Bilge kiþi her þeye þaþan kiþidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Günler geçtikçe prensesin güneþ görmeyen vücudu çirkinleþmeye, üstü baþý daðýnýk pejmürde, bir hal almaya baþlamýþ. Bu durmu görenler, onun prenses olduðunu bilmeseler sýradan bir hizmetçi bile sanacak kadar kötüymüþ üstü baþý. Günlerden bir gün, prenses gene bodrum kattaki karanlýk, nemli,rutubetli odasýnda uyurken birden " güneþ tutulmasý " olur. Gündüz vakti ortalýk gece karanlýðýna bürünür. Tam o esnada uyanan prenses, vakti, gece sanýp dýþarý çýkar. Saraydan epey uzaklaþtýktan sonra güneþ tekrar yüzünü göstermeye baþlar. Ortalýk tekrardan aydýnlýk olmaya baþlayýnca kýz korkar!: hýzlý bir þekilde hava aydýnlarnýr. Prenses ne yapacaðýný þaþýrmýþtýr!, etrafta aydýnlýðýn verdiði gölgeler belirir. Prenses tir tir titremeye, beyaz teni heyecandan kýpkýrmýzý olmaya baþlar, kalbi minik bir serçeninki gibi hýzlý atýyordur, nefes alýþlarý sýklaþmýþtýr....Çok korkmuþtur. Uzun yýllar gündüz dýþarý çýkmamýþtýr. Çevredeki kuþlarýn sesleri ona, dipsiz kuyulardan gelen ne olduðu anlaþýlmayan homurtular gibi gelir. Gözleri aydýnlýðý unuttuðundan o kadar sýký kapatýrki gözlerini, hiç açýlmamak üzere mühürlenen firavun kabiri gibi... . Senelerdir bodrum kattaki nem, küf kokusundan burnu çevredeki güzel çiçeklerin kokusunu zor algýlýyordu . Yere kapandý prenses, aðlamaya baþladý. Sýmsýký kapanan gözlerinden bir damla yaþ aktý bir gelincik çiçeðinin üstüne. Sabah yaðan çiy tanesi gibi kondu gelinciðin üstüne... Güneþ ýþýðýnýn vurmasýyla gelinciðin üstündeki gözyaþý, seher yýldýzý gibi parýl parýl parladý birden..Gelincik dile geldi: Neden kaçarsýn gölgenden canavar gibi Sen doðduðundan beri seninle deðilmi ? Eziyet etse yaratýrmýydý hiç Yaratan Gölgen olmasaydý ne anlýyacaktýn aydýnlýktan ! O anda prensesin vesvesesi eçti. Artýk korkmuyordu gölgesinden ve diðer gölgelerden. Herþey eskisi gibi güzel gözükmeye baþladý. O an anladý, bizi Yaratanýn hiç bir þeyi eziyet olsun diye yaratmadýðýný. Biz kendi kendimize eziyet ediyorduk. Hayata hep yanlýþ yerden, karamsarlýk gözlüðüyle bakýyorduk. Baþýmýza gelen ufak bir olay bile bütün hayatýmýzý karartmaya yetecek kadar aðýr geliyordu bize. Biz, duvarda gördüðümüz þekillerden, hatta kendi gölgemizden bile korkunç anlamlar çýkartýyorduk. Bu korkunç anlamlara o kadar çok inanýyordukki, sonunda kendi gölgemiz altýnda eziliyorduk. Hayattan hiç bir zevk alamýyorduk. Bakmasýný bilmeyen gözler; duymasýný bilmeyen kulaklar; sevmesini bilmeyen gönüllerimiz var. Ama Allahtan da bize en büyük rahmet bize gönderilen bir kýlavuz var: bize nasýl sevileceðini gösteren akýllarýmýz var...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © cihat þimþek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |