-Deðerli okuyucular, dergimizin bu sayýsýnda, söyleþi konuðumuz internet dünyasýnda fýrtýnalar estiren, edebiyat sitelerini alt üst eden bir yazar adayýný tanýtmak istiyoruz. Sayýn Kazým Kolbastý,yý tanýyalým. Kazým bey, yazarlýk serüveniniz ne zaman baþladý..Doðarken mi yazardýnýz, yoksa sonradan mý oldunuz?-

"Bu tavuk yumurta meselesi gibi oldu. Zor bir soru...Bilmiyorum belkide içimde bir cevher varmýþ, sonradan farkýna varmýþ olabilirim. Bir gün tesadüfen bizim ortaokula giden oðlan çok ýsrar etmiþti. Baba baba, bana ne olursun bir bilgisayar alsana hem beraber eþli atari oynarýz" diye baþýmýn etini yedi. Çocuk iþte, kýramadým pezevengi...Sirkecide ki Doðubank iþhanýnýn önünden geçerken tesadüfen bir vitrinde gördüm. Baktým fiyatý da çok uygun. Sýký bir pazarlýkla Kore iþi bir bilgisayarý eve götürdüm. Ara sýra at yarýþý sonuçlarýna bakmak için, bende internet denen mevzuya ister istemez bulaþmýþ oldum anlayacaðýnýz."

-Nasýl yani, peki yazdýðýnýz denemeler, öyküler ne zaman ortaya çýktý.Eðitim, alt yapý olmadan tesadüfen mi bu iþe girdiniz?-

"Olur mu kardeþim tesadüfen yazarlýk mý olurmuþ. Üniversiteyi dýþarýdan da olsa yirmi senede zar zor bitirdim. Diyorum ya, at yarýþlarýnI izlerken, okey mokey oynarken gözüm bir ara edebiyat sitelerine takýldý. Okuduðum çok güzel bir þiirdi. Hani eskilerin sakýzlarýnýn içinden çýkan maniler gibiydi. Çok hoþuma gitmiþti. Çocukken bende çok sakýz çiðnerdim. Ýçinden çýkan manileri de biriktirirdim, çok severdim. Bende hemen bir siteye üye oldum. Bir hece þiiri ile iþe baþladým. Hiç unutmuyorum, o gün çok büyük övgüler almýþtým. Daha sonra yazýlara baktým. Kendi kendime düþündüm. Ulan bunlarý bende yazarým dedim. Kimi kendi hayatýný yazmýþ, kimi babasýnýn,kimi de annesini, teyzesinin hayatýný yazmýþ. Peki benim hayatýmý kim yazacaktý?.. Oturup bir süre düþündükten sonra o karara vardým. Bende askerlik anýlarýmla, aralarýna katýlmýþ oldum. Bildiðiniz gibi gayet de baþarýlý oldum zannediyorum.Yanlýþ anlaþýlmasýn kendimi methetmeyi aslýnda hiç sevmem."

-Öncelikle þunu sormak istiyorum Kazým bey henüz bir kitabýnýz yok, ne zaman kitap bastýrmayý düþünüyorsunuz?--

"Ben teþekkür ederim bana bu fýrsatý tanýdýðýnýz için. Bu söyleþi benim ilk söyleþim oldu gibi. Sað olun var olun. Beni nereden duydunuz, nerden buldunuz bilmiyorum ama sað olun yinede eyvallah. Eðer kýsmet olursa bu yazdýklarýmdan bir derleme yaparak kitap çýkarmayý düþünüyorum. Bir ara bir öykü dergisine bir öykü gönderecektim. Bilirsiniz yazar adaylarý için bir fotoðraf konusu üzerinde her ay öykü yarýþmasý düzenliyorlar. Konu olan yazýlmasý istenen öyküde harbiden çok enteresandý. Yaþlý bir teyze ,bir tepside kol böreði açmýþtý üstelik o kol böreðini de korku ve dehþet içersinde izliyordu. O konu için de öykü bekliyorlarmýþ. Yerim ulan dedim sizin kol böreðinizi... Eþeklik sýnýrýna daha þimdilik yaklaþtýðýmý da zannetmediðim için hemen vazgeçtim. Ama þu da bir gerçek ki bu sitelerde biraz daha takýlýrsak helak olup gideceðiz.Biraz maddi sorunum var.Þimdi bizim köydeki tarlanýn satýþýný bekliyorum..Muhtarlan bir sorunumuz var.Satýþtan düþen payýmý kurtarabilirsem eðer hemen kapaðý Caðaloðluna atarým. Þöyle adam gibi bir de kitap çýkartýrým diye düþünüyorum.."

-Dergi editörlerinden birisi tesadüf de olsa bir yazýnýzý okumuþ.Toplantýda sizden bahsetmiþti.Sizin yazýnýzý normal görmemiþ yani biraz anormal görmüþ. Sonra bizlerde okuduk ve oy birliði ile sizinle söyleþi için karar aldýk.Siz de bir farklýlýk var, bunun farkýnda mýsýnýz? Tarlanýz inþallah satýlýr da, bir an önce kitabýnýz çýkar, sizde hayallerinize kavuþursunuz. Þimdi Kazým bey edebiyat sitelerinde yazdýðýnýzý söylüyorsunuz.Þu helak olma meselesini anlayamadým, sýkýntýmý yaþýyorsunuz bunu biraz açar mýsýnýz?-

"Þöyle izah edeyim.Aslýnda bu sitelerin edebiyat dünyasýna bayaðý bir katkýsý oluyor. Yazýyorsun, çiziyorsun, gönderiyorsun anýnda okuyucu buluyorsun. Bu yüzden çok faydalý, hýzlý iletiþim oluyor ama bazende adamý yazdýðýna bin piþman ediyorlar. Bazen deðerin anlaþýlmýyor. Örneðin geçenler de Nazým Hikmet ayarýnda bir þiir yazdým, inanýrmýsýnýz hiç kimse anlamadý. Vallahi billahi kahroldum. Hemen yazýcýdan çýkarttým ve doðru meyhaneye gittim. Orada arkadaþlara defalarca okudum. Ýnanýn belkide meyhanenin yarýsý hüngür hüngür aðladý. Sonra þaþýrdým tabii ki...Kendi kendime dedim. Seni çekemiyorlar Kazým, vallahi billahi seni kýskanýyorlar Kazým. Aklýný baþýna topla Kazým dedim.Sonra da bir yorumcu çýkýp bana üstelik birde "Vatan Haini" desene. Nasýl uyuz oldum, nasýl uyuz oldum bir bilseniz. Baktým nereden yazýyor diye Ýstanbul dan çýksana. Hemen mesaj gönderdim. Bak kardeþ bir sorunun varsa gel bu sorunu çözelim. Bizim semt burasý gel, ne olursan ol yine gel, bu mevzuyu arkadaþça konuþalým dedim.Tabii ki adamdan çýt çýkmadý"

-Haklýsýnýz Kazým bey, ne yazýk ki sitelerde ki eleþtirilerin bazen dozu kaçýyor.Bizim dergimizin de bir sitesi var, ayný sorunlarý bizlerde yaþýyoruz.Aslýnda bu da bir kültür meselesi.Galiba bu sorunlarý sizde çok sýklýkla yaþýyorsunuz?-

"Hem de nasýl yaþýyorum bir bilseniz. Geçenlerde de Kürt mevzusu olan bir yazýya yorum yapayým dedim. Yaptýðýma da bin piþman oldum. Yazý sahibi olan yazar arkadaþ açtý aðzýný yumdu gözünü. Bana ne dedi biliyor musunuz? Aynen aktarýyorum. "Sen Kürt müsün ulan lavuk konuþuyorsun. Bu mevzuyu anlaman için önce Kürt olman lazým. Kürt'ü Kürt'ten baþka kimse anlayamaz. Kapa çeneni ulan Türk, yoksa senin o diþlerini dökerim" desene. Sinirimden kudurdum. Onu da davet ettim. Bizim semtte gel, þu mevzuyu yüz yüze konuþalým aslaným dedim. Adam tabii ki gelemedi. Mesafe uzakmýþ. Adam Hakkari'den yazýyormuþ. Yani sosyal, siyasi meselelere deðindin mi, anýnda taraflardan tepki geliyor. Peki biz bu sorunlarý nasýl çözeceðiz, nasýl ortak bir yol bulacaðýz. Bu memleketin sorunlarýný nasýl çözeceðiz? Hani insanlar konuþa konuþa anlaþýrdý. Pes vallahi..."

-Evet Kazým bey, umarým bir gün tartýþma üslup, adabýný aþarýz..Son yýllarda bayan yazarlar arasýnda bir artýþ gözleniyor.Geçekten sevindirici bir geliþme gibi görünüyor..Sizce bu geliþmenin edebiyatýmýza katkýsý var mýdýr?..Edebiyatýmýz bir aþamadan mý geçiyor? Bu konu hakkýnda ne düþünüyorsunuz?-

"Yine zor bir soru sordunuz. Þimdi bu soruya ben ne desem bilmiyorum. Okuyanlardan bir tepki almak istemem ama bir yazar gerçeði söylemek zorunda. Bu yüzden semtte hemen herkes bana doðrucu Davut der. Bana maço erkek yazar, ya da manyak yazarda diyebilirler. Ama söylemesem çatlarým. Gerçekten doðru, bayan yazarlarýn gün geçtikçe çoðaldýðýna þahit oluyoruz. Tahminim, bir otuz yýl sonra bu ülkede erkek yazar kalmayacak. Belki de bizim toplumun evriminde bir deðiþiklik yaþanýyor. Eh bu da normaldir diye düþünüyorum. Böyle baþa böyle tarak derler ya...Bu memleketi yönetenlerinde, becerenlerin de erkek olduðu malumdur. Bu yüzden aslýnda bayan kalemlere saygým vardýr."

Ama konuyu evrensel deðerlerde düþünürsek sayýn editör size sormak isterim. Dünya edebiyatýnda kaç tane bayan yazar var bana söyler misiniz. Bir elin parmaklarýný geçmez. Bizde ise tam tersi bir durum yaþanýyor. Bizim edebiyatta zirveyi bayan yazarlar kapmýþ. Çýkan kitaplarýn büyük çoðunluðu kadýn yazarlara ait. Senaristlerin bile neredeyse tamamý kadýn yazar .Bir þey demiyorum. Yetenekli olanlar yazsýn, çizsin. Bazen düþünüyorum. Diyorum ki oðlum Kazým neler oluyor? Yanlýþ anlaþýlmak da istemiyorum. Kadýnýn yeri evinin mutfaðýdýr, git çoluk çocuðuna bak, ütünü yap ne iþin var er meydanýnda demek istemiyorum. Beni anýnýda topa tutarlar biliyorum. Asýl meseleye gelelim. Biliyorsunuz kadýnlarýmýz doðasý gereði biraz çenesi düþüktür. Þimdi böyle bir bayanýn yazý yazdýðýný düþünsenize... Üstelik bir de sinirlendiðini düþünsenize, vallahi billahi kaçacak yer ararsýnýz.Tabii ki bu yeri bulursanýz kendinizi þanslý sayarsýnýz. Yani duygularý ile hareket ettikleri için, sorunlar zannederim buradan kaynaklanýyor. Ýnanýyorum ki daha þimdiden kin ve nefret duygularýný üstüme çekmiþimdir"

-Ýlginç bir bakýþ açýsý, gerçekten çok ilginç Kazým bey. Þimdi size gelelim. Edebiyat ve sanat alanýnda vs merak edilen bir konudur. Ýlham nedir? Bu size sýk sýk uðrar mý?-

"Ýkinci zor soru. Ben ilham falan anlamam abi. Aklýma, o an ne gelirse yazarým. Ben doðuþtan ilhamlý yým desem bir çok kiþi kýzar eminim. Sen kendini ne zannediyorsun, lavuk git iþine derler. Bize buralarda hava yapma, diyecekler. Bu soru hassas ve egolu bir soru, bunu lütfen geçelim"

-Pekala size desek ki yazar doðdun, veya sonradan yazar oldun, iyi bir yazar olmak için ne yapmak lazým, ne okumak lazým ya da eðitim bu iþin neresindedir? Bir yazar adayýna ne tavsiye edersiniz?-

"Teþekkür ederim ana meseleye döndüðünüz için. Eðitimden önce bir yazarýn belgesel seyretmesi þart. Afrikada ki hayvanlar aleminin mücadelesi var ya iþte gerçek edebiyatý o sahnelerde görürsünüz. Doðum, , çiftleþme, sürünme ve ölüm . Edebiyatýn dört ana konusudur o mevzular.Ýlk kitap veye ilk yazar ne zaman çýkmýþ bilmiyorum.Ýnsan evrim süreci yedi milyon küsür sene diyorlar. lk edebi eser bana kalýrsa heykelcilik alanýda olmuþtur. Taþý yontma meselesi. Ýkincisi eserde resimdir. Maðaralarda ki çizimlerde görebiliriz. Evrim sürecinde ki yaþamý gözlem yapmazsak yaþamý anlayamayýz. Gerçeði bulamayýz. Mitolojiyi, felsefeyi de az buçuk bilmek lazým.

En büyük yazarlar peygamberlerdir .Hepsinin de birer kitabý var ve zirvenin ilk dört sýrasýný paylaþmýþlar. Þimdi desem ki en büyük yazar Dostoyevski veya baþka biri haksýzlýk yapmýþ olurum. Bazen kahvehanede muhabbetlerde bunlarý anlattýðýmda milletin aðzý açýk kalýyor.."Kafayýmý yedin ulan sen" diye konuþanlar oluyor. Sokrat, hegel, kant, goethe, nietche falan filan iþte az buçuk da onlardan okumak lazým. Hepsini okumaya bir insanýn ömrü yetmez tabii ki. Size bu iþin formülünü verebilirim. Eðer kafanýz çalýþýyorsa, benim gibi kalýn kafalý deðilseniz çok kolay.Tostoy'un bir kitabýný alýn okuyun, diðerlerini okumanýza gerek yok. Çünkü diðerlerini de okusanýz, ayný þeyleri görürsünüz. Bu Dostoyevski içinde yahut Steincbek içinde ya da diðer tüm yazarlar içinde geçerlidir. Yahut bizim ünlü arabesk yazarlarýmýz Nazýmlar, Yaþar Kemal, Orhan Kemaller içinde geçerlidir.

Yani bütün yazarlar sayýsýz eser vermiþtir ama gerçekte hepsinin de birer kitabý vardýr. Yani peygamberler gibi. Yeni baþlayan bir yazara tavsiyem budur. Üstelik cepten tasarruf yapar kara geçer. Orhan Gencebayýn ya da Serdar Ortaçýn þarkýlarý gibi hep ayný þeyler söylenmiþtir.Tolstoy örneði vermiþtim. Anna Karenina yý okuduktan sonra Savaþ ve Barýþý okuyayým dedim. Ýki ay sonra neredeyse beyin kanamasý geçiriyordum. Lanet olsun dedim kendi kendime. Ýþte o zaman bunun farkýn varabildim. Yani bu sonuca varmak için çok acýlar çektim sayýn editör.Bazý yazar profillerinde ilham alýnan yazarlarý gördüðümde sanki kafayý yiyiyorum. Kimi Peyami Safayý, kimi Ayþe Kulini, Elif Þafak gibileri kendisine örnek almýþ. Ýnanýlmaz bir þey. Yahu bu yazarlarýn kendine hayrý yok. Nerede kaldý evrimde ki süreç, nerede klasikler, felsefeciler. Þaþýrýyorum, gerçekten þaþýrýyorum. "

-Kazým bey gerçekten dergim adýna size teþekkür ederim.Sayýsýz yazarla söyleþi yaptým ama ilk kez böyle renkli enteresan bir söyleþi yapmýþ oldum..Bir yayýncý olarak hayretler içersindeyim.Umarým bir gün istediðiniz hedefe ulaþýrsýnýz..Dergi yönetiminden izin alabilirsem ikinci kez bir söyleþi yapmak istiyorum..Çok teþekkür ederim.."-

"Asýl bu fýrsatý verdiðiniz için ben teþekkür ederim. Söyleþi yapmak istediðinizde telefonla hiç aramadan bizim semtte gelin. Takýldýðýmýz Çýnar kýraathanesini zaten biliyorsunuz. Eðer orda yoksam Talat,ýn meyhanede beni bulabilirsiniz. Eyvallah..."