..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsandaki gerçek güzelliði ancak yaþlandýkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > S.Deniz hamutcuoðlu




1 Nisan 2010
Buharlaþan Gerçek  
S.Deniz hamutcuoðlu
Çok kýsa boylu-belki bu, onu doktor olmaya itmiþti-, kalýn çerçeveli gözlüklü-belki hastasýyla göz temasý sýrasýnda hissettiklerini gizlemesi içindi-, büyük bir titizlikle düzenlenmiþ odasý-tüm daðýnýk yaþayan delilere ne kadar 'akýllý' bir birey olduðunu dolayýsýyla onlarýn yaþamýný da düzenleyebileceðini göstermek içindi- olan bir laborant vardý karþýmda. Ha unutmadan baþlangýçta onu oldukça heybetli bir kiþi olarak algýlamýþtým. Eee tüm sýkýntýlarýmý giderecek kiþi heybetli olmalýydý. Boyunun kýsa olduðunu ''geçmiþ olsun'' diyerek beni uðurladýðýnda fark ettim. Yumuþak bir ses tonuyla bana yöneldi: “Evet, þikâyetiniz?” “Þeyy... Sýkýlýyorum. Çoðu zaman kendimi Gregor Samsa gibi hissediyorum. Sanki ben Gregor Samsa’yým ya da herkes...


:BAII:

BUHARLAÞAN GERÇEK

Sevgilisinin koynunda uyumak için iþe gitmekten vazgeçen kaç kiþi vardýr bilmem ama varsa böyle birisi ya çýldýrmýþ olmalýdýr ya da gerçeðin sýrrýna varmýþ. Belki de birisi olmadan diðeri olmuyor zaten.

Evet, ben sürekli sýkýlan biriyim. Ýþten, duygulanmaktan, düþünmekten, tüm olup bitenlerin nedenlerini aramaktan oldukça sýkýlýrým. Yine sýkýlarak uyandýðým bir sabah iþe gitmekten vazgeçtim. Bu vazgeçiþ paradan da vazgeçtiðimin en önemli göstergesidir zaten. Neden bu kadar sýkýlýyorum diye düþünmekten sýkýldýðým bir an da doktora gitmeye karar verdim.

Çok kýsa boylu-belki bu, onu doktor olmaya itmiþti-, kalýn çerçeveli gözlüklü-belki hastasýyla göz temasý sýrasýnda hissettiklerini gizlemesi içindi-, büyük bir titizlikle düzenlenmiþ odasý-tüm daðýnýk yaþayan delilere ne kadar 'akýllý' bir birey olduðunu dolayýsýyla onlarýn yaþamýný da düzenleyebileceðini göstermek içindi- olan bir laborant vardý karþýmda. Ha unutmadan baþlangýçta onu oldukça heybetli bir kiþi olarak algýlamýþtým. Eee tüm sýkýntýlarýmý giderecek kiþi heybetli olmalýydý. Boyunun kýsa olduðunu ''geçmiþ olsun'' diyerek beni uðurladýðýnda fark ettim.

Yumuþak bir ses tonuyla bana yöneldi:
“Evet, þikâyetiniz?”
“Þeyy... Sýkýlýyorum. Çoðu zaman kendimi Gregor Samsa gibi hissediyorum. Sanki ben Gregor Samsa’yým ya da herkes...
“Hýmmm... Gregor .”
Profesör derin düþüncelere dalmýþtý. Sanýrým Gregor Samsa'nýn kim olduðunu düþünüyordu. Benim Batýlý bir arkadaþým olabilirdi. Benim zavallý halime bakýlýrsa çok zengin biriydi ve ben ona öykünüyor, özdeþim kuruyordum. Ýhtiþamlý bir hayata sahip olmayý, paranýn verdiði güçle birinci sýnýf markalarýn etiketlerini taþýyan takým elbiseler giyerek, daracýk pantolonunun ceplerinden birine elini sýkýþtýrýp dimdik yürümeyi, kim istemez? Görenler ;''Þu kalantora bakýn. Ýnsanlarý ezdikçe büyüyor, kendini bir þey zannediyor.'' deseler de onun gibi biri olmak için tüm hayatlarýný satýlýða çýkarabilirlerdi.

Ama baþka bir olasýlýk daha vardý. Gregor Samsa, hayal dünyamda yarattýðým þizofrenik bir tasarýmdý.'' O da kim? '' diye sormaya çekiniyordu. Ya çok muhterem bir kiþi, bir sanat üstadýysa? Hasta karþýsýnda küçük düþmek, cahilmiþ gibi algýlanmak hastanýn tüm güvenini sarsabilirdi. En iyisi küçümsemeyle karýþýk ironik bir gülümsemeyle ''Gregor da kim?'' diye sormalýydý. Hani gerektiðinde ben biliyorum da bakalým sen ne diyeceksin anlamý taþýrdý bu.

“Hýmmm Gregor da kim?”
“Kafka’nýn ‘Dönüþüm’ romanýndaki bir karakterin adýdýr. Bir sabah uyandýðýnda kendini böceðe dönüþmüþ hisseder. Sýrtüstü dönmüþtür. Debelenip durur bir türlü doðrulamaz.
“Sabahlarý uyanýrken zorlanýyor musunuz?”
“Çoðunlukla. Ancak bunu demek istemedim. Demek istiyorum ki ....”
Profesör teknik sorularý sýraladý:
“Yaþýnýz kaç?”
“Kýrk bir”
“Mesleðiniz?”
“Bilgisayar programcýsýyým.”
“Evli misiniz?”
“Hayýr”
“Boþandýnýz mý?”
“ Hayýr. Hiç evlenmedim.”

Profesör bir yandan not alýrken, bir yandan çalan telefona yöneldi. Sýkýntýlarýmý bir an önce hafifletsin diye son çýrpýnýþla yöneldiðim doktor, sanki ben orada hiç yokmuþum gibi derin bir sohbete daldý.

Yaþým kýrk birdi. Ancak bunca yýllýk insanlýk tarihinde ne kýrk birler gelip geçmiþti. Benim kýrk bir yaþýnda olmamým hiç önemi yoktu. Zaten önceki kýrk yýl üç yüz altmýþ dört günü hiç hatýrlamaz ki bu yaþta olanlar. Bu algý, tüm yaþ dönemlerinde olan birçoklarý için geçerli. Bazen uyumaya çalýþtýðýmda çocukluðumdan bu yaþýma kadar ki tüm olaylar evet abartmýyorum tüm olaylar birbirine karýþarak düþüncelerimi kodese sokardý. O zamanlar sanki hiç bedenim yokmuþ, sadece düþünceden ibaretmiþim gibi algýlardým kendimi. Düþüncelerin cisimsel olmadýðýný kim söylemiþ? Tonlarca aðýrlýk içerir onlar. Ah! Bunu bir ben bilirim. Ýþte bu sancýlý gecelerde geçmiþimi hatýrlardým.

Otuz dokuz yaþýmdayken kýrk olmak düþüncesi beni çok korkutmuþtu. Sanki otuz sekizden otuz dokuza geçiþ çok önemli deðil de otuz dokuzdan kýrka geçiþ, on yýl zaman atýlýmýna sokuyor gibidir. O günlerde yirmi üç yaþýnda gece saçlý, umut bakýþlý ve neþeli bir bedeni olan bir genç kýz çok büyülemiþti beni. Onun yanýnda kendimi yirmili yaþlarda hissederdim. O yaþam enerjisini bana taþýr. Ben de hala bir genç kýza mutluluk verebiliyorum diye kendimi mutlu hissederdim. Ömrüme ömür katardý. Hem eþ dost kýskanýrdý. Ama mutluluðum fazla sürmedi. Ahbaplarýmýn arasýndayken çok mutluydum. Herkes kýzcaðýzla ilgileniyor. Böyle bir genç kýzýn insana ne mutluluklar yaþatacaðýný hayal ederek bana da saygý duyuyordu. Bazen ona dokunuþumda ölümü hatýrlýyor, caným yanýyor daha da çok yaþamak istiyordum. Ama... Onun üniversiteden arkadaþlarýnýn yanýndayken yaþadýðým trajedi... Evet, tam bir trajediydi. Ýþte o zaman kendimi seksenine gelmiþ, yaþamdan ümidini kesmiþ ve deneyimlerini gençlere aktaran bir bunak gibi hissediyordum. Hele o saçma sapan espriler... Herkes gülüþürken ben ne yapabilirdim? Neden sýradan þeylere bu kadar çok gülüyorlar? Ben gençken bu kadar sýð mýydým? Neden onlara uyum saðlamak için bir kahkaha fýrlattýðýmda onlar susmuþ oluyor ve benim kahkaham tavanda asýlý kalýyordu?

Sonra yirmi üç yaþ nedir ki tarih içerisinde. Aramýzda kaç yaþ var? On altý. Ben seksen iki yaþýmda olduðumda o altmýþ altý yaþýnda olacak. Gençlik kimde kalmýþ? Bunlarý düþünürken bir yandan gülüþler arasýnda ''Tuvalete gideceðim.'' diye ayrýldým. Bir daha geri dönmedim. Kahkahamý tavandan indirmeye çalýþan birisi çýkmýþ mýdýr? Zannetmiyorum.

Eve vardýktan bir saat sonra kapý çaldý. Eþyalarýný toplamýþ bana gelmiþti. Uzun süre saçlarýný okþadým, gözyaþlarýný geceye katarak. Ardýndan uzun uzun seviþtik. Böyle anlamsýz kaçýþlardan sonra insan yeniden âþýk olmuþ gibi seviþir. Hemen o çok sevdiði arkadaþlarýyla görüþmemesini istediðimi söyledim. Çünkü ancak bir aptal, cinsel tatmin bulmakla, kadýnýn bedenine sahip olmakla ona sahip olduðunu zannedebilir. Ben, benim için, sevdiði þeylerden vazgeçerse gerçekten sevdiðini anlayabilirdim. Ona herkesin arasýnda aþkýn tutunamayacaðýný söyledim. Karanlýk olduðu için deðerli olan birinin ötekiler tarafýndan açýða çýkartýlmasý aþký öldürür. Baþkalarýnýn sözcükleri aþký olsa olsa çürütür. Herkesin hakkýnda her þeyi bildiði bir ortamda aþk olanaksýz olur.

Günler sonra evin her yerinde onunla karþýlaþmaktan sýkýldým. Bu dünyada özel bir yerimin olmamasý beni sýkýyordu. Âþýk olmak karanlýðýmý yok etmiyordu. Zihnim her zamanki gibi karýþýktý. Yaþamýn karmaþýklýðýnýn içinden çýkamayanlar durmadan âþýk olur. Bu, en kestirme yoldur. Her þeye raðmen bu yolda devam etmeliyim.

Neyse... Gerçek aþk yeryüzünde sonuçlanmadýðýna göre kendimi âþýkmýþ gibi hissetmekten baþka çarem yoktur. Sevgiliye sarýlýp uyumak; ölüme, akla meydan okumaktýr.

Mesleðime gelince... Hayatýný planlayamayan benim gibi insanlar bilgisayarda program yapmaya bayýlýr. Akþam bir yere gitmeyi planlamýþ, kendime bir plan çizmiþ olsam bile bilgisayar programýmý yetiþtirme gayretim yüzünden eyleme geçmezdim. Ancak ben tamamladýðým her programda kendimi daha akýllý, koca bir dünyanýn yasalarýný keþfeden bir bilim adamý gibi hissederdim. Bazen kendimi öyle kaptýrýrdým ki birden kübiðin dýþýndan gelen seslerden irkilir bir an bilgisayarýn içinden dünyaya fýrlatýlmýþ gibi hissederdim kendimi. Ama dedim ya akýllý bir adamým. Hemen durumun farkýna varýr, varlýðýmdan ve dýþ dünyanýn gerçekliðinden þüphe etmeye bir son verirdim.

Profesörün teþhisine yardýmcý olmak için iþimin çok yorucu olduðunu söylemeliydim. Ama bana ‘'Kendinize vakit ayýrýn. Doðayla baþ baþa kalýn. Yürüyüþ yapýn.'' türünden cümleler sýralayacaðýndan kaygýlandýðým için söylemekten vazgeçtim.

Evlimiymiþim? Evlenmedim, evlenmeyeceðim iþte. Ortak bir þeyleri olmayanlarýn ortaklýðý deðil midir evlilik? Neden evleneyim ki? Arabamýn sürücü koltuðunun yanýndaki koltuk boþ kalmasýn, daimi bir sakini olsun diye mi? Kadýnlarýn üreme arzusunu tatmin etmeye yönelik bir damýzlýk olayým da dünyanýn boktan gidiþine etkin bir katýlýmda bulunayým böylece sorumluluk duygusunun altýnda ezilip patronuma peþkeþ çekeyim diye mi? Ölene kadar çalýþýp bir ev alayým çocuðum rahat etsin diye. Çocuk büyüyünce o ev eskisin, deðerden düþsün, modasý geçsin. O da çocuðu rahat etsin diye ev edinmek için çalýþsýn.

Dýþarýda bekleyen çok hasta vardý. Profesör hýzla þunlarý sýraladý:
“Uyku düzeniniz bozuktu deðil mi?”
“Evet, biraz.”
“Yaþam tatsýz, anlamsýz geliyor?”
“Çoðu zaman.”
“Dikkatinizi iþinize veremiyorsunuz.”
“Aksine çok kaptýrýyorum”
“Tabi, bazen de öyle olur. Çünkü basit bir iþ, zihninizde karmaþýklaþýr. Sözüm ona o karmaþýklýðý çözmek için vaktinizin büyük bir bölümü boþuna harcanýr.”
Profesör o kadar emin sormuþtu ki sorularý,''hayýr'' diye yanýtlamak olanaksýzdý.
“Size bir antidepresan yazýyorum.”
Anlaþmalý olduðu ilaç þirketi hangisiyse ona göre bir ilaç yazacaktý. Aslýnda bu teþhis beni üzdü. Adamakýllý deli olmak isterdim. Deli; deli olma korkusuna son vermiþ, alternatif bir yaþam oluþturmuþ kiþidir.
“Ýyi günler, geçmiþ olsun.”
“Saðolun.”

Profesör benim oyalanmamý engellemek amacýyla, hemen beni kapýya kadar uðurlamaya yöneldi.

Eve doðru giderken psikiyatri biliminin ve modern toplumlarýn deliliði yarattýðýný düþündüm. Modern toplumlar delileri “orada” diye gösterebilmeliydiler ki: kendilerinin ne kadar akýllý olduklarý anlaþýlsýn. Nietzsche’nin mi yoksa onun dýþýnda kalanlarýn mý deli olduðunu, Woolf’un deli olmasa Dalgalar’ý yazamayacaðýný düþündüm. Ýyi ki deliler var; yoksa hayat çekilmez olurdu. Tüm bunlarý ve baþka birçok þeyi düþünürken zihnime yüzlerce ses üþüþtü. Dayanýlmaz bir korku içerisindeydim. Takip ediliyordum. Hem de birçok kiþi tarafýndan. Üstelik her atlattýðým kiþi diðerine telsizden izimi kaybettiðini söylüyor, bu defa yeni birisi takip etme iþini devralýyordu. Bir þeyler yapmalýydým. Hýzla koþmaya baþladým. Nefes nefesiydim. Apartmanýn giriþinde arkama baktýðýmda kimse yoktu. Yüzlerce düþüncenin arasýnda profesörün gerçek bir doktor olmadýðýný, þirketle baðlantýlý birinin doktormuþ gibi rol yaptýðýný düþündüm. Ýlaç, iþe gitmem içindi. Hiçbir zaman kurtulamayacaktým, ajanlar peþimi býrakmayacaktý. Programlarý ben yapmýþtým. Her þeyi biliyordum. Kapýda çakmaðýmý çýkararak reçeteyi yaktým. Eve vardýðýmda o, çay demlemiþti. Ona hiçbir þey anlatamazdým. Öyle karmaþýk baðlantýlar vardý ki! Onun için bir çýkmaz sokaða girmek ya da labirentte kaybolmak ile ayný þeydi bu baðlantýlarý çözmeye çalýþmak. Daha çok genç ve masumdu. ”Yorgunum” diyerek yatak odasýna daldým. Uyuyamazsam yarýn gidip adýný ezberlediðim o ilacý alacaðým. Tabi o zamana kadar baþýma bir þey gelmezse... Hem telefon açýp reçeteyi kaybettiðimi söylerim, eðer oradaysa. Deðilse onun doktor olmadýðýndan emin olurum. Ya oradaysa...





S.DENÝZ HAMUTCUOÐLU

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: yaprak döker bir yanýmýz bir yanýmýz bahar bahçe
Gönderen: Arzu Kulaç Sevimli / , Türkiye
2 Nisan 2010
kaleminize emðinize saðlýk sayýn hocam ... Tekrar tekrar zevkle okudum.

:: Güzel bir deneme...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
2 Nisan 2010
Bir düþünür doktorlar için diyor ya "baþarýlarýný güneþ parlatýr,baþarýsýzlýklarýný ise toprak örter."Delinin biri akýl hastanesinin duvarýna týrmanmýþ etrafý seyrediyor.Dýþarýdaki bir adam deliye seslenmiþ:"Hey,içerdekiler siz kaç kiþisiniz?"diye.Deli de "Peki dýþardakiler ya siz kaç kiþisiniz?" demiþ.Kimin kimi deli olarak görmesi gerektiði tartýþmalý olsa gerek.Bütün bu yazdýklarýnýn konu ile alakasý nedir,diye sorarsanýz:Hiiiçç.Konu "deliler" olunca dayanamadým.Paylaþým için teþekkürler.Saygýlarýmla...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Trafik Kazasý
Zeynep
Ayrýlýþ
Acta Non Verba!

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sonsuza Dek

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ölüm [Deneme]


S.Deniz hamutcuoðlu kimdir?

1 Mart 1972 doðumlu

Etkilendiði Yazarlar:
Sevdiði yazarlar;Goethe, Marquez, Dostoyevski,Cortazar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © S.Deniz hamutcuoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.