Dudaklarýmýzýn uzun aylardan sonra o ilk birleþmesi ve ortaklaþa daðýttýðýmýz yataktan ayrýlýþým arasýnda, salondaki duvar saatinin gongu kaç kere vurdu anýmsamýyorum. En az bir yarým saat geçmiþ olmalý ama. Çünkü seviþmeye yeni baþladýðýmýzda gong, yaptýðýmýz ritmik hareketlerle uyumlu olarak art arda çaldý uzunca bir süre: Ding-dong, ding-dong... Sonra tek bir kuvvetli vuruþ yankýlandý her þey bitip bedenlerimiz tükendiðinde: Dinggg...

Derin bir uykuya dalmasýný bekledim, bedeninin benim üzerimdeki yarýsýndan kurtulup sessizce yataðýndan çýkabilmek için. Odasýndan çýkarken hâlâ uyuduðuna emin olmak için dönüp baktýðýmda fark ettim. Yanýbaþýnda baþka bir erkek yatýyordu, yataktayken varlýðýný hep hissettiðim ama göremediðim. Yoksa aslýnda onu görmeme engel olmak için mi söylemiþti o laflarý seviþirken: "Iþýðý kapa, bana bakman beni utandýrýyor..."

Çýplak ayaklarýmý soðuk taþlara basa basa salona gidip duvar saatinin altýndaki koltuða oturdum. Çýrýlçýplaktým. Salon soðuktu, oturduðum koltuk ise buz gibi. Soðuðu hissedebiliyordum ama üþümüyordum. Çýplak bedenimin içine geçemiyordu soðuk. Biraz önceki seviþmenin etkisi deðildi bu. Uzun aylar boyunca içimde beslediðim sevginin artýk kanýksadýðý yerini þu an terk etmesiyle soðuyan içimin tepkisizliðiydi neden.

Ýçeride, yatakta uyuyan kadýn... Ýnsani tepkilerimin çoðu onun içindi bir zamanlar. Ve þu anki tepkisizliðime de onun neden olduðunu biliyorum. Soðuk, karanlýk odada ne yapmam gerektiðini bilemeden oturuyorum. Tek bildiðim onu unutmak istediðim. Bunu iki yýldýr becerememiþtim, þimdi de denesem baþaramayacaktým, ara bir düþünce geliyordu aklýma hep. Onu önemsemeden onunla beraber olmak. Onunla seviþmek, onunla saatin tik-taklarýný dinleyerek seviþmek. Sonra arkamý dönüp uyumak. Onu bir eskort kýz gibi görmek, bir süre önce bana davrandýðý gibi... bir orospu gibi.

Düþünceler dolduruyor kafamý. Eski zaman görüntüleri beliriyor gözlerimin önünde. Ana-baba günü bir plajda insanlarýn arasýna, yere serdiði havlunun üzerine oturmuþ, sýkýldýðý her hâlinden belli siyah uzun saçlý bir genç kýz. Yaz boyunca güneþin altýnda tembel tembel yatarak bir erkeðin yanlarýna gelip kendilerini tavlamasýný beklemekten baþka iþleri olmayan diðer kýzlarýn etrafýný doldurmuþ bronz tenlerine gýpta ile bakarak beceriksizce saklamaya çalýþýyor siyah mayosunun sardýðý bembeyaz tenini. Büyük olasýlýkla geçen yazdan beri ilk kez giydiði mayosunun modasýnýn geçmiþ olmasýndan endiþe ediyor.

Bütün yaz þehirde çalýþýrken o, bu insanlar tembel tembel güneþlenmiþ, denize girmiþ, birbirleriyle tanýþýp dost olmuþlar. Arkadaþýnýn yeni tanýþtýrdýðý çocuk da öyle. Omzunu yasladýðý gölgelikte birasýný içerek, siyah gözlükleri arkasýndan nereye baktýðý belli olmadan insanlarý izliyor. Arasýra kýza bakýyor. Ne de olsa beraber geldiler, beraber dönmek zorundalar. Ama çocuk onunla sohbet etmek zorunda deðil tabii ki.

Çocuk bir ara yalnýz baþýna denize girip dönüþte havlusuna kurulanmak için kýzýn yanýna geldiðinde, þezlonguna oturup kýza nerede çalýþtýðýyla, þehirde neler yaptýðýyla ilgili sorular soruyor. O da bu tatlý hayat yaþayan sorumsuz gençlerden biri. Ama yine de tanýdýðý tek yeni insan. Ve hoþ çocuk. Bu yüzden yanýna geldiðinde yüzünü ona dönerek en sevimli hâlini takýnýyor.

O ana-baba günü kumsaldaki utangaç, sýkýlgan ve beyaz tenli genç kýz içeriki odada uyuyan kadýn þimdi. Ben ise bronzluðunu kaybetmiþ tenim çýplak oturuyorum salonda. Ýki buçuk yýl geçti aradan. Herhangi birisiymiþ gibi tanýþtýðým o genç kýz sonradan sevgilim oldu, aþkým oldu, benden ayrýlýp baþka bir erkeðin sevgilisi oldu, benim deðil o erkeðin kollarýnda kadýn oldu ve iki buçuk yýl sonra biraz önce benimle ilk kez birlikte oldu.

Erkek arkadaþýnýn ona iyi bir kazýk atarak terk ettiði sýralar bunlardan habersiz olan ben yoluna çýktým. Birisiyle beraber olduðunu ama iyi gitmediðini söyledi. Onu unutamadýðýmý söylediðimde teklifini yaptý.

"Biraz zaman ver bana, seçimimi yapayým."

Kabul etmedim. Ama reddetmedim de... Onu çok seviyordum. Hâlâ seviyorum! Beni seçti. Onu terk ettim! Özür diledi. Buluþtuk. Hiçbir þey konuþmadýk. Erken ayrýldýk.

Onu aradým ve beraber olduk dün gece. Hayal kurmuþtum: Kýzlýðýný bana veriyor, ertesinde terk ediyor. Yýllar sonra arýyor, ilk aþký, ilk erkeði olduðumu söylüyor.
- Bana kýzlýðýný verip sonra baþkalarýna nasýl kullandýrýrsýn...
- Sana kalbimi de vermiþtim, onu böyle nasýl kýrarsýn...
- Onun eskisi kadar saf kaldýðýný sanmýyorum. Yatmak istiyorsan geleyim ama kalbimi istiyorsan onu sana getirmeyeceðim...

Onu tekrar sevgilim yaptým aþký uzak tutarak düþüncemden. Ona bir eskort kýz gibi davranacaðým, hissettirmeden bir orospu gibi. O bir orospu benim gözümde. Bir orospu... Bu düþünceye kendimi alýþtýrmalýyým. Gözümdeki deðerini azaltmanýn, yok etmenin, unutmanýn tek yolu bu. Acý çektireceðim ona, biliyorum ama, yoksa benim acýlarým hiç dinmeyecek. Hem bu kadar insancýl düþünmeme gerek yok onun için. O bunu hak etmiyor.

"Ne oldu, uyuyamadýn mý?"

Salonun giriþinde üzerinde sabahlýðý ile duruyor. Yanýma yaklaþtýðýnda karanlýkta çýplak olduðumu fark etti:

"Üþümüyor musun!?"

Kucaðýma oturdu. Boynuma sarýlýyor. Bir kedi gibi kývrýlýyor kucaðýmda. Kedilerden nefret ederim! Uyuklamaya baþlýyor. Onu kucaðýmdan atmak istiyorum, gitmesini istiyorum. Bana dokunmasý eskiden olduðu gibi çýldýrtmýyor beni. Çýldýrtýyor, çýldýrtýyor ama bu kez tamamen farklý nedenlerle.

Birden üþümeye baþladým. Ürperdiðimi hissedince daha çok sokuluyor bana, daha çok üþümeme neden oluyor. Kalkmak üzere bir hareket yaptým daha kucaðýmdayken. Düþmemek için tutunuyor. Þaþkýn þaþkýn yüzüme bakýyor, bir þey söyleyemiyor. Yüzümdeki ifadesizliði görünce anlamak isteyen bakýþlarla kenara çekiliyor. Kalkýyorum ve yerde daðýnýk duran giysilerimi giymeye koyuluyorum. Dün gece seviþmeye baþladýðýmýz yerden pantolonumu alýrken sütyeni geldi elime. Sert bir hareketle koltuðun üzerine fýrlattým, elime bulaþmasýna engel olmak istermiþim gibi. Gömleðimin düðmelerini iliklerken sormaya cesaret ediyor.

"Nereye gidiyorsun? Bir þey mi oldu?"

Ona doðru döndüm. Sadece Tanrý biliyor onu sevdiðimi. O nasýlsa sýr saklar. O yardým da ederdi ama unutmam için hiç yardým etmedi.

"Seninle beraberken kafamda hep baþka biri vardý. Onu düþünmemeye çalýþtým ama beceremedim. Sanki demin o da yataktaydý. Onu düþünmeden seninle bir daha seviþebileceðimi sanmýyorum. Seni tekrar sevebileceðimi sanmýyorum."

Beni anlamasý olanaksýz. Baþka bir kadýndan söz ettiðimi sandý. Gerçeði söylemiyorum. Beni anlasa da yeterli deðil. Acýmý yok etmek için düþündüklerimi belleðimden silmesi olasý deðil.

Hiçbir þey söylemedi. Yere bakýyor. Sonra dikleþti ve yatak odasýna doðru yürüyor.

"Seni evimde istemiyorum."

Odaya girip kapýyý kapadý. Yataða uzanýp düþüncelere daldýðýný sadece tahmin ediyorum. Bir damla göz yaþý döktüðüne tanýk olsaydým, ileride bir gün geri dönebilirdim. Benim için deðil, kendi için aðladýðýný bilsem bile...