"Yazmak, bir hayaleti kovalamak gibidir; yakaladığında ya yok olur ya da sana kendi hayaletini gösterir." — Neil Gaiman"

yazı resimYZ

Örümcek ağlarını örüyorken şehire
Gün doğdu görmeliydin sunaklara
Tanrının yerinden bir anlık ayrılışıyla
Boşa kurban edilmiş kuzunun yeşil kanı
Düştü dağdan sokaklara
Ah! Sen de ordaydın
hatırla!

Sen de ordaydın işte, hatırla
O tepenin, o parlak, o gümüş korkuluklarına
-yaslanmıştın, hatırla! -
Telaşını da almıştın sırtına, çabucaktın
hatırla!

Bozuk bir maviye çalacaktım ki bir anlığına
-tanrı gibi-
Dağa, dereye, buluta ve gökyüzüne
Birkaç fırça darbesiyle
Hızlıca seni karıştırmıştım
hatırla!

Tanrı bu, dönmüştü çabucak yerine
Ağları bozulmadan bırakmıştık, hatırla
Şehire, bulutlara ve yeşile
Aç açına iştahla bakmıştık, hatırla
hatırlamıyorsun.

Kızıl saçlı kızım hatırla
Sen de ordaydın
Tanrının unutası olan yerde
(sanki hatırlamışsın)

Tanrının imrendiği yerde
Ben bozuk maviye,
Sen yeşile karışmıştın

Ya da sarılmıştık.

hatırla.

KİTAP İZLERİ

Parasız Yatılı

Füruzan

Füruzan'ın "Parasız Yatılı"sı: Yarım Asırlık Bir Ağıt ve Direniş Bazı kitaplar vardır, yayımlandıkları anda klasik olurlar. Zamanın getirdiği edebi akımlardan, toplumsal çalkantılardan etkilenmeden, adeta kendi
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön