Birçok gazetede sýrf yer doldurmak için köþe ayrýlmýþ yazarlar var. Bir gazetede adýný Dilek olarak belirtmiþ bir yazar var. ‘’Erkekler soðuyor mu’’ baþlýklý yazýsý dikkatimi çekti ve okudum. Baþtan söyleyeyim, ben her tür yazýyý okur ve olup bitenler hakkýnda bilgi sahibi olmak isterim. Bu yazarýn ele aldýðý konuda bazý eleþtirilerim var. Dilek haným bir tez sunduðunu ve bunu saðlam kaynaklara dayandýrdýðýný yazýyor. Bilimsel bir sunuþ gibi vermeye çalýþmýþ.

Bu tür yazýlardan oluþan bir gazeteyi bazen bir oturuþta tek baþýma yazabileceðimi düþünüyorum. O kadar boþ þeyler ki acaba yazacak konu mu bulamýyorlar. Burada erkeklerin sorunlarýna çözüm bulacak tezleri tespit etmeye falan kalkýþmayacaðým. Daha temel sorunlarýn etkisi altýndaki bu tip konular iþlenmek için ikinci sýrada gelir. Yazar, son bölümde ‘’bunun temel sebeplerini de yazayým mý acaba? ‘’diye bir cümle eklemiþ keþke bildiði bir þeyler varsa onlarý yazsaydý. Belki bir þeyler öðrenebilirdik ondan. Baþta da söyledim ya amaç bir þeyler vermek deðil de sayfa doldurmak olunca böyle þeylerle karþýlaþýyoruz.

Üretim iliþkileri toplumun alt yapýsýný oluþturur. Üst yapý yani toplumun kültürel yapýsý alt yapýya baðýmlýdýr. Günümüzdeki insanýn durumu ekonomik özgürlüðünü kazanmasýna baðlý olup yeterli deðildir. Temel çeliþkimiz olan emek - sermaye arasýnda doðru yerde doðru yazýlarý yazmak amaç olmalýdýr. Kadýný reklâm aracý olarak, meta olarak gören tarafta mý? Yoksa istençlerinden baðýmsýz olarak kendini bulduðu koþullarda çeliþkisini görüp özgürlükler için mücadele veren tarafta mý olacaksýnýz?

Toplumsal yaþamýmýzdaki insaný etkileyen, kapitalist üretim tarzýnýn kadýna bakýþ açýsý nedir? Pratikte inceleyin. Mesela kadýn vücudunun reklâm aracý olarak kullanýlýyor. Yani kadýn araç olarak görülüyor. Kadýna bakýþ açýsý metalaþmýþ. Diðer tarafta erkek skor peþinde koþuyor, skor yapamadýðýnda da belki de cinsellikten soðuyor olabilir.

Yazarýn örnek gösterdiði Angelika Jolie benim favorimdir bunu da anti parantez belirtmek isterim. Geçmiþ dönemlerde görevini tamamlayan burjuva kültür günümüz toplumunun ihtiyaçlarýný karþýlayabilecek olanaklara sahip deðildir. Ýnsan önce kendini sevmeyi öðrenmeli sonra iletiþimi içersinde kendini bulmalý, insanlarý sevmeyi öðrenmeli.

Bugünün egemen ideolojisi 13 yaþýndaki bir kýz çocuðuna sarkýntýlýk yapan yaþlý bir kurdu kurtarmak için çare arayýþlarý içine girebiliyor. Ama bunlarý yazacak olan benim gibilere basýn ve yayýnda yer yok. Bu ülkede gazeteciliði layýkýyla yapan Uður Mumcular katledildi. Burjuva kültürü hiç alan býrakmadan yerini dolduruyor ama iþte nasýl? Aynen bugün gazeteleri okuduðumuzda görüyoruz.

Þakýrdayan kalemlere ya da suya sabuna dokunmayan kalemlere yer var. Ýznikli bir gazeteci Ermenilerden özür dilediði için ilçesindeki bir sokaktan adý silindi. Ýznik belediye encümenini aldýðý karardan dolayý kutluyorum. Adý silinen yazar, günümüzün en popüler gazetecilerinden biri.

Derin mevzuular deðil sosyete günlükleri:

Feminist bir köþe yazarý var, yüzüklü erkeklerden oldukça þikâyetçi. Kariyer sahibi bir olduðunu yazan bu takma isimli yazar, bir Internet sitesinin mesajlaþma bölümünde kendisiyle konuþmak isteyen bir erkeðin kendi sayfasýna eþiyle çektirdiði boy boy resimleri koymasýna içerlemiþ.

Ülkemizde iþlenecek o kadar konu var ki bunlarýn konu sýkýntýsý çekmelerine þaþýyorum. Güya gazeteciler ya.

Can Yücele Duygu Asena’nýn bir televizyon muhabbeti olmuþtu: feminist yazar Can yücele bir soru yöneltir. Bu soruda Nazým Hikmet, kartpostal þair diye nitelenir. Can Yücelin cevabý þu olur. ‘kart senin gibi karýya denir postal da orana girsin’ ben bu cümleyi tam olarak yazabilecek radikalizme sahip olamadýðýmdan biraz yumuþattým.

Feminizm maalesef kendini bilinçli addeden kadýnlarca savunuluyor. Ya da bu tip yazýlarla toplumsal eleþtiri yapýlýyor gibi gösterilip, erkeklere taþ atýlýyor. Internet’te ya da sokakta yaþanan bu tip olaylar genel sorunlarýn tali uzantýlarýdýr. Size bir köþe verilmiþse bunu doldurmaya çalýþýn.

Sayýn Aslý haným, Internetkafe çalýþtýrdýðým günlerden size bir örnek vereyim: Adamýn bir geliyor ve acayip bir sitede karþýsýnda ki boot programýyla yazýþýyor. Ýki kelime sonra -‘bana bi kere versene’ diye yazýyor. Þimdi ben de böyle þeyler yazsam bana da bir köþe verirler mi? Bence siz bunlarý býrakýn yemek tarifi falan yazýn. Ama köþenize seçtiðiniz o resim hedef kitle olarak erkekleri seçtiðinizi gösteriyor. O resimle ne yazsanýz biz erkekler tarafýndan okunur öyle mi?

Bence feminist bir yaklaþýmla güya erkekleri doðruya yöneltmeye çalýþýyorsunuz. Buyurun biraz sizleri güldüreyim: Angelika Jolie beni tanýmýþ oldaydý eminim ki yatma teklifimi kabul ederdi. Bu mümkün deðil. Çünkü o birilerine rezerve edilmiþtir. Kapitalist sistemde kadýn meta olarak görülür. Para gibi kadýn da rezerve edilir. Para nasýl ki belirli ellerde toplanýyorsa kadýn da belirli ellerde toplanýyor.

Evet Angelika Jolie kariyer sahibi biri. O kariyeri nasýl yaptýðýný zannediyordunuz kadýn kime ne vereceðini biliyor.

Bu arada belirteyim pazarcýlýkla geçimimi saðlýyorum ben de Pazarcý Belma Haným gibi. Haydi vatandaþ pazarcý Belma’da burada tezgah açtý. Kapýþan alýyor bunlarý. Sahi devam ediyor mu Sayýn M. Ali Erbil’in yarýþma yarýþma programý. Çoktandýr televizyon da izleyemiyorum. Vaktim olsa geçen sene baþladýðým romanýmý bitireeðim.

Bir toplumda yaþanan bazý gerçekler vardýr. Bunlar sokakta ya da Internet’te olabilir. Böylesine salaþ bir hal almýþ bir toplumu anlamak için tüm verileri deðerlendirmeye almak gerekiyor. Dördüncü murat bazý yasaklar koyar ve toplumun nabzýný almak için de halkýn içine girer. Bugün halkýn içine girmek oldukça kolaydýr.

Gazeteleri açýyoruz irkiliyoruz. Vuran, kýran, parçalayan, bunalan ve cinnet geçiren bazen serinkanlýlýkla planlanýp iþlenen cinayetler. Ýnsanlarýn hayatlarýndaki suç bölümleri. Bu insanlar doðduklarýnda potansiyel olarak bunu taþýyorlarmýydý? Onlarý bu yöne iten sebepler nelerdir? Son zamanlarda varlýklý bir ailenin çocuðunun yaptýðý vahþetin arkasýndan her gün yeni bir yorum yapýlarak yayýnlanýyor. Toplumda dehþetin dozu giderek artýyor. Bu hep böyleydi de gazetelerde sansür uygulandýðý için mi bu kadar yansýmýyordu acaba. Biz gerçekten böyle bir toplumun için de mi yaþýyoruz.

Bir gazetenin köþe yazarý haberlerin suyunun çýkarýldýðýndan þikayetçi. Haksýz da deðil. Bu ablama ben de katýlýyorum. Basýnýn bilinçli olarak toplum psikolojisini bozduðunu düþünüyorum. Ben yaþadýðým toplumdan þunu istiyorum. Bir þeylerin suyu çýkartýlacaðýna sonuca gidilsin. Suçlu yakalansýn ve cezasýný çeksin. Ama iþin içine Ýmkan ve para girince her taraf satýn alýnabiliniyor.

Toplumumuzda fýrsat eþitliði yok. Hak etmediði yerlerde olan insanlar böylesine rahat iken, toplumun büyük bir kesimi bir avuç insanýn altýnda ezdiriliyor. Bu mu adalet bu mu hukuk? Ayan beyan yasama, yürütme ve yargý organlarýnýn, bürokrasinin içinden insanlarýn rüþvet yediði ya da tehditlerle birilerinin isteklerini yerine getirildiðinin yazýldýðý ve çizildiði bir ortamda toplumdan ne bekleyebilirsiniz.

Varlýklý insanlarýn ellerinde olduklarý imkanlar baþkalarýnýn hayatlarýyla böylesine oynama hakkýný nasýl verir? Mümkün olan tüm zevkleri tatmýþ insalar baþkalarýný canýný öldürerek ya da öldürmekten beter ederek yakmaya ne haklarý var?

‘Saç güzelse’

Ece haným, günümüz kadýnýnýn rollerinin eskiye göre daha önemli olduðuna dem vurarak yazýsýna baþlamýþ. Reklamýný yaptýðý saç tasarýmcýsýnýn bedava kestiði saçlarýyla oldukça alýmlý görünüyor. Eh haksýz da deðil kadýn kendisiyle ilgilenmek zorunda. Kadýn kendini iyi hissetmek için bakýmlý görünmeli.

Suudi Arabistan’da kadýnlarýn yüzde 30’u saç kremi kullanýrken ülkemizde sadece yüzde 12 imiþ. Bak bunu öðrendiðim iyi oldu. Bu, bizdeki gelir daðýlýmýnýn Suudi Arabistan’dan bile kötü olduðunu gösteriyor. Haziran temmuz aylarýnda ülkemizde büyük oranda köylerde yaþayan kadýnlarýmýz, ekin biçip anýz kaldýracak, yaz ayalarýnda sebze meyve yetiþtiren, hayvan besleyen kadýnlar tarladan tapandan gelirken ayaklarýnda King Paulo ayakkabýlarý ile o markalarý verilen yeni saç kremleriyle ve yeni saç kesimleriyle en az Ece haným kadar alýmlý görünecek ve kendilerini iyi hissedecekler.

Hele bir de bu kadýnlar, on ton buðday ya da sekiz ton sebze satarak aldýklarý king paolo, klimalý ayakkabýlarýyla daha rahat ve refah içinde hissedecekler. Çünkü, kadýnlar buna deðer.

Kýzým senin hiç mi iþin gücün yok. Sen de Müge ablan gibi daha toplumsal konulara yer vermelisin. Bu toplumda parçalanan hayatlar var, bunu sen de görmelisin.

Vatandaþ temel tüketim maddelerini dahi almada güçlük çekiyor. Hem de kredi kartlarýyla tüketim körüklenirken yine de ekonomideki dolaþým gerçekleþemediði için üretim yapýlamýyor ve sonuçta her geçen gün iþsizler ordusu büyüyor. Ýnsanlar kriz nedeniyle cinnet geçiriyor. Gazeteler vahþet haberleriyle dolup taþýyor.