Cihan Kadý, elindeki notlarýn karanlýkta derleyip toplamaya çalýþýyordu. Slâydýn deðiþmesi istedi, perdede beliren Willendorf Venüsü’ne bir süre bakýp bir iki adým attý. Gölgesi heykelin dolgun göðüslerinden birini kapatýnca sýnýfta gülüþmeler iþitildi. Cihan arkasýna dönüp telaþlýca kendini görüntüyü engellemeyecek kadar geri çekti. Boðazýna takýlan balgamý temizleyememenin sýkýntýsýnda kekelemeye baþladý.
-     Göçebe toplumlar gerçekten anaerkil miydi? Bu hanýmefendi Viyana Doða Tarihi müzesinde sergileniyor. Yaklaþýk yirmi beþ bin yaþýnda. Kireçtaþýndan yapýlmýþ, oysa Willendorf’ta kireçtaþý yok… yani bir yabancý… ve bizim ölçütlerimize göre biraz kýsa, on bir santim boyunda. Yine de hatýrý sayýlýr… bir kalçaya ve göðüslere sahip. Ana tanrýça mý?
Cihan slâyt makinesinin yanýnda duran arkadaþýna tekrar döndü, atkuyruðu saçlarý ile oynayan genç delikanlý hiç de hayatýndan memnun deðildi, esnedi ve kumandanýn düðmesine isteksizce basýverdi. Tarihöncesi Venüs heykelcikleri birbirlerinin peþi sýra loþ odada arzý endam ediyorlardý.
-     Doðurganlýk kutsal bir mucize gibidir. Anneler toplumun direði olabilirdi. Kraliçe arýlar, karýncalar ya da Kraliçe Ýkinci Elizabeth benzeri...
Heykelciklerin ardýndan gelen iri arý ve karýnca görüntüsüne anlam veremeyen öðrenciler kraliçenin resmini gördüklerinde yine gülmeye baþlamýþlardý. Cihan biraz gevþediðini fark edip, þamatanýn arasýnda boðazýný temizledi, kürsüdeki su þiþesinden bir yudum aldý. Kendine güveni gelmiþti. Arka bölüme bakýþlarýný yöneltti. Esas ikna etmesi gereken kiþiyi orada belli belirsiz seçti.
-     Peki, bu köklü sistem nasýl yýkýldý? Yýkýldýðýný biliyoruz, bazýlarý neolitik devrim diyorlar. Çatalhöyük'ün kýr kahvesinde örgütlenen beyler kadýnlarý tarlalara sürüp kentin yönetimini ele geçirmiþ olabilirler mi? Kadýnlarýn tepkileri ne oldu?
Önünde beliren Amazon resmine bir süre takýldý. Ýzmir kentini kurduðu söylenen kraliçe Myrina’nýn nefes kesen görüntüsüne kapýlmýþtý. Elleri bir an titredi, kürsüye dayanmak zorunda kaldý.
-     Kimileri direndiklerini savunuyor. Sistem çökmüþtü ama kutsal ana imgesi devam ede geldi. Kybele... Ýsis, Artemis, Athena, Meryem Ana... Erkek egemenliði sürüyordu, buna tepki gösteren kadýnlar vardý.
Rosa Luxenburg fotoðrafýný gören kimi öðrencilerden homurtular yükselmiþti. Bazýlarý ise bunun neden tepki çektiðini anlamamanýn þaþkýnlýðýnda etrafa bakýnýyordu. Muhtemelen bu asýk suratlý kadýnýn kim olduðundan haberleri yoktu. Arkasýndan gelen slâytta görülen Playboy güzeli onlarýn rahatlamasýna ve gözlerini perdeden alamamalarýna yetti de arttý bile.
-     10 bin yýl sonra bir arkeolog bu fotoðrafý bulabilse bizlerin ona taptýklarýný ileri sürebilirdi, belki de yanýlmazdý. Yaklaþýk olarak Willendorf Venüsü boyutlarýnda… Kâðýt üzerinde tabii ve onun da göðüsleri ve kalçasý hemen fark edilebiliyor. Sanýrým en az ilgi çeken yaný yüzü.
Tekrar kireçtaþýndan heykelcik görüntüsü belirince hoþnutsuz sesler yükseldi. Bilimin sýkýcýlýðýyla yüz yüze gelenler bakýþlarýný Cihan’dan kaçýrdýlar, sunumun bir an önce bitmesini dilediler.
-     Kim bilir... bu küçük haným da tarihöncesi bir derginin bize kalabilen bir sayfasýdýr.
Cihan bir iki adým atýp sýnýfýn elektrik lambalarýný yakan anahtara iþaret parmaðý ile dokundu. Bir hareketlenmenin arkasýnda kýmýldamadan duran hocasý Melisa M. Karabay ile göz göze geldi. Kývýrcýk saçlý, orta boylu, narin kadýnýn güzel ela gözleri sanki hiç kýrpmadan onu süzüyordu. Eli ayaðý bir kez daha dolaþtý, kürsüye yanaþýrken bir an sendeledi. Derin derin nefes almaya baþladý. Can çekiþiyor gibiydi. Ýki kolu göðsünün üstünde duran Melisa sonunda hareketlendi. Küçük camlý gözlüðünü sol eline aldý ve sandalyelerin arasýnda yürüyüp Cihan’a yaklaþtý.
-     Arkadaþýnýza soru sormak isteyen var mý?
Gençlerin çoðu sýrt çantalarýný toparlamaya baþlamýþlardý bile. Sýnýfa geçerken uðramýþçasýna eli kolu boþ olanlarsa yanýndaki arkadaþlarý ile þakalaþýyorlar, ufak ufak el þakalarý yapýyorlardý.
-     Bu kadar ilginç bir konuda ve tuhaf sunumda kafanýza bir þey takýlmamasý... Konuyu arkadaþýnýza ben verdim. Cihan'ýn geleceði parlak gözüküyordu. Yüksek lisans için... Ta ki bir sanat eserini sýrf göðüsleri iri diye bir sürtükle eþdeðer gösterinceye dek...
-     Ben fotoðrafýn gerçekten estetik olduðuna…
Cihan’ýn umutsuzca yanýt verme çabasýný Melisa tek bir hareketi ile kesti. Herkes susmuþtu, onu ilk kez görenler insanlar üzerinde bu denli etkili olduðunu tahmin edemezlerdi. Ayný günün akþamýnda ise aðzýndan dökülecek kelimelerin gönüllü esiri olup çýkarlardý.
-     Prokrustes kendi yataðýna uysunlar diye kurbanlarýný yatýrýr, uzun olanlarýn kollarýný bacaklarýný keser, kýsalarýn ise iplerle uzatýrdý. Cihan'ýn bu boþ çabasý ise ona hiçbir þey kazandýramayacak. Çünkü ben de dar görüþlü birine soru sormayacaðým...
Melisa son kez Cihan’a bakmýþtý. Yüzünde hayal kýrýklýðýnýn kýzgýnlýðýndan çok öç almak isteyen bir Amazon kraliçesinin kararlýlýðý vardý.