..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Mehmet Ali Özler




3 Temmuz 2008
Ýçimde ki Çeliþki  
Mehmet Ali Özler
“Öldürme güdünüz yok mu, adamým? Siz, tuvalette iþerken bile sidiðinizi oradaki sineklere niþan alýrsýnýz. Potansiyel katillersiniz hepiniz ve gün gelecek her þeyi yok ettikten sonra salgýn virüsler gibi birbirinizi bitireceksiniz.”


:CGJA:
Yine bir akþam vaktindeyim. Daha önce ve ondan önce ki akþam vakitlerinde olduðu gibi. Bu yazýn bence tek farký baþucumda bir klimanýn çalýþmasý. Ama bu aletin serin serin üfürmesi bir þeyler yazmak isteðime ama baþaramadýðýma fayda vermiyor. “Zorlan ma!” diyorum içimden kendime. “Canýn hiç yazmak istemediði halde kendini niçin zorlarsýn ki? Çýkýp biraz dolaþ. Çoktandýr görmediðin konu komþuya bir görün. Millet yaþadýðýný görsün. Tekrar eve dönünceye kadar da gökyüzünde yýldýzlar belirmeye baþlar. Semayý seyredip stres atarsýn. Nasýl olsa bir þey yazacaðýn yok senin.”
   “Sus,” diyorum bir yanýmdan yükselen ve sadece kendi duyduðum bu sese. “Yazýlacak o kadar çok konular var ki. Hayatýmýn bölümlerinde týkanýp kalmýþ nice mevzular. Hani bazen su içerken o yudum insanýn kursaðý altýnda bir an aþaðý inmeyecekmiþ gibi oyalanýr ya… iþte onun gibi nice hayat týkanýklýklarý bilir ve hatýrlarým. Söylenmesi gereken bin bir olaylar ve yaþanmýþlar varken nasýl olur da aklýna bir konu gelmez? Anýlmasý, duyurulmasý gereken onca hadiseler ve hayatlar bilirim. Hatýrla!”
   Ama diðer sesim de susmak bilmiyor bu akþam:
   “Ne getirecek sanki?” diyor içimden kendime hitaben. “Satýrlarýn çare mi olacak dertlilere? Okunduðunda açlar ekmek mi sanacak sözlerini? Sevdalarý terk etmiþ aþklar geri mi dönecek? Bunu geri getirsen dahi bir kez gitmiþ olan sevdalar sanki ilk günkü gibi heyecan verici mi olacak? Neyin peþindesin, a adamým?”
   “Korkutuyorsun beni. Noetbook’ un tuþlarýna basarken saçmalýyorum gibime geliyor. Kendi kendime konuþmam edebiyattan sayýlýr mý acaba?”
   “Ay-nen. Bunu gerçekten doðru bildin. Boþ ver gitsin. Kendini ifade etmek isteyen herkesin baþýna gelmiþtir bu. Sen de onlarýn tekrarlarýndan birisin veya bir tekrarý olma yolundasýn. Yazý yazmak zaten sadece kendinize dönük egonuz deðil midir? Sýrf kendiniz için yazýyorsunuz. Bu hep böyle olmamýþ mýdýr? Biraz önce dediðin gibi: þu an yaptýðýn zaten edebiyatýn E’ si bile sayýlmaz.”
   “Tahrik ediyorsun beni.”
   “Etsem ne yazar, adamým? Yazýlmamýþ, söylenmemiþ yeni bir tür mü dökeceksin kaðýt üzerine (üstelik sizinki kaðýt bile sayýlmaz. Sanal bir yazý. Herhangi bir bilgisayarýn HDD’ sinde saklý duran elektronik Bit’ler Bayt’lar – hahh haa - ). Yoksa þimdiye kadar düþünülmemiþ yeni bir tarz mý yaratacaksýn? Einstein yani, E = mc2 . Hahhah hah ha!”
   “Ýyice tedirgin ediyorsun beni. Yazmayý neredeyse tamamen çýkaracaðým hayatýmdan. Bütün sevdalarýmý söküp atacaðým içimden. Ama -”
   “Ne amasý? Bunun için ömründe harcadýðýn zamana bir bakar mýsýn! Yazma sevdan yüzünden ihmal ettiðin çocuklarýn, eþin ve kendi hayatýn. Senden önce yazanlar sanki bir þeyler mi deðiþtirdi bu dünyada? Yazýlanlar neye çare oldu ki þimdiye dek? Neleri geldi geçti bu uðurda sevdalanan. Ne oldu peki?”
   “Nasýl böyle dersin? Çýldýrmýþsýn sen vallahi. Ýnsanlarýn aydýnlýðý yazýlar deðil de nedir yani? Her þeyimizi yazýlara borçlu deðil miyiz?”
   “Haahh haa ha! Sen öyle san. Yazýp da gidenlerden hangisi bir þey deðiþtirdi þimdiye dek? Dikkatini çekerim! Birinci ve ikinci dünya savaþýndan önce de yazanlar vardý bu âlemde, Çanakkale muharebelerinden önce de. Kýzýlderililer kýrýmý hatta Haçlý Seferleri öncesinde de kalem tutar ve okurdu niceleri. Ne deðiþti peki? Ýnsanlar daha mý akýllý, daha mý mantýklý, daha mý insancýl oldular? Sevdalardan, aþklardan bahsedenler gün geldiðinde tetik çekmediler mi? Vurmadýlar mý idam sehpalarýna tekmelerini? Elektrikli sandalyeler, zehirli iðneler, gaz odalarý, giyotinler, kurþuna dizmeler… bunlarý yapanlarýn hiç biri yoksa sevdadan, aþktan bahsetmediler mi? Sevmez miydi onlarýn da yüreði? Ya makineli tüfekleri ile dakika da beþ yüz mermi sýkanlar? Tak, tak, tak, tak, tak... Her kurþun bir yürek. Her kurþun bir can. Her kurþun bir aþk. Her kurþun þiir okumuþ sevdalý bir ruh-"
   “Lütfen susar mýsýn artýk!”
   “Dinlemek iþine gelmiyor, deðil mi? Ne biçim bir yazar olacaksýn sen böyle? Gerçekleri gözlemezsen ne olacak senin bu yazarlýk halin? Güldürme beni, üstat! Pusulu bir perdenin arkasýndan sen hayata bakmaya devam et! Güzel güzel, efkarlý efkarlý þiirler yazýp kandýr sen de insanlarý. Aç oðlum, dünyanýn yarýsý aç. Kursaklarýnda bir lokma ekmek yok çoðunun.”
   “Çok zalim ve gaddarsýn bugün. Bütün kötülüðün üzerinde. Bana negatif enerji vermekten baþka bir marifetin yok. Defol olup gitsen artýk!"
   “Bakýyorum doðru söyleyeni yedi köyden deðil, dünyadan kovuyorlar. Doðru söyleyeni bazen yakýyorlar, bazen vuruyorlar, bazen iþkenceyle öldürüyorlar. Sen de beni beyninde öldüreceksin, öyle mi?”
   “Tarihi tekrarlayýp durduðunun farkýnda mýsýn sen? Ýðnesi takýlýp kalmýþ eski bir gramofon gibisin. Yakýnmak sanki ne getirecek sana?”
   “Tarihine bakýp ders almazsan geleceðini yürütemezsin – veya buna benzer – sözler edebiyatçýlarýn bol keseden savurduklarý bir söz deðil midir, hý? Ne oldu peki? Tarihinize baktýðýnýzdan mý Ýrak bombalandý? Tarihe bakýldýðýndan mý Yugoslavya bir birine girdi. Tarihe bakýldýðýndan mý Sebreniza' da bir insanlýk kýrýmý daha uygulandý. Tarihe bakýldýðýndan mý Ýsrail Filistini durmadan bombalar? Booom, boooom, booom - ne güzel bir ses bu yahu. Acaba bomba sesleri davul seslerini çaðrýþtýrdýðýndan mý sever ve isteriz bunu hep. Booom, boooom. - Hahha hah... Kesinlikle hep tarihe bakýldýðýndan bu kadar insan hâlâ sefil ve aç býrakýlýr. Maþallah yani. Tarihlerinden çok þey öðrenmiþ insanlar. Halbuki kimse tarihine bakmamýþ olsaydý diyorum -”
   “Nasýl yani? Ne demek istiyorsun sen? Söyleyeceðini çabuk söyle çünkü bu muhabbetten býkmaya baþladým.”
   “Acele etme, dur hele biraz! Hani diyorum… örneðin insanlarýn doðarken bir tarihi olmamýþ olsaydý. Geçmiþsiz büyüseydi insanlar. Bir düþün bakalým! Tarihinden hiçbir þey bilmeyen bir Yunanlý ile bir Türkün bir araya geldiðini canlardýr kafanda! Bir Yahudi ile bir Filistinliyi. Bir batýlý ile bir doðuluyu. Bir Müslüman ile bir ecnebiyi. Önyargýsýz bir araya gelebilen insanlarý. Anlýyor musun? Ama dikkatini arz ederim! Marslý ile Jüpiterli demedim yani.”
   “Anlýyor gibiyim ama buna kafam pek basmadý. Tarihi olmayan insanlar bir araya geldiðinde nelerden sual ederler ki? Geçmiþi olmayan bir insanýn bahsedecek nesi olabilir?”
   “Neden? Ýnsanlar illaki geçmiþte kalan kahraman ve gazi dedelerini hatýrlayarak mý sohbet edecekler – ki baktýðýmda her ne hikmetse herkesin dedesi bi nevi gazi veya þanlý bir kahraman - . Davranýþlar hep geçmiþe baðlamlý mý olacak? Bireylerin kendi geçmiþleri mevzulara niçin yetmez ki? Halbuki bir aþk þiiri yazdýðýnýzda kendinizden bahsetmeyi ne güzel de baþarýyor ve seviyorsunuz. Yoksa insanlar dede ve ninelerin yaþadýðý aþklar yüzünden mi þiirler yazýyor, hý? Sen hiç Leyla ile Mecnun namýna þiir yazanýna rastladýn mý?”
   “Çok gaddarsýn. Ýnsanlar bugünkü aydýnlýðýný yazýlara, yani edebiyatlara borçlu deðiller midir? Yazýlar olmasaydý iyi niyetler, yol göstergeler nasýl bulunup tutulurdu. Yazýlar olmasaydý geçmiþimize nasýl bakabilirdik. Kimim ben ve nereden geliyorum sorularýn yanýtlarý verilebilir miydi?”
   “Maþallah, bunun yanýtýný þimdi çok iyi verebiliyorsunuz. Nitekim birkaç yüzyýl düne dayanan yazýlarýnýz ve edebiyatlarýnýz var. Ne de önemli bir tarih geçmiþiniz var amma – tü tü tü, bin kez maþallah yani -. Savaþlarla dolu þanlý manlý insanlýk geçmiþiniz olduðu için bugün her þeyi biliyor ve buna göre dört dörtlük oluyorsunuz, deðil mi? Biliyoruz sandýðýnýz geçmiþ tarihiniz þurada 2000 yýlý aþmaz, adamým. Ki bunun da 200 yýlýný þöyle böyle doðrularla anca biliyorsunuz. Gerçekten çok uzun bir geçmiþiniz var. Hele bir de nereden geliyorum ben, nerelisin sen diyen o meþhur sorularýnýz yok mu? Ben aslen Kaskün gezegenindenim. Neptün' ü geçince hemen 38 derece sola dönüp bir ýþýk yýlý ilerleyeceksin. Tam Hemantüse varmadan solda bir yer. Be kardeþim! Yaþadýðýn yeryüzü zaten kýrk bin metre kadar falan bir çevreye sahip. Bu kadar küçük bir yerde nereli olman veya atalarýnýn nereden gelmiþ olmasý neyi ifade eder ki? Bunu bu kadar önemli kýlan nedir yani? Sanki dünyalý olmaktan baþka bir seçeneðimiz mi var?"

   “Sýkýldým bu muhabbetten. Kafamý allak, bullak etmekten baþka bir marifetin yok senin. Dolabýn kenarýnda duran þu küçük örümcekten yazsam sanýrým daha iyi ederim. Yeni bir konu bulmalýyým –“
   “Yemedi deðil mi?”
   “Sus! Gerçekçi ve mantýklý düþünmek istiyorum þu an -“
   “Asýl susmasý gereken sen olmalýsýn, adamým. Söyler misin bana ömrünün burasýna kadar kaç kitap okuduðunu?”
   “Ýyi, bir de saysaydým bari. Saçma bir soru bu.”
   “Elinden geçen kitaplarý þöyle bir göz önüne getirir misin!”
   “ ! “
   “Bir kamyon dolusu var mýdýr?”
   “ ! “
   “Ýsimlerini dahi unuttun, deðil mi? Bazen bir kitabý otuz veya kýrkýncý sayfasýnda daha önceden okumuþ olduðunu anca hatýrlaya bileceðin kadar çok kitaplar gördün. Önceleri okuduðun çoðuna hayran kalýrken, yýllar içinde yazarlarý karýþtýracak kadar çok kitaplara gömüldün. Bugün acaba hangi birine ufak bir saygýn kaldý senin? Sen okudukça insanlar daha mý iyi oldu yani? Daha mý az silah üretip, daha mý az savaþ eder oldular? Sanki sen okudukça vicdanlar mý arttý dünyada? Okuduklarýn arasýnda silahýn ve bombanýn nasýl imal edildiðini gösteren yazýlar yok muydu? Okuduklarýn arasýnda zehirlerin biliþimini anlatan bilimsel kitaplar yok muydu? Hepsini bir kenara býrakalým. Bugün o meþhur yazýlarýnýz deðil midir bir demirin bileþenlerini açýklayan, bundan nasýl yumuþak maddeler, sert maddeler, akýmlý ve akýmsýz maddeler elde edildiðini tarif eden ve toplamýnda elli tonluk bir savaþ tankýnýn nasýl imal edildiðini tek tek izah eden – “
   “Ýyice saçmaladýn þimdi. Ona bakýlýrsa þu an bilgisayarda bu yazýyý yazamaz olurdum -”
   “Nedenmiþ o, adamým?” Siz, edebiyat deyince akýllarýnýza hep güzel yazýlar döþeyen, efkarlý ve kahýrlý þiirler yazan, bilmem neyin felsefesini en ince noktasýna kadar döküp döküþtür enleri mi kast ediyorsunuz sýrf? Üniversiteler ve daha üst okullarda insana sadece bir roman veya hoþ hikayelerin nasýl yazýldýðýný mý öðretiyorlar. Girin örneðin bir internet sitesine ve bir Atom Bombasýnýn nasýl üretildiðini öðrenin. Bunlar yazý deðil midir. Bunlar kaðýt üzerinde tutulmaz mý? Bunlar sizin geçmiþ ve geleceðinizin tarihi deðil midir, hý?”
   “Peki bunda benim günahým nedir? Bazý aptallar bu yazýlardan aldýklarýný pratiðe çevirip baþkalarý üzerinde kullanýyor ve uyguluyor ise ben ne yapabilirim? Benim ne günahým var?”
   “O zaman geçmiþini bilmekte ki günahýn nedir peki? Hâlâ dedelerinizin bilmem hangi dedesinin günahýný ve olaylarýný bugün bile tartýþmanýzýn ve bilmediðiniz bir geçmiþi ha bire irdeleyip güncellemenizin gayesi ve kastý nedir? Ýlla haklý taraf olmak, hep yað gibi su üstüne çýkmak mýdýr maksadýnýz? Sizin baþka iþiniz, gücünüz yok mu, be adamým? Ýlla booom, booom mu olacak? Ýstersen bu booom boom'lara bir halay çekelim, hý?
   “Dalga geçmeyi býrakýr mýsýn, lütfen! Sanki edebiyat ve yazý ile hiç iyi þeyler yapýlmamýþ gibi durmadan eleþtiriyorsun. Örneðin bir yerlerde kayýt edilmeseydi zamanýmýzda týp bu kadar ilerler miydi? Buna ne diyeceksin peki?
   “Anlýyorum mevzu nereye getirmek istediðini. Duygusal yönüme dokunmak istiyorsun ama nafile. Sana bugün o kadar çok terslikler sayabilirim ki… ama bu konulara girerken dikkatli olmalýsýn!”
   “Hayýrdýr?”
   “Artýk burada edebiyat ile alakan iyiden kesiliyor da ondan. ÝzEdebiyat sayfasýnda baþarýlý olmak istiyorsan sen en iyisi þiirlere ve aþklara devam etmelisin! Hani þöyle yürekleri yerinden hoplatan, herkese eski ve mazide kalmýþ umutsuz aþklarýný ve hüzünlerini hatýrlatan türden. Bak, buna ne dersin örneðin:
   Kemanýmýn yaylarý kalaylý,
   Sevdiðimin gözleri alaylý,
   Eteðin giymiþ nakýþlý,
   Nakýþý yapan tekstilci iflaslý…”


   “Ne saçmalýyorsun sen yahu?”
   “Ne olmuþ yani? Rahmetli Kemal Sunal Ata sözlerini ve türküleri ters veya yanlýþ söyleyerek Türkiye’ yi güldürüp meþhur olmadý mý? Býrakýn benim sevdiðimin gözleri de alaylý olsun. Yo, illa çok anlamlý bir söz döktüreyim diyorsan o da kolay. Dinle þunu:
   Rüzgar esip de adamýn gözüne toz savurmasaydý,
   O adam sendeleyip burun üzeri düþmeyecekti,
   Zavallým, þimdi ortalýkta yamuk burun ile dolaþýr.
   Nasýldý bu peki?”


   ”Sus artýk! Saçmalýklarýndan iyice býktým. Dolabýn kenarýnda hiç kýpýrdamadan duran þu küçük örümceði düþünmek bile seni dinlemekten daha iyidir.“
   “Mamutlarý bitirdiniz. Bizonlarý neredeyse tükettiniz. Þimdi sýra zavallý örümceðe mi geldi?”
   “Ne alakasý var?”
   “Öldürme güdünüz yok mu, adamým? Siz, tuvalette iþerken bile sidiðinizi oradaki sineklere niþan alýrsýnýz. Potansiyel katillersiniz hepiniz ve gün gelecek her þeyi yok ettikten sonra salgýn virüsler gibi birbirinizi bitireceksiniz.”
   “Aman Allahým.”
   “Hý, Allah’ mýþ. Mýþ mýþ. Köþeye sýkýþtýðýnýz zaman hemen Allahým, öyle mi?. Nizam var, fikir var, mantýk var.”
   “Düþündüklerin çok korkunç.”
   “Asýl korkunç olan yaþayýp da düþünmemektir. Allah sana at gözlüðü takmamýþ ki, adamým. Yoksa bu sözü bir çoklarý gibi birilerini etkilemek için mi kullanýyorsun?”
   “Hangi sözü?”
   “Allahým sözcüðünü.”
   “Ne münasebet? Aklýmdan geçenlerden ürperiyorum sadece.”
   “Haa, þu mesele. Olaylarýn içinden çýkamadýðýnýz da hemen Allâhým, öyle mi? Asýrlardýr böyle yaptýnýz zaten. Hep uzaktan seyredip aman Allahým dediniz. Geliþen korkunç hadiselere engel olacak hiçbir þey yapmadan seyrettiniz sadece. Bugün de odanýzýn bir köþesine koyduðunuz kasalý camýn içinden her þeyi görmeye çalýþýyor ve her defasýnda da aman Allahým diyorsunuz. Olan bitene karþý kaytarmasýný, duyarsýz kalmasýný ne kadar da çok seviyorsunuz. Hele hele suçu baþkalarýn üzerine devretmesini:
   Adem, sen ne yaptýn?
   Beni Havva kandýrdý.
   Havva sen ne yaptýn?
   Beni Yýlan kandýrdý.
   Hep baþkalarý kandýrmýþtýr sizi, deðil mi be adamým?”


   “Karanlýk düþler içersinden sesleniyor muþsun gibi geliyor bana. Senin için, dýþýn zindanlar kadar kararmýþ. Þeytani etkiler söyletiyor seni.”
   “Öyle ya, madalyonun tabii bir de o yaný var. Günahlarýnýzýn bütün nedeni ve sebebi Þeytandýr. Hep o kandýrýr zaten sizi. Zavallý Lucifer, insanoðlundan aldýðý bunca iftiralardan sonra aslýnda onlarýn içine çýkamaz ve yüzlerine bakamaz olmuþtur ama olsun. Hiçbir þeyden haberi olmasa da günahlarýnýz da elebaþý hep o olur.”
   “Allah aþkýna susar mýsýn artýk!”
   “Allahýn aþkýna her þeyi yaparým. Ýþin içinde aþk ve onun yaratýcýsý olursa yapmayacaðým yoktur. Sustum…”
   “Nasýl yani?”
   “ – “
   “Konuþmayacak mýsýn cidden? Bi þey demeyecek misin artýk?”
   “ – “
   “Þaka deðil, sen gerçekten sustun. Öf be, neydi o öyle. Kan ter içinde kaldým. Yok savaþlar, yok zulümler, yok Lucifer, yok boom, booom ve davullar, halaylar... Siktir et! Kendini yormanýn ne alemi var. Bu dünya kime kaldý ki þimdiye dek. Derviþ olsan da bir, keltoþ olsan da bir. Var mý yaþamaktan ötesi. Bir de havalar bu kadar sýcak olmasa. Bunaltýcý sýcak - þu klimaya ne oldu böyle? Neden doðru dürüst çalýþmaz bu alet? Daha biraz öncesine kadar püfür püfür üflüyordu. Ayarý mý kaçtý, ne? Gerçi kumanda çalýþýyor ama aletin kendisinde týk yok. Yarýn servisi çaðýrtýp bir baktýrsam mý acaba? Üstelik dünyanýn parasýný verdik. Keþke arkadaþýmýn tavsiye ettiði diðer markayý alsaydým. Türkler zaten ne anlar bu iþin üretiminden. Alacaktým adam gibi þöyle bir Alman markasý bak nasýl soðutuyordu. Aha, dizüstü bilgisayarým da þaþýrdý: verilerinizi kaybetmemek için pilinizi deðiþtirin veya güç kaynaðýna geçin diyor. Fiþi falan mý çýktý yoksa bu meretin…! Yok ya, evde elektrikler kesilmiþ meðer. Ýyi, iyi. Elektriðe gelen son zamlardan sonra bu kesintiler zorunlu tasarruf saðlayacaktýr. Aynen Devlet Bakaný Mehmet Þimþek’ in isteði doðrultusunda: Elektriðe yapýlan son zamlar Türk Halkýnýn iyiliði içinmiþ. Millet elektrik kullanýmýnda tasarrufu öðrensin diye. Bizim kesemizi düþünen birilerinin olmasý ne kadar güzel, deðil mi?.”    

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Beyendim
Gönderen: Cihan Kuran / , Türkiye
22 Mayýs 2009
Bu yazýyý tarzýma yakýn buldum. Çoðu zaman bende kendi kendime konuþurum ve konuþtuðumu yazýya dökmek isterim ama o anda bunu yapamam. Siz iyi baþarmýþýnýz. Baþarýlar dilerim. Selamlar.

:: Ýyi
Gönderen: Süleyman Tan / , Türkiye
14 Þubat 2009
güzel bir yazý olmuþ. Severek okudum. Baþarýlar.

:: Kutlarým
Gönderen: Tanju Elverdi / , Türkiye
17 Aralýk 2008
Baþarýlý bir çalýþma. Diðer yorumlara katýlýyorum daha uzun ola bilirdi. Sonuda güzel baðlanmýþ.

:: :)))
Gönderen: ÇAÐLA GÖKDENÝZ / , Türkiye
21 Aðustos 2008
Çok güzel olmuþ ya. “Öldürme egonuz yok mu, adamým? Siz, tuvalette iþerken bile sidiðinizi oradaki sineklere niþan alýrsýnýz.'':))Bence de yani.Ama yazmak öyle bir þey ki...Kendini yeniden kurgulamak, yeniden var etmek, aa bak bu böyle gitmedi deyip bir anda deðiþtirebilme gücüne sahip olmak, geçmiþini þimdini geleceðini yeniden yaratmak yazmak...Yaratýcý'nýn yaratma gücünden yararlanmak bence yazmak..Çoook güzeldi yüreðinize saðlýk...Saygýlarýmla. Yazardan yanýt: haklýsýnýz sanýrým. Ýþin zor tarafý yazarken tutuklu olmamýz. Aklýnýzdan geçer ama bu geçenleri süzmeden, elemeden yazamazsýnýz. Acaba nasýl algýlanýr, benim hakkýmda ne düþünülür çeliþkileri bir türlü rahat vermez insana.

:: Çok güzel olmuþ.......
Gönderen: Ferhat / , Türkiye
17 Aðustos 2008
Bazý yazýlarý okurken bitsin diye düþünüyo insan bence. Bu yazýnýn ortalarýnda bitmesin daha daha devam etsin diye düþündüm. Ýçimde ki çeliþki keþke daha etseydi ve daha uzun olsaydý bence. Siz, tuvalette iþerken bile sidiðinizi oradaki sineklere niþan alýrsýnýz demek insaný çok düþündürüyo. Þimdiye kadar bu sayfada okudum en güzel yazý olmuþ. Hoþça kalýn Ferhat Gökmen Ýstanbul.

:: Beðendim.....
Gönderen: Burcu K. / , Türkiye
17 Aðustos 2008
insanýn kendi kendine konuþmasýyla böyle güzel bir yazý doðacaðý düþünmezdim. Sanki kendi kendinize bir kavga yaparak güzel bir edebiyat olmuþ. Bu yazýnýz bence diðer yazýlarýnýzdan daha baþarýlý. Daha uzun olsaydý kimbilir nasýl devam ederdi diye düþünüyorum. Saygý ve baþarýlar.

:: Eser okur gibi okudum Mehmet Bey
Gönderen: BÝNNUR EDÝSAN / ,
16 Aðustos 2008
Yazý yazmak zaten sadece kendinize dönük egonuz deðil midir? Sýrf kendiniz için yazýyorsunuz. Bu hep böyle olmamýþ mýdýr? Biraz önce dediðin gibi: þu an yaptýðýn zaten edebiyatýn E’ si bile sayýlmaz.” demiþsiniz ya edebiyatýn E sini yakalamakta bütün mevzuu...Çok çok beðendim satýrlarýnýzý...Ýçimdeki Çeliþki, ne derin bir baþlýk...Hepimizin içinde çeliþkiler, çarpýk anlatýmlar var aslýnda çok haklýsýnýz.Bu gibi durumlarda psikoloða gitmek gerekmiyor :)Sadece biraz nefes, biraz yürek ve kalem efendim... Saygýlarýmla Zevkle takip edeceðimiz yazýlarýnýzý... BÝNNUR EDÝSAN Yazardan yanýt: teþekkür ederim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Arkadaþým Seri Katil
Atasözlerin Esareti

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Zifaf [Þiir]
Pancar [Þiir]
Kitap Akrepçiði [Þiir]
Tat [Þiir]
Yüreðe Sormak [Þiir]
Benzetiþ [Þiir]
Her Soluk [Þiir]
Ne Yaptýn? [Þiir]
Oyun [Þiir]
Günün Hasreti [Þiir]


Mehmet Ali Özler kimdir?

47 yaþýndayým. 20 senedir edebiyat yazmaya gayret gösteriyorum. Hiç te kolay deðilmiþ. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Bir zamanlar etkilendiðim yazarlar vardý. Yýllar içersinde çoðunu unuttum. Okuduðum her yeni bir kitapta etkilendiðim yazarlarýn ve sanatkarlarýn sayýsý azalýyor.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Ali Özler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.