Hala çevrende bulabileceðin güzellikleri bir düþün ve mutlu ol. -Anne Frank |
|
||||||||||
|
Çok güçlü bir hafýzam var. Öyle hiçbir þeyi kolay kolay unutmam.Yýllar önce ezberlediðim þiirler, okul arkadaþlarýmýn okul numaralarý, dostlarýmýn telefon numaralarý, mektup adresleri hep hafýzamda. Bilgisayar gibiyim yani. Hani insan bazen bir eþyasýný bir yere koyar, sonra bulamaz; ya da etmesi gereken telefonu, gitmesi gereken bir nikâhý, düðünü unutur ya, ben asla unutmam. Kaçýrdýðým bir düðün, bir nikâh, bir tören olamaz. Hele hele, son anda hatýrlayýp da bir çaðrýya, bir randevuya geç kalmak; hiç bana göre deðil.Süper sekreter gibi hafýzam var çünkü. Aslýnda bazý þeyleri unutmayý çok isterdim. N’olur sanki gitmem gereken bir yeri unutsam ! Unutsam da, koþturup durmaktan kurtulsam. Güçlü bir hafýzaya sahip olmak yoruyor beni. ” Þunu yapacaktýn, bunu yapacaktýn, þuraya gidecektin, buraya gidecektin,” diye dürtüp duruyor. Ben de onun emirlerini yerine getirmekten yorgun düþüyorum. Geçen gün bir arkadaþa gitmem gerekiyor. Oturdum bilgisayara, çalýþýyorum. Birden arkadaþa gideceðimi anýmsadým. Hemen kalkýp, eviþlerine giriþtim. Her tarafý temizleyeyim, akþam yemeðimi de hazýrlayýp öyle gideyim dedim. Ýki saat içinde, dünya kadar iþ yaptým. Derken kapý çalýndý, baktým sütçü. Hemen sütü ocaða koydum. Sütten yoðurt yapacaðým ama, arkadaþtan gelince yaparým artýk. Sonra, yapmam gereken diðer iþlerimi de bitirdim. Giyindim, kuþandým, iki dirhem bir çekirdek evden çýktým....Yorulmuþum ya ! Ben mi yaþlanýyorum da iþlere yetiþemiyorum, günden güne iþler mi çoðalýyor, bilmiyorum. Neyse, açýk hava iyi gelir belki. Þuna bakýn, ne güzel heryer. Aðaçlar yeþil yeþil gülüyor gibi. Arkadaþta bir sohbete baþladýk ki; bütün yorgunluðumu unuttum, neþem yerine geldi. Ýyi ki gelmiþim buraya. Kimi fýkra anlatýyor, kimi anýlarýný anlatýyor. Bende yüzlerce fýkra var. Ýnsaný gülmekten þöyle bayýltan cinslerinden anlattým birkaç tane. Kimde can kalýr! Herkesin gözünden yaþ geliyor gülmekten. Bu iþte çok iyiyim caným. Zaten her gittiðim yerde anýlarýmý ya da fýkra anlattýrýrlar bana. Sohbetim hoþtur, öðünmek gibi olmasýn. Bir arkadaþ; “ Ya sende de ne hafýza var,” dedi. ” Yüzlerce fýkra dinledim, biri bile aklýmda yok.” Hafýzam kuvvetli ya, baþladým övünmeye.”Aaaaaaaa! ” dedim.....” Bir çýrpýda, hiç ara vermeden onlarca fýkra anlatabilirim.Ta ilkokuldaki arkadaþlarýmýn isimlerini, birçoðunun numaralarýný söyleyebilirim. Benim sözlükte - unutmak- diye bir þey yok ," diye çok ileri bile gittim. Unutmaktan lâf açýlýnca, bir arkadaþ, ütüyü fiþte býrakýp þehir dýþýna çýktýðýný anlattý. Baþka biri, dolmayý ateþte býrakýp gezmeye gittiðini, hem dolmanýn hem dolma tenceresinin nasýl mahvolduðunu anlattý. Bir baþkasý, hemen hemen her pazar günü, pazarda aldýklarýnýn birkaçýný mutlaka bir tezgâhta unuttuðunu anlattý......Ne unutkanlýk böyle ! Þaþýrdým kaldým. Olur da, bu kadarý da fazla artýk. Ýçimden “ Böyle aklým olsa, o kafayý keser atarým,” dedim. Derken bir arkadaþýmýz, “Geçenlerde sütü ocak........” der demez, bana bir þeyler oldu.Yerimden fýrlayacaktým, zor tuttum kendimi. Çünkü ben sütü ocakta unuttum. Üstelik evden çýkacaðým, çabuk kaynasýn diye ocaðýn altýný iyice açmýþtým. N’olacak þimdi? Sesimi de çýkaramýyorum, “Sütü ocakta unuttum,” diyemiyorum. Çünkü az önce, mangalda kül býrakmadým. ”Benim sözlükte - unutmak yok – falan dedim. Hay dilimi eþek arýsý soksaydý da diyemeseydim. Þimdi bir bahane bulup, burdan kalkmalý, eve gitmeli. Ne yapsam ne yapsam? Derken aklýma geldi.”Cep telefonum evde kalmýþ. Çok önemli bir telefon bekliyorum. Gidip alayým,” deyip fýrladým. Þaþýrdý arkadaþlar, “bu ne telâþ,” diye. Hatta biri, “ Kimmiþ bu seni arayacak, yoksa cumhur baþkaný mý?” diye alay bile etti. Çýktým evden. Ayaðýmda bir karýþ topuklu ayakkabýlar, koþamýyorum.Yolda karþýlaþtýðým birileri beni lâfa tutacak diye onlarý görmezden geliyorum. Allahtan ev yakýn.Yakýn olmasýna yakýn da, bitmiyor yol. Acaba süt taþýnca ocak söndü mü? Tencere büyük olduðu için, taþan süt ateþe gitmez. Kaynaya kaynaya bitmiþtir süt, tencere yanmýþtýr. Yandýðý bir þey deðil de, o yanýk süt kokusu nasýl çýkacak evden? Evimizin önüne geldim. Pencere açýk ama, yanýk süt kokusu falan duyulmuyor. Anahtarý kilide sokmakta bile zorlanýyorum.Telâþýmdan ellerim titriyor. Neyse, koridora girdim; uçarcasýna mutfaða yöneldim. Ocaðýn yanýna gelince, bir tencere sütün ocakta öylece durduðunu gördüm. Ne taþmýþ, ne dökülmüþ. Bir tuttum tencereyi ,buz gibi. Allah Allah! Kim söndürdü bunu? Baktým, ocaðýn düðmesi açýk ama ocak yanmýyor. Meðer tüp bitmiþ...........Ohhhhhh! ........Allahým, sana çok teþekkür ederim.Tüpgaz dolum tesislerine de. Eðer tüpü, bir tencere sütü kaynatacak kadar fazla doldursalardý, benim ocak batmýþtý þimdi. Beþ kilo süt gitmiþti. Koca çelik tencere de............Çok sevindim....”Allah fakir kulunu sevindirmek isterse,; eþeðini kaybeder, üç gün sonra buldururmuþ,” ya, bana da öyle yaptý. Siz siz olun, büyük lâf etmeyin.......Ýþte o günden beri, hafýzama hiç güvenmiyorum .
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |