Hayatým boyunca hep sebzelerin ve meyvelerin fiyatlarýný öðrendim. Eve bugün ne götüreceðimin hesabýný yaptým hep. Ekmek parasýný kazanmak, bir engellinin tekerlekli sandalyeyle yarýþ kazanmasý gibi zor oldu benim için. Bu yüzden zenginlerin yarýþ arabasý tutkusu gibi hobilerim hiç olmadý. Tek derdim pedikürlü ayak sahiplerinin Bebek sahilinde çaylarýný yudumlarken otobüse yetiþmek oldu. Koþturmak ekmek parasý peþinde koþanlarýn karakteristik bir özelliðidir zaten. Çabam çocuklarýmýn ve eþimin var olma nedeni oldu. Bazýlarý için yatla gezmek, seyahatlere çýkmak da ayný tanýma girer. Hatta hayat kadýnlarý da namusuyla ekmek parasý kazanmak peþinde olduklarýný söylerler. Hýrsýzýn çaldýðý, iþadamýnýn hortumladýðý da ekmek parasýdýr. Oðlunu Irak'a gönderen annenin umrunda deðildir çocuðunun öldüreceði insan sayýsý. Ne ülkesi umrundadýr ne de Irak. Çünkü çocuðu ekmek parasýnýn peþindedir ve o parayla oðlu veya kýzý evlenecektir. Hayat bir savaþ deðil mi zaten. Ekmek parasý kazanmak için savaþ vermiyor mu herkes. Bazen altmýþ yaþýndaki amca için þehirlerarasý otobüste muavinlik yapma sebebidir. Ekmek parasý için herkes bir yol tutturmuþ gider. Kimi eðri eðri kimi dümdüz gider. Kimi kestirmeden kimi kýsa yoldan ekmek parasýnýn peþine düþer. Hayatým boyunca bir pýrlantanýn kaç karat olduðunu sormadým hiç. Pýrlantanýn elmastan daha deðerli olduðunu sonradan öðrendim bir hasbanýn aðzýndan. Dudaklarý dolma gibi olan hasba bana yine açlýðýmý hatýrlattý. Seviþme güdüm gitti aklýma çocuklarým geldi. Þimdi onlar açtýrlar dedim. Eve sebze ve meyve götürdüm yine. Hasba kötü bir aný gibi arkamda kaldý. Kimilerine göre hayatýn anlamý kimilerine göre boþ kavramdýr ekmek parasý... Öðretmenin, doktorun, simitçinin, kahvecinin hayatýnýn anlamýdýr. Doðduðu gibi hazýra konanlarýn, hortumcularýn, patronlarýn güvercinlere kýrýntý olarak düþündüðüdür ekmek parasý. Devlet namusuyla insanlara iþ bulmak zorundadýr ve devlet emekçiden yana olmalýdýr. Eðer bir devlet emeðe saygý duymazsa adaleti saðlayamaz. Ülke çalanlarýn çýrpanlarýn ülkesi olur. Böyle kaldýðý sürece de yýkýlýr. Devlet yýkýlmak istemiyorsa ahlak felsefesine sahip olmadýr. Ahlak felsefesi ise þudur: Ahlak iki kiþi arasýndaki iliþkidir. Ýnsan emeðinin karþýlýðýný ister bu bir menfaattir. Menfaat gelecekle ilgilidir. Eðer iki insanýn iliþkisi gelecekte kimseye zarar vermeyecekse gayet ahlaklýdýr. Bu bireyle devlet arasýndaki iliþki için de geçerlidir. Fakat iliþkilerde yararlanmak varsa, bu ahlak dýþýdýr. Neyin menfaat neyin yararlanmak olduðunu kimse bilemez. Bu yüzden kanunlar insaný diðer bir insanýn vicdanýna býrakmamalýdýr. Ýnsan ne toplumdan ne devletten ne de karþýsýndaki kiþiden faydalanmaya çalýþmamalýdýr. Baþkasýndan faydalanmaya çalýþmak namussuzluk olduðu gibi en büyük ahlaksýzlýktýr da.