Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
Geçen hafta(06 Mart 2004 Cumartesi ) Trabzon’da Hamamîzade Ýhsanbey Kültür Merkezi’nde T.C.Kültür Bakanlýðý ve Ýlesam(Ýlim Eserleri Sahipleri Meslek Birliði) Trabzon Temsilciliði tarafýndan “Doðumunun Yüzüncü Yýlýnda Bayrak Þâiri Arif Nihat Asya” konulu bir panel düzenlendi.Panel baþlamadan evvel Ýlesam Trabzon Temsilcisi Araþtýrmacý –Yazar Jeoloji Yüksek Mühendisi Ahmet Musaoðlu açýlýþ ve takdim konuþmasý yaptý.Onun ardýndan Ýlesam Yönetim Kurulu Baþkan Yardýmcýsý Osman Oktay kürsüye gelerek gündemle ilgili kiþisel duygularýný dile getirdi.Oktay þöyle dedi: “Bu gibi kültürel toplantýlarý daha çok Ýstanbul,Ankara ve Ýzmir gibi büyük þehirlerde yapýyorduk.Meðer yanýlmýþýz.Bugün bu kalabalýðý görünce bunu fark ettim.” Sayýn Oktay’ýn bu tespit ve samimi itirafýný biz yýllarca dile getirdik.Türkiye’nin Ýstanbul’dan ibaret olmadýðýný, Anadolu’da kültürel açýdan büyük bir açlýk, boþluk ve potansiyel bulunduðunu söyleyip durduk ama sesimizi iþittiremedik.Trabzon gibi tarihî ve kültürel açýdan zengin bir þehirde her hafta böyle bir faaliyetin yapýlmasý zorunludur. Ardýndan Ýlesam Yönetim Kurulu Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Kocaoðlu kürsüden dinleyicilere seslenerek þu çarpýcý açýklamalarda bulundu: “Bizim kadar kültürüne ve medeniyetine kayýtsýz bir millet göstermek bilmem mümkün müdür?Geçtiðimiz yýllarda Batýlý Ermeni lobileri “Ararat” isimli bir film çektiler.Bu filmde Türkler vahþi,katil ve canavar bir millet olarak gösterildi.Sanki bütün Ermeniler’i kýlýçtan geçirerek kesip doðramýþýz.Filmde böyle bir tarihî yalan iþleniyor.Bu film Batýlý bir ülkenin aleyhine çekilseydi bütün dünyada yayýnýna izin vermezlerdi.En kýsa zamanda yayýndan kaldýrýrlardý.Biz ne yaptýk?Bu filmin dünyadaki gösterimini engellemeyi bir yana býrakýn,Türkiye’de izlenmesine devlet olarak izin verdik.Neymiþ efendim,demokrasi adýna,hoþgörü adýna!..Neyseki Türk vatandaþý bir kýsým ehli insaf Ermeni, bu filmde anlatýlanlarýn tarihî gerçeklerle baðdaþmadýðýný söyleyerek yayýndan kaldýrýlmasýna sebep oldular.” Bu kýsa konuþmalardan sonra paneli yöneten Ahmet Musaoðlu,katýlýmcý konuþmacýlardan KTÜ Rektörlük Türk Dili Bölüm Baþkaný Doç.Dr.Osman Kemal Kayra,Gazeteci Yazar Ýbrahim Metin,Þair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler salondakileri selâmlayarak panele baþladýlar.Ýlk sözü alan Osman Kemal Kayra, öncelikle Arif Nihat Asya’dan evvelki dönemlerin sosyal, kültürel ve siyasî hayatýný özetledi.Þair ve yazarlarý deðerlendirirken yaþadýklarý dönemin asla gözardý edilmemesini tembihledi.1850 ile 1918 arasýndaki senelerin Türk’e kefen biçildiði yýllar olduðunu hatýrlattý. Misafir katýlýmcýlardan Konyalý Ýbrahim Metin,Arif Nihat Asya’yla ilgili pek çok hatýrasýnýn olduðunu, hatta Büyük Þair’in kiracýsý olma bahtiyarlýðýný da yaþadýðýný belirtti. Onlarýn ardýndan Türkiye’nin yaþayan Dede Korkut’u,Türkçe’nin ve Türkiye’nin sevdalýsý çok kýymetli þair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler,aziz dostu Arif Nihat Asya’yla ilgili þu enteresan deðerlendirme ve tespitleri yaptý: “Arif Nihat Asya, bizim sulh zamanlarýmýzdaki kahramanlarýmýzdandýr.Balzac milleti tarif ederken: “Millet edebiyatý olan topluluktur.” diyor.Ne kadar doðru!..Gençlerimiz Arif Nihat’ý yeterince tanýyýp bilmiyorlar.Onu bilmeyenler büyük bir kültürel çýkmazýn ve karanlýðýn eþiðindedirler.Benim þahsiyetimin þekillenmesinde Arif Nihat Asya,Osman Yüksel Serdengeçti,Necip Fazýl Kýsakürek ve Mehmet Akif Ersoy gibi isimlerin büyük tesiri vardýr. 1955 senesinde Hukuk Fakültesi’ni kazanýp Ankara’da okuluma kaydýmý yaptýrýrken rahmetli babam bana: “Bak oðlum,beni iyi dinle!..Yeni arkadaþ muhitini Türk Ocaðý arasýndan seçeceksin.” diye uyarýda bulundu.Galip Erdem ve Arif Nihat gibi dev þahsiyetleri orada tanýdým.Asya’yla abi-kardeþ münasebetimiz ,vefatýna kadar devam etti.Ondan çok þey öðrendim.O þiirlerinde doðum ve ölümü çok müstesna bir tarzda ifade etmiþtir. Arif, 05 Ocak 1975’te Ankara Numune Hastanesi’nde öldü.Onu yakýnlarý maalesef ölümüne yakýn günlerde terk ettiler.Eþi Servet Haným’a: “Haným þu telefon defterini getir bakalým.Bizim dostlarýmýz vardý bir zamanlar!..Ne oldular þimdi?”Ölümünden evvel onu en yakýn dostlarý bile terk etmiþtir. O büyük bir þair ve yazardýr.Ömrü boyunca 23 þiir, 10 nesir kitabý yazmýþtýr.Ben de onun eþ ve dostuna yazdýðý 97 mektubunu derleyerek kitap hâline getirdim. Asya,sýradan bir insan deðildi.Onun için de sýradanlýðý sevmezdi.O yýllarda Ziya Gökalp’in kardeþi,abisiyle ilgili olarak bir anma programý düzenlemiþ Diyarbakýr’da.Arif’i de o anma programýna çaðýrmýþlar.Fakat o þu gerekçeleri ileri sürerek, fikirlerinden ilham aldýðý ve çok sevdiði Gökalp’in anma programýna katýlmamýþ: “Þimdi orada Ziya Gökalp nerede doðdu,nerede öldü,neler yaptý gibi sýradan ve bildik þeyler anlatacaklar.Ben bu gibi abidevî þahsiyetlerin kuru kuruya anlatýlmasýna karþýyým.Basmakalýp ifadelerden hoþlanmam.Onun hususi hayatýdýr mühim olan.Ýnsanlar böyle kuru malûmatlardan usandý artýk.” Arif Nihat Asya’nýn ne zaman, nerede doðduðu önemli deðil.Onun düþünce dünyasý ve hususi özellikleri önemlidir.O bir halk adamýydý.Bütün deðerlerimize baðlý bir Türk milliyetçisiydi.Atatürk :“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” diyor.Kültür bu kadar önemli.Asya,Türk kültürünün bütün deðerlerini yaþamýþ ve yaþatmýþtýr.Ziya Gökalp,milleti dil ve din birliðine sahip topluluk olarak tarif ediyor. Ne kadar isabetli bir tespit. Arif,Türkçe’nin inceliklerini eserlerinde iþlemiþtir.Bizlere düþen görev onun ýþýðýný çocuklarýmýza götürerek onlarý aydýnlatmaktýr.Onun o güzel Türkçe’sini,nesrini ve þiirlerini yeni nesilleri okutmalýyýz. “Bayrak” þiirini ilâhî bir tecelliyle yazmýþtýr O. Bugünün tabiriyle medyadan çok þikâyetçiydi.O yýllarda TRT bir kez olsun onunla program yapmadý.Program yapmayý bir kenara býrakýn ,kendisinden bir satýr bile söz etmedi.Kýbrýs’ta öðretmenlik yaptýðý 1960’lý yýllarda Kýbrýs Rum Televizyonu bile kendisiyle bir program yaptý ama bizimkiler böyle bir þeyi akýl etmedi. Bizim,kendini radikal diye topluma kabul ettiren sözde aydýnlarýmýzýn çoðu bütün millî deðerlerimize karþýdýr.Bunlardan biri olarak kabul edilen yazarlardan Özdemir Ýnce, bir Yunanlý dostunun davetine icabet ederek, evine gitmiþ.Bir de bakmýþ ki adamýn evinin bahçesinde büyük bir Yunan bayraðý asýlýyor.Ýnce, buna pek þaþýrmýþ.Türkiye’ye dönünce bunu bir yazýsýnda dile getirmiþ.Böyle bir þeyi gündeme getirmesine bile tahammül edemeyen ayný zihniyetteki diðer yazar arkadaþlarý Ona büyük tepki göstermiþler. Arif Nihat’tan bahsedilirken onunla özdeþleþen “Bayrak” þiiri okunur da sözkonusu þiirin “Tarihim,þerefim,þiirim,her þeyim” bölümü okunmaz.Evrensellik adýna buna bile tahammül edemezler. 1940’lý yýllarda Adana’da bir gece, dostuna ziyarete gitmiþ.Malûm dönüþte eve yürüyerek gitmek zorunda…Ötelerden bir köpek sesi duymuþ.Sesin sahibi köpek, iyice yaklaþmýþ onlara.Kucaðýndaki çocuðu Fýrat’ý ,eþine vermiþ.Baþlamýþ köpekle taktik savaþýna.Köpek ne yapmýþsa o da onu yapmýþ.Kendi tabiriyle köpekle hýrlaþmýþ;köpeðe köpeðin diliyle cevap vermiþ.15 dakika böyle bir hýrlaþmadan sonra köpeði kaçýrmýþ.Bunu aynen bana anlattýktan sonra þöyle devam etti: “Yavuz, biz köpekle köpekçe,insanla insanca konuþmasýný biliriz.” Zamanýn Millî Eðitim Bakanlarýndan Hasan Ali Yücel,Malatya’da okullarý geziyor.O vakitler Arif Nihat Asya da Malatya’da bir lisede müdürlük yapýyor.Tabiki birbirini çok iyi tanýyorlar.Çünkü Yücel ,bakanlýðýnýn yanýnda yazar olarak da kendini kabul ettirmiþ bir isim…Fakat ikisi de farklý düþüncelerin temsilcileri…Bakan, okulun durumunu beðenmiyor: “Bu ne biçim okul;okuldan çok hapishaneye benziyor.”diyor.Asya cevabý yapýþtýrýyor: “Efendim ben bu okul yapýldýktan sonra geldim.Yoksa siz beni buraya hapishane müdürü diye mi gönderdiniz.” Bakan Yücel kýzar ama belli etmez.Arif Nihat’ý býrakmaya niyeti yoktur.Tahkire devam ederek eleþtirilerini giyimine yöneltir: “Hoca o ne biçim kýyafet…Paçalarýn çamur içinde..”der.Asya kýzar,hatta köpürür.Þu üstü kapalý ve kinayeli cevabý verir: “Sayýn Bakan!..Paçalarýmý aðzýnýza almayýn.” Daha sonra müdürlükten alýnarak Türkçe ve Fransýzca öðretmenliðine indirilir. Arif Nihat,iyi bir müslümandý.Bir gün bana: “Yavuz sað elini aç bakayým.Arapça rakamlarla kaç yazýyor ,oku!”..Açtým baktým Arap rakamlarýyla 81 yazýyordu. “Sol avucunu aç;onda ne yazýyor?” dedi.Açtým,onda da 18 yazýyordu. “81’le 18’i topla” dedi. Topladým…99… “Bu rakam sana neyi hatýrlatýyor?” diye sordu. “Tabiki Allah’ýn 99 sýfatý!..” diye cevapladým. “Peki 81’den 18’i çýkarýnca kaç kalýyor?” Elbette 63.. “Peki bu sana neyi çaðrýþtýrýyor?” diye sordu.Düþündüm!...Aklýma hemen Resulullah Efendimizin ölüm yaþý geldi.Peygamberimiz 63 yaþýnda ölmüþtü.Bana dönerek: “Bak Yavuz! Allah milyarlarca insanýn avucuna bu ilâhî mührü vurmuþtur.Bu asla tesadüf olamaz.Tesadüf olsaydý birkaç insanýn avucunda olurdu.” Adanalý deðildi ama orayý çok severdi.Öðretmen olarak görev yapmýþtý burada…05 Ocak’ta meþhur “Bayrak” þiirini yazdý.Yine 05 Ocak’ta Ankara’da hayata gözlerini kapadý.Hakk’a yürüdü.Ben bu tarihleri de tesadüf olarak görmüyorum. O yedi günlükken babasýný kaybetti.Çok fakirdiler.Babasýndan üç þey kaldý ona…Yýrtýk bir yorgan,Erzurumlu Ýbrahim Hakký Hazretleri’nin Marifetnamesi ve tahtadan yapýlma bir güneþ saati!…Bütün bu fakirliðine raðmen hayatýnýn hiçbir döneminde komünist olmadý.Bir gün kendisine: “Üstadým bu memlekette zengin çocuklarý bile komünist olurken, siz çektiðiniz bu fakirlik ve zorluklara raðmen niçin komünist olmadýnýz?” diye sordum.Keþke sormaz olaydým.Gözleri irileþti,adeta gürleyerek: “Sen benim Türk olduðumu bilmiyor musun? Bir Türk aç kalsa da asla komünist olmaz.”dedi. Çok nüktedan bir insandý.Eþi Servet Haným, Kimya öðretmeniydi.O zamanlar onlu not sistemi geçerliydi.Servet Haným’ýn öðrencileri, hocalarýný Arif Nihat’a þikâyet etmiþler.Bir ilâ beþ arasýnda not verdiðini ,beþten yukarý not alamadýklarýný,oysa kendisinin genelde beþten aþaðý not vermediðini belirttiler.Bunun üzerine Asya þu nükteli cevabý verir: “Biz aile meclisi olarak karar aldýk.Birden beþe kadar notlar eþimin,beþten yukarkiler de benim!..” Aþýrý makyaj yapýp soyunan kadýnlarýn bu davranýþlarýnýn ardýndaki sebebin ne olabileceðine dair kendisine soru yönelten bir muhatabýna þu cevabý vermiþ: “Onlara sayýn demiþler ,soyun anlamýþlar;bayan demiþler,boyan anlamýþlar!..” Arif Nihat’la ilgili olarak konuþan Doç.Dr.Osman Kemal Kayra þu deðerlendirmeleri yaptý: “Asya bazý yönlerden Yahya Kemal Beyatlý’ya ve Mehmet Akif Ersoy’a benzerdi.O bazý þiirlerinde Akif’in duygu ve düþünceleriyle örtüþür.Kýbrýs davasýnýn yýlmaz savunucularýndandý.Kýbrýs’ta Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmeni olarak görev yaptýðý için bu ülke insanýnýn yapýsýný çok iyi bilirdi.Rumlar’ýn uzlaþmaz tutumlarýyla ilgili olarak: “Onlar lütfenden anlamaz ulandan anlar;onlar dilden anlamaz elden anlar;Onlar önsözden anlamaz sonsözden anlar.” derdi. Kendisine Turan ülküsüyle ilgili olarak yöneltilen sorulara cesurca ve argo tabirle kývýrmadan açýk ve net olarak þu cevabý vermiþtir: “Her müslümanýn Cennete girme ülküsü olduðu gibi,her Türk’ün de Turan ülküsü vardýr,olmalýdýr!..” Türk’e ve Türk’ün bütün deðerlerine gönül vermiþ bu mümtaz þahsiyetli þairimize doðumunun 100.yýlýnda Allah’tan rahmet diliyorum.Böyle faydalý toplantý ve faaliyetlerin artarak devam etmesini temenni ediyorum.Bu anma toplantýsýný tertip eden ÝLESAM Trabzon Temsilcisi kýymetli araþtýrmacý- yazar sayýn Ahmet Musaoðlu’na,KTÜ Türk Dili Bölüm Baþkaný sayýn Doç.Dr.Osman Kemal Kayra’ya,ta uzaklardan teþrif edip gelen sayýn Ýbrahim Metin’e ve yaþayan Dede Korkut’umuz mümtaz þahsiyet deðerli þair ve yazar sayýn Yavuz Bülent Bakiler’e en samimi duygularýmla teþekkür ediyor, saðlýklý ve uzun ömürler diliyorum.Çünkü böyle deðerlere bugün, dünden daha çok ihtiyacýmýz vardýr. e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |