Flanemeth ve Seelkhan ayný anda konuþtular : “Kral mý?”
“Evet, bu genç adam, Ana Dünya’nýn son safkan kralý.”
“Yanýlýyorsunuz Dede, ben kral falan deðilim, ben sadece bir çiftçiyim.”
“Sanýrým ikiniz de benim bunadýðýmý düþünüyorsunuz. Size bir hikaye anlatayým o halde. Adýnýzý bahþedermisiniz Kralým?”
“ Benim adým Seelkhan, ama Kral deðilim Dede, inanýn bana.”
“ Efendi Seelkhan, sizden ricam þu arkanýzdaki sandýðý açmanýz ve içinden lacivert kýlýflý kalýn kitabý çýkarmanýz.”
Seelkhan heyecanla sandýðý açtý. Kral olmadýðýna emindi emin olmasýna da, bir an için bile olsa kendini böyle düþünmek hoþuna gitmiþti. Ama bir dakika, koskoca Ana Dünya’nýn derdi bitmezdi ki, çiftliðine bile zar zor yetiþiyordu o. Dede’nin bahsettiði kitabý buldu. Seelkhan hayatýnda bu kadar büyük ve kalýn bir kitap görmemiþti. Ayný zamanda çok aðýrdý. Zar zor kitabý kaldýrdý ve Ejderha Dede’nin ayaklarýnýn ucuna doðru yere býraktý.
“Kitabýn sýrasý gelecek. Önce hikayeyi dinleyin. Ana Dünya 11 beyaz tanrý tarafýndan ilk kurulduðunda, kendileri yeryüzüne inmeyeceklerinden, tanrýlar bir de hükümdar yarattýlar. Her bir tanrý, hükümdara kendinden bir özellik verdi, bu þekilde ilk Medth Kralý Ana Dünya’yý yönetmeye baþladý. Ana Dünya’yý sadece Medth soyunun yönetebileceði yazýldý. Bu yüzden þu anda derebeyliklere bölünmüþ Dünyamýz karmaþa içinde.
O zamandan yakýn bir geçmiþe kadar Medth Krallarý Ana Dünya’yý kusursuz bir adalet ve yetenekle yönettiler. Ancak kara tanrý bu durumdan hoþnutsuzdu. Çünkü Kral tamamen beyaz tanrýlara baðlýydý ve kara büyüleri hoþ görmüyordu. Yakalanan kara büyücüler idam ediliyor, beyaz büyücüler korunuyor, kollanýyor, özel yurtlar inþa ediliyordu. Bu þekilde kara büyü yok olmaya yüz tuttu.
Kara büyücüler ve kara tanrýlarý, Ana Dünya’dan beyaz büyüyü silmek için tek çareleri olduðunu biliyorlardý. Ya bütün beyaz büyücüler yani Blancalar öldürülecek, ya da çok meþakkatli bir ayin gerçekleþtirilecekti. Ayinin hazýrlýðý 100 sene sürüyor, 100. gece ise yetiþkin bir ejderhayla Medth soyundan bir insan kurban etmek gerekiyordu. Ýþte bu yüzden, sevgili Flanemeth, oðlum, senin babaný yakaladýlar. Ve tabi Ulu Kralýmýz Seelkhan’ý da. Ama sen büyük bir þans eseri yetiþtin ve bilmeden Ana Dünya’nýn kurtarýcýsýný kurtardýn. Tanrýlar seni ödüllendirecektir.
Anlayamadýðým þey ise, bütün herkesin bildiði, son Medth Kralý’nýn bundan 26 sene önce oðluyla öldürüldüðüdür. Ve gene bilindiðine göre, bu oðlan çocuðu son safkandý.”
“Ben de 26 yaþýndayým.” dedi Seelkhan, biraz þaþýrmýþtý. Ama bu bir tesadüf olmalýydý.
“Bunun bir açýklamasý olmalý.” diye mýrýldandý Dede. “Ama senin Medth soyundan olduðuna eminiz. Yoksa bizimle nasýl konuþabilirdin?”
Buna kimse cevap veremedi.
“Seel – khan. Seeelll – Khan. Siillll-khan.” Flanemeth’le Seelkhan, Dede’nin kendi kendine konuþmasýna bakakaldýlar. Ne anlamý olduðunu anlamamýþlardý.
“Seelkhan, kitabýn 2453. sayfasýný aç lütfen.”
Seelkhan sayfayý açtý. Burada orta yaþlý, Kral tacý takan bir adamýn portresi vardý. Altýnda da küçücük harflerle yazýlmýþ yazýlar.
“Oku o yazýlarý bana Seelkhan.”
“ Sarophar, son Kralýmýz. Sevgili eþi Elindad, bilinen en güçlü Blanca büyücüsüdür. Gücünü, eþinin adaletli hükümdarlýðýna, halkýnýn zorluklarýný gidermeye adamýþtýr. Doðumu herkesten gizli gerçekleþti. Gök ve Yer’in Hakanlarý, Yer kimsesiz kaldý. Sarophar katledildi, Elindad kayýplara karýþtý. “
“ Bir dakika, bir dakika... Düþün Vieyelth, bir iþ var bunda, daha kafan çalýþýyor senin... Seel-khan, Gök ve Yer’in Hakaný, Yer öksüz kaldý, eski dilimizde Gök, Siel demek, öyle mi? Hakan, Khaan, Göklerin Hakaný Sielkhaan, Seelkhan. Ulu tanrýlar, biliyordum. Elindad ikiz doðurdu. Ölen Yer’in Hakaný, Taerkhan, Seelkhan ise güvenli bir yerde saklandý, bir çiftlik. Kimse bir çiftçiden kral olmasýný bekleyemez. Acaba Elindad nerede saklandý, neyi bekliyor acaba? Bu ayinden haberi olsaydý, seni muhakkak tek baþýna býrakmazdý. ”
“ En iyi Blanca büyücüsü bir kadýn mý?”
“Flanemeth, bütün anlattýklarýmdan aklýnda bu mu kaldý?”
Flanemeth utanarak sustu. Doðru ya, arkadaþýnýn bir Kral olduðunu öðrenmiþlerdi. Seelkhan ise þaþkýndý ve aðzýndan þu soru çýktý : “Peki þimdi ne olacak?”
“Benim gözü kara çocuklarým, Kralýmýzýn Rhuandalar’a tek baþýna savaþ açmasý doðru olmaz. Onu kaybetmek istemeyiz. Size tavsiyem, hemen Blancalar’ýn büyük kalesine gitmeniz. Küçük kabileleri sizi koruyamayabilir ama Beyaz Kale henüz çok güçlü. Elindad da muhtemelen oradadýr, aklýndaki cevapsýz sorularý yanýtlayacaktýr.”
“Ama...”
“Çocuklarým, vakit kaybetmeyin, kara iblis peþinizde, buraya her an ulaþabilir. Blancalar Seelkhan’ý tanýyacaktýr. Beyaz Kale’ye, batýya gidin. Artýk gidin. Hemen!!!!”

“ Efendi Erth, beni mi çaðýrdýnýz?”
“ Synth, söyle bana Elindad’ýn durumunda bir deðiþiklik var mý?”
“ Ne yazýk ki hayýr efendim, uzun uykusu hiç bölünmedi. Usta Blanc’Irthar onun kendini bir þeye hazýrladýðýný ve bu þekilde güç topladýðýný düþünüyor.”
“ Ulu Beyazlar adýna, 26 senedir gözünü açmadý. Ben bir çeþit koma olduðunu düþünüyorum. Elindad’ý kaybettik sanýrým.”
“ Efendi Erth, bu bizim için çok kötü olur.”
“ Evet Synth, þimdilik umudumuzu yitirmeyelim. Elindad olmadan Rhuandalar’la bir savaþý kazanmamýz çok zor. Þu an ayinleri baþarýlý olmuþ olabilirdi, ve biz Cehennemlerinin baþ esirleri olabilirdik. Lütfen Elindad’ý sýk sýk kontrol edin. Eðer Irthar’In dediði doðruysa, hazýrlanabileceði bundan daha kötü bir þey olamaz, her an uyanacaðýný ümit edelim.”
“ Peki Efendi Erth.”
Bu sýrada upuzun beyaz saçý ve sakalý, beyaz cübbesiyle bir görünen, bir çeþit beyaz ýþýk saçan ihtiyar bir adam içeri girdi.
“ Irthar Usta, geldiðine sevindim. Ben de seni ve Elindad’ý soruyordum.”
Blanc’Irthar, Blancalar’ýn en yaþlýsý ve en bilgesiydi. Elindad’ýn durumu göz önüne alýnýrsa, þu an için en güçlü büyücü oydu.
“ Erth, sana daha mühim haberlerim var. Vieyelth benimle temasa geçti.”
“ Bizim koca Vieyelth hala yaþýyor demek, sevindim. Ne istiyormuþ bizden?”
“ Kralý korumamýzý!”
“Hangi Kral, ne diyorsun Irthar Usta?”
“ Sarophar’ýn Göklerin Hakaný oðlunu ayinden bir ejderha kurtarmýþ. Kendisine gelmiþler, o da bize gelmelerini söylemiþ. Þu anda yolda olduklarýný söylüyor, peþlerinde de Þiþah.”
Blanc’Erth heyecandan yerinden duramýyordu.
“ Kralýmýz öyle mi? Elindad’ýn oðlu, Göklerin Hakaný, buraya mý geliyor? Syrth hemen öncüler yolla, Kralýmýzý ve ejderhayý Þiþah bulmadan bulsunlar ve güvenli bir þekilde buraya getirsinler. Irthar Usta, bu son zamanlarda duyduðum en harika haber. “
“ Evet Erth, Yüce Beyazlar adýna bu çok güzel bir haber.”

Lanet olasý Medth soyu. Bütün Krallarla savaþmýþ olan Þiþah, Seelkhan’dan özellikle nefret ediyordu. Bir kere ayinin bozulmasýnda payý büyüktü, ayrýca kendi sonunun bir Medth Kralýnýn elinden olacaðýný en yaþlý Rhuanda falcýsý Kattaron söylemiþti. Kendisi etten kemikten bir varlýk deðildi, ölümsüz bir yarý-tanrýydý, nasýl ölebilirdi ki? Ama Kattaron boþ konuþmazdý. Seelkhan’ýn þu an için yaþayan tek Medth soyu olduðu düþünülürse, Þiþah’ýn onu yok etme saplantýsý anlaþýlabilirdi.

Þiþah o kötü günü bir kez daha hatýrladý. Onbir beyaz tanrý þu “Yüce Beyazlar” bir araya gelmiþ ve ilk Kralý yaratmýþtý.
Adalet Tanrýsý, Justhire, ona yüce adalet duygusunu; Savaþ tanrýsý, Gerrione, üstün savaþ yeteneklerini; Rüzgar tanrýçasý Vantare, rüzgarla dostluðu; Yaðmur tanrýçasý Pleuiine, yaðmurla dostluðu; Güneþ tanrýsý, Solile, güneþle dostluðu; Tabiat tanrýsý, Terrathe, tüm bitkilerle dostluðu; Hayvanlarýn tanrýçasý, Anithe, hayvanlarýn dostluðunu, Aþk tanrýçasý, Amerithe, ölümsüz aþký; Bilim tanrýsý, Savorane, irfaný; Saðlýk tanrýsý, Bilias, saðlýðý; ve Ejderha tanrýsý, Dragonth, ejderhalarla kan kardeþliðini baðýþlamýþtý.
Evet, Þiþah tüm Medth Krallarý’ndan nefret ediyordu. Hem Medth ne demekti, “Oðul” yani Yüce Beyazlar’ýn oðlu.

Þiþah’ýn kara hayvaný, þu an için akbaba-ejderha karýþýmý çirkin bir yaratýk görünümündeydi. Ama çok hýzlý uçuyordu. Normal bir ejderhanýn 1,5 katýydý. Alev püsküremiyordu ama sivri dikenlerle bezeli kanatlarý, keskin diþler ve gagayla bezeli aðzý ve delici pençeleri korkunçtu. En kötüsü de hiçbir alev ona iþlemezdi. Az sonra Flanemeth’i yakalayacaktý.

“Flanemeth, ne düþünüyorsun bu konuda?”
“ Senin bir Kral olman hakkýnda mý? Sana iyi davranmýþ olduðumu sevindim.”
“ Dalga geçme Fla, ben gerçekten Kral mýyým? Nasýl olabilir bu? Annemi zaten hiç tanýmadým. Ama baba bildiðim, büyükbaba bildiðim insanlar gerçek deðil miydiler?”
“ Sen kendin demiþtin ya geçen gün, büyükbabanýn söylediðini, gerçek babanýn seni almaya gelmediðini.”
“ Offf...”
“ Dur bakalým, hele varalým Beyaz Kale’ye, her þey açýða çýkacaktýr elbet.”
“ Hey, þu karþýdakiler nedir? Bir kuþ sürüsü mü? “
“ Sanýrým öyle. Ama kuþlar ejderhalardan korkar. Oysa bunlar bize doðru geliyorlar.”
“ Fla, bunlar da en az senin boyundalar, yoksa bunlar da ejderha mý?”
“ Bildiðim kadarýyla Ana Dünya’da bu kadar çok ejderha kalmadý. Þu kara büyücülerle ilgili bir þey deðildir umarým.”
Flanemeth, tedirgin bir þekilde uçmaya devam etti. Herhangi bir tehlike hissettiði anda ters yöne uçmaya baþlayacaktý.
Az sonra, kuþ sürüsü sandýklarýnýn ne olduðunu gördüler. Sayýlarý 30 ila 40 civarýydý. Gövdeleri ve kanatlarý Flanemeth’den biraz daha büyüktü. Her biri beyaz veya beyazýn bir tonu renkteydi. En koyusu hafif kirlenmiþ beyazdý. Ýnce, uzun ve zarif boyunlarý, üçgen biçiminde yüzleri, bu yüzü tamamlayan zarif gagalarý ve simsiyah gözleri vardý. Kendilerine has bir güzellikleri vardý. Ne Flanemeth ne de Seelkhan böyle bir yaratýk hiç görmemiþlerdi. Genel yapýlarý –kafalarý hariç- ejderhalarý andýrýyordu, uzaktan akraba olabilirlerdi.

Flanemeth ve Seelkhan, bir süre sonra bu yaratýklarýn her birinin üzerinde bir adam olduðunu fark ettiler. Adamlar da bembeyaz giyindikleri için belli olmuyorlardý.

En öndeki adam, elini havaya kaldýrdý. Selam veriyordu. Seelkhan da elini kaldýrdý. Bütün kafile bir aðýzdan baðýrdý : “ Yaþasýn Kralýmýz!”

En öndeki –komutanlarý olduðu anlaþýlýyordu- devam etti : “ Lütfen bizi takip edin. Sizi güvenli bir þekilde Beyaz Kale’ye götüreceðiz”.

Memnuniyetle kafilenin arasýna giren, ve oldukça rahatlayan Flanemeth ve Seelkhan, arkalarýndaki siyah karaltýyý görmemiþlerdi. Þiþah ise, tek baþýna bu kadar kalabalýk bir kafilenin arasýna dalmayý düþünmedi. Avýný elinden kaçýrmýþ olmanýn öfkesiyle geri döndü. Beyaz Kale’ye saldýrmasý gerekirse, bunu yapacaktý.

Kafilenin Beyaz Kale’ye varmasý bütün gün sürdü. Ormanlýk ve tepelik bölgelerden gittiklerinden yol uzamýþtý. En sonunda Beyaz Kale’nin kapýsýndan girdiklerinde Flanemeth ve Seelkhan bütün Kale halkýnýn onlarý karþýladýðýný gördüler. Herkes sessiz bir saygý ve heyecan içindeydi.

Bu esnada Beyaz Kale’nin gizli odalarýndan bir tanesinde Elindad 26 senedir kapalý olan gözlerini açtý : “Oðlum....”