..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Sevgi bilmekten doðar." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Burcuk




21 Þubat 2002
Sandýk  
Burcuk
Hepsi, içimde ne olduðunu ölesiye merak ediyordu; ama þu ana kadar muhteþem güzelliðime kýyamadýklarý için kýrmamýþlardý beni. Þimdiyse eskisi kadar güzel deðildim. Bir gün birinin çýkýp beni kýrmasýndan korkuyordum. O zaman, daha hazýr olmadan kabuðumdan


:BDHH:
     Ýnançlýlarýn duvarlarýný ördüðü sade tapýnaklardan birine baðýþlanan bir hazine sandýðýydým. Sunaðýn üzerine öylece býrakýlmýþtým; kimin nerden getirdiði bilinmeden...
     Rahipler etrafýmý çevirdi. Göz alýcý oymalarýma, rengarenk süslemelerime ve altýnla iþlendiði belli olan rünlerime uzun uzun baktýlar. Hangi tanrý için yapýldýðýmý anlayamadýlar; ama þu anda onlarýn tapýnaðýndaydým ya...
     Gözleri, içimde tapýnaklarýna baðýþlananýn nasýl bir hazine olduðu merakýyla parlarken içlerinden biri, pembe ellerini üzerime koydu. Diðerleri nefeslerini tutmuþ kapaðýmýn açýlmasýný bekliyorlardý. Elleri üzerimde olan rahip, nazikçe kapaðýmý kaldýrmaya çalýþtý. Tabii ki açýlmadým! Rahip, bu, güzelliðiyle göz kamaþtýran sandýða duyulan mecburi saygýyý ve nezaketi kenara býrakarak tüm gücüyle tekrar denedi; fakat açýlmadým. Soðuk, metalik yüzeyimde hissettiðim ýlýk ten, bende gerekli duygularý uyandýrmamýþtý. Niye açýlacaktým ki!
Üzerimde herhangi bir kilit ya da menteþe yoktu, kýramadýlar. Beni tamamen zedelemeye de kýyamadýlar. Sunaktan kaldýrýp deðerli eþyalarýn saklandýðý odaya da koyamadýlar. Sunaða tüm gücümle yapýþmýþtým, mermerini altýmda hissetmekten hoþlanmýþtým. Zaten bir þekilde burada kalmam gerektiðini hissediyordum...
Yaþlý rahiplerden birinin dediði gibi, ömrü boyunca benim kadar kaprisli bir sandýk görmemiþtir. “Ama deðer!” demiþti yanýndaki genç rahip adayýna. “Bu sandýða deðer evlat. Onun kadar kaprislisini görmedim ama eþsizini de görmemiþtim.”
Böylece uzun yýllar boyunca o sade ve fakir tapýnaðýn boþ sunaðýnda kaldým. Bana ne eller dokundu, ne büyüler yapýldý, ne aletler denendi üzerimde; ama inadým inattý, açýlmadým!
Yýllar geçtikçe beni görmeye gelenlerin sayýsý artar oldu. Uzak diyarlardan zenginler, yoksullar, gezginler, köylüler, panayýrcýlar, her çeþit insan beni görmeye ve açmayý bir kez olsun denemeye geldi. Tapýnaða yardým toplamak için köy köy gezen genç rahipler, benden çok bahsetmiþlerdi inançlý dinleyenlerine. Sonra da hakkýmda bir sürü hikaye uydurulmuþtu. Ünüm yavaþ ama iç gýcýklayýcý bir meraký ruhlara taþýyarak yayýlmýþtý. Sonunda tapýnak, gelip gidenlerle zenginleþti. Dillere destan bir uðrak oldu. Yýllarca hemen hemen yalnýz olduðum sunak, birdenbire kýymetlenen tanrýlarýna yiyecek, el yapýmý hediyeler ve kýymetli mücevherler sunan müritlerin ilgisiyle dolup taþýyordu artýk.
Bana gelip elini süren, öpen, hatta gözyaþlarýyla yýkayanlar arasýndan hiç biri beni açmayý baþaramamýþtý. Bana olan bu inanýlmaz ilgi, artýk tapýnaðýn tanrýsýný sinirlendirmeye baþlamýþtý. Ýnsanlar ona dua etmekten çok, bana dokunmak için geliyordu. Böylece tapýnaðýn tanrýsýnýn yakýcý kýskançlýðý, metalimi karatmaya baþladý. Rahipler ne kadar uðraþsalar da, yaptýklarý hiçbir þey -dua, büyü, boya, sabun- iþe yaramadý. Giderek eskiyip çirkinleþiyordum. Buna raðmen beni görmeye gelenler azalmadý. Beni okþamanýn þans getirdiðine inananlar, þansýn kendi içten niyetlerinden geldiðini bilmeden tapýnaða gelmeye devam ettiler.
Hepsi, içimde ne olduðunu ölesiye merak ediyordu; ama þu ana kadar muhteþem güzelliðime kýyamadýklarý için kýrmamýþlardý beni. Þimdiyse eskisi kadar güzel deðildim. Bir gün birinin çýkýp beni kýrmasýndan korkuyordum. O zaman, daha hazýr olmadan kabuðumdan çýkarýlmýþ olacaktým; ölecektim. Normalde insan kuvveti beni kýrmaya, hatta en ufak bir zarar vermeye yetmezdi tabii ki; ama bu sefer tapýnaðýn kudretli ve kýskanç tanrýsýný da karþýma almýþtým. Onun gizli yardýmý, aç gözlü insanlara beni kýrabilecek gücü verebilirdi.
Bu endiþelerle daha da çöktüm. Kapkara, çirkin, pis bir sandýk olup çýktým. Rahipler, üzerime altýn, gümüþ ve ipekle dokunmuþ çok güzel örtüler örtmekte buldular çözümü. Ýçimde karanlýk bir þeyler olduðunu düþünmeye baþlamalarý da beni üzmüþtü ve iyice içime kapandým. Artýk gelip giden insanlarla ilgilenmiyordum. Hatta dokunuþlarýnda irkiliyor, hissedecekleri düzeyde korku yayýyordum yüzeyime. Yine de dokunmaya devam ettiler...
Tapýnaða ilk geliþimin üzerinden uzun yýllar geçmiþti. Müritlerimin sayýsý nihayet azalmýþtý. Bazen yýlda iki-üç kiþi gelip beni görüyor, aðlayýp neden eskisi gibi þans ve mutluluk vermediðime yanýyorlardý. Tapýnak yine fakirleþmeye baþlamýþtý. Sunaktaki yalnýz günlerim geri gelmiþti.
Bir gün, hiç görmediðim büyüklükte bir fýrtýna çýktý. Dünyanýn bu bölgesinde böyle bir doða olayýnýn imkansýzlýðýndan bahseden rahipler, beni korkutmuþtu. Gökyüzü, öðle vakti kararmýþtý. Yaðmur, üzerimdeki örtüyü aðýrlaþtýrmýþtý. Bütün rahipler tapýnaða girip kapýlarý ve pencereleri sýkýca kapattýlar. Yýllardýr beraber olduðum sunak dýþýnda herkes beni yalnýz býrakmýþtý bu tuhaf fýrtýnayla. O sýrada tapýnaðýn bahçesine biri girdi. Onun bahçe kapýsýndan adýmýný atmasýyla irkilip uzun bir uykudan uyanmýþ gibi oldum. Çimlerde uzun adýmlarýyla bana doðru yürürken, her adýmýnýn yankýsýný içime yönelten toprak, mermer sunaðýmý da canlandýrmýþtý. Ýçimde bir þey küt küt atarak ýþýldýyor, þiddetli rüzgarla dalgalanan örtümü titretiyordu.
Adam fýrtýnadan hiç etkilenmiyor gibiydi. Adeta rüzgar ona dokunmuyor, yaðmur yakýnýna düþmüyordu. Siyah bir pelerinin içindeydi. Eldivenleri dýþýndaki tüm giysileri kaliteli bir siyah kumaþtandý. Eldivenleri ise masmaviydi, parlaktý. O yaklaþtýkça güneþ, kalýn bulutlarý aþýp bana yaklaþýyor gibi hissediyordum. Gelip önümde durdu. Örtü yüzünden adamýn suratýný göremiyordum. Mavi eldivenli eliyle örtünün ucundan tutup savurarak üzerimden attý. Örtümden havaya savrulan yaðmur damlalarýndan hiç biri ona deymemiþti. O anda eldivenleri kadar mavi gözlerini bana kilitleyen keskin ama bir o kadar sevgi dolu bakýþlarýyla karþýlaþtým. Karalýðýmdan ve pisliðimden utanmýþtým; ama o, þimdiye dek gördüðüm binlerce insandan daha þefkatli bir sevgiyle bakýyordu bana.
Rahipler yanýmýza yaklaþmaya cesaret edemedi; çünkü yaydýðým ýsýyla kýzaran mermer sunaktan ürkmüþlerdi.
Adam, eldivenlerini çok yavaþ ve sakin hareketlerle çýkardý; vahþi bir hayvaný ürkütmek istemiyormuþ gibi... Sonra iki elini birden üzerime koydu. Heyecandan ölecektim! Ellerini koymasýyla içime çok tatlý bir sýcaklýk yayýldý ve her milimetrem titredi. Elinin deydiði yerden bütün yüzeyime dalga dalga yayýlan sevgi, beni eski halime getirdi. Parlak güzelliðim geri gelmiþti. Ben de bu olaðanüstü duygulara karþý koyamayarak açýldým! Rahipler þaþkýnlýktan küçük çýðlýklar attýlar. Bazýlarý içimi görebilmek için öne atýldý. Adamýn da gördüðü gibi içim, aðzýna kadar altýnla doluydu. Çok büyük bir sandýktým ve bu kadar çok altýný bir arada krallar bile zor görürdü. Rahiplerden biri bayýldý, diðerleri düþmanca bir tavýrla adama bakmaya baþladýlar.
Adam, altýnlarla hiç ilgilenmedi. Kapaðýmýn kenarýna sýkýþmýþ tek bir þeye dikmiþti gözünü; küçük, mavi bir taþa. Ben de mutluluktan ve sevgiden deli olmuþtum; çünkü doðruca bana bakýyordu. Taþ, benim özümdü. Kabuðumdan kurtarmýþtý beni ve þimdi özümü alýyordu ellerinin arasýna. Beni, yani mavi taþý alýp göðsüne bastýrdý. Hemen giysilerini, bastýrdýðý yerden yakarak tenine ulaþtým ve annesine sokulan bir bebek gibi teninin içine girdim. Ýþte yuvamdaydým! Böyle bir bütünlük, tamlýk duygusunu hissetmek kadar doyurucu ve mükemmel bir þey yoktu hayatta.
Adam mýrýldandý; “ Seni almaya gelmiþtim güzel parçam. Seni buradaki görevinden alýp tekrar kendime vermeye gelmiþtim. Görüyorum ki görevini baþarmýþsýn. Yine bir olduk, yine beraberiz...” Ben mi mýrýldanmýþtým, adam mý...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Lütfen...


Burcuk kimdir?

Bütün sevgimle. . .


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Burcuk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.