Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Bu baþka, bu baþka diye bir ses çýnlýyor kulaklarýmda. Kafamýn arka tarafýndan sol kulaðýma doðru þiddetlenerek yayýlan bir ses. Sonra ölü bir sessizlik oluyor. Gözlerimi kýsýp bekliyorum devam etmesini, sanki cellat baltasýnýn altýnda ölümü bekleyen suçlu gibi. Ama bir türlü yeniden tekrarlanmýyor. Sonra ikinci bir ses yanýt veriyor. Hayýr, hayýr. Gittikçe yavaþlýyorken sesler, ben Morfey’in koynundayým. Tan, tan diye sesler çýkarýyor. Bu pencere ve yaðmur yaðýyor. Düþünüyorum. Nerde duydum yaðmurun bu tan tan sesini. Her taraf aydýnlýk gözlerimi açýyorum, deminki hayal beni terk etmiyor. Evet yerde ezilmiþ bir yatak ve pencerede iki kiþi ama sadece bir anlýk görüntü bu. Hatýrlýyorum tan tan sesleri düþümdeki bu anýdan geliyor. Oda garip bir biçimde gizemli gelmeye baþladý. Hatta bacaklarý eskimiþ tahta masa bile bu durumdayken olabildiðine gizemli. Mesela içinde hala soðumuþ bir miktar kahve kalmýþ bu cam bardak. Kim bilir ne zamandan kalma. Kimler dokunmuþtur ki, ya da nasýl olmuþ da buraya düþmüþ. Onun, ya onun eli deðmiþ midir bu bardaða? Geçenlerde tüm bu düþünceler sabrýmý taþýrdýðýnda bir arkadaþýma anlattým. Anlattým da denemez ama bir tür monolog gibi biþeydi. Ben konuþtum o sustu, o sustu ben susmam gerektiðini anladým. Sonra da bön bön bakýþlardan korunmak için kaçacak delik arýyordum. Ne dediðimi hatýrlamýyorum. Bir süre sessizlik oldu. Þu beni mahveden türden. Yaðmuru özlüyorum sessizlik olunca. En azýndan Tan Tan diye atonal bir müzik var. Þu kahredici sessizlik yok. Sessizlik arkadaþýmýn tok sesiyle def oldu gitti. Öyle minnet duyarak bakmýþtým ki, zavallý sözlerinin beni etkilediðini düþünerek daha cana yakýnlýkla hep böyle olduðunu kafama takmamam gerektiðini ve baþka bir þeyler zýrvaladý. Söylediði sözlerin deðil seslerin anlam taþýdýðýný anlata bilseydim herhalde þok geçirirdi. Herhalde hiçbir zaman anlayamayacaðým þey duygularýmýn nasýl olup ta bu kadar köreldiðidir. Resmen sahte duygularla yaþýyor gibiyim. Þimdi diyeceksiniz ki, insanlarýn çoðu bu sahte duygularla yaþýyor, evet ola bilir. Ama en azýndan öyle bir kiþi veya yer vardýr ki, orda insanlar maskeli duygular balosu yerine, Rio karnavalýndaki gibidirler. Sorun bu yer veya kiþinin benim için olmayýþýdýr. Mesela klasik bir muhabbette birisi sizin hakkýnýzda kötü bir söz söylerse ne yaparsýnýz? Çoðu kiþi küser, incinir, kýrýlýr, orayý terk eder. Peki ben ne yapýyorum? Sadece onurlu bir insan ne yapardý sorusunun cevabýný bulmaya çalýþýyorum. Burada onurlu, yalaka, aþaðýlýk gibi sýfatlarýn hangisinin olduðu önemli deðildir. Tamamen rasgele seçilmiþ bir biçimde geliþiyor. Bir el uyandýrýyor beni. Gözlerim yarým açýk. Kokudan anlýyorum bu o deðil. Bu ona benzeyen bir kimse deðil. Ama yumuþakça okþuyor saçlarýmý. Zihnim gene bulanýk, kim olduðunu algýlamýyorum. Birkaç soru soruyor gölge ve ayrýlýyor. Yanýtlýyorum, ama cevaplarým alakasýz. Kendi cümlelerimi anlamýyorum. Yapabileceðim bir þey var mý? Bir yerde dur demek, bir yerde bu sessizlik ve gölge oyununu bitirmeðe cesaretim var mý? Kendime yalan söylüyorum ve yalan söylediðimi bildiðimden gülümsüyorum. Bir gün kendi kurduðum bu oyunu bitire bilirim. Evet bu tiyatro oyununda yönetmen benim. Ýstediðim zaman parmaðýmý bile kýmýldatmadan, tanrýsal bir þekilde oyunu bitire bilirim. Ama bir gerçeðin farkýndayým. Bu oyun artýk kontrolümde deðil. Artýk doðaçlama geliþiyor tüm sahneler. Eskiden diyalog diye yazdýðým sahnelerde tek bir oyuncu tüm diyaloðu monoton bir sesle okuyor. Ve o oyuncu hem benim hem de deðilim. Belki de.. Belki de… diye fýsýldýyor içimden bir ses. Nasýl olsa bu sesler o korkunç sessizlikten daha iyi diye evet belki de ne? Diye soruyorum. Belki de diyalog zannettiðin þey, görmek istediklerinin ve senin karþýlýklý konuþmalarýnýz. Ama ya kendini kendinle konuþan gördüysen? Öteki sadece bir düþ. Ve düþümde kendimi görmüyorum, o sadece bir gölge. Öyleyse ya sen yalancýsýn, ya da düþündeki insan yalancý. Kendine yalancý demen daha doðru olur diye çýnlýyor bir ses. Düþündeki insaný yalancý düþlediðini ve seni devamlý aldattýðýný kim yutar? Ya ben böyle istiyorsam? Diye baðýrýyorum Yine o korkunç sessizlik. Ayný tekdüzelikte, ayný rahatsýz edici þekilde devam eden sessizlik. Sadece bu konuyu konuþmak istemiyorum. Ama bakýn oyun hala benim kontrolümde diye sesleniyorum. Seslerin bir daha asla ortaya çýkmayacaklarýndan korkuyorum. Sonra içimi daha kötü bir korku sarýyor. Ya onlar bu korkumdan haberdar olsalar ne olacak. Ama sesler artýyor. Tanýdýk deðil ama içimi ferahlatýyorlar. Gözlerim açýk, karným aç, üstümde mavi gökyüzü. Artýk sabah oluyor.. Bu artýk oyun deðil.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Elþen Hudiyev, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |