..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sýkýþmýþ bir melek gördüm ve onu özgürlüðüne kavuþtuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sanat > M.NÝHAT MALKOÇ




7 Ekim 2007
Gönlümün Duygu Mimarlarý  
M.NÝHAT MALKOÇ
Eðitim, hayatý düzene koyan ve bakýþ açýmýzý þekillendiren olmazsa olmaz bir süreçtir. Hangi meþrepten ve inançtan olursa olsun bütün toplumlar eðitimin önemi konusunda hemfikirdirler. Zira teorikte ve pratikte iyi yetiþmiþ olmanýn neticelerini hepimiz müþahede etmekteyiz. Hayatý kuþatan zorluklar eðitimle bir bir aþýlabilmektedir. Eðitimden mahrum olanlar düz yolda bile tökezlerken, eðitimle mücehhez olanlar yalçýn kayalýklarý bile rahatlýkla aþabilmektedirler. Demek ki eðitim kiþiyi güçlü kýlan unsurlarýn þahikasýdýr.


:EJHF:
GÖNLÜMÜN DUYGU MÝMARLARI

M.NÝHAT MALKOÇ


     Eðitim, hayatý düzene koyan ve bakýþ açýmýzý þekillendiren olmazsa olmaz bir süreçtir. Hangi meþrepten ve inançtan olursa olsun bütün toplumlar eðitimin önemi konusunda hemfikirdirler. Zira teorikte ve pratikte iyi yetiþmiþ olmanýn neticelerini hepimiz müþahede etmekteyiz. Hayatý kuþatan zorluklar eðitimle bir bir aþýlabilmektedir. Eðitimden mahrum olanlar düz yolda bile tökezlerken, eðitimle mücehhez olanlar yalçýn kayalýklarý bile rahatlýkla aþabilmektedirler. Demek ki eðitim kiþiyi güçlü kýlan unsurlarýn þahikasýdýr.

     Eðitim ille de dört duvar arasýnda verilmez. Bu topraklarda yaþamýþ nice deðerler, muallim olmadýklarý halde muallimler kadar eðitici olmuþlardýr. Bunlarýn baþýnda da þairler gelir. Geçmiþten bugüne kadar gelmiþ geçmiþ nice þairlerimiz milli ve manevi deðerlerimizi geleceðe taþýmýþlardýr. Onlar adeta dünyayý uçsuz bucaksýz geniþ bir mektep, insanlarý gönüllü talebe, kendilerini de mürebbi olarak addetmiþlerdir. Her fýrsatta fertlere dinî ve milli deðerlerini anlatmýþlar, hatýrlatmýþlar, sevdirmiþler ve sonuçta benimsetmiþlerdir.

     Her insanýn sevdiði, kendine yakýn bulduðu ve benimsediði þair ve yazarlar vardýr. Onlarýn fikirleri, üslûplarý ve bakýþ açýlarý model olur sevenlerine… Daha sýcak buluruz bu kalemleri kendimize… Tercih sebebimiz olur ruh dünyalarýndaki çalkantýlar, gel-gitler… Yazarken tesirleri altýnda kalýrýz farkýnda olmadan… Kâðýda döktüklerimiz her ne kadar orijinal olsa da onlarýn üslûbundan izler taþýr. Tesirleri sarar bizi çepeçevre…

     Sanatta etkilenme kaçýnýlmazdýr. Hangimiz güzel bir þiir okuyup da ondan etkilenmeyiz ki?... Tesiri altýnda kaldýðýmýz eserler bilinçaltýna yerleþir. Duygularýmýz kabarýnca da ona benzer bir þeyler yazmaya kalkýþýrýz. Ama o sadece ilham kaynaðýmýz olur. Körü körüne taklit etmeyiz onlarý. Hareket noktasý olur eserleri bizim için… Taklitle hiçbir yere varýlamaz zaten. Taklit eser her ne kadar güzel görünse de orijinalinin yanýnda sönük kalýr. Onun için sanatta etkilenmeye hoþ bakabiliriz ama taklide asla!...

     Beni de etkileyen, sarsan, ruhumu harekete geçiren þair ve yazarlar da vardýr þüphesiz… Onlarý okuyunca bambaþka bir atmosfere girer ruhum… Heyecanlanýrým… Kalbimin atýþlarý hýzlanýr…”Hah iþte sanat bu, söz böyle söylenir. Sanki içimden geçenleri okuyup ebedîleþtirmiþ… vs.” derim. Bu kalemlerin sayýsý iki elin parmaklarý sayýsýncadýr ancak. Benim takdirimi kazananlar, bazýlarýnýn tepkisini çeker tabiî olarak…

Gönlümün duygu mimarlarýnýn baþýnda Yunus Emre, Mevlana, Fuzuli, Þeyh Galip, Yahya Kemal Beyatlý, Necip Fazýl Kýsakürek, Mehmet Akif Ersoy, Arif Nihat Asya, Ahmet Hamdi Tanpýnar, Faruk Nafiz Çamlýbel, Niyazi Yýldýrým Gençosmanoðlu gelmektedir. Bu zirve þahsiyetlerin tesiri altýnda kalýþýmýn sebeplerini ve boyutlarýný zikredeyim dilerseniz…

Türk ve Ýslam dünyasýnýn baþ tacý ettiði, kendine yakýn bulduðu ve fikirlerine güvendiði âlim þairlerin baþýnda gelmektedir Mevlana Celâleddin Rumî Hazretleri… 800. doðum yýldönümünü kutladýðýmýz bu kýymetli Hakk dostu, beni de derinden etkileyen þahsiyetlerin baþýnda gelmektedir. Onun þaheseri olan Mesnevi, en sýkýntýlý zamanlarýmda ruhumu serinleten ve rahatlatan bir yelpaze olmuþtur. Hayata onun penceresinden baktýkça olumsuzluklar azalmýþ, dünya yaþanýlacak bir mekâna dönüþmüþtür.

Þairler nazik ve ince ruhlu insanlardýr, öyle de olmalýdýrlar. Derin ve manalý sözler ancak ince ve hassas ruhlardan neþet eder. Türk kültürünün iki büyük köþe taþý hükmünde olan Mevlana ve Yunus Emre’yi hakkýyla anlama ve tahlil etme gayreti içerisinde olunca görürüz ki bu büyük halk ve Hak dostlarý þiirlerinde sevgi ve hoþgörüyü bayraklaþtýrarak kin ve nefretin kökünü kazýma mücadelesi içerisine girmiþlerdir. Gönüllerdeki kin tortularýný sevgi ve muhabbet terbiyesiyle ortadan kaldýrmýþlardýr. Yaratýlaný Yaratan’dan ötürü hoþ görmüþlerdir. Dünyaya tek baþýna kýymet vermemiþlerdir. Onlarýn eðitim sisteminin birinci maddesi hayata müspet gözlerle bakmak, hoþ görmek, kusur ve kabahatleri örtmektir.

Beni bir mýknatýs misali duygu atmosferine çeken þairlerden bir diðeri de Yunus Emre’dir. 13. yüzyýldan günümüze ses veren bu halk ve Hakk aþýðý, Türk tasavvuf þiirini zirveye taþýmýþtýr. Türkçenin esamisinin okunmadýðý bir dönemde ortaya çýkan Yunus Emre, Türkçenin o gür sedasýný dünyaya duyurmuþtur. Manevî dünyamýzý mamur etmiþtir. Gönül dünyamýzý sevgi mumuyla aydýnlatmýþtýr. Doðruluðu þiar edinmiþ, eðrilerin düþmaný olmuþtur. Öyle ki kýrk yýl boyunca hizmet ettiði Tapduk Emre’nin dergâhýna odunun bile eðrisini sokmamýþtýr. Onun iç dünyasýný bize en iyi anlatan beyit þu olsa gerek:

     “Beni bende demen bende deðilim,
      Bir ben vardýr bende benden içerü”

     Ruhumun ikliminde fýrtýnalar estiren eski þairlerden birisi de Fuzuli’dir.16.yüzyýlýn efsane þairi olan Fuzuli, Divan þiirine yepyeni bir soluk getirmiþtir. Dili ustalýkla kullanan ve kelimeleri muhayyilesinde yoðuran bu klasik þairimizin üzerimdeki tesiri büyüktür. Hele birbirinden doyumsuz gazelleri yüzyýllar geçse de eskimez. Þiirleri ilk yazýldýðý günkü güncelliðini ve sýcaklýðýný muhafaza eder. Þu dizeleri hâlâ hafýzalarýmýzdadýr:

“Mende Mecnun’dan füzûn âþýklýk istidâdý var
      Âþýk-i sâdýk menem Mecnûn’un ancak adý var”

Bilindiði gibi Þeyh Galip, Divan þiirimizin son büyük þairidir. 18. yüzyýlda yaþamýþtýr. Kendisi Mevlevî þeyhidir. Ýlâhî aþkýn zirvelerinden biridir. Ona göre aþk; “Mumdan yapýlmýþ gemiyle, ateþ denizlerinde yüzebilmektir.” Bunu ancak manevî aþka dört elle sarýlanlar gerçekleþtirebilir. Böyle bir gönül eridir O… Þu beyti çerçevelenip asýlmaya lâyýktýr:

“Hoþça bak zatýna kim zübde-i âlemsin sen
      Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.”
(Kendine hoþça bak ki âlemin özü sensin,
      Kâinatýn gözbebeði olan insansýn sen.)

     Sevdiðim ve etkilendiðim isimlerden biri olan Yahya Kemal Beyatlý, Cumhuriyetten evvel doðmuþ, Cumhuriyet döneminde de yaþamýþ, saf Türkçe’yi kullanarak aruzla þiirler yazýlabileceðini ispatlamýþ bir üstat þairdir. “Bu dil aðzýmda annemin sütüdür” diyecek kadar da Türkçe sevdalýsýdýr. Türkçeyi onun kadar önemseyen baþka þair var mýdýr? Þiirlerindeki dil iþçiliði bir kuyumcu titizliðindedir. Onun hayata bakýþ açýsýný þu beyitte görebilirsiniz:

     “Ölmek deðildir ömrümüzün en fecî iþi,
      Müþkül budur ki ölmeden evvel ölür kiþi.”

      Beni çilenin girdabýna sürükleyen þairlerin baþýnda gelir Necip Fazýl… Bir parçam olur yakýcý dizelerin kavþaðýnda… Onunla ayný teraneden çalar ruhumun orkestrasý… Yok olurum onun beninde… Iþýk olur karanlýk dünyama… Hiç þüphesiz ki Cumhuriyet dönemi Türk þiirinin en büyüðüdür Necip Fazýl… O sadece þiir yazmamýþ, fikrin çilesini çekerek eserlerine yansýtmýþtýr. Bu uðurda hapishaneleri bile gül bahçesine çevirmiþtir. Onu anlatmaya sayfalar, satýrlar yetmez. Onun hayata ve sanata bakýþýný kanýmca þu beytiyle özetleyebiliriz:

“Anladým iþi, sanat Allah’ý aramakmýþ;
Marifet bu, gerisi yalnýz çelik-çomakmýþ...”

Ýstiklâl Marþý’mýzýn þairi Mehmet Akif, adeta dürüstlük abidesidir. Þiirimdeki ve cemiyet meselelerine bakýþýmdaki kararlýlýðý ve gerçekçiliði ona borçluyum. Akif, þiirlerinde hep haktan ve hakikatten dem vurmuþtur. Safahat’ta dünyevî sevgililere yazýlmýþ bir þiir bulamazsýnýz. O milletinin gür sesidir. Akif’in sanat anlayýþý aslýnda þu dizelerde saklýdýr:

“Hayýr, hayâl ile yoktur benim alýþ veriþim
      Ýnan ki: her ne demiþsem görüp de söylemiþim
Þudur cihanda benim en beðendiðim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek…”

Bayrak þiirlerinin en güzelini yazarak kendini “Bayrak Þairi” olarak kabul ettiren Arif Nihat Asya da gerçekçi bir sanat anlayýþýndan yola çýkarak þiirlerini kaleme almýþtýr. Þiirlerini ölçülü ve serbest tarzlarda yazmýþtýr. Þiirimdeki millî unsurlar ondan mülhemdir. O, tarihini sevmiþ ve ceddiyle barýþýk yaþamýþtýr. Asya’nýn dünyaya bakýþýný þu dörtlükte görebiliriz:

“Tarihlere, destanlara yol bulabilsem
Hiç durmadan düþünmeden geri giderim...
Buna þaþma ki geçmiþte yaþamayý ben,
Gelecekte yaþamaya tercih ederim.”

Ahmet Hamdi Tanpýnar, az ve öz þiir yazan þairlerimizin baþýnda gelmektedir. Þiirlerimdeki soyutlamalarda ondan çokça etkilenmiþimdir. Tanpýnar, þiirlerinde soyut kavramlara sýkça yer vermiþtir. “Bursa’da Zaman” þiiri hepimizin hafýzalarýnda yer etmiþtir. Tarihle zamaný ve mekâný ustaca terkip etmiþtir bu þiirde. Bursa’daki tarihî dokuyu geçmiþ zamanýn týlsýmýyla bütünleþtiren bu þiirde onun hayata ve þiire bakýþý da görülebilir:

     “Ýsterdim bu eski yerde seninle
      Baþbaþa uyumak son uykumuzu,
      Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu
      Çepçevre kaplasýn bu ziya, bu renk,
      Havayý dolduran uhrevî âhenk…
      Bir ilâh uykusu olur elbette
      Ölüm bu týlsýmlý ebediyette,
      Belki de rüyasý bu cetlerin,
      Beyaz bahçesinde su seslerinin.”

     Hecenin beþ þairinden biridir Faruk Nafiz Çamlýbel… Millî veznimiz olan heceyi ustaca kullanmýþtýr. Heceye sadakatimin altyapýsýnda Çamlýbel’in izlerini görebilirsiniz. O heceden taviz vermemiþtir. Bu vezne esneklik getirmiþtir. Kuruluðu ve sýradanlýðý bertaraf etmiþtir. “Han Duvarlarý” adlý eseriyle Türk þiirini Ýstanbul sýnýrlarýna hapsolmaktan kurtarmýþtýr. Þiirin ufkunu geniþletmiþtir. Eserlerinde pastoral öðelere aðýrlýk vermiþtir. Hepimizin hayatýnda Çamlýbel’in “Han Duvarlarý” adlý þiirinden bir nebze de olsa izler vardýr:

     “Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
      Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
      Ey köyleri hududa baðlayan yaslý yollar,
      Dönmeyen yolculara aðlayan yaslý yollar!
      Ey garip çizgilerle dolu han duvarlarý,
      Ey hanlarýn gönlümü sýzlatan duvarlarý!..”

     Son dönem Türk þiirinin göz ardý edilen baþarýlý þairlerinin baþýnda Niyazi Yýldýrým Gençosmanoðlu gelir. Tarihten ilhamýný almýþtýr bu kýymetli þair... Maziyle bugünü sentezleyerek bambaþka bir terkip oluþturmuþtur. Þiirde sessiz ve derinden yol alan Gençosmanoðlu, hep gündemin dýþýnda tutmuþtur kendisini. Onun içindir ki þiirdeki aðýrlýðý fark edilememiþtir. Dede Korkut’un günümüzdeki gür ve kararlý sesidir Gençosmanoðlu… Onun Müslüman-Türk’e sesleniþini ifade eden þu dizeler ne kadar yerinde söyleyiþlerdir:

“Er meydanlarýndan çekilir oldun
Çorak iklimlere ekilir oldun
Eðilmek bilmezdin bükülür oldun...
Sürer mi bu gaflet; daha kaç sene?
Uyan ey Türk uyan! Uyumak nene?”

     Þiir uçsuz bucaksýz bir derya… Bu derya içinde nice inciler gizli… Türkler, hissiyatý fazlasýyla inkiþaf etmiþ bir millet… Onun içindir ki küçük büyük çoðumuz þair yürekliyiz. Þair doðarýz anamýzdan… Hayatýn çileleri ruhumuzu derinleþtirir. Dünyaya bakýþýmýz yüzeysel olmaktan kurtulur. Eþyanýn görünmeyen yüzüyle hemhâl oluruz. Bu kesafet sürer gider. Fikrimin ve þiirimin þekillenmesinde her ne kadar zikrettiðim bu isimler tesirli olmuþsa da bu isimleri çoðaltmak mümkündür. Çünkü bu milletin güzel ruhlu söz üstatlarýný sýnýrlandýrmak ötekilere haksýzlýk olur. Milletimi, dinimi, dilimi, edebiyatýmý, þiirimi, þairlerimi, tarihimi ve kültürümü çok seviyorum. Allah, bu Müslüman millete zeval vermesin.
     

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Lakin
Gönderen: Mehmet Ali Özler / Türkiye/Türkiye
21 Kasým 2010
Sayýn Malkoç, sanýrým bu denemenizi yazarken bayaðý duygu yüklüydünüz. Ýnsan sanat ve þiir'i konu aldýðýnda duygusallýk zaten bir gölge gibi takip eder insaný. Lakin... Yazýnýzda konu aldýðýnýz üstatlar kendilerini eserleri ile kanýtlamýþ þahsiyetlerdir ve arkalarýnda býraktýklarýna aksi bir sözümüz olmaz. Ama, yazýlar ile yazanýn kiþiliðini burada birbirine karýþtýrmamak lazým. Ýyi þaheserler sadece iyi þahsiyetlerden doðmaz. Literatürde bunun birçok aksi örneði vardýr. Hani yazýya döküldüðünde insanlar “efendim” der, konuþtuðunda ise “hee” diye karþýlýk verir. Bunun için; Yazýlanlar bir baþka, Söylenenler bir baþka, Gerçekler ise yine bir baþkadýr. Bundan dolayý yazýlarý, yazanýn þahsiyetleri ile fazla karýþtýrmamak gerekir. Ne, iyi bir yazý arkasýnda bulunan kötü bir þahsiyetten dolayý kötülenmeli, ne de kötü bir yazý arkasýnda bulunan iyi bir þahsiyetten dolayý övülmelidir. Zira siz de bilirsiniz ki, bir dakika içersinde aðýz ile ifade ettiklerimizi, bir gece boyu kaðýda dökmek için uðraþ veririz. Bunlarý eleriz, denetleriz, tekrar yazarýz vs. Yani yazý, kaðýt üzerine iþlenen bir emektir. Bunu iyi yapabilmek için iyi bir insan veya çoook iyi karekterli bir insan olmak gerekmiyor. Saygýlarýmla




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þâirlik Meslek Midir?
Sanatta Marifet - Ýltifat Dengesi
Þiiri Kalýplara Sokmak...
Þiiri Tanýmlamak...
Usta Oyuncu Oktay Gürsoy"la "Öyle Sevdim ki Seni" Filmi Üzerine…
Þiirin Büyüsü
Þiirin Tuzu Biberi: Ýmge
Yolcu Dergisi Üzerine...
Þiir Evini Okura Kapamak...
Yazar Olmanýn Dayanýlmaz Aðýrlýðý

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Köprübaþý Lisesi'nin Eðitim Çýnarý: Recep Aydýn
Sizin Çocuðunuzun da Bir Pulsuz Dilekçesi Vardýr
Yaþlýlara Saygý ve Hürmet
Hayatý Anlamlý Kýlmak
Þiirimizde Cumhuriyet
Marifet Ýltifata Tabidir
Atatürk ve Cumhuriyet
Þehidimin Son Örtüsü Bayraðým!..
Yunus Emre'de Hoca (Öðretmen) Sevgisi
Oruç Kalkandýr

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Neslin Hamurkârý [Þiir]
Muhsin Baþkan [Þiir]
Önce Ahlâk, Maneviyat [Þiir]
Tutumlu Ol Çocuðum [Þiir]
Ân Bu Ân, Vakit Þimdi [Þiir]
Babamýn Dönüþü [Þiir]
Yerli Malý Kullanýn [Þiir]
Ýfrit Ýle Karýnca (Manzum Masal) [Þiir]
Çanakkale Geçilmez [Þiir]
Halep'e Kelepçe [Þiir]


M.NÝHAT MALKOÇ kimdir?

NÝHAT MALKOÇ’UN BÝYOGRAFÝSÝ Beþ çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ýnda Trabzon’un Köprübaþý ilçesine baðlý Gündoðan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. Ýlkokulu komþu köy olan Güneþli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öðrenimini Köprübaþý Lisesi’nde tamamladý. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktý. Lise son sýnýfta girdiði üniversite imtihanýnda KTÜ/Fatih Eðitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmenliði Bölümü’nü kazandý. Dersaneye gitme imkâný ve zaman kaybýna tahammülü olmadýðý için kazandýðý fakülteyle yetindi. 1992 yýlýnda okulu bitirdi. Ýlk göz aðrýsý olarak nitelediði Gümüþhane’de beþ yýla yakýn öðretmenlik yaptý. Her geçen gün öðretmenliði daha çok sevdi. Artýk öðretmenliði bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu Ýstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öðretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocaðýnda yüzlerce yabancý subaya güzel Türkçe’mizi öðretti. Ankara’da girdiði sýnavý kazanarak Akçaabat Anadolu Ýmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmeni olarak atandý. Burada iki yýl görev yaptý. Daha sonra girdiði yazýlý ve sözlü imtihaný kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ýn baþkenti Aþkabat’a,üç yýl görev yapmak üzere, öðretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi’nde ve Ýlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öðretmeni olarak çalýþtý. Yine Aþkabat’ta Türkçe Öðretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yýl boyunca deðiþik milletlerden kiþilere Türkçe’yi sevdirerek öðretti. Þu anda Akçaabat’a baðlý Derecik Ýlköðretim Okulu’nda görev yapmaktadýr. Bugüne kadar,en büyüðünden en küçüðüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazý ve þiir yazdý. Bu yayýn organlarýndan Türk Edebiyatý,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çýnar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Þenliðin Sesi,Ýnsanlýða Çaðrý,Yeni Sesleniþ,Gençliðin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüþhane,Kuþakkaya,Ortadoðu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaþ,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yýllardan beri deneme,makale,fýkra ve þiirler yazmaktadýr. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazý Ýþleri Müdürlüðü’nü yaptý. Kültürel organizasyonlarýn çoðunda aktif olarak görev aldý. Sevgi,Dostluk ve Kardeþlik konulu þiir yarýþmasýnda birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediði Çevre ile ilgili yarýþmada birincilik,yine ayný belediyenin düzenlediði “Ýki binli Yýllara Doðru Trabzon” konulu makale yarýþmasýnda mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin deðiþik zamanlarda organize ettiði þiir yarýþmalarýnda birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandý. Karadeniz Yazarlar Birliði kurucularýndandýr. Halen bu birliðin üyesidir. Bunlarýn yanýnda elinin altýndaki öðrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onlarýn da pek çok kültürel yarýþmada ödüller almasýna zemin hazýrlamýþtýr. Ýkisi kýz,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasýdýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Necip Fazýl Kýsakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlý


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.