..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçýnýn iþlevsel tanýmý bilinci neþelendirmektir. -Max Eastman
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Baþkaldýrý > ASLI




18 Mayýs 2004
Tecavüz Hikayeleri  
ASLI
Ruh Tecavüzcüleri Beyin Tecavüzcüleri Özel Hayat Tecavüzcüleri Ne olmalý cezanýz?


:FGHID:

O gün avukatýmla ilk görüþmemdi. Saat 10’daki randevuma tam zamanýnda gittim. Kapýyý açan güleryüzlü sekretere avukatla randevumun olduðunu söyledim. Sekreter beni içeriye davet ederek, avukata haber vermeye gitti. Bu arada güleryüzlü bir karþýlaþmanýn ne kadar ayrýcalýklý bir þey olduðunu düþündüm Buraya gelirken yaþadýðým korkularý, utangaçlýðýmý ve kendime olan güvensizliðimi bir anda unutmuþtum sanki. Güleryüzlü sekreter avukatýn içeride beni beklediðini söylediðinde korkularýmdan arýnmaya çalýþarak içeriye girdim.
Ýçeri girdiðimde genç, güzel ve bakýmlý bir kadýnla karþýlaþtým. Avukat bana elini uzatarak isminin Bilge olduðunu söyledi. Ona ‘Merhaba, ben Deniz’ diye cevap verdiðimde bir an duraksadý ve önündeki dosyaya baktý.
‘Pardon tecavüz davasý için gelmemiþ miydiniz?’
‘Evet’
‘Ancak burada adýnýzýn Fahrünisa olduðu yazýyor.’
‘Evet. O benim resmi iþlerde kullandýðým isim. Annemin , babamýn koyduðu ve nüfus cüzdanýmda yazan isim. Ancak benim gerçek ismim ‘Deniz’.
Avukatýn kafasý karýþmýþ gibiydi. Ýnsanýn gerçek ismi zaten nüfus cüzdanýnda yazan isim olmaz mýydý? O bunu düþünürken ben anlatmaya çoktan baþlamýþtým bile.
‘Ailemde doðan ilk kýz çocuklarýnýn hepsine Fahrünisa ismi konulur. Bu bir gelenektir. Neredeyse yarým asýr önce yaþamýþ olan Fahrünisa Haným anne tarafýndan akrabamýz olur. Bu muhterem haným zekasýyla, kültürüyle, çevresindeki insanlarýn sorunlarýný çözmesiyle herkesi kendine hayran býrakýrmýþ. Güzelliði, destansý gülüþü de dillerde dolanýrmýþ. O dönemde onun konaðýna girmek, onunla ahbap olmak ayrý bir ayrýcalýkmýþ. Ailede onu sevmeyen, hürmet etmeyen bir kiþi bile yoktur. Ailemin Fahrünisa Haným’a karþý sevgisi öyle büyüktür ki; evimizde onun anýlmadýðý bir günü bile hatýrlamýyorum. Ýþte ailedeki kýzlarýn bu muhterem hanýma benzemesi için isimleri hep Fahrünisa konulur olmuþ. Ben ailedeki on altýncý Fahrünisayým. Ama ben bu adý hiçbir zaman sevemedim. Sanki baþka birinin kimliðine sýkýþtýrýlmak isteniyordum. Bu isim emanetti benim için. Öyle hissediyordum. Çocukluðumda kötü bir þey yaptýðýmda büyüklerim, ‘adýndan da mý utanmýyorsun?’derlerdi. O zamanlar bu sözlere bir anlam veremezdim; ancak büyüdükçe bu sözü sorgulamaya baþladým. Arkadaþlarýmýn ‘yaþýndan baþýndan utan’ diyen annelerinden farklý olarak neden benim annem ‘adýndan utan’ diyordu? Bunu bir gün anneme sorduðumda; benim özel bir insanýn adýný taþýdýðýmý ve bütün ömrüm boyunca bu adý en iyi þekilde taþýmam için herkesten daha dikkatli olmam gerektiðini söylemiþti. ‘Fahrünisa Haným gibi olmalýsýn’ diye de eklemiþti. Neden tanýmadýðým bir insan gibi olmalýydým? Onun gibi olursam kendimi ne yapacaktým? Genç kýzlýðýmýn ilk yýllarý hep bu iki soruya yanýt aramakla geçti.’
‘Sonra mý? Sonra isyan dönemi baþladý ve bunu çatýþma izledi. Üniversiteye girdiðimde insanlarýn birbirlerine benzemediklerini hepsinin farklý yaþamlar sürdüðünü fark ettim. Bu fark öncelikle insanlarýn dýþ görünümlerinde ortaya çýkýyordu. Ýlkokul, ortaokul ve lise yýllarýmda olduðu gibi tek tip giyinmiyordu insanlar. Ýstedikleri þeyi giyebiliyorlardý. Ýnsanlarý saç tellerinden ayaklarýna kadar inceleyen hocalar yoktu. Bundan da önemlisi herkes düþüncelerini açýkça dile getirebiliyordu. Bu düþünceler tartýþýlýyordu; ama hiç kimse sen bu þekilde düþünemezsin diye tabular koymuyordu. Özgürlük vardý. Böylesi bir ortam kendime bile sormaya çekindiðim bazý sorularýn cevaplarýný düþünmeye yöneltti beni. Neden benim hakkýmdaki bütün kararlarý ailem veriyordu? Neden benim farklý bir kimlik yaratmaya çalýþýyorlardý? Beni bu halimle sevemezler miydi? Her gece bunlarý düþünüyor ve bir çýkýþ yolu arýyordum. Bir gün ne olursa olsun bana yabancý olan bu adý deðiþtirmeye karar verdim. Çocukluðumda en çok oynadýðým oyunlardan biri isim bulma oyunuydu. Aklýma gelen bütün isimleri bir kaðýda yazar ve bu isimlerden hangisinin kiþiliðimle, karakterimle uyuþtuðunu bulmaya çalýþýrdým. Ýþte o günlerde keþfetmiþtim Deniz ismini. Deniz insaný ferahlatan bir þeydi. Hem özgür bir ruhu simgeliyordu benim için. Benimse o günlerde en çok ihtiyaç duyduðum þey buydu. Arkadaþlarýmýn bana Deniz diye seslenen seslerini hayal ettim. Bunun düþünmek bile beni mutlu etti. Bu isim sadece bana ait olacaktý ve belki de bana ait olan tek þeydi. Bundan sonra tanýþtýðým insanlara adýmýn bu Deniz olduðunu söylemeye karar verdim. Arkadaþlarýmdan da artýk beni bu adla çaðýrmalarýný istedim. Önce garipsediler;ama ýsrarýmý anlayýnca zamanla alýþmaya baþladýlar. Aileme bu konuda bir þey söylememiþtim. Her gün söylemek için hazýrlanýyordum; ama tepkilerinden korktuðum için bir türlü cesaret edemiyordum.’
‘Bir gece cesaretimi toplamayý baþardým.Artýk söylemeliydim. Hayatta cesur olmak gerekiyordu. Hem bu yalnýz beni ilgilendirirdi. O adý taþýyacak olan, o adla yaþayacak olan bendim. Bunu artýk kabul etmeliydiler; ama etmediler. Aileme bunu söylediðimde kýyametler koptu. Onlarýn kýzý böyle bir saygýsýzlýðý nasýl yapabilirdi? Ona bir armaðan olarak sunulmuþ bu özel ismi deðiþtirmeye nasýl cürret edebilirdi? Düpedüz saygýsýzlýktý bu. Annemin bu sözlerinin ardýndan ‘KEÞKE SENÝ DOÐURMASAYDIM’ diyen sesini duydum. Sonra mý? Sonra bayýlmýþým.’
Avukat þaþkýndý. Deniz’in anlattýðý olaylarýn tecavüzle hiçbir ilgisi yoktu. Herhalde geveze ve her þeyini anlatmaya meraklý bir kýz diye düþündü. Böylelerine çok rastlamýþtý meslek hayatý boyunca. Tecavüze uðramýþ birinin ruh durumunu da göz önünde bulundurarak biraz daha sabretmeye karar verdi. Nasýl olsa biraz sonra esas konuyu anlatmaya baþlardý.
Anlatmaya devam ettim.
‘Bu bana yapýlan ilk haksýzlýktý. Ýlkokul öðretmenim bana ikinci büyük haksýzlýðý yapan insan oldu. Daha önce de söyledim ben kendine uzak bir çocuktum. Neler yapýp yapamayacaðýmýn farkýnda deðildim; çünkü benden hep ben de olanlardan farklý þeyler beklenmiþti. Bu yüzden kendime güvenemiyordum, tanýmýyordum kendimi. Okulda baþarýsýzdým bu yüzden. Öðretmenim bir soru sorduðunda bildiðim bir þeyi bile söyleyemiyordum. Oysa ki her gün evde deliler gibi çalýþýyor, ödevlerimi eksiksiz yapýyordum. Kendime olan güvensizliðim öðretmenimin her cevaplayamadýðým soruda beni azarlamasýyla, onca çocuðun içinde bana baðýrmasýyla daha da artýyordu. Bu olaylar okuldan korkmama ve kaçmama neden oluyordu. Geceleri yataðýmda yatarken Allah’ a sabah olmamasý için yalvarýrdým; ama hiçbir þey deðiþmez, her gecenin sonunda sabah olurdu.’
‘Bir gün öðretmenim beni yanýna çaðýrdý ve bana bir konu vererek bunu sýnýfta arkadaþlarýma anlatmamý istediðini ve bunu baþaramazsam beni sýnýfta býrakmak zorunda kalacaðýný söyledi. O gün okuldan eve dönerken düþüp bir yerlerimi kýrmak veya bir arabanýn altýnda kalmak için çok uðraþtým; ama olmadý. Ýçime kapanýk bir çocuk olduðum için anneme ve babama bir þey anlatmazdým. Onlar hiç bilmediler okulda yaþadýklarýmý.’
‘Her neyse.O gece annemlere belli etmeden saatlerce aðladým odamda. Yapamazdým böyle bir þeyi. Bu yük benim küçücük bedenim ve küçücük kalbim için çok aðýrdý. Yine de hýçkýrýklara boðularak anlatacaðým konuya hazýrlandým ve unutmamak için defalarca okudum. Sabah þiþ gözlerimle okulun yolunu tuttum. Sýramda otururken kalbimin nasýl attýðýný anlatamam size. Öðretmenimin boþ koridorda yankýlanan topuk seslerini duyduðumda titremeye baþladým.’
Tak Tak Tak
Tak Tak Tak
O günden sonra ne zaman topuk sesi duysam, o olay gözümün önünde canlanýr.
‘Öðretmenim sanki saatlerce süren bir yürüyüþün ardýndan sýnýfa girdi ve bugün ki konuyu benim anlatacaðýmý söyleyerek, beni tahtaya çaðýrdý.Söylenenleri duyuyordum. Biri sürekli Fahrünisa, Fahrünisa diye baðýrýyordu; ancak hiçbir tepki veremiyordum. Bir hayal gibi uzaklardan geliyordu ses. Sesin þiddeti giderek artýyordu. O gün duyduðum son þey ‘bu seni kendine getirir’ cümlesiyle beraber yüzüme inen tokatýn sesiydi.Sonra mý? Sonra bayýlmýþým.’
‘Size anlatmak istediðim üçüncü olaysa genç kýzlýðýma dayanýr.’ Avukat birden sözümü kesti.
‘Bakýn sizi anlýyorum.Çok kötü günler yaþýyor olmalýsýnýz; ancak bir an önce tecavüz olayýný anlatýrsanýz çok sevinirim. Sizin savunmanýzý yapabilmem için bu anlattýklarýnýz belki yararlý olabilir; ancak esas konuyu anlatmazsanýz bunlarýn hiçbir anlamý kalmaz.’
‘Bunlarý dinlemelisiniz. Dinlemelisiniz ki bana yardým edebilesiniz. Size þimdi saçma gelen bu þeyler duruþma sýrasýnda size en çok lazým olacak bilgilerdir’ diye cevap verdim.
Avukat çaresizce baþýný sallayarak dinlemeye devam etti. Genç kýzýn anlattýklarý hüzünlendirmiþti onu. Belki de ona acýdýðý için dinlemeyi sürdürdü.Þu anda kendini bir avukattan çok bir psikolog gibi hissediyordu.
‘Çocukluðumdaki içime kapanýklýðým ve kendime güvensizliðim genç kýzlýðýmda da hayatýmý karartmaya devam etti. Herkesten her þeyden uzak bir genç kýzlýk geçirdim. Ýnsanlardan kaçýyordum. Ben kaçtýkça onlar da uzaklaþýyorlardý benden.’
‘Bir gün her þeyimi anlatabileceðim ve onunlayken hiç sýkýlmayacaðým bir dost edindim. Bu bir defterdi. Yaþadýðým tüm kýrgýnlýklarý, çaresizlikleri, gördüðüm tüm yanlýþlarý yazabileceðim bir defter… Geceleri uzun uzun yazýyordum. Yazarken kendimi yalnýzca kendimi anlattýðýmý fark ettim. Yazdýkça kendime yaklaþýyordum. Barýþýyordum kendimle. Bu yüzden elimde olsa yirmi dört saatimi yazarak geçirebilirdim. Her þeyimi yazdýðým defterimi kimsenin okumamasý için kimsenin aklýna gelmeyecek yerlere saklýyordum. Ta ki o güne dek…’
‘Bir gün okuldan eve döndüðümde evimizin önünde kalabalýk bir çocuk grubunun oturduðunu gördüm. Aralarýnda erkek kardeþimin de olduðunu fark edince ona doðru yürümeye baþladým. Yanlarýna yaklaþtýðýmda erkek kardeþimin elinde bir kitap tuttuðunu gördüm. Önce çizgi roman veya dergi okuduklarýný sandým; ama yanlarýna iyice yaklaþýnca kendi yazdýðým cümlelerin kulaðýmda çýnladýðýný duydum. Sonra mý? Sonra yine bayýlmýþým.’
Avukat dalýp gitmiþti. Beni dinlemiyordu artýk. Gözleri buðulu bir þekilde bakýyordu. ‘Ýyi misiniz?’ diye sordum. Birden irkildi.
‘ Evet, evet iyiyim. Siz anlatýrken kendi çocukluðum, gençliðim aklýma geldi ve anlattýklarýnýz beni çok etkiledi. Her ne kadar konumuzun dýþýnda olsalar da’ dedi imalý imalý. Daha fazla konuþmasýna fýrsat vermeden devam ettim.
‘Sonra üniversite yýllarým dedim buruk bir tebessümle. Üniversiteye girdiðim ilk günlerdeki þaþkýnlýðýmý anlattým size. O kadar farklý bir ortamdý ki…Benim de içinde bulunduðum itaatkarlarýn bulunduðu bir yer deðildi. O beni yýllarca boðan okullardan, öðretmenlerden, kuralcý insanlarýn dünyasýndan uzaklaþmýþtým bir anda. Farklý bir dünyaya adým atmýþtým. Cesaretlendim, kendimi daha güçlü hissetmeye baþladým bir anda. Buradaysam, bu insanlar kadar özgür olmayý hak ediyorsam bir þeyler yapmalýyým diye düþündüm.’
‘Bugüne kadar düþünmekten korktuðum her þeyi düþünmeye ve bunlarý dile getirmeye baþladým. Anlattýðým gibi, önce bir yük gibi taþýdýðým ismimi deðiþtirdim. Sonra özgürlükle, birey olmakla ilgili kitaplar okumaya baþladým. Okuduklarýmý, düþündüklerimi öncelikle yakýn bulduðum birkaç kiþiye anlatmaya cesaret edebiliyordum. Bu bile benim için büyük bir adýmdý. Söylediklerimin beðeniyle karþýlandýðýný fark edince daha da cesaretlendim. Düþüncelerini özgürce açýklayan özgür ve genç bir üniversite öðrencisi olup çýkmýþtým.’
‘Bazý þeylerin farkýna varmam, birçok þeye karþý gelmem ailemin hiç hoþuna gitmiyordu. Üniversiteye gitmemden ve özgür birey olma çabamdan adeta rahatsýzlýk duyuyorlardý. Bense hayata ilk kez aktif olarak katýlmanýn ve hergün yeni bir þeyler öðrenmenin heyecaný içindeydim. Dostlarým olmuþtu. Onlara güveniyordum. Artýk her þeyimi onlarla paylaþýyordum. Üniversitenin benim yaþamýmýn mucizesi olduðuna inanýyordum.’
‘Artýk üniversite son sýnýfa gelmiþtim. Üniversiteyi bitirmek için bir ödev sunmamýz gerekiyordu. Herkes istediði konuyu yapmakta serbestti. Benim seçtiðim konu ise; ‘Modernleþme Tarihi’ydi. Bu ödev için günlerce uyumamýþ, bu konuda elime ne geçerse okumuþtum. Sonunda ödevimi bitirmiþtim ve ödevim en iyi hazýrlanmýþ ödevlerden biri olarak seçilmiþti. Okulun bitmesine az bir süre kalmýþtý. Birgün ödevi sunduðum hocamýn odasýna giderek, ondan bir konu hakkýnda bilgi almak istedim. Tam kapýyý çalmak üzereydim ki; içeriden tanýdýk bir sesin adýmý telaffuz ettiðini duydum. Bu en yakýn arkadaþýmýn sesiydi ve kelimesi kelimesine þunlarý söylüyordu:
Hocam, bilmenizi isterim ki Fahrünisa’nýn ödevini ben hazýrladým. Hem onunkini hem de kendiminkini yapmaktan geceler boyunca uyuyamadým. Biliyorum böyle bir þey yapmam yanlýþtý; ama ona çok acýdým. Sorunlu bir insan o. Çevresindeki herkesle sorunlar yaþýyor. Bir de okuldan mezun olamazsa, daha çok sorunla mücadele etmek zorunda kalacaktý. Göz göre göre bunu yaþamasýna izin veremezdim. Ancak, vicdaným bunu sizinle paylaþmam gerektiðini söylüyordu. Sizin gibi birini kandýrmaya içim el vermedi. Bu anlattýklarýmdan Fahrünisa’nýn haberi olmamasýný rica edeceðim sizden. Onu incitmek istemiyorum.’
‘Tüm bu konuþmalarýn ardýndan hocamýn bir þeyler söylüyordu; ama hiçbir þey duymuyordum artýk. Bu duyduklarýmýn anlamý neydi algýlayamýyordum.Donakaldým.Sonra mý?’
Avukat burada hemen söze girdi. ‘Sonra bayýlmýþsýnýz!’ dedi bilgiç bir edayla.
‘Hayýr! Bu sefer bayýlmadým. Her yerim titriyordu; ancak o kadar darbeden sonra güçlü olmaya alýþmalýydým. Bana en yakýn olanlardan yediðim darbelerin yanýnda bu hiçbir þeydi. O an kulaklarýmýn, gözlerimin, dýþarýyla iletiþimimi saðlayacak hiçbir duyu organýmýn olmamasýný istedim. Ýnsanlarýn yalanlarýna, ihanetlerine, saygýsýzlýklarýna katlanamýyordum. Bir insan nasýl bu kadar kolay yalan söyleyebilirdi, nasýl böylesine kandýrabilirdi insanlarý aklým almýyordu. Ben bunlarý düþünürken, kapý açýldý ve onunla göz göze geldik. Ne diyeceðimi bilemez bir haldeydim. Kýzgýnlýk ve nefret her yanýmý sarmýþtý. O ise hiçbir þey olmamýþ gibi gayet soðukkanlý ve cüretkar bir biçimde bakýyordu bana. Bu beni daha da sinirlendiriyordu. Kendimi toparlamaya çalýþarak ‘Sen çok zavallý bir insansýn,masum bir insaný kötüleyecek ve gerçeklerden habersiz birini saf yerine koyacak kadar düþkünsün’ dedim ve oradan ayrýldým.’
‘Ýþte size anlatacaklarým bu kadar!’
Avukat þaþýrmýþtý. Kýzýn tecavüz olayýný anlatmaktan kaçýndýðý için bunlarý anlattýðýný düþünüyordu.
‘Sizi anlýyorum.Duygusal bir dönem yaþýyorsunuz, bu acý olaylarýn aklýnýza gelmesi çok normal.Ancak baþýnýza gelen tecavüz olayýný anlatmazsanýz size yardým edemem.’
‘Tecavüz olaylarý’ diye düzelttim.
Avukat tekrar þaþýrdý.
‘Nasýl? Birden çok tecavüze mi uðradýnýz?’
‘Evet, defalarca.’
Avukat bana inanýp inanmamakta kararsýz kaldý. ‘Peki, farklý zamanlarda farklý kiþiler tarafýndan mý gerçekleþtirildi bu olaylar?’
‘Farklý zamanlarda, farklý birçok insan tarafýndan farklý biçimlerde gerçekleþtirilmiþ tecavüz olaylarýydý yaþadýklarým.’
‘Bu olaylarý biraz anlatabilir misiniz?’
‘Bakýn ben bu olaylarýn çoðunu size açýkladým.Beni en çok inciten insanlarý açýkladým size.Ruhuma, özel hayatýma, kiþiliðime, düþüncelerime tecavüz eden tüm insanlardan davacýyým.Onlarýn cezalarýný çekmelerini istiyorum.’
Avukat donakalmýþtý. Duyduklarýna inanamama sýrasý ona gelmiþti bu kez.
‘Yani siz tecavüz derken tüm bu olaylarý mý kastediyordunuz? Anlattýðýnýz olaylardaki insanlara mý dava açmak istiyorsunuz?’
‘Evet.Onlardan ve bana tecavüz eden herkesten davacýyým. Annemden, babamdan, kardeþimden, öðretmenimden,dostlarýmdan ve diðerlerinden… Onlar benim olan her þeyi elimden aldýlar, her þeyimi kendilerininmiþ gibi hoyratça kullandýlar. Anlýyor musunuz beni? Ben öç almak için hep bugünü bekledim. Bu sözleri söylerken aðlamaya baþlamýþtým.’
Kadýn, hayatýnýn en inanýlmaz görüþmesini yapýyordu. Ne diyeceðini þaþýrmýþtý.
‘Bakýn böyle bir þey imkansýz. Bunlarýn hiçbiri ispatlanabilir þeyler deðil. Hem öyle olsa da kardeþinize günlüðünüzü okudu diye, öðretmeninize size tokat attý diye ya da arkadaþýnýza yalan söyledi diye dava açamazýnýz. Bunlarýn hepsi yýllar önce gerçekleþmiþ olan ve herkesin baþýna gelebilecek sýradan olaylar. Hele hele annenize ve babanýza sizin kararlarýnýza saygý göstermedikleri için dava açmanýz ve bu davayý kazanmanýz imkansýz.’
Aðlamam daha da þiddetlenmiþti.
‘Peki, ama neden? diye baðýrdým. Neden kimse bana yapýlan saygýsýzlýklara, kiþisel hayatýma yapýlan müdahalelere karþý koyamýyor? Tecavüzün suç olduðu bir ülkede neden bana yapýlan tecavüzler cezasýz kalýyor?’
Kadýn telaþlanmaya baþlamýþtý.Hastaneyi arayýp aramama konusunda kararsýzdý. Karþýsýnda oturan genç kýzýn ne yapacaðýný artýk kestiremiyordu.
‘Bakýn sizi çok iyi anlýyorum.Hayatta birçok acýyla karþýlaþmýþsýnýz. Sizinle ayný acýlarý çeken binlerce insan var. Ancak size acý çektiren bu insanlarý kanunun cezalandýrmasýný beklemeyin. Onlarý hem Tanrý hem de birgün hesaplaþmayý akýl edecekleri vicdanlarý cezalandýracaktýr.’
Bu sözler beni biraz yatýþtýrmýþtý. Vicdanlarýyla hesaplaþmalarý, kendi kendilerini cezalandýrmalarý…Bu mümkün müydü?Bunu saðlayabilir miydim?
Yapacak bir þey kalmamýþtý. Benimkisi bir hayaldi zaten. Bireysel yaþama, özgür düþüncelere, özel olan her þeye saygýsýný yitirmiþ bir toplumda ruh, düþünce ve kiþilik tecavüzcülerini cezalandýrmalarýný bekliyordum. Hayal deðildi bu, düpedüz saçmalýktý.
Baþýmý kaldýrdýðýmda avukatýn tedirgin bakýþlarýyla karþýlaþtým. Zaten boþ yere yeterince zamanýný almýþtým. Artýk gitmeliydim. Ayaða kalktým, kadýnýn elini sýkarak teþekkür ettim ve odadan çýktým.
Tecavüzcülerin vicdanlarý olur mu diye düþünerek eve doðru yürümeye baþladým. Eve vardýðýmda artýk bir karar vermiþ olmanýn rahatlýðý içindeydim. Tecavüzcülerimle son kez iliþki kuracaktým. Son kez…Elime bir kaðýt ve kalem alarak yazmaya baþladým. Bu onlarýn vicdanlarýna sesleniþimdi.

Siz bana en yakýn olan insanlar! Size sesleniyorum.
Hayatým boyunca sizi sevmeyi ne çok istedim; ama bunu hep engellediniz.Sizinle arama kurallardan, deðer yargýlarýndan, korkulardan ve saygýsýzlýklardan oluþan bir duvar ördünüz. Yüreðimin sýðamayacaðý kadar küçük bir yere hapsettiniz beni. Hayatla tanýþmamý, verdiðim kararlarýn arkasýnda durmamý, düþüncelerimi söylememi engellediniz. Yalancý, çýkarcý,iki yüzlü insanlarý diðerlerinden ayýrt edemedim. Bu yüzden hep yenildim..Her darbede ayaðým tökezledi ve yere yýðýldým.
Anne, baba, kardeþ, öðretmen, dost…Hepiniz bu sonu hazýrlamak için bir þeyler yaptýnýz. Size anne-m, baba-m ya da öðretmen-im diyemiyorum.Çünkü hiçbir zaman benim olmadýnýz.
ANNE-BABA
Fahrünisa Haným deðilim ben. Yýllar öncesinde yaþamýþ olan ve hiç görmediðim bir kadýna benzemeye çalýþmanýn zorluðunu hiçbir zaman düþünemediniz. Farklý bir benliðe, beyne, ruha sahip olmasý beklenen zavallý ruhumun neler çektiðini anlayamadýnýz. Ben de anlatmadým; çünkü anlatsam da anlamazdýnýz.
Ben artýk Fahrünisa Haným’a çok yakýn olacaðým.Ona söylememi istediðiniz bir þey var mý?
ÖÐRETMEN
Çocuklarý hayata hazýrlamakla, onlara yeni þeyler öðretmekle yükümlü olan öðretmen! Siz her þeye korku dolu gözlerle bakmama neden oldunuz. Bana hergün onca çocuðun içimde hakaretler yaðdýrmak ve zaten paramparça olmuþ yüreðimi biraz daha parçalamak, bana yardým etmekten daha kolaydý deðil mi? Okula gelmemek için döktüðüm gözyaþlarýmý, küçücük ellerimi açarak sabah olmamasý için dua ediþlerimi ve size bakan korku dolu gözlerimi hiç görmediniz. Bana attýðýnýz tokatla bu sonu belki de en çok siz hazýrladýnýz.
KARDEÞ
Bana en çok destek olmasý gereken insan! Biliyorum farklýydýk. Sen herkes için her zaman önemliydin. Mutluydun. Annen ve baban senin fikirlerine önem verirlerdi. Sen ne istersen yapýlýrdý. Öðretmenin seni severdi. Anlaþabildiðin arkadaþlarýn vardý. Daha ne isterdin ki? Ha, Bir de ablan vardý.Tüm bilinmezlerini, bilinmemesi gerekenlerini bütün arkadaþlarýna açýkladýðýn ablan! Kendi ruhunu ve beynini tanýmaya çalýþýrken kalbini paramparça ettiðin ablan!
Bak iþte! Þimdi kendime deðil sana yazýyorum. Arkadaþlarýnla birlikte okuman ve sonra da katýla katýla gülmen için bu mektubu sana yazýyorum.
DOST
Benim hayatta hiç dostum olmadý. Bu yüzden dost nedir, nasýl bir þeydir bilmem. Sadece sýkýlmadan konuþabileceðim, beni gerçekten dinleyen ve seven birinin hayalini kurardým hep.Ýþte bu hayali sen sandým. Meðerse, sen de, dost dedikleri þeyi bulmak da gerçekten hayalmiþ.
Sana sormak istediðim tek þey sadece þu; ‘Ýnsan olmayandan dost olur mu?’
Ýþte hepsi bu…
Þimdi kendi kendinizi yargýlamanýzý ya da savunmanýzý istiyorum sizden.
Ne olmalý cezanýz?
Ruh Tecavüzcüleri
Beyin Tecavüzcüleri
Özel hayat Tecavüzleri
Ne olmalý cezanýz?
Bir genç kýzýn katili olduðunuzu düþünmek sýzlatýr mý vicdanýnýzý?





















.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Mükemmel:)Tek kelimeyle harika bi hikaye:)
Gönderen: Ufuk Sözübir / Ankara/Türkiye
12 Þubat 2005
Kýskandým seni çok..Çok güzel yazmýþsýn...söyleyecek bir þey bulamadým...Sadece keþke,avukatýn donup kaldýðý yerde kesseydin daha güzel olurdu diye düþünüyorum...onun dýþýnda..harika olmuþ:)Tebrikler..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gözlerimde Hayaldin Sen
Aþk Darlýðý
Dingin Bir Akþamüstü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aþk Ýki Kiþiliktir [Þiir]
Cadde, Sen ve Ben [Þiir]
Gözlerin [Þiir]
Bütün Mevsimlere Dair [Þiir]
Saklambaç [Þiir]
Herkes Cennete Gitmek Ýster; Ama Kimse Ölmek Ýstemez... [Deneme]
'Yaþamak mý, Niye?' [Deneme]
Bugün Benim Doðum Günüm [Deneme]
Gündoðumu Sohbetleri [Deneme]
Yegane Güç: Güzellik [Deneme]


ASLI kimdir?

Sanatýn estetik duygularý geliþtiren ve insaný sorgulamaya ve deðiþime zorlayan bir uðraþ olduðunu düþünen genç bir yazar adayýyým. Aslýnda çoðu zaman kendime ulaþmak için, kendimi ve bu koca evreni anlamak için yazmýþýmdýr yazýlarýmý. Ama; yazdýklarýmý diðer insanlarla paylaþmak, onlara da bir pencere aralayabilmek tabii ki hoþuma gider.

Etkilendiði Yazarlar:
Buket Uzuner, Paulo Coelho,Milan Kundera,Kürþat Baþar,Elif Þafak


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ASLI, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.