..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Soyut > dilara balcý




15 Temmuz 2006
Kozasýnda Ölen Peri  
dilara balcý
zavallý pericik


:BBEB:
KOZASINDA ÖLEN PERÝ


     Küçük peri ecesine yalvardý, yalvardý...
     "Ne olur ben de insan olayým! Her þeyden çok istiyorum bunu."
     "Sen bir perisin. Ýnsanlarýn asla olamayacaklarý kadar özgür ve yeteneklisin. Peri olarak kal, deðiþme bence."
     "Hayýr." dedi küçük peri. Ýnatçýydý da.
     "Ýnsan olacaðým ben!"





     Boðucu bir yaz gecesiydi. Cýrcýr böceklerinin sinir bozucu çýðlýklarý, gecenin sessizliðini öldürmeye yetmiyordu.
      Kader yataðýnda uzanmýþ, karanlýk odasýnda düþüncelere dalmýþtý. Tam o sýrada dýþarýdan gelen bir sesle irkildi. Yataðýnda doðruldu. Biraz endiþeli, ne olduðunu anlamaya çalýþtý. Sanki biri adýný fýsýldýyor gibi gelmiþti ona.      
     Cama vuran bir taþ parçasý Kader'i daha da telaþlandýrdý. Babasý uyanacak olsa pek de iyi þeyler olmayabilirdi. Hýzla yataktan kalktý, geceliðine çeki düzen verdikten sonra perdeyi araladý. Gecekondunun küçük bahçesinde genç bir adam bekliyordu.
     Kader önce adamýn yüzünü karanlýkta seçemedi. O ise genç kýza pencereyi açmasýný iþaret edip duruyordu. Kader ses çýkarmamaya özen göstererek pencereyi açtý. Genç adamsa birkaç domates fidesini ezmek bahasýna, alçak pencereye olabildiðince yaklaþtý.
     "Kimsin sen?" diye fýsýldadý genç kýz.
     "Artýk bizi tanýmýyorsun, öyle mi?"
     Kader yaklaþan adama dikkatle baktý.
     “Cem?”
     “Baþka bir isim söyleyeceksin diye korktum bir an.”
     Bir süre sessiz, beklediler. Cem, Kader'in bir açýklama yapmasýný, özür dilemesini ya da en azýndan bir þeyler söylemesini istiyordu. Yan sokaktan gelen köpek havlamalarý bu sessizliði bozdu.
     “Asker kaçaðý mý oldun?”
     “Tezkere aldým.”
     Cemin umutlarý suya düþmüþtü. Kader ona karþý soðuk ve acýmasýzdý. Oysa o, gelir gelmez, evine uðramadan Kaderin mahallesine koþmuþtu. Ondan nefret edeceðine, heyecandan titriyordu.
     “Bir mektup bile yazmadýn.”
     “Bir tane yazmýþtým.”
     “Ýki satýr... Bu arada yarýn seni bekleyeceðim. Hep gittiðimiz çay bahçesinde...”
     “Gelemem.”
     Cem'in kaþlarý çatýldý. Bu kýzda ne buluyordu anlamýyordu. Aylar önce onu býraktýðýndan çok daha katý ve alaycýydý. Baþkasý olsa asla tahammül edemezdi. Cemse inatçýydý.Onunla evlenmeyi kafasýna koymuþ, askerliði boyunca bu umutla yaþamýþtý. Mektuplarýna cevap gelmemesi ise onu çileden çýkarmýþtý.
     “Gelmezsen... Gelmezsen çok kötü þeyler yapabilirim!”
     “Sen mi?”
     “Seni babandan isterim, ya da kaçýrýrým. Hatta kafam kýzarsa öldürürüm!”
     Kader bir kahkaha atacaktý, ama; Cem'in kararlý bakýþlarý onu vazgeçirdi. Askere gitmeden önce pek pýsýrýk olan genç adam belli ki çok deðiþmiþti. Zaman onu olgunlaþtýrmýþa benziyordu. Kader pencereyi kapatýrken, onunla buluþmanýn iyi bir fikir olmayacaðýný düþünüyordu.


     Ertesi gün Cem çay bahçesinde pek fazla beklemedi. Kader zamanýnda gelmiþti. Bir süre konuþmadan oturup çaylarýný içtiler. Sonra Cem dayanamayýp sordu.
     “Ne zaman evleniyoruz?”
     “Hiçbir zaman!”
     “Askere giderken öyle demiyordun.”
     Konuþmasý küsmüþ bir çocuðunki gibi, mýrýl mýrýl, kaþlarý çatýk yüz ifadesi ses tonunun tersine sertti. Kaderse sinirlenmeye baþlamýþtý. Sesini yükseltti.
     “Üç günlük sakalýnla karþýmda oturuyorsun. Ýþin de yoktur senin!”
     “Dur be kýzým, daha yeni geldik. Merak etme, dayým beni lokantasýna ortak edecek. Seni aç býrakmam.”
     “O pis kebapçýdan mý bahsediyorsun?”
     






     Cem'in pes etmeye hiç niyeti yoktu. Yeþil gözlerini kýzýn üzerinden bir saniye bile ayýrmýyordu. Her þeyi göze almýþ gibi bir hali vardý. Masanýn altýnda, sol elini yumruk yapmýþ, tüm gücüyle sýkýyordu. Bu ukala, gözü yükseklerde kýzýn burnunun sürtmesi için her türlü çýlgýnlýðý yapabilirdi.
     “Yarýn yine burada buluþalým.”
     “Gelemem, iþim var.”
     “Ne iþi?”
     “Düðün için hazýrlanacaðým.”
     Cem'in korku ve kuþku karýþýk bakýþlarý Kader'i keyiflendirmiþti. Genç adamla oynamak onu eðlendiriyora benziyordu. Daha da ileri gidebilir, yalanlar uydurabilir, peþinden koþturtabilirdi. Ama içinde bir korku vardý. Görmeyeli deðiþmiþti. Kendine olan güveni yerine gelmiþ, o pýsýrýk, çekingen, kýrmýzý yüzlü çocuk sonsuza dek gitmiþti. Þimdi karþýsýnda oturan adamýn tepkilerini tahmin edemiyor, onu parmaðýnda oynatamayacaðýný hissedebiliyordu.
     “Kendi düðünün olduðunu söyleme sakýn.”
     Genç kýz güldü. Daha da gülerdi ya, delikanlý sinirlenmeye baþlamýþtý.
     “Mahalleden bir arkadaþýmýn... Çok zengin bir koca buldu kendine. Þimdi aklý sýra bize hava atacak.”
     “Ne diye? Yoksa giyecek bir þeyin yok diye mi üzülüyorsun. Ben sana bulurum.”
     “Sen mi?”
     Bir kahkaha atacaktý, ama; Cem'in kararlý bakýþlarý onu vazgeçirdi. Ne tuhaf biriydi! Daha önce de böyle miydi?
     “Yarýn seni buradan alýrým. Birlikte gideriz. Kafandan geçenleri anlamýyorum sanýyorsun herhalde.Damadýn arkadaþlarýyla tanýþma fýrsatýný kaçýracaksýn!”
     “Zihnimi okuyabiliyor.” diye düþündü Kader. “Çok çalýþmýþ ve baþarýlý olmuþ. Kesinlikle zihnimi okuyabiliyor ve ben nedense bunu önemsemiyorum. Onunla konuþmayý seviyor muyum? Daha da tuhaflaþýr mý acaba? Bana olan aþkýndan mý böyle oldu?”
     Kader ciddileþti. Madem düþünceleri yüzünden okunuyordu, düþünmemeliydi.
     “Biliyor musun? Dün gece rüyamda çok ama çok zengindim...” diyebildi.


                    ************


     Geniþ yemek odasýnda, uzunca bir masada iki kiþi kahvaltý ediyordu. Ýkisinin yiyemeyeceði kadar çok þey vardý sofrada. Karþýlýklý oturmuþlardý, konuþmuyorlardý. Birbirlerine bile bakmýyorlardý.
     Alper'in yüzü gazetenin ekonomi sayfalarýndan görünmüyordu. Kader sessizce çayýný yudumluyor, ince boynunu biraz uzatmýþ, arka sayfalardaki manken kýzlarýn mayolu fotoðraflarýna bakmaya çalýþýyordu. Sonra, kocasýnýn ani ve hýþýrtýlý bir sayfa çeviriþiyle bundan vazgeçti ve arkasýna yaslandý. Sýrf konuþmuþ olmak için saçmalamaya karar verdi.
     “Bugün pazar, deðil mi?”
     Sanki bunu bilmiyordu! Onaylanmak mý istiyordu, yoksa çok farklý bir beklentisi mi vardý?
     “Gazetenin pazar ekini mi istiyorsun?”diye mýrýldandý Alper. Yüzünü kapatan gazete kaðýtlarý yüzünden sesi boðuk çýkmýþtý.
     “Bir planýn var mý?”
     “Ýþ adamlarýyla öðle yemeði... Dün söylemiþtim.”
     Gerçekten de söylemiþti. Yine de Kader'in iki kaþýnýn arasýndaki tek çizgi birden derinleþti. Kocasýyla en son ne zaman iyi vakit geçirmiþti, hatýrlamýyordu. Onun bu ilgisiz hali genç kadýný çileden çýkarýyordu.
     “Gitmesen olmaz mý?”
     Alper gazetenin üzerinden karýsýna baktý. Sonra aðýr hareketlerge gazeteyi katladý, kývýrdý. FÝncandaki soðumuþ çaydan bir yudum aldý.
     “Arabaný al, arkadaþlarýnla alýþveriþe falan git. Bugünlük böyle olsun, sonra telafi ederiz.”
     Alper bunlarý söyledikten sonra masadan kalktý. Kaderse bir süre oturdu. Monoton hayatý onu gittikçe boðuyordu. Hesabýný yapamadýðý parasýný harcayacak yer bile bulamýyordu. Hemen hemen hiçbir þey onu heyecanlandýrmaya yetmiyordu. Bu düþüncelerle hazýrlandý ve arabasýna bindi. Nereye gideceðini bilmeden gaza bastý,. Biraz hýz yapmak kafasýnda gittikçe aðýrlaþan tonlarca düþünceden, onu birazcýk olsun uzaklaþtýrabilirdi.
     “Arkadaþlar...” diye mýrýldandý. “Hepsinden de nefret ediyorum. Bir açýðýmý bulmayagörsünler... Hepsi arkamdan vurmaya hazýr, bekliyorlar...”
     Hiç bilmediði yerlerde saatlerce dolaþtý, þehirden uzaklaþtý. Saati bilmiyordu, ama; güneþin yakýcý etkisinin biraz azaldýðýný hissetti. Sonunda kirli bir dere kenarýnda arabayý durdurdu. Baþýný direksiyona dayadý, biraz dinlendi. Arabadan çýkýp, su birikintilerine basmamaya çalýþarak, hemen ilerdeki yarým kalmýþ bir ev inþaatýnýn merdivenlerine doðru yürüdü. Merdivenlerde bir adam oturuyordu. Saçý sakalý birbirine karýþmýþ, üstü baþý yýrtýk pýrtýk adamýn yanýna oturdu Kader. Adam onun oturmasýna hiçbir tepki vermemiþti. Kör gibi, daima ileriye, sýcaðýn etkisiyle oldukça kötü kokan, yer yer kurumuþ dereye doðru bakýyordu. Kader oturduðu yerde kýmýldadý. Sonra adam Kader'e bakmadan konuþmaya baþladý.


     “Kokuyorum, deðil mi?”
     “Biraz, ama; önemli deðil.”
     “Uzun zamandýr yýkanmadým. Geçen hafta hamama gidecektim. Sonra vazgeçtim. Etkisi uzun sürmezdi, bþa masraf olurdu. Buraya gelene kadar balçýða bulanýyor insan.”
     “Haklýsýnýz. Burada mý yaþýyorsunuz?”
     Ýnþaatý inceliyordu. Yarým kalalý çok olmuþ gibiydi. Bir duvar tamamen yýkýlmýþtý.
     “Burasu yazlýðým. Son iki senedir falan... Kýþlarý otostopla güneye gidiyorum. Deniz kenarýnda bir yere... Geçen sene iki arkadaþla yýkýk bir yalýda kaldýk. Bir deðiþiklik olmazsa yine gideceðiz. Ýçeriyi gezmek ister misiniz?”
     Kader itiraz etmedi. Merdivenlerden yan yana çýktýlar. Adam, Kader'in yüzüne bakmamakta ýsrar ediyor gibiydi. Kader belli etmeden onu süzüyordu. Güneþten ve kirden kapkara olmuþtu. Saçlarý, sakallarý yeni yeni kýrlaþmaya baþlamýþtý. Yamalý bir pantolon, kirli bir gömlek giymiþti. Ayaklarý çýplaktý. Ýçeri girdiler.
     Evin bir duvarý neredeyse tamamen yýkýlmýþtý. Buna raðmen kapýnýn olmasý gerektiði yerden girdiler. Ýçeride, üç odadan ikisi iyi durumdaydý. Bunlardan biri yatak odasý, diðeri oturma odasý olarak kullanýlýyor gibiydi. Oturma odasýna geçtiler. Burada sönmüþ bir ateþin kalýntýlarý, bolca gazete kaðýdý, çöpten çýkarýlmýþa benzeyen ývýr zývýr ve içki þiþeleri vardý.
     “Burasý serin, gölge...” dedi adam.
     Seçtiði bir gazete kaðýdýný özenle serdi. Kader yine itiraz etmeden oturdu. Adam da tam karþýsýna... Hep karþýsýna bakýyordu. Böylelikle Kader'e bakabilmiþti sonunda. Yüzünde anlamsýz, hçbir duygu ifadesine uymayan bir gülümseme belirmiþti.
     “Size bir þey ikram edemeyeceðim.”
     “Önemli deðil.”
     “Pek misafirim olmaz. Uzun yýllardýr olmadý. Kediler, köpekler falan gelir bazen. Fazla durmazlar, giderler. Bizi beðenmezler belki de... Nankör hayvanlardýr. Sadece kediler deðil, köpekler de... Birini çok sevmiþtim. Yanýmda olsun istedim, iki gün durmadý. Kaçýp gitti.”
     “Kedi mi?”
     “Köpek...”
     Adam bir þey daha söylemek istedi. Sonra vazgeçti. Tekrar söylemeye karar vermiþ gibi kýmýldadý. Bir gazete kaðýdýnýn köþesini kopardý, elinde buruþturup attý.
     “Siz de mi kaçtýnýz?”
     “Gezmeye çýktým.”
     “Pazar gezintisi... Güneþ batýyor. Dýþarýsý çok güzel olur, serin, sessiz... Buralar tenhadýr, kimseler gelmez. Size göre yerler deðildir. Yine de korkmayýn. Arabaya falan da bir þey olmaz. Diðer arkadaþlar bu gece gelmeyecekler. Biri hýrsýzlýk yapar. Ufak tefek... Araba radyolarý falan çalar, satar. Ýyi çocuktur aslýnda. Neyse, dediðim gibi bu gece gelmeyecekler.”
     Kader gülümsüyordu. Ýçerisi boðucu ve karanlýk olmaya baþlamýþtý. Oldukça kötü kokuyordu. Yine de hava kararana kadar beklediler. Sonra dýþarý çýktýlar. Adam, birkaç gazete kaðýdýný beraberinde getirdi. Birinden küflü bir ekmek çýkardý. Küflü kýsýmlarýný ayýklarken, Kader oturmuþtu bile. Adam bir de yarýsý dolu bir raký þiþesi bulmuþtu. Bunlarý serdiði bir gazete kaðýdýnýn üstüne koyarken sordu:
     “Bekleyeniniz yok mu, gece misafirim mi olacaksýnýz?”
     “Sizi rahatsýz etmezsem.”
     Adam ekmeði böldü, bir parçasýný Kader'e uzattý. Kader ekmeði aldý, çok acýkmýþtý, hiç düþünmeden yemeðe baþladý.
     “Buradan yýldýzlar görünür mü?”
     “Görünür, ama; ben bakmam. Bir kez baktým, ezberledim. Çok açsýnýz galiba. Su da yok. Raký var, içer misiniz?”
     Kader þiþeyi aldý, topraklý kapaðý açtý, bir yudum aldý. Yüzünü buruþturdu. Ekmeðinden bir ýsýrýk daha aldý. Adam bu sefer de ateþ yakmak istiyordu. Oysa hava sýcaktý. Kader yine itiraz etmedi, adam ýsrar etmiþti.
     “Bir yýldýz da biz yakalým. Bu ateþ yýldýzlardan daha güzel. Sesi var, kokusu da...”
     “Mutlu musun?” diye sordu Kader. Adam þaþkýnlýkla baktý.
     “Deðilim. Senden biraz daha mutluyum.Senden çok daha özgürüm. Daha az özgür olu daha çok mutlu olmak isterdim.”
     Ateþin çýtýrtýlarý ve kurbaðalarýn çýkardýðý ses kulaða güzel bir müzik sesi gibi geliyordu. Kaderin krem rengi eteði, topraða, çamura bulanmýþtý. Saçlarý bozulmuþ, makyajý biraz akmýþtý. Þakaklarýndan akan teri kirli elleriyle sildi. Karanlýkta yüzüne bulaþan kir belli olmuyordu.
     “Ben hem daha özgür hem de daha mutlu olmak isterdim. Sana dün gece gördüðüm bir rüyayý anlatayým mý? Dün gece rüyamda çok fakirdim. Daha gençtim, biraz daha mutluydum. Çok çok fakirdim...”



                    ************



     Küçük perinin inadýný ecesi kýramadý. Bir koza örmesini tavsiye etti. Gümüþ bir koza... Pýrýl pýrýl bir koza...
     Küçük peri hemen iþe koyuldu. Kozayý dikkatle, özenle örmeye baþladý etrafýna. Saatlerce, günlerce, haftalarca, aylarca, ýllarca ördü. Öyle umut doluydu ki... Zaman kavramý kalmamýþtý artýk. Tek düþündüðü þey sonunda dönüþeceði yaratýktý.
     “Ýnsan olacaðým ben.” diyordu. “Çok mutlu olacaðým, çok mutlu.”
     Küçük perinin kanatlarý solmaya baþlamýþtý, bedeni her geçen gün biraz daha büyüyordu. Gözleri ýþýl ýþýl parlýyor, küçücük kalbi inanýlmaz bir hýzda atýyordu...


                    ***********


     Kader Cemle buluþtuðunda gözlerine inanamamýþtý. Þimdiye kadar gördüðü en güzel elbise, Cem'in ellerinde, genç kýzýn onu giymesi için bekliyordu. Yüzü mutlulukla aydýnlandý. Gecenin en güzel kýzý, kuþkusuz o olacaktý.
     “Gelinden bile güzel olacaksýn.”
     “Gelinden bile güzel olacaðým.”
     Elbiseyi nereden bulduðunu sormadý bile. Hipnotize olmuþ gibiydi. Hiç merak etmedi. Pis bir tuvlette üzerini deðiþtirdi. Sonra çay bahesinden kaçar gibi çýktýlar, bir taksiye atladýlar. Ýkisi de mutluydu. Cem daha da mutluydu, Kader mutlu olduðu için... O da iyi giyinmiþti, traþ olmuþtu. Takým elbisesinin içinde biraz rahatsýzdý, ama; deðerdi.
     “Bizim de düðünümüz olacak.” diye düþündü. “Hem de yakýnda... Bu gittiðimiz kadar lüks olmayabilir. Dayýmýn lokantasýnda yapabiliriz. Keþke beni, benim onu sevdiðim kadar sevseydi. O zaman daha kolay olurdu.”
     Kader elbisesine bakýyordu. Uzun, incecik, yazlýk bir elbiseydi. Oldukça pahalý görünüyordu. Ayakkabýlar bile tam olmuþtu. Sadece sol teki küçük parmaðýný birazcýk acýtýyordu. Saçlarýný kendisi yapmýþtý.
     “Pek güzel olmadý. Bu elbise üzerimdeyken saçýma kim bakar ki? Ayþe kýskançlýktan çatlayacak. Beni çatlatmak için çaðýrdý, o çatlayacak. Gelinliði güzeldir gerçi, olsun, benim de elbisem güzel.”
     Ýndiklerinde biraz gergindi Kader. Yanlýþ bir þey yapmaktan, rezil olmaktan korkuyordu. Kapýdan girmeden Cem onu durdurdu. Boynuna bir kolye taktý. Kader kolyeyi tam görememiþti. Yine de aðzý kulaklarýndaydý. Gözleri, kolyenin taþlarýndan bile çok parlýyordu. Boynu üþüdü, Cem'e sýcacýk baktý.
     Düðün damadýn evinin geniþ bahçesinde yapýlýyordu. Havuz ýþýklandýrýlmýþtý.Düþündükleri kadar kalabalýk da deðildi. Müzik güzel, yemekler lezzetli, þarap daha da lezzetliydi.Kader iki kadeh içtikten sonra yüzünün kýzarmaya baþladýðýný hissetti     
     Ayþe ve kocasý onlarla fazla ilgilenmediler. Ayþe sürekli kocasýnýn ailesiyle meþgul oluyor, özellikle de kayýn validesinin gözüne girmeye çalýþýyordu. Onun ailesiyse, bir köþede yaþlý gözlerle kýzlarýnýn mutluluðunu izlemekle yetiniyordu. Cem'in gözü, Kader'i süzen damadýn birkaç arkadaþýndaydý. Neyseki Kader onlarýn farkýna varmamýþtý.
     “Fark etseydi de umursamazdý. Gözlerinin içi parlýyor...”
     Cem bunlarý düþünürken dans ediyorlardý. Ayný anda da iki polis memuru kapýdan içeri giriyordu. Polislerden þiþman olaný, servis yapan delikanlýya bir fotoðraf gösterdi ve bir þeyler sordu. Kader'in baþý dönüyordu. Cem polisleri gördü. Genç servis elemaný tam arkasýna döndü ve Cem'i iþaret etti. Cem'in yüzü bembeyaz olmuþtu. Polisler yaklaþýrken dans etmeyi kesmedi. Kader olanlardan habersiz, gözlerini kapamýþ, gülümsüyordu. Cem, genç kýzýn kulaðýna fýsýldadý.
     “Kader... Polisler geldi.”
     Durdular. Genç kýz, Cem'in söylediklerini anlayamýyordu. Arkadaþlar, soygun, biri ele vermiþ olmalý, kolye... Hýzlý hýzlý anlatýyordu delikanlý. Polisler yüzünden bir rezalet çýkmadan hemen teslim olmalýydý. Neyseki havuzun tenha kýsmýndaydýlar ve kimse olanlarýn farkýnda deðildi.
     Kader, Cem'in gözlerinin içine bakýyordu. Ne görüyordu? Hayal kýrýklýðý? Yavaþ yavaþ olup biteni anlamaya baþlýyordu. Elbise, kolye... O ana kadar bunlarýn nereden geldiðini merak etmemiþti. Soracaktý, geç kaldý.
     “Ayþe'nin ailesiyle dön mahalleye. Aklým sende kalacak.”
     Polislerin geldiði yöne doðru hýzlý hýzlý yürüdü. Giriþin önünde onlarý durdurdu. Bir süre konuþtular. Sonra çýktýlar. Cem arkasýna dönüp bakmadý.
     Kader olduðu yerde kalakalmýþtý. Kafasýnda yüzlerce düþünce dolanýp duruyordu.
     “Hýrsýzlýk yapmýþ. Benim için hem de...” diye fýsýldadý.
     “Pek tekin birine benzemiyordu. Yakýndan tanýr mýydýnýz?”
     Bunu bir adam söylemiþti. Gece boyunca Kader'i göz hapsine almýþtý. Þimdi de tam arkasýnda duruyordu. Sanki, Cem ölmüþ gibi konuþmuþtu. Merhum'u nasýl bilirdiniz?
     “Burada tanýþtýk.”
     “Size göre biri olmadýðý belliydi.”
     Gözleri çok keskinmiþ. Bu yargýya nereden varmýþtý? Kader gördüðü düþten uyandý. Az önce rüyada gibiydi, kalbi heyecanla, mutlulukla karýþýk çarpýyordu.Þimdi gerçek dünyaya geri dönmüþtü.
     “Burasý gördüðüm bir düþe benziyor.” diye düþündü.
     “Tanýþmamýþtýk, adým Alper...”






     Güneþ yeni doðmuþtu. Kader omzunda bir aðrýyla uyandý. Oturduðu yerde, ateþin yaný baþýnda uyuyakalmýþtý. Ateþ çoktan sönmüþtü. Genç kadýn zorlukla yerinden kalktý. Bir gecede, kýrk yýllýk evsizlerden beter bir görünüme kavuþmuþtu. Üzerinde toprak, çamur lekeleri, makyaj ve kire bulanmýþ bir surat ve darmadaðýn olmuþ, kumlu saçlar...
Bunlarý önemsemedi. Adam, derenin kenarýnda dikiliyordu. Ayaklarý, bileklerine kadar balçýklý suyun içindeydi. Kader topuklu ayakkabýlarýný çýkardý, adamýn yanýna yürüdü. Adam karþýsýna bakýyordu
     “Beni çok aradýn mý?”
     “Çok aradým.”
     Gülümsedi. Yeþil gözleri yýllar önceki gibi parlamýþtý.
     “Beni tanýmadýðýný sanmýþtým. Koktuðumu önemsemediðini söyleyene kadar...”
     Kahkahasýna hakim olmaya çalýþtý. Baþýný yere eðdi, Kader, o anda henüz askere gitmemiþ, yeni yetme Cem'i görür gibi oldu.
     “Ben de senin beni tanýmadýðýný düþünmüþtüm.”
     “Mümkün mü? Hiç deðiþmemiþsin.”
     “Hapisten çýktýktan sonra ne yaptýn?”
     “Birkaç kez daha girdim. Ufak tefek hýrsýzlýklar. Senin evlendiðini duydum.”
     Kader cevap vermedi. Dün oynadýklarý oyun bu sabah sona ermiþti. Yýllar önce bir gece, yine böyle oyun oynamýþlardý. O gece þimdi bir rüyaymýþ gibi geliyordu ikisine de...
     “Kaçmýþ mýydýn?”
     “Pazar gezmesine çýkmýþtým. Sonra, bana söyledikleri yere geldiðimi anladým. Seninle görüþmek istediðimden emin deðildim.”
     “Geldiðine sevindim. Kalmayacaðýný biliyorum ama... Kediler ve köpekler gibi, insanlar, kadýnlar, sevgililer de nankör olabiliyor.”
     “Beni baþýndan atamazsýn. Senin için geldim, hep yanýnda kalacaðým. Daha mutlu, daha özgür olacaðým.”
     Cem gülümsedi. Sakalý ve býyýðý yüzünden gülümsediði pek belli olmuyordu, ama; alaycý bir gülümsemeydi. Uzun süre karþý koydu.
     “Yapamazsýn.” dedi. “Zengin bir hayata alýþtýn, nefret ettiðin geçmiþinden bile beter bu hayata alýþamazsýn, sevemezsin.” dedi, genç kadýna dinletemedi. Kader'in inadýný kýramayacaðýný anlamýþtý.
     “Peki.” dedi en sonunda. Kader mutlulukla Cem'in boynuna sarýldý. Þimdi yeni bir oyuna baþlamýþlardý.


                    *************

     Küçük peri kozasýnýn içinde büyümeye devam ediyor, deðiþiminin tamamlanacaðý günü heyecanla ve merakla bekliyordu. Solmuþ küçücük kanatlarý döküldü. Küçücük bedeni yavaþ yavaþ büyümeye baþladý. Ellerinin, kollarýnýn, bacaklarýnýn ve kalbinin sessiz sessiz büyümekte olduðunu hissedebiliyordu. Kendi kalbinin sesinden baþka ses duymuyordu. Minicik elbisesi üzerinde parçalandý. Saçlarý inanýlmaz bir hýzla uzadý ve omuzlarýndan aþaðý döküldü. Büyüdükçe umutlanýyor, umutlandýkça büyüyordu. Öyle büyüdü, öyle büyüdü ki gömüþ koza bedenine küçücük gelmeye baþladý. Gümüþ koza kaskatýydý ve pericikle birlikte büyüyüp geniþleyemiyordu. Peri büyüdükçe sýkýþtý, sýkýþtýkça caný acýdý. Ýnsanlaþan etleri mosmor oldu. Daha önce duymadýðý acýlarla gözlerinden yaþlar aktý. Kollarý, elleri, bacaklarý kesildi, gümüþ koza kýpkýrmýzý kanýyla kirlendi. Artýk çýðlýk çýðlýða aðlýyordu peri kýzý. Tükürüðü, gözyaþý ve kanýyla karýþýp çýplak bedenini boyadý. Kozasýndan dýþarý asla çýkamayacaðýný anlamýþtý. Düþ kýrýklýðýyla ölüp gitti.
                    

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ......
Gönderen: PoLimeRaZ / Ýzmir/Türkiye
25 Þubat 2007
o hayal gücüyle beni her zaman büyüleyen dünyadaki tek peri...

:: .........
Gönderen: PoLimeRaZ / Ýzmir/Türkiye
25 Þubat 2007
o zaten bu düyadaki en hayalperest tek ve gerçek peri...

:: ...
Gönderen: PoLimeRaZ / Ýzmir/Türkiye
25 Þubat 2007
her zaman hayal gücünkle beni büyüledin. bu dünyadaki tek ve gerçek peri...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn soyut kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kara Yaðmurda Açýlan Kýrmýzý Þemsiye
Ýkimizden Biri Diðerini Hayal Ediyor

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Meçhul Besteci


dilara balcý kimdir?

. . . . . . . .

Etkilendiði Yazarlar:
.......


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © dilara balcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.