"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacý deðil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Yarý uyur yarý uyanýk geçirdiði gecenin sabahýnda, iki kiþilik yatakta açtý gözlerini yeni güne. Tek baþýna.......Göz alabildiðine uzanan ovada yalnýz yaþayan bir aðaç gibiydi. Büzülmüþtü koca karyolanýn kenarýna. Öyle bir büzülmüþtü ki, bomboþ bir çekmecenin köþesine sýkýþmýþ ince bir gömlek düðmesine benziyordu.Ya da, içi çoktan boþaltýlmýþ kavanozun dibinde kalmýþ kýrýk bir pirinç tanesine... Yattýðý pozisyonda kalkmýþtý, demek ki gece boyunca hiç kýpýrdamamýþtý. Sað tarafýna yatmýþtý. Sol yanýnýn boþ olduðunu bildiði için hiç o tarafa bakmýyor, sað tarafýndan kalkýyordu yataktan. Yine öyle yaptý. Bakmadý ama, aylardýr hiç baþ konmayan ikinci yastýðýn öylece duruyor olduðunu bilmek, içini burkmuþtu. Salona çýktý. Salon çok büyük göründü gözüne. Üzerine bol gelen bir giysi gibiydi, dönüp duruyordu üzerinde.Banyoya gitti, lavaboya yöneldi. Solgun, avurtlarý çökmüþ bir yüzle gözgöze geldi aynada. Günler önce çýkarýp lavaboya koyduðu sabun hâlâ yarý bile olmamýþtý. ” Hýýýýýým! ” dedi.....” Demek ki küçücük sabun, bir kiþiye bir ay dayanýyor.......Hiç birþeyi bitiremiyorum tek baþýma."... Soðuk suyu yüzüne çarpýp ferahlamak istedi ama nafile! Muftaða girip buzdolabýný açtý. Yalnýz kaldýðýndan bu yana, her zaman yiyecekleri sýðdýramadýðý dolabýn yarýsý boþtu. Yarým kilogramlýk sebzeler, küçük bað halindeki yeþillikler; dolabýn bir köþesine adeta büzülmüþlerdi.Yarým kilogram taze fasulye, bir o kadar domates, yine yarým kilo ýspanak. “ Benim içim yaþam, artýk yarým kilogramlýk,” diye düþündü. Düz ve küçük bir tabaða üç zeytin, küçük bir dilim peynir , ince bir dilim ekmek koydu. Portakal suyu hazýrlamalýydý kendine. Þu çay içmeme alýþkanlýðý, sýkýntý veriyordu kahvaltý saatlerinde. ” Boþ ver portakal suyunu,” dedi. Büyükçe bir bardaða su doldurdu. Kahvaltý tabaðýný, bardaðý mutfaktaki masaya usulca býraktý. Boðazý düðüm düðüm, bir sandalyeyi çekip oturdu. Lokmalarý isteksiz isteksiz geveledi. Dili; fazla piþmiþ, hatta kurumuþ, üzeri yarýlmýþ ve bayatlaþmýþ bir kurabiye gibiydi. Aðzýnýn içinde döndükçe avurtlarýna, dudaklarýnýn iç kýsmýna batýyordu.Tabaðý, içindekileri bitiremeden mutfak setinin üzerine býraktý. Salonun bir kenarýnda , ütülenecek birkaç parça çamaþýr duruyordu sepette. Þöyle bir baktý, hep kendisine ait çamaþýrlardý. Bir haftada biriken çamaþýr, sadece birkaç parçaydý. Bir zamanlar yýkamaya, ütülemeye yetiþemediði, ama artýk çamaþýr sepetinde hiç görmediði çamaþýrlarý ve onlarý giyeni düþündü....” Lânet olsun! ” diye söylendi. Derken, akþam boþaltmayý unuttuðu koca poþeti gördü. Eline alýp, mutfaða yöneldi. Bir gün önce almýþtý marketten. Poþetten; margarin paketinden biraz büyükçe üç tane saklama kabý, iki porsiyonluk yemeðin doldurabileceði büyüklükte iki çelik tencere, bir tane de oyuncak gibi küçük bir tava çýktý. ..” Þim’den sonra, böyle küçük kaplar gerekecek bana, “ diye iç geçirdi...” Tek kiþilik.” O gideli beri, bir sessizlik vardý evde. Büyük bir coþkuyla çalan davullar , dönen deðirmenler susmuþtu sanki. Ýþte bu sessizlik ve yalnýzlýk, taþýmakta zorlandýðý bir yüktü omuzlarýnda. O yükü indirecek bir durak yoktu.Yalnýzlýðý, gidenin yokluðu; gelip yüreðine oturdu. Kara bir yýlan gibi çöreklendi. Yüreðinin, bir deðirmen taþýnýn altýnda kalmýþçasýna ezildiðini hissetti.....Ýçi öyle dardý ki ! Küçülmüþ küçülmüþ, incir çekirdeði kadar kalmýþtý. O’nun yokluðuna, yalnýzlýða alýþmasý gerekiyordu. Ama nasýl? Düþündü düþündü, aklý sýra bir çözüm buldu. Dudaklarýna acý bir gülümseme kondurarak, þöyle dedi kendi kendine: * Sabahlarý yalnýz uyandýðýnda; O’nun, erkenden kalkýp iþe gittiðini ya da bir iþ gezisine çýktýðýný farzedebilirsin. * Tek baþýna kahvaltý ederken, O’nun sabah uykusundan henüz kalkmadýðýný farzedebilirsin. * Ütülenecek çamaþýrlarýn sadece kendine ait olduðunu gördüðünde ise; yine en sona kendi çamaþýrlarým kalmýþ ütülenecek, diye farzedebilirsin. * Akþam yemeðini yalnýz yerken; O, akþam yemeðini dýþarýda yiyecek, geç gelecek diye farzedebilirsin. * Buzdolabýný neredeyse boþ gördüðünde ise; yine hafta sonu gelmiþ diye farzedebilirsin. * Bir yolculuktan veya alýþveriþten döndüðünde ve evde seni bekleyen hiç kimse olmadýðýný gördüðünde; O’nun eve gelmesi için, vaktin henüz çok erken olduðunu farzedebilirsin. Daha farzedecek þeyler bulmaya çalýþýrken, çalan telefonun sesiyle irkildi.Telefonda, henüz ikibuçuk yaþýndaki torunu kuþ gibi þakýyordu: -“ Ananejiim! Efde miçin? Ben gelebiliy miyim?”.........Torununun sesiyle, yüzü aydýnlanýr gibi oldu. Farzetmek de neydi ! Ýþte gerçek buydu......Sevimli, dünya tatlýsý bir torun......Sýrtýný dayayacaðý bir duvar......Giden gitmiþti. Nasýlsa bir daha dönmeyecekti.....Olmayan þeyleri varmýþ gibi farzederek yaþayamazdý. Telefonu kapattý. Kendi kendine acý gerçekleri baðýra baðýra hatýrlattý: Evet, yalnýzsýn! Yalnýz yaþayacaksýn! O’nu; yok iþe gitti, yok iþ gezisine gitti diye farzedemezsin. O artýk yok, bunu kabul et. Gitti ve hiç gelmeyecek. Hayat, farzetmek deðil; gerçektir gerçek! Farkýnda olmadan O’nun en sevdiði þarkýnýn sözleri döküldü dudaklarýndan: “ Dönülmez akþamýn ufkundayýz, vakit çok geç, Bu son fasýldýr ey ömrüm, nasýl geçersen geç ! "
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |