|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
23 Ekim 2003
Yaðmur , Güneþ , Rüzgâr ve Babam
Kâmuran Esen
Hayali cihan deðen anýlar. |
|
Çocukluðumda oyun oynamak; yemek yemek, su içmek gibi bir ihtiyaçtý bizim için. Üstelik onlardan daha da zevkli. Sabah oyun, akþam oyun, akþamdan sonra bile oyun. Sýcak yaz gecelerinde ay ýþýðýnda oynamaktan aldýðým zevki nasýl unuturum. Birçok arkadaþým vardý. Evcilik, saklambaç, köþe kapmaca, mendil kapmaca, çizgi, yedi kule, stop oynardýk.Bazen de oynayacaðýmýz oyunu bir türlü kuramazdýk. “ Þu oyunu mu, bu oyunu mu oynayalým? ” diye düþünürken, uzun zaman kaybederdik. Tam oyun düzenimizi kurup oynamaya baþlayacaðýmýz sýrada, güneþin azizliðine uðradýðýmýz zamanlar olurdu. Güneþ, bulutun arkasýna girer, sanki bize þaka yapardý. Ama bu þakanýn uzun sürdüðü de olurdu. Güneþ, saklandýðý bulutun arkasýndan çýkmaz, bizi üzerdi. Güneþin kaybolmasýyla birlikte, tatlý oyunlarýmýzýn güzelliðinin bir kýsmý uçup giderdi. Güneþ sanki bize heyecan veriyordu, kanýmýzý kaynatýyordu. Sýcaklýðýndan baþka, coþkusu vardý onun. Baktýk ki güneþ buluttan çýkmýyor, bir aðýzdan baþlardýk baðýrmaya: “ Gün gel gün gel Sýcak kapýný aç gel Soðuk kapýný ört gel. Çocuklarýn çaya kaçmýþ Bir kucak çýrayla gel. “ Bu çaðrýlara cevap geldiði olurdu bazen. Güneþin cevabý, buluttan sýyrýlýp ,bize gülümsemekti. Bazen de çok inatçýlýk ederdi güneþ. O kadar baðýrarak çaðýrarak, kendisine seslendiðimiz halde, bulutun arkasýndan çýkmadýðý olurdu. Sesimizi hiç duymazdan gelirdi. Alacaðý olsundu onun. Þurada güzel güzel oynarken, bulutlarýn arkasýna girmenin ne gereði vardý! Biz güneþin buluttan çýkmasýný beklerken güneþ daha da siyah bulutlarla kaplanýrdý. Gökyüzünün rengi koyulaþýrdý. Hava ile birlikte, bizim de içimiz kararýrdý. O kara kara bulutlar bana hüzün verirdi. Hele bir de rüzgâr varsa. Kara bulutlar, genelde evimizden uzak olan babamý, onun yokluðunu, özlemini hatýrlatýrdý bana. Karnýma bir buruntu girerdi. Babamý daha da özlerdim o zaman. Þimdi evimde olmalýydým diye düþünürdüm. Çýtýr çýtýr soba yanýyor, üzerinde, babamýn getirdiði kestaneler patlýyor. Annem dikiþ makinesini baþýnda, týkýr týkýr dikiþ dikiyor. Babam pür dikkat radyodan haberleri dinliyor. Bir yanda da ocaktaki çaydanlýðýn, bana ninni gibi gelen cýzýrtýsý... Babam, çocukluðumda sýk sýk Mudurnu dýþýndan iþ alýrdý. Evimizden günlerce, bazen haftalarca ayrý kaldýðý olurdu. Onu nasýl özlerdik! Rüzgârlý gecelerde korkardým ben. Rüzgârýn uðultusu bana çok korku ve hüzün verirdi. Babamýn yokluðunu hatýrlatýrdý. Kendimi yalnýz, ailemi korumasýz hissederdim babamýn yokluðunda. Gece yatarken dýþ kapýnýn kilitli olup olmadýðýný birkaç kez kontrol ederdim. Babamsýz geçen gecelerde hem korkardým, hem de babamý merak ederdim. Acaba babam evinden uzaklarda ne yapýyordu? Annem radyoda haberleri hiç kaçýrmazdý. Ben de bu haberleri, sanki babamdan kötü bir haber alacakmýþým gibi, korkuyla dinlerdim. Hele trafik kazasýnda ölenlerin adýný söylerken, kalbim duracak gibi olurdu. O isimlerin arasýnda babamýn isminin söyleneceðinden öyle korkardým ki! Babamýn son gidiþinden bu yana kaç gün geçmiþ olduðunu sayardým. Babamýn bir an önce eve dönmesi için dua ederdim. Annem bize; “ Çocuklarýn dualarýný Allah kabul eder.” derdi. Annemin bu söylediðine inanýr; bir yandan babamýn çabuk eve dönmesini isterken, diðer yandan da güzel bebeklerimin, oyuncaklarýmýn olmasý için dua ederdim. Babamýn çok parasýnýn olmasýný isterdim. Ben de bir çocuktum. Annemin dediðine göre, Allah benim dualarýmý da kabul edecekti. Bunlarý düþünürken silkinir, birden kendime gelirdim. Havanýn daha da karardýðýný farkederdim......Ve sonunda, hiç istemediðimiz þey olurdu. Ýnce ince yaðmur yaðmaya baþlardý. Yaðmur, bir oyun bozguncusuydu. Bitkilerin, insanlarýn, hayvanlarýn yaðmura ihtiyacý olduðunu düþünemezdik. Bizi ýslattýðý, oyunumuzu bozduðu için, ona kýzardýk. Derken, hýzlanýrdý yaðmur. O zaman çaresiz, oyuncaklarýmýzý, minderlerimizi toplar, evin yolunu tutardýk. Biraz buruk, biraz kýrgýn..Ýki elimizin baþ ve iþaret parmaklarýný açar, bunlarý uç uca getirir, þöyle derdik hep bir aðýzdan: - Bu ne? - Aðýl! - Alem (herkes) evine daðýl..........Bütün çocuklar koþarak evlerinin yolunu tutarlardý. Ne olurdu sanki hep güneþ açsaydý. Hava hiç soðuk olmasaydý. Kar hiç yaðmasaydý. Her mevsim yaz olsaydý. Biz de doya doya oynasaydýk. Kimbilir o zaman oyunlarýmýz nasýl zevkli olurdu. Aklýmýz sokakta ve yarým kalan oyunumuzda olmasýna raðmen, eve geldikten bir müddet sonra yaðmura olan kýzgýnlýðýmýzý unuturduk. Kendimizi eðlendirecek bir þey bulmakta gecikmezdik. Ablam , kardeþim ve ben genelde çok iyi anlaþýrdýk. Pencereden, yaðan yaðmuru seyrederdik. Suratýmýzý cama dayar, dilimizle cama þekiller çizerdik. Buharlanmýþ cama isimlerimizi yazardýk.Yaðmura tekerleme söylerdik, üç kardeþ bir aðýzdan: Yað yað yaðmur Tarlada çamur Teknede hamur. Ver Allahým ver Selli, sulu yaðmur. Ve arkasýndan devam ederdik: Yaðmur yaðýyoooooor Seller akýyooooooooor Aaarap kýzý camdan bakýyoooooooor. Gece yatarken küçük bir ayna koyardý pencereye.Aynanýn ön yüzü, dýþarýyý görecek þekilde.Böyle yaptýðýmýzda, ertesi gün havanýn açacaðýna inanýrdýk. Çocukluk iþte. Çocukluðumda oynadýðým oyunlar, arkadaþlarým, yaðmasýný hiç istemedim yaðmur, esmesinden korktuðum rüzgâr, oyun bozguncusu güneþ ve genellikle bizden uzakta olan babam.........Hepsi bir özlem yumaðý gibi içimde þimdi. Kalbimin en sýcak yerinde.
:: rengarenk.. |
Gönderen: Ahsen Sakareisoðlu / Bartýn/Türkiye
|
7 Þubat 2004 |
|
| selamlar,o güneþ kadar sýcacýk günlere döndüm okurken bu yazýnýzý..Öyle güsel anlatmýþsýnýz ki,hep dediðim þu sözü tekrar hatýrlattýnýz bana 'keþke hep çocuk kalsak' ...Týpký çocukluðunuzdaki gibi eðlenceli,bol güneþli,tatlý dilli rüzgarlarla dolu geçsin günleriniz..Hep bir yanýnýz çocuk kalsýn..Renkli kalemlerle rengarenk yazdýnýz bu yazý için teþekkürler:) |
:: Sicim gibi yagmur... |
Gönderen: fikret simsek / almanya
|
21 Kasým 2003 |
|
| "Teknede hamur bahcede camur ver Allahinm ver sicim gibi yagmur."
Ah Kamuran hanim! Beni nerelere götürdünüz.O güzel cocukluk günlerimi animsattiniz. Zaten yufka yürekli bir adamim... Basliyacagim aglamaya vallahi.
"Evi evine köyü köyüne kimin evi yoksa sican deligine." deyip kosardik evlrimizin kapisina esikte durup arkadaslarla son bir göz göze gelip dalardik o sicacik mis kokan evlerimize bizde. Allah bütün cocuklara güzel cocuklukl günleri yasatsin.
Cok güzel yazmissiniz. Ellerinize saglik. O öpülesi güzel ellerinize.
Sevgilerimle |
:: özlemler |
Gönderen: ayse / istanbul
|
30 Ekim 2003 |
|
| yine döktürmüşsünüz ,yüreginize saglık ah o çocukluk,yaşanmışlıkları ve özlemleriyle herşeyiyle çok güzel :))))yaşlanıyormuyum ne? |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.
|
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
|
Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdýklarýmý okuyucularla paylaþmak amacýyla buraya gönderiyorum. Yýllardýr, yerel bir gazeteye haftalýk köþe yazýyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalýþýyorum.
Yayýmlanmýþ Kitaplarým:
-Þiirlerle Öyküler - þiir / Milli Eðitim Bakanlýðý Öðretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . .
-Sevgi Yumaðý - þiir ( 1997 ). . . . . . . . .
-K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlýðý Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . .
-Oynatmayalým Uðurcuðum- deneme , aný / --Senfoni Yayýnlarý ( Haziran / 2004 )
-Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüðü - Baskýya hazýrlanýyor
Etkilendiði Yazarlar:
Okuduðum her yazardan veya yazýdan etkilenirim. Bende bir etki býrakmayacak, herhangi bir þey öðretmeyecek bir yazý düþünemiyorum.
|
|
bu
yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler |
|
|
|