürürlükte bulunan kanunlara, örflere yahut da fayda esasýna uygunluk olarak anlaþýlýrsa, herkes þu veya bu nedene dayanarak adaleti ihlal etmek imkanýný arayacaktýr. Oysa adalet, iyi kanunlarla fena kanunlarý, iyi örflerle fena örfleri birbirinden ayýrmak için en doðru ölçüdür.
Deðiþik ülkelerde uygulanan kanunlarýn farklýlýk arzetmesi bunlarýn fayda esasýna dayandýðýný gösterir. Oysa gerçek hukuk insan aklýnda belirir. Bu hukuk, evrensel, deðiþmez ve ebedidir. Bu hukuku tamamen deðiþtirmek imkansýzdýr, kýsmen deðiþtirmeye çalýþmaksa büyük bir suç sayýlmalýdýr. Ne halk ne senato bu hukukun gerektirdiði yükümlülüklerden bizi beri kýlamaz. Doðal hukukun yorumcusunu dýþarda deðil kendi içimizde aramalýyýz. Bu, devletten önce de vardý.
Ýnsan aklýnýn gereði olan tabii hukuk ilkeleri her zaman ve her yerde geçerli, deðiþmez prensiplerdir. Þimdi bu kýsa tanýmdan sonra sistem analizine geçebiliriz.
Bugün dünyada batý medeniyetinin türettiði bir takým güçler egemen bulunmaktadýr. Avrupa ve günümüzde Amerika bu misyonu sürdüregelmektedir. Onlar egemenliðin halka ait olduðu ve siyasi partiler rejimi de denilen Demokrasiyi yüceltmekte ve hürriyet, eþitlik gibi ilkeleri demokratik deðerler olarak sunup bunlarýn arkasýna sýðýnarak dünya üzerinde bir takým askeri müdahalelerde bulunmaktadýrlar.
Ama bir toplum, -en basit tanýmýyla iktidarýn bütün vatandaþlara ait olduðu- demokratik yapýya geçmek arzusunda ise olaðan olan bu isteðin öncelikle içerden gelmesi olurdu. Toplumlar ihtilal haklarýný kullanarak devlet yapýsýný deðiþtirebilirler ve amaçlarý uðrunda dýþardan da destek alabilirlerdi. Ama zaten demokrasiyle yönetildiði iddiasýnda olan bir devlet kalkýp da özgürlük getirmek iddiasýyla baþka bir ülkenin topraklarýna girer, halkýný öldürür, o bölgeye ordular yýðarsa neticede gelecek olan olasý demokratik düzen bile, akýllý kafalarý, gerçek niyetleri sezinlemekten alýkoyamayacaktýr. Görünüþte, hedef toplum, seçme ve seçilme özgürlüðüne kavuþmuþtur, diktatör devrilmiþ dolayýsýyla bu diktatörün yaptýðý zulme de son verilmiþtir. Amaç uðrunda algýsý kýt bazý direniþçilere ve yanlýþlýkla sivil halka da kayýplar verdirildiði ama gerçekte tamamen iyiniyetli bir þekilde -amaç demokrasiye hizmet etmek- onlarýn ülkelerine girildiði bile söylenecektir. Yani egemenliðin halkýn elinde olduðu ve devletin, toplumun tabii haklarýný korumakla yükümlü ve ödevli olduðu bir düzeni saðlamak...
Hal böyleyken gücü elinde bulunduranlarýn bütün insanlýðý bir bütün olarak gördüðünü söyleyebiliyoruz. Kendi sýnýrlarýnda yaþamayan insanlarýn özgürlüklerini bu kadar dert edindiklerine göre öyle varsaymak gerektir. Bu durumda, yeryüzünde yaþayan bütün insanlarý tek bir toplum olarak kabul etmemiz de gerekecektir. Ancak çaðýmýzda siyasi sýnýrlar henüz ortadan kalkmamýþ ve bütün ayrým ve ayrýcalýklar da zihinlerden kazýnýp atýlmamýþken, durumdan kendine vazife çýkaran bir gücün, özellikle seçilmiþ bir coðrafyaya yönelen askeri müdahalesi, büyük resme bakýldýðýnda, gerçekten de Demokrasiye mi hizmet etmiþtir? Yoksa Oligarþiye mi? Bu demokratik müdahaleden dünya birleþik topluluðu, dünya insanlýðý mý kazanmýþtýr? Yoksa küresel þirketler mi? Yani zengin sýnýf... Kamuoylarýnýn gözardý ettiði yahut da görmezden geldiði bir gerçek vardýr ki esasýnda bu kadar kan, demokrasi veya deðerleri uðrunda deðil Oligarþik yapýnýn dünya üzerindeki hükümranlýðý uðrunda dökülmektedir.
Düþünce biçimlerinde makyavelist sistemin emarelerini görüyoruz. Hedefe ulaþmak için her yol mübahtýr anlayýþýný... Onlar da demokrasiyi adalet için deðil çýkarlarý için bir araç gibi kullanýyorlar. Dünyanýn genel manzarasýna baktýðýmýzda ise birçok “ulus devlet” demokrasiyle yönetilirken, tuhaf biçimde dünyanýn oligarþiyle yönetildiðine þahit oluyoruz. Matematikte 1+1=2 ederken nasýl oluyor da demokrasi+demokrasi, oligarþiye tekabül ediyor? Bu iþte evrensel mantýða aykýrý birþeyler olduðunun þimdiye kadar farkedilmemiþ olmasý ne tuhaf? Ýþte böyle ciddi bir mantýk hatasý da yeryüzündeki adaletsizliði ve kaosu yaratýyor.
Yüzyýllardýr sömürge politikalarýný temellendirmek için kullandýklarý felsefi düþünce ve argümanlara baktýðýmýzda bunlarýn bir zincirin halkalarý gibi birbirine baðlandýðýný görüyoruz. Dediler ki, ölümden sonra hayat, insan için geçerli bir olgudur. Bu yüzden, ahlaka ve adalete uygun yaþamak zorunda olan insandýr. Devletse bu dünyada ödülünü alacak veya cezasýný çekecektir. Onun için öbür dünya olamayacaðýndan, devlet, insan için geçerli olan etik kaygýlarla baðlý deðildir. Böylelikle baþka toplumlardan çalmakta beis görmeyecek, vicdan azabý da duymayacaklardý. Ama devletin ahlak ilkeleriyle baðlý olmadýðý düþüncesi düpedüz saçmalýk ve sahtekarlýktý. Ne yani, insan birgün ölümsüzlüðe kavuþsa bu ona herþeyi yapma hakkýný verecek miydi? Ayrýca devlet dediðin, insanlardan tamamen soyutlanmýþ ayrý bir yaþam formu muydu? Onu harekete getiren toplum ya da bir takým ayrýcalýklý insan teþekkülleri deðil miydi? Onlara, kendilerine bu hakký kimin verdiði sorulduðunda ne söyleyeceklerdi? Kilise otoritesini yýkmýþ, Tanrý'yý kendilerince öldürmüþlerdi. Yine de yaðmayý açýktan açýða savunacak dürüstlüðe sahip deðildiler. Kendilerine “medeni toplum” diyorlardý. Ama cevabý da buldular. Diyeceklerdi ki; yalnýzca güçlüler ayakta kalýr. Zayýf olanlarsa dünya sahnesinden çekilmek zorundadýr. Tabiat böyle emreder. Biz yalnýzca bu buyruða riayet eden masumlarýz!
Ýþte yeryüzünün bugünkü hakimlerinin nasýl bir düþünce tarzýna sahip olduklarý apaçýk ortadadýr. Kendilerince idealize ettikleri ve evrensel bir deðer olarak sunduklarý o büyük ideal “demokrasi” bile, bambaþka bir amaca hizmet eden bir vasýta olmaktan öteye geçememektedir. Halbuki bir ideal böyle mi olur?
“Ülküler, çerçevelerini belirleyen çizgilerden yoksundur, soyuttur, rüyalarla belirir ve rüyalarý uyandýrýrlar. Bir ülkünün hayalperestlere vaadettiði tek þey, sýradýþýlýk, üst-benliktir. Asla zevk ve safa deðil; huzur bile deðil...”
Gözardý edilen husus þudur ki egemenlik insanlýðýn elinde olmalýdýr ancak bütün iradeye hükmedecek kabiliyet ancak filozoflarda, uzmanlarda vardýr. Kendi alanýnda en ileri gitmiþ pozitif ve sosyal ilimlerin mensuplarýndan oluþacak “aktif bir senato düzeni” yürütmeyi oluþturmalýdýr. Bunlar evrenin bütününe yayýlan eþit ve adil bir yarýþma neticesinde kendiliklerinden senatoya dahil olmaya hak kazanacaklardýr. Bu yüzden eðitim-öðretim konusu en baþtan ele alýnmalý, bütün zamanlara ve mekanlara hitap edecek þekilde bir sistem kurulmalý ve herkese eþit þartlarda okumak imkaný yaratýlmalýdýr. Yasama organýný ise insanlýk oylamayla belirleyecektir. Bu kurul, her insanda varolan evrensel aklý sistemleþtirecek, bütünüyle ortaya koyup ilkeleri belirleyecek, onu su yüzüne çýkaracak, insanlýk ruhunun kendisinde þekil bulacaðý bir organdýr. Belirlenen evrensel ilkeler ilk etapta devletler için bile küçük bir ideal dünya modeli olarak uygulanabilir ve uygulanmalýdýr da! Devletler, kendilerini cennetin harikulade bir köþesine dönüþtürebilir ve dünyaya da ahlakilik penceresinden bakabilirler. Bu sistemde mahalli görünüþlere saygý esastýr ama hakiki gaye, insanlýðý, iyiniyetli, sürekli ve yaratýcý bir üretkenliðe zorlamaktýr.
Velhasýl, dünyaya düzen getirmek isteyen; yeryüzünde bile adalet rüzgarýnýn serinliðini duyumsamak isteyen insanlýk, kendi kaderini kendi eline almalýdýr. Ýnsanlar kadar devletler de evrensel ve ahlaki deðerlerle baðlýdýr. Kendimizi ve yazgýmýzý eli silahlý kabadayýlarýn, kendilerini her nasýlsa üstün bulduklarý için diðerlerinin ölmesi gerektiðini düþünen delilerin veya sermayedarlarýn tahakkümüne býrakamayýz. Ýnsanlýk, evrensel bir mahkeme önünde kendini yargýlayabilmeli; hepimizi kapsayan temel yasalar dünya meclisine sunulmalý; insan ýrkýnýn geleceði sorunu, yeryüzünün en büyük beyinlerinin oluþturduðu tarafsýz bir senato huzurunda tartýþýlmalýdýr. Bu senato, kendi alanýnda en derin ilim ve bilim adamlarýndan oluþacak, geleceðin dünyasý ve genel iyilik için projeler üretecek etkin bir kuruldur. Beyinlerin ittifaký, insan ýrkýnýn potansiyelini bugüne deðin hiç olmadýðý kadar ortaya koyacak ve hem evrenin hem insanýn gizemlerini bir bir ortaya dökecektir. Evrendeki herþey dirlik ve birliðin soyut bir temsili gibiyken dünyamýzdaki baþýbozukluk, vahþet, cehalet ve kaos mantýki temelden bütünüyle yoksundur. Böylesine özel bir türün egemen olduðu bu dünyanýn, nasýl olur da böyle yaralý ve ucube bir görüntüsü olur, akýl almýyor!
(Devamý gelecek)...

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Bugün o serinliðin hayali var sadece
Gönderen: Taner / , Türkiye
18 Temmuz 2010
'Velhasýl, dünyaya düzen getirmek isteyen; yeryüzünde bile adalet rüzgarýnýn serinliðini duyumsamak isteyen insanlýk, kendi kaderini kendi eline almalýdýr.' demiþsiniz. Evet bu düzeni kurmak için o bahsettiðiniz ülkelere demokrasi getirme bahanesiyle saldýranlarýn ve o ülkelerini içinde olupta geri býraktýran iþbirlikçileri yargýlamak gerekir. Peki bu adalet hangi güç tarafýndan saðlanacak. iþte burada milletlerin ve inanýþlarýn temelinde deðil, insan temelinde bakarak emek sermaye çeliþkisini irdelemek gerekiyor. gerekmekten ziyade zorunluluktur. emeði sömüren ve kendi adaletsiz sistemini halklara dayatan sermaye karþýsýnda emekçiler beyin yada bedensel efor harcayanlar topyekün davranmak zorundadýr.

:: Teþekkür ederim Hulki Bey...
Gönderen: Umut Salih Tiryakioðlu / , Türkiye
3 Temmuz 2010
Esasýnda ben bu olasýlýklarýn içerisinde belki henüz algýlayamadýðýmýz ama büyük ve beyaz bir projenin geçerliliði fikrini daha çok benimsiyorum. Her ne kadar bu kurguda þeytanýn parmaðýnýn olduðu yadsýnamasa da... Belki de, böyle hissetmek nisbeten daha iç rahatlatýcý göründüðü için öyle düþünüyorumdur, bilemiyorum. Ama kaos ve rastlantý ürünü, Tanrý'nýn büyük projesi yahut þeytanýn oyuncaðý... Her ne olursak olalým, bu bizim insan olduðumuz gerçeðini dolayýsýyla yaratýcý, örgütleyici, düþünebilen, hissedebilen, anlamlandýrabilen, sürekli geliþme gösteren akýl sahibi varlýklar olduðumuz gerçeðini deðiþtirmeyecektir. Bu yüzden her ne sebeple bu yerde olursak olalým, bu yeri daha iyicil, zihinsel ve fiziksel gerçeklikte daha verimli bir yer haline getirmek bizlerin elindedir. Bütün kurgularýn yahut rastlantýlarýn kötücül ve þeytani planlarýný yahut temayüllerini reddetmek, kendi parýltýlý yolumuzu yaratmak bizlerin elindedir. Saygýlarýmla...

:: Ütopya ve Umut !
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
2 Temmuz 2010
Sn Tiryakioðlu, “Neden Hristiyan Deðilim?” adlý yapýtýnda Bertrand Russell içinde yaþadýðýmýz dünyanýn bir kaos ve rastlantý sonucu oluþmuþ olabileceðini, ancak, “bilerek oluþturulduysa” bunun Tanrý deðil, Þeytan iþi olmasýnýn daha güçlü bir olasýlýk olduðunu belirtir ! Ýþte o zaman belki dediðiniz gibi “böylesine özel bir türün egemen olduðu bu dünyanýn, nasýl olur da böyle yaralý ve ucube bir görüntüsü” olduðunu akýl alabilir... (!) Yazýnýzýn devamýný bekliyorum. Teþekkürler.

:: Bilmukabele...
Gönderen: Umut Salih Tiryakioðlu / , Türkiye
27 Haziran 2010
Teveccühünüz sayýn hocam, ben teþekkür ediyorum, saygýlarýmla...

:: ***
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
27 Haziran 2010
Bu deðerli çalýþmayý bizlerle paylaþtýðýnýz için teþekkür ediyorum.Oldukça faydalandýðýmý söyleyebilirim.Saygýlarýmla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn tüze felsefesi (hukuk) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Adalet Üzerine - 4 (Ýnsanlýðýn Þafaðý)
Adalet Üzerine (Hukuk Ekolleri Ýçerisinde Tabii Hukuk Doktrini'nin Ýdealist Duruþu ve Evrensel Bir Sistem Arayýþý)...
Adalet Üzerine...

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ölüm Üzerine - 1
Beyinde Felsefi Bir Serüven...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Beyit [Þiir]
Bütün Sanatçýlarý Susturun [Þiir]
Sen Gitme [Þiir]
Allah'ý Bulmak [Þiir]
Türk Milletinin Evlatlarýna... [Þiir]
Þairin Hayatý [Þiir]
Biz... [Þiir]
Kýtalar [Þiir]
Aklýmdan Geçen Bazý Þeyler [Þiir]
Ýtiraf [Þiir]


Umut Salih Tiryakioðlu kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
..


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Umut Salih Tiryakioðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.