..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlýðýn hangi filizi köreltilmek istenmiþse, tersine o filiz daha gür büyümüþtür. -Freud
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Varoluþçuluk > Orhan Civelek




16 Þubat 2010
Dilemma 6. 45  
Orhan Civelek
Ýçsel bir kavga. Ýkilem ve tereddüt olarak bireyin zihninde vücut bulmuþ bir kavga. Öyle ki, gündelik ve küçük bir detaymýþ gibi görünen bu kavga, çoktan Mr. Ticktock'un yaþam konsepti haline gelmiþtir.


:BEAJ:
Beep BEEP beep BEEP...

Telefonunun alarmý çalmaktadýr artýp azalarak, saat sabah 6.45’i gösterirken.

Sesin artýp azalmasý arasýnda uykusuyla cebelleþen, uyanmakla uyumaya devam etmek arasý savaþlarýndan birini daha yaþayan Mr. Ticktock, aniden gözlerini açtý bir galibiyet havasýyla. Çok geçmeden bakýþlarýndaki muzaffer ifade, karanlýk odada ýþýðý yanýp sönen cep telefonunu görünce yok oluverdi. Zira gece yatmadan önce telefonu uzanamayacaðý bir yere koyan bilinç, sabahýn bu soðuk karanlýðýnda çok ama çok uzaktadýr ve iþine bugün de geç kalmayý tolere edebilecek kývama çoktan gelmiþtir.

"Ne var caným" dedi Mr. Ticktock. Nasýl olsa eþek gibi çalýþtýrmýyor muydu adi patronu onu? Fazladan bir yarým saat kestirmek onun en doðal hakký deðil miydi?

Hem zaten Mr. Ticktock’un sabah gecikmeleri için patrona sunduðu ya da sunmayý planladýðý güvenilir ve kalabalýk bir mazeret listesi de vardý. Banka iþleri, fatura ödemeleri, vs vs.. Bütün bunlarýn muhasebesini saniyeler mertebesinde yaptý bitirdi. Nasýl olsa bu düzenbazlýða alýþan vicdanýyla hesaplaþýp kendini aklayacaðýndan emindi. Geriye halledilmesi gereken tek bir sorun kalýyordu, o da artýp azalan çýðlýðýyla onun iþine gitmesi gerektiðini hatýrlatan lanet telefonu susturmaktý.

Gel gör ki, gene her zamanki hadiseyle karþý karþýyaydý Mr. Ticktock. Telefon gene çok uzaktaydý ve uyumaya devam etmek için yapmasý gereken þey çok basitti; kalkýp telefonu koyduðu, odanýn diðer ucundaki sehpaya kadar yürümesi gerekiyordu. Ve ciyak ciyak öten telefonun herhangi bir tuþuna basmasý, ekstradan sessiz bir on dakida demekti. Sonrasý ise kolay, telefonu yanýna alýp birkaç erteleme daha yaptýktan sonra kalkýp iþine gidecekti. Ne var ki, o sýmsýcak uyku kokan yataktan kalkýp buz kesmiþ odada iki adým atmanýn, uykudaki lezzetin bir daha geri gelmemek üzere kaybolmasý demek olduðunu çok iyi biliyordu. Týpký yaþamýndaki geride kalmýþ bütün güzelliklerin gidip bir daha dönmediði gibi.

Deðiþen hiçbir þey yok bu savaþlarýn dýþýnda. Uykuda ve uyanýk veya her ikisi de.
     
Emin olamama... Çalan telefona karþý pes edip uyansa ve iþe gitmek üzere hazýrlansa mý; yoksa direnip zil sesine, yatakta, kafasýný yastýðýn altýna geçirip uyumaya mý çalýþsa? Acaba hangi seçenek daha az kötü olandý, buna bir türlü karar veremiyordu iþte. Ýki ucu boklu deðnek bu olsa gerekti.

Birden, içinde bulunduðu anýn, bu cebelleþmenin, nasýl da hayatýnýn tümünü özetleyen bir numunelik olduðunu fark etti. Ve derhal kendisini böylesine ezik hissettiði anlarda her zaman yaptýðý gibi, seyretmekten en fazla haz aldýðý görüntüyü aklýna getirmeye çalýþtý. Bu ne uçsuz bucaksýz engin bir deniz, ne de bir Van Gogh tablosunu andýran geniþ bir çiçek tarlasýydý. Mr. Ticktock, en çok okul bahçesinde koþuþturan çocuklarý bir kenara geçip seyretmeyi, onlarýn gamsýz tasasýz koþuþuturmalarýný, yere düþüp ve yeniden kalkarak koþmaya devam etmelerini, ve bütün bunlar esnasýnda ortaya çýkan o saf çocuk gürültüsünü iþitmeyi çok ama çok seviyordu. Bütün gün öylece oturup seyredebilecek kadar çok sevdiði bu manzara, içinin tarifsiz bir huzurla dolmasýna yetiyordu.

Nitekim öyle de oldu, o huzursuz ikilemin yarattýðý gerginlik yavaþ yavaþ kayboldu, ve Mr. Ticktock kendini daha iyi hissetmenin farkýndalýðýyla, suratýnda sakin bir gülümseme olduðu halde yataðýnda sýrt üstü uzanmaya devam etti. “Neden yaþamýnýn büyük bir çoðunluðunda mutsuz ve umutsuzdu?” “Hayatýn geri kalaný da böyle mi devam edecekti?” ve “Nasýl oluyor da okul bahçesinde koþuþturup oynayan çocuklarý seyretmek onun bütün bu sýkýntýlarý unutmasýna yetiyordu?”. Buna benzer bir çok “neden” ve “nasýl” gelebilirdi Mr. Ticktock’un aklýna. Ama o bunlara kafa yormak yerine, zihninde yarattýðý manzaranýn keyfini çýkarmayý yeðledi. Rahatladý... Ta ki anlam vermediði bir nedenden dolayý çocuklarýn kümeler halinde bahçeden okul binasýna doðru ilerlemeye baþladýklarýný farkedene kadar. Çocuklar üçer beþer azalýrken, çýkardýklarý pür neþeli gürültüde daha zor duyulacak þekilde uzaklaþýyordu. Mr. Ticktock buna engel olmak istedi istemesine, -nihayetinde bu onun kurguladýðý bir görüntü deðil miydi hem-, ama mümkün olmadý ve teneffüsün bittiðini ilan eden okul zilini farketti birden. Bahçenin bomboþ ve sessiz kalmasýna sebep olan okul ziline okkalý bir küfür etti!

“Lanet zili neden çalarlar ki, bu kadar kýsa teneffüs mü olur hem. 5-10 dakika daha oynamalarýný çok görüyorlar yavrucaklara ve bu büyük bir haksýzlýk.” diye söylendi okul zili adeta kulaklarýnda çýnlarken.

Beep BEEP beep BEEP...

“Off, kahretsin!”

Telefonunun alarmý çalmaktadýr artýp azalarak, saat sabah 6.45’i gösterirken. Mr. Ticktock çalan telefon alarmýna da içinden bir küfür savurdu ve her gün kalktýðý saatte yataðýndan fýrlayýp, iþe gitmek üzere hazýrlanmaya baþladý.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Ayný mekanda benzer sýkýntýlar...
Gönderen: Bahadýr Damatoðlu / , Türkiye
29 Ocak 2011
Tarzýmýz birbirimizden çok farklý olsa da, benzer dertleri yaþayan birini görmek ilginç... Dün bu siteye üye oldum ve yazdýðým iki yazýdan birinin konusu Mr Ticktock'un yaþadýklarýnýn aynýsý. Buna bi çözüm bulmalý dostum. Ýnsanlarý uykularýný bölmek zorunda býrakmak zulüm, insanlýk ayýbý... Saygýlar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Orhan Civelek kimdir?

Kýsa öykü okumayý ve arada sýrada birþeyler yazmayý seviyorum. Hepsi budur. ohranc@gmail. com

Etkilendiði Yazarlar:
Paul Auster, Orhan Pamuk, John Fowles


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Orhan Civelek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.