Baþka dillerle ilgili hiçbir þey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir þey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
“Benim bir senede öðrendiðimi, size anlatmaya çalýþtým arkadaþlar. Ben, iki çocuðum ve karým ölünce anladým. Bana kimse bir þey söylemedi. Size, çocuklarýmýn çadýrýn içinde, göbekleri þiþmiþ, bir deri bir kemik kalmýþ hallerini anlatamam. Yavru köpekler gibi sýzlayýp inliyorlardý. Ben etrafta koþturup iþ arýyordum. Para için deðil, maaþ için deðil. Bir fincan un ve bir kaþýk yað için. Sonra doktor geldi. ‘Bu çocuklar kalp yetmezliðinden öldüler.’ dedi. Kâðýtlarýna bunlarý yazdý. Kalp yetmezliði mi? Küçük göbekleri bir domuzun mesanesi gibi þiþmiþti...” (Gazap Üzümleri’ndeki bir proleter…) Amerikalý yazar John Steinbeck’in Pulitzer ödüllü, 1929 ve sonrasýndaki Büyük Bunalým (Great Depression) yýllarýný fon alan oylumlu, iç burkan romanýndan uyarlanan The Grapes of Wrath (1940, Gazap Üzümleri); metne (text) genel olarak sâdýk kalsa da nihaî sonu itibariyle iyimser (optimist) vizyonunu koruyan ve bu baðlamda da bireyin varlýðýna, aidiyetine bir liberal olarak saygý duyan yönetmen John Ford’un Amerikan halkýna olan güvenini, hayranlýðýný ortaya koyan çok etkileyici bir sinema klasiði... John Ford’un -kimi kez can sýkýcý da olabilen- ulusalcý, nostaljik, geleneksel (ortajen) Amerikan deðer yargýlarýna baðlý bir yönetmen olmasý hasebiyle Gazap Üzümleri’nin özünü çarpýttýðý yönünde birtakým eleþtirilere hedef olduðunu biliyoruz; fakat yoðun ve gerçekçi (realist) bir kapitalist hicvin filmin temel dinamiðini oluþturduðu kuþku götürmez. Oklahoma’nýn Dust Bowi bölgesinde yaþayan Tom Joad (Henry Fonda) ve ailesinin, tarýmda makineleþmenin çiftçileri har vurup harman savurduðu kâbus misali yýllara denk gelen, daha rahat bir yaþam sürmek kaygýsýyla Kaliforniya’ya yaptýklarý hüzünlü ve umutlu yolculuðun izdüþümlerini; sonrasýnda yüzleþmek zorunda kaldýklarý daha da çetin yaþam koþullarý filmimizin sinopsisi. Kapitalizmin yarattýðý binlerce iþsiz yeni yüzyýlýn sefil göçmenleri olarak tarihteki rollerinin bedelini gücün ve sömürünün egemen olduðu bir dünyada evrensel bir trajediyle ödeyeceklerdir... Temelde kapitalizm eleþtirisi üzerinden iþsizlik sorunlarý ve çalýþma koþullarýna, parçalanan aileler ve daðýlan evliliklere bakan Gazap Üzümleri, Karl Marx’ýn deyiþiyle, “iþçi aristokratlarý”ndan (1) patronlarýn köpekliðini yapan kasaba þerifleri ve polislerine, iþçi kooperatiflerinden ücret spekülasyonuna, açlýk ve sefalet içre gömülmüþ bir coðrafyada daha iyi bir gelecek yaratabilmek azmindeki “küçük insan”ýn mücadelesinden konjonktürel olarak dikkati çeken komünist düþmanlýðý ve önyargýsýna uzanan çok geniþ bir skalada dönemsel bir portre ortaya koyarken; yaný sýra ele aldýðý temalarýn kimi açýlardan aktüalitesini korumasý nedeniyle de evrenselliði yakalayan bir film. Kuþkusuz bu niteliði, hâlen modernite sancýlarý çeken, ekonomik krizler yaþayan, iþsizliðin çemberinde sýkýþan, yoksullukla kavga eden bütün az geliþmiþ veya geliþmekte olan ülkeleri kapsayan bir bakýþ açýsýna hâiz... Türkiye’deki sýkýntý ve huzursuzluklar, yaþanan talihsizlikler ve felaketler göz önünde bulundurulduðunda, konu yeterince geniþ ve saðlam bir açýdan “okunabilir.” Elbette Büyük Buhran Amerika Birleþik Devletleri kökenli bir sorunlar yumaðýna iþaret ediyor; fakat bugün ülkesel krizlerin dalga dalga büyüyerek küresel bir evreye ulaþtýklarý da malum bir gerçek. (2) Dönemsel olarak Büyük Bunalým burjuva sýnýfýný baþladýðý noktaya geri dönmeye zorlamýþtý. Mezkûr sorunun tarým ve sanayi iþçilerini, kýsacasý “küçük insan”ý daha da zorladýðýný, silindir gibi ezdiðini ve handiyse yokettiðini söylemeye gerek var mý? Ýþte tam bu noktada John Ford’un Gazap Üzümleri etkisini göstermeye baþlýyor ve geleceðe dair vizyonunu umutla çizmeye çalýþýyor... Tom ve kalabalýk ailesi, düþük yevmiyelerle, semiren patronlarýnýn ezici kurallarýna boyun eðmiþ olsalar da, giderek bir “uyanýþ” baþ gösteriyor. Tom iþçi örgütlenmesi ve grev üzerine düþünerek kafasýnda belirli bir rota çizmeye çalýþýyor. Eðer iþçiler birleþebilirlerse, yekvücut olabilirlerse, artýk bir þeyler deðiþmeye baþlayacaktýr. Söz sahibi olunmak isteniyor ise, harekete geçmek zamanýdýr þimdi… Proletaryanýn uyanýþý ve kendi bilincine varýþý anlamýnda kuvvetli tezler sunan Gazap Üzümleri, ortajen Amerikan mitosunun yegâne sözcüsü olan John Ford’u da kesin kategorilerle deðerlendirmememiz gerektiðinin altýný çizmiþ oluyor. (3) Ýlk bakýþta bu, deðiþen, modern kurumlarýný en yükseðe inþa eden Amerika’nýn “kendi için sýnýf” olmaya doðru yürüyen proleterlerinin yaþam mücadelesi. Sonrasýnda, ekonomik sistemin sorunsuzca iþleyebilmesi için deðiþmez bir itici güç barýndýran “küçük insan”ýn geleceði… Geleceði kurmak ise proletaryanýn ellerindedir... Bu bakýmdan Ford’un, Steinbeck’in paha biçilmez hazinesine gururla sahip çýktýðýný mimleyebiliriz; çünkü Gazap Üzümleri’nin etkileyici konusunun realist tonlamasý; öteden beri Bay ve Bayan Amerikalýlarýn sade ve alelade yaþam tarzýna sahip ortasýnýfýnýn gözlemcisi olan John Ford için elzem bir konu ve sefaleti, Thomas Hobbes’un; “Ýnsan, insanýn kurdudur.” sözünü anýmsatýrcasýna acýmasýzca vurgulayan belgeselvari biçemi (style) ve sinematografisi de eþitsiz hayat koþullarýný, toplumsal adaletsizliði betimlemede çok baþarýlý. Tüm ekibin devasa bir romanýn altýndan hakkýyla kalktýðýný söyleyebiliriz. Steinbeck’in yapýtý ayrý bir baþyapýt, Ford’un filmi ise ayrý bir baþyapýttýr... (4) Notlar (1) “Ýþçi aristokratlarý” grev kýrýcý olarak, örgütlenmeyi ve birleþmeyi, toplu hareket etmeyi engelleyici bireyler olarak aslýnda normal iþçi ücretlerinin üstünde para kazanan kapýkullarýdýr. Bizden bir örnek verelim: Ömer Lütfi Akad’ýn “Köy Üçlemesi”nin (sýrasýyla; Gelin, Düðün, Diyet) son ayaðý olan Diyet (1974) filmindeki Erol Taþ’ý anýmsayacaksýnýzdýr. Daha iyi ücret kazanabilmek için iþçi örgütlenmesini engelleyen, sendikalaþarak topluca hareket etmek isteyen iþçileri baltalayan bu tipleme, her zaman varolmuþ bir gönüllü patron kölesidir. (2) Elbette bütün krizler zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasýnýn itici gücü olmuþtur. Fakat tikel ve münferit de olsa gerek Great Depression döneminde, gerekse de Türkiye’de yaþanan 1999 ekonomik krizinde, zenginlerin de küçüldüðünü, büyük kayýplara uðradýklarýný mimlemeliyiz. Orta sýnýfýn, küçük sýnýfýn ise çöktüðünü unutmamalýyýz. (3) John Ford farklý türlerde filmler de çekmesine karþýlýk genel olarak western filmleriyle anýmsanan bir maestro olageldi. Kuþkusuz Gazap Üzümleri haricinde, How Green Was My Valley (1941, Vadim O Kadar Yeþildi Ki), The Informer (1935, Muhbir), Young Mr. Lincoln (1939, Lincoln’ün Gençliði), The Whole Town's Talking (1935, Bütün Kent Söz Ediyor), The Quiet Man (1952, Kadýn Satýlmaz), Mister Roberts (1955, Bay Roberts) ve Mogambo (1953) gibi filmleri bu yargýyý kesin bir biçimde kýrmýþtýr… Bütün bu filmler, westernleriyle geniþ peyzajlar içre tasvir ettiði “sýradan insan”ý “kamerayý unutturarak” takip eden Ford’un ustalýðýný gözler önüne sermektedir. Hemen hemen bütün büyük yönetmenler, onun western filmlerine hayranlýk beslerler. Orson Welles, Jean-Luc Godard, Akira Kurosawa, Sergio Leone veya Arthur Penn bu yönetmenlerden bazýlarýdýr. Stanley Kubrick ise Ford’un “kamerayý unutturmasýndan” hayranlýkla söz eder… Gazap Üzümleri için de geçerli bir yargýdýr bu. (4) Genelde majör romanlardan uyarlanan filmler uyarlandýklarý yapýtýn gölgesinde kalmýþlardýr. Anna Karenina’larýn, Suç ve Ceza’larýn, Madame Bovary’lerin sinema uyarlamalarý kimi kez hayal kýrýklýðý yaratmýþtýr. Fakat bu yargý Gazap Üzümleri için geçerli deðil. Baþta da belirttiðimiz iyimser (optimist) tematiði bir kenara býrakýrsak tabii… Amerikan rüyasý’nýn (American Dream) irrite edici göstergelerinin, happy end’lerin (mutlu son) sýkýcý betimlemelerinin varlýðý düþünüldüðünde, bu, öyle çok da göze batýcý bir seçim deðildir. Sadece “vizyon”la ve / ama daha çok da “umut inancýyla” iliþkili bir mesele. hakan@sanatlog.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Bilge, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |