..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam kýsa, sanat uzun, fýrsat aceleci, deney aldatýcýdýr. -Hippokrates
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Tüze Felsefesi (Hukuk) > Ahmet Odabaþ




16 Nisan 2011
Ermeni Soykýrýmý Ýddiasý  
Ahmet Odabaþ
“Kürt’ü Türk’e, Türk’ü Kürt’e, Ermeni’yi Türk’e, Türk’ü Ermeni’ye , Alevi’yi ‘Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye düþman eden emperyalizm ve emperyalizmin Ortadoðu’daki çýkarlarýdýr. Dün öyleydi, bugün de öyle


:BJGE:

Uður Mumcu, 29 Temmuz 1992 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde :

“Kürt’ü Türk’e, Türk’ü Kürt’e, Ermeni’yi Türk’e, Türk’ü Ermeni’ye , Alevi’yi ‘Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye düþman eden emperyalizm ve emperyalizmin Ortadoðu’daki çýkarlarýdýr. Dün öyleydi, bugün de öyle...” diyor. Olayýn özeti bu.

Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin gerçek çýkarlarýndan ziyade dünya kapitalistlerinin ekonomik çýkarlarýna göre halledilmek istenen mesele, Kars Antlaþmasý'yla en doðru çözüm þeklini buldu. Asýrlardan beri dostane yaþayan iki çalýþkan halkýn dostluk baðlarý memnuniyetle tekrar kuruldu."
Mustafa Kemal Atatürk
1 Mart 1922 - TBMM Üçüncü Toplanma Yýlý Açýþ Konuþmasý

Not: Dönemin sadrazamý Damat Ferit Paþa, iþgal güçlerine þirin görünmek için gereðinden fazla gayret gösteriyordu. Boðazlýyan Kaymakamý Kemal Beyin asýlmasýný istiyordu. Asýldý da... ve aradan 1 ay gibi bir süre geçmeden Ýzmir iþgal edildi.

Ýzmir Hükümet konaðýna asýlan ve iþgalci güçleri temsil eden bayraklarýn özenle incelenmesi gerekir.(Hulki Cevizoðlu’nun 1919 un þifresi kitabý okunmalý(Odabaþ)

Tabiki bizim gönüllü birlikler, Van ve Muþ’u bir an önce ele geçirmeye, çalýþýyorlardý. Oraya ermenileri kurtarmak için gidiyorlardý. Oysa Rus ordu birlikleri Ermeni gönüllülerinden oluþmuyordu ve farklý amaçlarý vardý. Onlarda görülen ve bizim ihanet olarak deðerlendirdiðimiz yavaþlýk ve kararsýzlýk, Rus komuta kademelerinin olaðan zafiyetleri (ki bu zafiyet örnekleri diðer cephelerde de çok sayýda görülmüþtür.) ya da tarafýmýzca bilinmeyen genel askeri konularla açýklanabilir.(s.34 Kaçaznuni)

Ýlk paragrafta yazdýðýmýz Uður Mumcu’nun açýklamasý ile,1920’lerdeki Kaçaznuni’nin açýklamasýný birlikte deðerlendirelim. Bugüne kadar Ermeni soykýrýmý iddialarýný cömertçe ve acýmasýzca kullanan emperyalizmin aslýnda Ortadoðu’daki çýkarlarýndan baþka bir þey düþünmediðini görüyoruz.

Dost ve müttefikimiz olduðu belirtilen ABD, her yýl ermeni Soykýrýmý’ný tanýrým diye, aba altýndan sopa gösterir ve bazý isteklerini kibarca masaya koyar. Ýnsan haklarýný falan savunduðunu söyleyen sömürgeci güçler, Baðdat bombalanýrken, milyonu aþkýn insan modern silahlarla öldürülürken ellerini ovuþturarak, çýkacak ganimetin hesabýný yapar.

Bilal Þimþir'in 1985′te yapýlan “Malta Sürgünleri” isimli kitap önsözünden:
“Malta sürgünleri olayý Kurtuluþ Savaþý’yla bütünleþir. Olayýn arkasýnda çetin bir Türk-Ýngiliz boðuþmasý yattýðý apaçýktýr…Türkiye’nin, iþbirlikçiler dýþýndaki tüm yönetici kadrosunun sürülmesi amaçlanmýþtýr. Koskoca bir ulusun baþýný gövdesinden ayýrmayý amaçlayan böylesine iddialý, böylesine acýmasýz bir sürgün harekatýnýn eþine Britanya Ýmparatorluðu tarihinde bile rastlanmaz.”
* * *
Sultan Vahidettin, on gün sonra 21 Ocak 1919 günü eniþtesi Damat Ferit Paþa aracýlýðýyla Ýngiltere Yüksek Komiserliðine bir mesaj daha iletir. Damat Ferit Paþa henüz sadrazam deðildir ama sadrazamlýða hazýrlanmaktadýr. Ýngiliz Yüksek Komiserliði Birinci Siyasi Müsteþarý Mr. Hohler ile görüþür, Padiþahýn mesajýný þöyle aktarýr:
“Kayýnbiraderi(Vahidettin) suçlularý cezalandýrmak niyetindedir, yeteri kadar enerjik olmayan þimdiki kabine yerine daha güçlü bir kabine atamayý düþünmektedir. Suçlular, memleketteki en güçlü, en yaygýn örgütün üyeleridir; kendilerine karþý ciddi eyleme geçildiðini görürlerse umutsuzluða kapýlabilirler. Padiþah, bu yüzden, kendi görüþlerini paylaþanlara karþý bir patlamadan korkmaktadýr. Böyle bir patlamada Ýngiltere’nin tutumunun ne olacaðýný bilmeyi arzu etmektedir.”
* * *
Ýngiltere Savunma Bakanlýðý, 3 Ocak 1919′da Ýstanbul, Baðdat ve Kahire’deki Ýngiliz Baþkumandanlýklarýna uzunca bir þifre tel çeker. Cezalandýrýlmak üzere ilk ismi verilenler Enver Paþa’nýn kardeþi Nuri Paþa ile Yakup Þevki Paþa’dýr.

15 Ocak 1919′de yine Ýngiliz Baþkumandanlýklarýna þifre telgrafla 9 Türk komutanýnýn adlarý verilir. Bu Türk komutanlarýnýn adlarý ve sözümona suçlarý þöyle sýralanmýþtýr:
Nuri Paþa: Kafkasya’da eski Ýslam Ordusu komutaný; Azerbaycan‘a asker sokmak, Ermenilere zorbalýk etmekten suçludur.

Mürsel Paþa(General Mürsel Baku): Kafkasya’da Azerbaycan Kuvvetleri Komutaný. Nuri Paþa’yý desteklemek, Türk Ordusunun geri çekilmesini geciktirmekle suçlanmaktadýr.
Þevki Bey(Yakup Þevki Subaþý Paþa): Kafkasya’da 9. Ordu Komutaný. Ermenilere, Ukraynalýlara zorbalýk etmek ve geri çekilmeyi geciktirmekle suçlanmaktadýr.
Nihat Paþa(Anýlmýþ): Pozantý’da 2. Ordu Komutaný. Mülki makamlarý ayaklanmaya kýþkýrtmak, Kilikya’yý boþaltmamakla suçludur.
Ali Ýhsan Paþa(Sabis): Mezopotamya’da 6. Ordu Komutaný. Cerablus’ta Ýngiliz Komutanýna hakaret etmekten ve yaðmacýlýktan suçludur.
Fahri Paþa(General Fahrettin Türkan): Hicaz Ordusu Komutaný. Teslim olmamakla suçlanmaktadýr.
Galip Paþa: Yemen 40. Tümen Komutaný. Teslim olmuyor.
Tevfik Paþa: Yemen’de 7. Kolordu Komutaný. Teslim olmuyor. Asir’deki 23. Kolordu Komutaný da teslim olmuyor.
Ýngilizlerin ilk kara listesi budur.
* * *

Lord Curzon’un Amiral Calthorpe’a gönderdiði 5 Þubat 1919 günlü talimat þudur:

“158 ve 170 sayýlý telgrafýnýzdan anladýðýma göre, Türk Hükümetini arzuladýðýmýz yönde harekete geçirmek için herhangi bir baskýya gerek yoktur. Sadece kendisine destek vaadinde bulunmamýz yetecektir. O halde, aþaðýdaki nedenlerden dolayý, sizce ya da ilgili komutanlarca teslim alýnmalarý gerekli görülecek Türk subaylarý ile görevlilerinin size ya da en yakýn Müttefik komutanýna teslim edilmeleri için hemen harekete geçmesi yönünde Türk Hükümetine talimat vermelisiniz…..158 sayýlý telgrafýnýzýn son fýkrasýnda önerdiðiniz gibi kendisini destekleyeceðimiz konusunda Padiþaha güvence veriniz.”
Ýstanbul Hükümetinin “suçlu”dan kastý, Ýttihatçýdýr. Ýngiliz’in gözünde ise suçlu “Türk”tür. Reþit Paþa, Ýngilizlere dayanarak, Ýttihatçýlara karþý eyleme geçmeyi düþünmektedir. Ýttihatçý düþmanlýðý Osmanlý Dýþiþleri Bakanýný, düþmanla iþbirliðine gidecek kadar körleþtirmiþtir.
* * *
Padiþah Vahidettin, bu alanda daha da ileri gider. 10 Ocak 1919 günü, güvenilir bir adamý aracýlýðýyla Ýngiliz Yüksek Komiserine bir mesaj iletir. Yüksek Komiser bu mesajý Londra’ya þöyle bildirir:
“(Padiþah)….uzun zamandan beri, aslýnda 1908′den beri, Ýttihat ve Terakki Komitesi’nin hafiyeleriyle sarýlmýþ olduðunu, onlardan çok çektiðini söyledi. Kendisi, her zaman Ýngiliz taraftarý olmuþtur…Þimdi de bütün umudunu Ýngiltere‘ye baðlamaktadýr…Komiteye karþý en sert biçimde eyleme geçmek arzusundadýr…Ýngiltere Hükümetinin Ýngiliz savaþ tutsaklarýna karþý barbarca davrananlar ile kýrýmdan sorumlu olanlarýn cezalandýrýlmasýný istediðini bilmektedir ve Ýngiltere’nin arzulayacaðý her kiþiyi, yine Ýngiltere’nin arzusuna göre, yakalatýp, cezalandýrmaya hazýrdýr. Ancak, geniþ ölçüde bir eyleme geçince ihtilal olacaðýndan, kendisinin belki de devrilip, öldürülebileceðinden korkmaktadýr. Sert biçimde eyleme geçince, Müttefiklerin desteðine güvenip, güvenemeyeceðini, Müttefiklerin bunu Türkiye’nin bir iç iþi olduðunu, söyleyip, kenarda durup durmayacaklarýný öðrenmek istemektedir. Asýl Ýngiltere’den gerçek destek, ilerde de dostluk
beklemektedir….”
Amiral Calthorpe, Padiþahýn bu sözlerinin, Sadrazam Tevfik Paþa’nýn söyledikleriyle ayný olduðunu bildirir.
* * *
Vahidettin’in Ýttihatçý düþmanlýðýnýn içten olduðunu, bundan yararlanmak ve suçlularý yakalatmak için Türk makamlarý aracýlýðýyla eyleme geçmek gerektiðini söyler, þöyle der:
“Bu bakýmdan, suçlularýn yakalanmalarý isteðinde bulunmadan önce, isteklerimizi yürütme çabasý güçlükler yaratýrsa, kendisini destekleyeceðimiz yolunda Padiþaha özel olarak vaatte bulunma yetkisinin bana verilmesi gerekir diye düþünüyorum”.
* * *
Ýstanbul’da insan avý baþlamýþtýr. Zemberek boþanmýþtýr….Osmanlý Ýçiþleri Bakaný kara listeler hazýrlar, bunlarý önceden Ýngiliz Yüksek Komiserine gösterir. Listedeki kiþileri nasýl bir ani baskýnla yakalatacaðýný anlatýr, Ýngiliz ajanlarý haber toplar. Osmanlý Ýçiþleri Bakaný Ýngilizlerin topladýðý haberlerle, jurnallerle beslenir.
* * *
Lord Curzon’un Amiral Calthorpe’a gönderdiði 5 Þubat 1919 günlü talimat þudur:
“158 ve 170 sayýlý telgrafýnýzdan anladýðýma göre, Türk Hükümetini arzuladýðýmýz yönde harekete geçirmek için herhangi bir baskýya gerek yoktur. Sadece kendisine destek vaadinde bulunmamýz yetecektir. O halde, aþaðýdaki nedenlerden dolayý, sizce ya da ilgili komutanlarca teslim alýnmalarý gerekli görülecek Türk subaylarý ile görevlilerinin size ya da en yakýn Müttefik komutanýna teslim edilmeleri için hemen harekete geçmesi yönünde Türk Hükümetine talimat vermelisiniz…..158 sayýlý telgrafýnýzýn son fýkrasýnda önerdiðiniz gibi kendisini destekleyeceðimiz konusunda Padiþaha güvence veriniz.”
* * *
BEKÝRAÐABÖLÜÐÜ

1919 yýlýnýn ilk günlerinde, Tevfik Paþa hükümeti zamanýnda Ýstanbul’da bazý kiþilerin tutuklanmasýna baþlandý…Ülkede yaman bir yýldýrma baþlatýlmýþtýr. Ýstanbul’da tutuklananlar çoðunlukla Bekiraða Bölüðü adý verilen Harbiye Nezareti Cezaevine týkýlýyorlardý. Ocak ayýnda baþlayan tutuklamalar, Þubat, Mart aylarýna doðru gittikçe artarak korkunç bir “insan avý” biçimine dönüþecek, Bekiraða Bölüðü de günden güne týklým týklým dolacaktý. Bu cezaevine týkýlan sözde “savaþ suçlularý” ileride ya Malta’ya sürülecekler ya da düzmece sýkýyönetim mahkemelerinde süründürüleceklerdi. Ýçlerinden ipe çekilenler bile olacaktý.
5 Ocak 1919′da Kýrklareli Mutasarrýfý Hilmi Bey Ýstanbul’da tutuklanýp, Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Ertesi gün Çorum Jandarma Komutaný Mehmet Tevfik Bey, Trabzon Gümrük Memuru Mehmet Ali Bey ile tüccardan iki kiþi daha tutuklanýr.
7 Ocak günü Ýngiliz Yüksek Komiseri, Osmanlý Dýþiþleri Bakanýyla görüþür, “Türk savaþ suçlularýný”nýn cezalandýrýlmasýný ister. “Ýyi niyet yetmez, sonuç bekliyoruz” der.
Ayný gün Boðazlýyan Kaymakamý Mehmet Kemal Bey Ýstanbul’da tutuklanýp, Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Bu genç Mülkiye amiri birkaç ay sonra, Ermeni yalancý tanýklarýnýn sözlerine dayanan düzmece Sýkýyönetim Mahkemesince idama mahkum edilerek, Bayezit Meydanýnda asýlacaktýr.
13 Ocak günü üç sivil memurla bir teðmen Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Derken tutuklamalar daha yüksek görevlilere sýçrar.
14 Ocak‘ta eski Sivas Valisi Sabit Bey, 18 Ocak’ta eski Musul Valisi Mehmet Memduh Bey, 21 Ocak’ta yine eski Sivas valilerinden Ahmet Muammer Bey tutuklanýr.
30 Ocak günü eski Bursa valisi Ali Osman Bey Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Arada 5 kiþi daha yakalanýp Bekiraða Bölüðüne yollanmýþtýr.
* * *
Ýngiliz Yüksek Komiseri, Bekiraða Bölüðünün hemen her gün yeni yeni sanýklarla dolmasýný sevinçle karþýlar. Padiþah hükümetinin tutumunu “pek memnuniyet verici” gördüðünü Londra’ya bildirir:
Calthorpe, Londra’ya þunlarý teller:
“Tutuklamalarýn etkisi, her bakýmdan fevkalade oldu. Hiç deðilse Ýstanbul’da Ýttihat ve Terakki Komitesi’nin yýldýrýldýðýný sanýyorum. Reþit Bey 6 Þubat’ta tekrar yakalandý ve onun üzerine intihar etti”
* * *
KARA LÝSTELER
Kara liste deyimi ilk kez 17 Ocak 1919 günü resmen kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Bundan önce de Ýngilizlerin “Suçlu Türkler” listeleri hazýrladýklarý görülmüþtür ama bunlara resmen kara liste adý verilmemiþtir.
Ýstanbul’daki Ýngiliz Yüksek Komiserliðinde kara liste hazýrlamakla görevli bir þube vardýr. Ermeni-Rum Þubesi adýný taþýr. Türkler aleyhinde ihbarlarda bulunmalarý için Ermenilere, Rumlara, hatta Ýngilizci Türklere yeþil ýþýk yakýlmýþtýr. Azýnlýk örgütleri, “Ermeni Patrikhanesi, Ýngiliz Muhibler Cemiyeti” kara listeler hazýrlanmasýnda Ýngilizlere yardýmcý olurlar. Ýngilizlere ihbarlar yaðar. Bunlarýn büyük çoðunluðu pek saçma sapan þeylerdir ama Ýngilizlerce resmi iþleme konur.
Amiral Calthorpe, bir raporunda Þubenin çalýþmalarý ile ilgili olarak özetle þu bilgileri verir:
“Ermeni-Rum þubesi iki çeþit fiþ tutar; kiþi fiþleri, olay fiþleri. Kiþi fiþlerinde 600-700 “suçlu” Türk’ün adlarý bulunmaktadýr. Kiþilerle ilgili ihbarlar, bilgiler kýsaca bu fiþlere iþlenir. Olay fiþlerinde, “suç” olayýnýn yeri, buna karýþanlarýn adlarý bulunur. Bütün bilgiler Ýstanbul’da “Ermeni Haberleri Bürosu”ndan ya da Ýstanbul dýþýndaki Ermenilerden toplanýr. Þubenin kendisi, ancak pek seyrek durumlarda mahkeme önünde tanýklýk edebilir, mahkemelerde ifade verebilir. Ama mahkemelere kimlerin tanýklýk edebileceklerini gösterir. Þube dýþarýyla iliþkisini “Ermeni Haberler Bürosu” aracýlýðýyla saðlar; öteki haber kaynaklarýyla doðrudan doðruya iliþki kurmaz. Þube, “suçlu” kiþilerle ilgili fiþlerinin sayýsýný çok artýrabilir.”
Bu þubeden baþka, Ýngiliz Askeri Haber alma örgütü de kara listeler hazýrlar. 1919-1920 yýllarýnda Ýngiliz makamlarýnýn, Türk hükümetine verdikleri kara listelerin bir bölümü Yüksek Komiserlikçe, bir bölümü de Ýngiliz Askeri makamlarýnca hazýrlanmýþtýr.
* * *
ATATÜRK KARA LÝSTEDE
Ýngilizlerin kara liste furyasýndan Mustafa Kemal Paþa da kurtulamaz. Daha Samsun’a çýkýþýndan 80 gün önce Mustafa Kemal Ýngilizlerin kara listesine girmiþtir. Paþanýn adý Ýstanbul’da bulunan ve “azledilip sürülecek” kiþilerin baþýnda yer almaktadýr. Onun arkasýndan baþka kiþilerin adlarý sýralanmýþtýr: Mustafa Kemal Paþa’nýn yaveri Cevat bey(Gürer), Yarbay Kel Ali(Çetinkaya), Halil Paþa(Killi), Kazým Karabekir Paþa, Ýsmet Bey(Ýnönü) ve daha birçok Türk subayýnýn adlarý gelir. Bu kara liste Ýstanbul’daki Ýngiliz Haberalma Merkezinden, Londra’ya, Askeri Haberalma Baþkanlýðýna yollanmýþtýr. Oradan 12 Nisan 1919 günlü bir yazýyla Ýngiltere Dýþiþleri Bakanlýðýna iletilmiþtir.
Ülkemizde neler olup, bitiyor…Anlamak isteyenlerin mutlaka ama mutlaka Malta Sürgünleri‘ni okumasý, okuyanlarýn bir daha okumasý gerekiyor. Bir “büyük sýnav”da “zirve ve çukur”un ibretlik örnekleriyle dolu. “Kara listelerle” sürgüne gönderilenler arasýnda, müttefiki Fransýzlarý bile çileden çýkaran hukuksuzluklara imza atan Ýngiliz’den himmet dileyen de, Ýngiliz Dýþiþleri Bakaný Curzon’a, “Kanýmca yanlýþ bir yoldasýnýz ekselans… Kuþkusuz yüzeyde bazý baþarýlar kazanýrsýnýz, ama dipteki taban, canlý ve kinci kalacaktýr. Çünkü, Türk ulusunun milliyetçilik ateþini ve yüce onurunu söndürebilecek hiçbir kuvvet yoktur” diye haykýran da var.
Malta’da çile doldurmuþ, görmüþ, geçirmiþ ve kýssadan hisse çýkarmýþ olan ünlü Göz Doktoru Esat Paþa, tarihin sayfalarý arasýndan bize þöyle sesleniyor.
Reçete gibi;YENÝLMEYECEKSÝN!…
* * *


NUTUK’DAN
Efendiler, ayný günde çeþitli vasýtalarla þu protestoyu gönderdim:
16.3.1920
Protesto
Ýstanbul'da Ýngiliz, Fransýz, Ýtalyan Siyasî Temsilcilerine, Amerikan Siyasî Temsilcisine, Bütün Tarafsýz Devletler Dýþiþleri Bakanlýklarýna, Fransa, Ýngiltere, Ýtalyan Millet Meclislerine verilmek üzere Antalya'da Ýtalyan Temsilciliðine

Millî baðýmsýzlýðýmýzý temsil eden Meclis-i Meb'usan da dahil olmak üzere, Ýstanbul'da bütün resmî daireler, Ýtilâf Devletleri'nin askerî kuvvetleri tarafýndan resmen ve zorla iþgal edilmiþ ve millî dâvâ uðrunda çalýþan birçok vatansever kimsenin de tutuklanmasýna teþebbüs edilmiþtir.
Osmanlý milletinin siyasî hakimiyet ve hürriyetine indirilen bu son darbe, ne pahasýna olursa olsun hayatýný ve varlýðýný savunmaya azmetmiþ olan biz Osmanlýlardan çok, yirminci yüzyýl medeniyet ve insanlýðýnýn kutsal saydýðý bütün esaslara, hürriyet, milliyet, vatan duygularý gibi bugünkü insan toplumlarýnýn temelinde yatan bütün ilkelere ve insanlýðýn bu ilkeleri meydana getiren ortak vicdanýna indirilmiþ demektir.
Biz, haklarýmýzý ve baðýmsýzlýðýmýzý savunmak için giriþtiðimiz mücadelenin kutsallýðýna ve hiçbir kuvvetin bir milleti yaþama hakkýndan mahrum edemeyeceðine inanýyoruz.
Tarihin bugüne kadar kaydetmediði bir suikast olan ve Wilson prensiplerine dayanan bir Ateþkes Anlaþmasý'nýn, milleti savunma imkânlarýndan yoksun býrakmýþ olmasýndan doðan bir hileye de dayanmýþ olmasý bakýmýndan, ilgili milletlerin þeref ve haysiyetleriyle de baðdaþmayan bu hareketin ne demek olduðunun takdirini, resmi Avrupa ve Amerika'nýn deðil, bilim, kültür ve medeniyet Avrupa ve Amerika'sýnýn* vicdanýna býrakmakla yetinir ve bu olaydan doðacak büyük tarihî sorumluluða, son olarak bir kez daha dünyanýn dikkatini çekeriz. Dâvâmýzýn haklýlýk ve kutsallýðý, bu güç zamanlarda, Tanrý'dan sonra en büyük yardýmcýmýzdýr.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i
Hukuk Heyeti Temsiliyesi
adýna
Mustafa Kemal
Ayný günün gecesi þu talimatý bir genelgeyle yayýnladým:
Þifre 16.3.1920
Bütün Vali ve Komutanlara
Ýstanbul'un ve resmî dairelerin, özellikle Meclis-i Meb'usan'ýn, Ýtilâf Devletleri tarafýndan ve zorla iþgal edilmiþ olduðunu, ayrýca, bu hareketin, ateþkes anlaþmasý ile milleti silâhsýz býraktýktan sonra yapýldýðýný dile getirerek, Ýtilâf Devletleri temsilcilerine, bütün tarafsýz devletlerin dýþiþleri bakanlýklarýyla, Ýtilâf Devletleri'nin Millet Meclisi Baþkanlýklarýna protesto telgraflarý çekilmek üzere mitingler yapýlmasý gerekli görülmektedir.
Protesto telgraflarýnda özellikle, yapýlan saldýrýnýn Osmanlý hakimiyetinden çok, yirmi asýrlýk bir medeniyet ve insanlýðýn eseri olan hürriyet, milliyet ve yurtseverlik prensiplerine bir darbe olacaðý, Osmanlý milletinin varlýk ve baðýmsýzlýðýný savunma konusundaki kararlýlýk ve imanýna bu olayýn hiçbir etki yapamayacaðý, yalnýz, medeni milletlerin bu saldýrýyý kabul etmekle, büyük bir tarihi sorumluluk altýna girmiþ olacaklarý belirtilmelidir.
Tarafsýz devletlerin dýþiþleri bakanlýklarýyla Millet Meclisi Baþkanlýklarýna çekilecek telgraflar, Ýstanbul'da ait olduklarý makamlara verilmekle birlikte, Antalya'da Ýtalyan temsilcisi vasýtasýyla da verilmelidir. Protesto telgraflarýnýn birer suretinin de buraya gönderilmesini rica ederiz.
Hey'et-i Temsiliye adýna
Mustafa Kemal
Þifre 16.3.1920
Albay Refet Bey'e
Son olaylar dolayýsýyla, her tarafta yapýlan gösteri toplantýlarý sonunda çekilecek protesto telgraflarýnýn birer suretlerinin de Ýtilâf Devletleri'nin toplantý halinde bulunan Millet Meclisleri Baþkanlýklarýna ve tarafsýz devletlerin'de Dýþiþleri Bakanlýklarýna gönderilmesini yararlý buluyoruz. Bu konuda Antalya'daki Ýtalyan temsilcisinin de yardýmýný saðlamanýzý rica ederiz.
Hey'et-i Temsiliye adýna
Mustafa Kemal
________________________________________

nutuk’dan
     
Efendiler, Ýstanbul'dan gönderilen 19 Þubat 1920 tarihli yazýda, «Ýngiliz Dýþiþleri Bakanlýðý'ndan Ýstanbul'daki siyasî temsilciliðine gelen ve siyasî temsilcilik tarafýndan da resmen hükûmete yapýlan sözlü tebligatta, padiþahlýk baþkentinin
Osmanlý Devleti'nde býrakýldýðý bildirilmiþ; fakat bununla birlikte, Ermeni katliamýnýn durdurulmasý ve Yunanlýlarla bütün Ýtilâf Devletleri'nin kuvvetlerine karþý olan tutumumuzun deðiþtirilmesi istenmiþ; aksi takdirde, barýþ þartlarýnýn deðiþtirilmesinin muhtemel bulunduðu da ayrýca ifade edilmiþtir» denilmekte ve bazý hususlar, özellikle «þikâyete yol açacak en küçük olaylara bile meydan býrakýlmamasý» tavsiye edilmekteydi.
Efendiler, bu sözlü vaadin arkasýndaki anlam ve maksat ne olabilirdi? Yunanlýlarýn, Fransýzlarýn ve daha baþkalarýnýn iþgali altýnda bulunan vatan topraklarýndan baþka, Ýstanbul'un da alýnmasý kararlaþtýrýlmýþtý.
Ancak, ileri sürülen þarta uyulursa, Ýstanbul'u almaktan vazgeçeriz mi, denilmek isteniyordu? Yoksa, Yunanlýlarýn, Fransýzlarýn, Ýtalyanlarýn iþgalleri zaten geçicidir, Ýtilâf Devletleri, yalnýz Ýstanbul'u alacaktý, fakat teklif ettikleri þarta uyarsak, onu da býrakacaklardýr, anlamý mý çýkarýlýyordu?
Veyahut da Efendiler, Ýtilâf Devletleri Kuva-yý Milliye'nin iþgal bölgelerinde, iþgal «kuvvetlerine karþý kurduðu cepheleri bozdurmaya ve açtýðý savaþlarý, giriþtiði hareketleri durdurmaya, Ýstanbul Hükûmeti'nin gücünün yetmeyeceðini çok iyi anladýklarýndan, Yunanlýlar da dahil olmak üzere, Ýtilâf Devletlerine karþý yapýlan saldýrýnýn önlenememiþ ve aslý olmayan Ermeni katliamýna son verilmemiþ olduðu bahanesiyle Ýstanbul'u da mý iþgal etmek niyetindeydiler?
Daha sonraki olaylar, bu son tahminin doðru olduðunu göstermiþtir, sanýrým. Ne var ki, Ýstanbul Hükûmeti'nin Ýngiliz temsilciliðinin teklifinden böyle bir anlam çýkarmaya yanaþmamýþ, aksine ümide kapýlmýþ olduðu görülüyordu.
Efendiler, yapýlmýþ olan teklifin ne derece yersiz olduðu hususunda bir fikir verebilmek için, biz de o günlerle ilgili bazý durumlarý hatýrlayalým. Þüphe edilmemek gerekirdi ki, Ermeni katliamý konusundaki sözler, gerçeðe uygun deðildi.
Aksine, güney bölgelerinde, yabancý kuvvetler tarafýndan silâhlandýrýlan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cür'et alarak bulunduklarý yerlerdeki Müslümanlara saldýrmakta idiler.
Ýntikam düþüncesiyle her tarafta insafsýz bir þekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekte idiler. Maraþ'taki feci olay bu yüzden çýkmýþtý. Yabancý kuvvetleri ile birleþen Ermeniler, top ve makineli tüfeklerle Maraþ gibi eski bir Müslüman þehrini yerle bir etmiþlerdi. Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocuklarý iþkenceyle öldürmüþlerdi.
Tarihte bir benzeri görülmemiþ olan bu vahþeti yapan Ermenilerdi. Müslümanlar yalnýz namuslarýný ve canlarýný korumak için karþý koymuþ ve kendilerini savunmuþlardý. Yirmi gün süren Maraþ katliamýnda, Müslümanlarla birlikte þehirde kalan Amerikalýlarýn, bu olay hakkýnda Ýstanbul'daki temsilcilerine çektikleri telgraf, bu faciayý yaratanlarý, yalanlanamayacak bir þekilde ortaya koymakta idi.
Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden týrnaða kadar silâhlandýrýlmýþ olan Ermenilerin süngülerinin baskýsý altýnda her dakika öldürülmek tehlikesi ile karþý karþýya bulunuyorlardý.
Canlarýnýn ve baðýmsýzlýklarýnýn korunmasýndan baþka bir þey istemeyen Müslümanlara karþý uygulanan bu zulüm ve yok etme politikasý, medenî insanlýðýn dikkatini çekecek ve onlarý insafa getirecek nitelikte iken, aksinin yapýldýðýný iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasýl ciddî olarak kabul edilebilirdi?
Ýzmir ve Aydýn dolaylarýnda durum buna benzer ve belki daha da acýklý deðil miydi? Yunanlýlar, her gün kuvvet ve vasýtalarýný artýrýyor ve taarruz hazýrlýklarýný tamamlýyorlardý.
Bir yandan da oraya buraya saldýrmaktan geri durmuyorlardý.
O günlerde Ýzmir'e yeniden bir piyade alayý ile tam teçhizatlý bir süvari alayý ve yirmi dört adet yük otomobiliyle çok sayýda nakliye arabasý, altý tane top ve birçok savaþ malzemesi çýkarýldýðý, cephelere bol miktarda cephane gönderilmekte olduðu anlaþýlmýþtý. Gerçek þu idi ki, milletimiz, sebepsiz olarak hiçbir yerde hiçbir yabancýya saldýrmýþ deðildi.
Bu durum karþýsýnda, Efendiler, vatanýmýzýn iþgal edilmiþ yerlerinden düþmanlarýn çekildiklerini görmeden veya hiç olmazsa çekileceklerine tam bir güven duymadan, aldatýcý sözlere gereðinden fazla deðer vermek akýl kârý mýydý?
Memleket kaderinin tek dayanak noktasý olarak kalmýþ bulunan Kuva-yý Milliye'yi daðýtma gayesi güden bu gibi teklif ve teþebbüsleri anlamakta güçlük var mýydý? Geleceðin þüphe ve belirsizliði uðruna, millî dâvâdan hemen vazgeçmek doðru olur muydu? Yalnýz Ýstanbul'un deðil, Boðazlar'ýn, Ýzmir'in, Adana bölgesinin, kýsacasý millî sýnýrlarýmýz içindeki bütün vatan topraklarýnýn egemenliðimiz altýnda kalmasý millî gayemiz deðil miydi?
Bu duruma göre, yalnýz Ýstanbul'un, Osmanlý Devleti'ne býrakýlacaðý vaadi karþýsýnda, Osmanlý Devleti'nin sadrazamý Ali Rýza Paþa memnun olsa da, Türk milletinin memnun olacaðý ve bununla yetinerek susup oturmayý tercih edeceði nasýl düþünülebilirdi? Vahdettin'in sadrazamý, Kuva-yý Milliye'yi daðýtmayý hedef alan bütün bu teþebbüslerin tarihî sorumluluðunu düþünmek istemiyor muydu?
Efendiler, yabancýlarýn teklifine ve onu gerçekleþtirmeye kalkýþan hükûmetin istek ve emrine, milletçe de Kuva-yý Milliyece de boyun eðilmeyeceði þüphesizdi
     
16 Aralýk 1918`de Ýstanbul`da Divan-ý Harb-i Örfisi, 20 Ocak 1919`da da Ýstanbul dýþýndaki tehcir suçlularýný yargýlamak üzere 8 yerde Divan-ý Harb-i Örfi kuruldu.
Baðýmsýz yargýçlar istenmedi
          





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn tüze felsefesi (hukuk) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türkiye ve Komþuluk
Neymiþ Biliyor Musun
Atatürk ve Türkiye
Bilirkiþi Raporu
Seçim Barajý
Madem ki Biliyorsun, Neden Öðretmiyorsun
1982 Anayasasý ve Tutukluluðun Devamý Kararý
Çok Partili Yaþam
Dostça Bir Söyleþi
Özelleþtirme Neden Yapýlýr

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beynimizin Çaresizlik Oyunu
Bayýndýr
Kendini Baþkasýnýn Yerine Koymak
Doða Düzeni ve Ýnsan
Baþlarken
Ms ile Söyleþi
Dna ve Evrim
Duygusal Þiddet Nedir?
Hastalýðýn Ýlerlemesi Nasýl Durur
Yanlýþ Anlama Sanatý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kukla [Þiir]
1001 Gece Masallarý [Þiir]
Odabaþ Tüm Þiirler [Þiir]
Buluþalým [Þiir]
Kuklacý Amca [Þiir]
Çay Koy Ortak [Þiir]
Çay Koy Ortak [Þiir]
Geliyorum Ortak [Þiir]
Zamanýn Yaptýklarý [Þiir]
Akrabalar [Þiir]


Ahmet Odabaþ kimdir?

1963 Çarþamba/Samsun doðumluyum. Serbest avukat olarak çalýþýyorum. (Ýzmir'de)

Etkilendiði Yazarlar:
Karacaoðlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ahmet Odabaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.