Ayþe ile Ali'nin Hikayesi
(zehra erkuþ) 10 Mart 2002 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Ardýna kadar açýk olan kapýnýn eþiðinde kalakaldýlar. Ne Ayþe bir adým yanaþabiliyordu ne de Ali. Ýçeriden yabancý bir koku geliyordu. Ali’nin burnunu sýzlatan, Ayþe’nin midesini bulandýran yabancý bir koku... |
|
Þeker Ve Çikolata
(zehra erkuþ) 24 Þubat 2002 |
Ýronik |
| |
“Yaþ kemale erdi ama ben hala eremedim”. Bu lafýn ardýna okkalý bir hikaye iyi giderdi aslýnda. Ortaya piyaz, biraz peynir bir de raký. Þeker, çikolata da nereden çýktý? |
|
Uykusuzluk
(zehra erkuþ) 9 Aralýk 2001 |
Deneysel |
| |
Azýcýk saçmalamaktan kimseye zarar gelmez. Bana da zarar vermez. Ne demiþ Ludwig Wittgenstein, “Baþardýðýn, baþkalarýna, senin için ifade ettiðinden daha fazla bir þey ifade edemez. Sana neye mal olmuþsa, onlar da o kadar ödeyecekler" |
|
Sümüklü Düþünceler
(zehra erkuþ) 14 Kasým 2001 |
Deneysel |
| |
"Kes" dedi yönetmen. "Daha aðýr yürüyeceksin. Unutma; canýn sýkkýn, yalnýzsýn, yetiþmen gereken hiç bir yer yok..." |
|
Günah Keçileri
(zehra erkuþ) 17 Ekim 2001 |
Modern |
| |
Erkeðin ölümüyle kaldýrdýlar sobayý. Doðal gaz döþediler. Odun sobasý baþka bir evde tekrar açtý gözlerini |
|
ayrýlýk usulü elmalý pasta
(zehra erkuþ) 14 Ekim 2001 |
Deneysel |
| |
annecim, pastanýn soðumasýný bekleyen o eski benden eser kalmadý, senin kadar bile olamadým, ne vasiyet býrakacaðým biri var ne de vasiyetime yazabileceðim bir pasta... |
|
|
"Dönüp ardýma bakýyorum
Yoksun sen
Ey sanat! Her þeyi hayata dönüþtüren"
Murathan Mungan
|
|