..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Tüze Felsefesi (Hukuk) > Ahmet Odabaþ




21 Kasým 2010
Ýþgal Dönemi Mahkemeleri  
Ahmet Odabaþ
Ýþgal yýllarýnda, hukuk ve mahkeme adý kullanýlarak yapýlan sindirme, korku salma çabalarý ve iþgalciye destek olan kiþi ve kurumlar tadrtýþýlmaktadýr.


:BBFB:
ÝÞGAL DÖNEMÝ MAHKEMELERÝ

1.     16 Aralýk 1918 de ve 20 ocak 1919 da, Tehcir kararý ve uygulamasýnda suç iþlediði iddia edilen kiþileri yargýlamak üzere, Divaný Harbi Örfi adý verilen , özel görevli mahkemeler kurulmuþtur. 16 Aralýk 1918 de kurulan Ýstanbul’da meydana gelen olaylarý, 20 Ocak 1919da kurulanar da Ýstanbul dýþýnda meydana geldiði iddia edilen olaylarý yargýlayacaktýr. (1 )




2. Nutuk’dan
Efendiler, Ýstanbul'dan gönderilen 19 Þubat 1920 tarihli yazýda, «Ýngiliz Dýþiþleri Bakanlýðý'ndan Ýstanbul'daki siyasî temsilciliðine gelen ve siyasî temsilcilik tarafýndan da resmen hükûmete yapýlan sözlü tebligatta, padiþahlýk baþkentinin Osmanlý Devleti'nde býrakýldýðý bildirilmiþ; fakat bununla birlikte, Ermeni katliamýnýn durdurulmasý ve Yunanlýlarla bütün Ýtilâf Devletleri'nin kuvvetlerine karþý olan tutumumuzun deðiþtirilmesi istenmiþ; aksi takdirde, barýþ þartlarýnýn deðiþtirilmesinin muhtemel bulunduðu da ayrýca ifade edilmiþtir» denilmekte ve bazý hususlar, özellikle «þikâyete yol açacak en küçük olaylara bile meydan býrakýlmamasý» tavsiye edilmekteydi.
Efendiler, bu sözlü vaadin arkasýndaki anlam ve maksat ne olabilirdi? Yunanlýlarýn, Fransýzlarýn ve daha baþkalarýnýn iþgali altýnda bulunan vatan topraklarýndan baþka, Ýstanbul'un da alýnmasý kararlaþtýrýlmýþtý.
Ancak, ileri sürülen þarta uyulursa, Ýstanbul'u almaktan vazgeçeriz mi, denilmek isteniyordu? Yoksa, Yunanlýlarýn, Fransýzlarýn, Ýtalyanlarýn iþgalleri zaten geçicidir, Ýtilâf Devletleri, yalnýz Ýstanbul'u alacaktý, fakat teklif ettikleri þarta uyarsak, onu da býrakacaklardýr, anlamý mý çýkarýlýyordu?
Veyahut da Efendiler, Ýtilâf Devletleri Kuva-yý Milliye'nin iþgal bölgelerinde, iþgal «kuvvetlerine karþý kurduðu cepheleri bozdurmaya ve açtýðý savaþlarý, giriþtiði hareketleri durdurmaya, Ýstanbul Hükûmeti'nin gücünün yetmeyeceðini çok iyi anladýklarýndan, Yunanlýlar da dahil olmak üzere, Ýtilâf Devletlerine karþý yapýlan saldýrýnýn önlenememiþ ve aslý olmayan Ermeni katliamýna son verilmemiþ olduðu bahanesiyle Ýstanbul'u da mý iþgal etmek niyetindeydiler?
Daha sonraki olaylar, bu son tahminin doðru olduðunu göstermiþtir, sanýrým. Ne var ki, Ýstanbul Hükûmeti'nin Ýngiliz temsilciliðinin teklifinden böyle bir anlam çýkarmaya yanaþmamýþ, aksine ümide kapýlmýþ olduðu görülüyordu.
Efendiler, yapýlmýþ olan teklifin ne derece yersiz olduðu hususunda bir fikir verebilmek için, biz de o günlerle ilgili bazý durumlarý hatýrlayalým. Þüphe edilmemek gerekirdi ki, Ermeni katliamý konusundaki sözler, gerçeðe uygun deðildi.
Aksine, güney bölgelerinde, yabancý kuvvetler tarafýndan silâhlandýrýlan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cür'et alarak bulunduklarý yerlerdeki Müslümanlara saldýrmakta idiler.
Ýntikam düþüncesiyle her tarafta insafsýz bir þekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekte idiler. Maraþ'taki feci olay bu yüzden çýkmýþtý. Yabancý kuvvetleri ile birleþen Ermeniler, top ve makineli tüfeklerle Maraþ gibi eski bir Müslüman þehrini yerle bir etmiþlerdi. Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocuklarý iþkenceyle öldürmüþlerdi.
Tarihte bir benzeri görülmemiþ olan bu vahþeti yapan Ermenilerdi. Müslümanlar yalnýz namuslarýný ve canlarýný korumak için karþý koymuþ ve kendilerini savunmuþlardý. Yirmi gün süren Maraþ katliamýnda, Müslümanlarla birlikte þehirde kalan Amerikalýlarýn, bu olay hakkýnda Ýstanbul'daki temsilcilerine çektikleri telgraf, bu faciayý yaratanlarý, yalanlanamayacak bir þekilde ortaya koymakta idi.
Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden týrnaða kadar silâhlandýrýlmýþ olan Ermenilerin süngülerinin baskýsý altýnda her dakika öldürülmek tehlikesi ile karþý karþýya bulunuyorlardý.
Canlarýnýn ve baðýmsýzlýklarýnýn korunmasýndan baþka bir þey istemeyen Müslümanlara karþý uygulanan bu zulüm ve yok etme politikasý, medenî insanlýðýn dikkatini çekecek ve onlarý insafa getirecek nitelikte iken, aksinin yapýldýðýný iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasýl ciddî olarak kabul edilebilirdi?
Ýzmir ve Aydýn dolaylarýnda durum buna benzer ve belki daha da acýklý deðil miydi? Yunanlýlar, her gün kuvvet ve vasýtalarýný artýrýyor ve taarruz hazýrlýklarýný tamamlýyorlardý.
Bir yandan da oraya buraya saldýrmaktan geri durmuyorlardý.
O günlerde Ýzmir'e yeniden bir piyade alayý ile tam teçhizatlý bir süvari alayý ve yirmi dört adet yük otomobiliyle çok sayýda nakliye arabasý, altý tane top ve birçok savaþ malzemesi çýkarýldýðý, cephelere bol miktarda cephane gönderilmekte olduðu anlaþýlmýþtý. Gerçek þu idi ki, milletimiz, sebepsiz olarak hiçbir yerde hiçbir yabancýya saldýrmýþ deðildi.
Bu durum karþýsýnda, Efendiler, vatanýmýzýn iþgal edilmiþ yerlerinden düþmanlarýn çekildiklerini görmeden veya hiç olmazsa çekileceklerine tam bir güven duymadan, aldatýcý sözlere gereðinden fazla deðer vermek akýl kârý mýydý?
Memleket kaderinin tek dayanak noktasý olarak kalmýþ bulunan Kuva-yý Milliye'yi daðýtma gayesi güden bu gibi teklif ve teþebbüsleri anlamakta güçlük var mýydý? Geleceðin þüphe ve belirsizliði uðruna, millî dâvâdan hemen vazgeçmek doðru olur muydu? Yalnýz Ýstanbul'un deðil, Boðazlar'ýn, Ýzmir'in, Adana bölgesinin, kýsacasý millî sýnýrlarýmýz içindeki bütün vatan topraklarýnýn egemenliðimiz altýnda kalmasý millî gayemiz deðil miydi?
Bu duruma göre, yalnýz Ýstanbul'un, Osmanlý Devleti'ne býrakýlacaðý vaadi karþýsýnda, Osmanlý Devleti'nin sadrazamý Ali Rýza Paþa memnun olsa da, Türk milletinin memnun olacaðý ve bununla yetinerek susup oturmayý tercih edeceði nasýl düþünülebilirdi? Vahdettin'in sadrazamý, Kuva-yý Milliye'yi daðýtmayý hedef alan bütün bu teþebbüslerin tarihî sorumluluðunu düþünmek istemiyor muydu?
Efendiler, yabancýlarýn teklifine ve onu gerçekleþtirmeye kalkýþan hükûmetin istek ve emrine, milletçe de Kuva-yý Milliyece de boyun eðilmeyeceði þüphesizdi




II-Lord Curzon’un Amiral Calthorpe’a gönderdiði 5 Þubat 1919 günlü talimat þudur:

“158 ve 170 sayýlý telgrafýnýzdan anladýðýma göre, Türk Hükümetini arzuladýðýmýz yönde harekete geçirmek için herhangi bir baskýya gerek yoktur. Sadece kendisine destek vaadinde bulunmamýz yetecektir. O halde, aþaðýdaki nedenlerden dolayý, sizce ya da ilgili komutanlarca teslim alýnmalarý gerekli görülecek Türk subaylarý ile görevlilerinin size ya da en yakýn Müttefik komutanýna teslim edilmeleri için hemen harekete geçmesi yönünde Türk Hükümetine talimat vermelisiniz…..158 sayýlý telgrafýnýzýn son fýkrasýnda önerdiðiniz gibi kendisini destekleyeceðimiz konusunda Padiþaha güvence veriniz.”

Londra hükümeti 7 çeþit suç sýralamýþtýr. Suçlar öç alma hýrsýyla hazýrlanmýþtýr, ön yargýlýdýr. 7 sýnýf suçun her biri alabildiðine keyfidir, kaypaktýr. “Mütareke hükümlerine uymakta kusur etmek” suçu, Ýngilizlerin keyfine göre yorumlanmaya elveriþlidir. Mütareke, Türkiye’nin paylaþýlmasýna, Türk ulusunun kendi topraklarý üzerinde baðýmsýz yaþama hakkýnýn kaldýrýlmasýna doðru yürütülmekteydi. Öyle olunca, bunu hazmedemeyecek her Türk, kolayca suçlanabilecek, askeri mahkemeye verilebilecekti. Yalnýz bu suç bile, bütün Türklerde bir korku havasý yaratmaya yetecekti….Ýngilizler, “Türk savaþ suçlularý” kavramýný icat ederken, Ýttihatçý-Ýtilafçý diye bir ayrým gözetmezler. Böyle bir ayrým, Padiþahýn kafasýnda vardýr. Padiþah, Ýngilizlere dayanarak Ýttihatçýlarý cezalandýrmak kararýndadýr. Ýngilizlerin kararý ise Türk’ü cezalandýrmaktýr. Ýngiliz icadý suçlarla, Ýtilafçýlar da kolayca suçlanabileceklerdir. Ancak kayýtsýz, þartsýz Ýngiliz uþaklýðýný kabul edebilenlerdir ki, “suçsuz” sayýlabileceklerdir. Sömürgecinin istediði de budur: Kayýtsýz þartsýz uþaklýk! Tek sözcükle, Ýngiliz planý, Türk ulusunu boyunduruk altýna alma planýdýr.

BEKÝRAÐABÖLÜÐÜ

1919 yýlýnýn ilk günlerinde, Tevfik Paþa hükümeti zamanýnda Ýstanbul’da bazý kiþilerin tutuklanmasýna baþlandý…Ülkede yaman bir yýldýrma baþlatýlmýþtýr. Ýstanbul’da tutuklananlar çoðunlukla Bekiraða Bölüðü adý verilen Harbiye Nezareti Cezaevine týkýlýyorlardý. Ocak ayýnda baþlayan tutuklamalar, Þubat, Mart aylarýna doðru gittikçe artarak korkunç bir “insan avý” biçimine dönüþecek, Bekiraða Bölüðü de günden güne týklým týklým dolacaktý. Bu cezaevine týkýlan sözde “savaþ suçlularý” ileride ya Malta’ya sürülecekler ya da düzmece sýkýyönetim mahkemelerinde süründürüleceklerdi. Ýçlerinden ipe çekilenler bile olacaktý.

5 Ocak 1919’da Kýrklareli Mutasarrýfý Hilmi Bey Ýstanbul’da tutuklanýp, Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Ertesi gün Çorum Jandarma Komutaný Mehmet Tevfik Bey, Trabzon Gümrük Memuru Mehmet Ali Bey ile tüccardan iki kiþi daha tutuklanýr.

7 Ocak günü Ýngiliz Yüksek Komiseri, Osmanlý Dýþiþleri Bakanýyla görüþür, “Türk savaþ suçlularýný”nýn cezalandýrýlmasýný ister. “Ýyi niyet yetmez, sonuç bekliyoruz” der.

Ayný gün Boðazlýyan Kaymakamý Mehmet Kemal Bey Ýstanbul’da tutuklanýp, Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Bu genç Mülkiye amiri birkaç ay sonra, Ermeni yalancý tanýklarýnýn sözlerine dayanan düzmece Sýkýyönetim Mahkemesince idama mahkum edilerek, Bayezit Meydanýnda asýlacaktýr.

13 Ocak günü üç sivil memurla bir teðmen Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Derken tutuklamalar daha yüksek görevlilere sýçrar.

14 Ocak’ta eski Sivas Valisi Sabit Bey, 18 Ocak’ta eski Musul Valisi Mehmet Memduh Bey, 21 Ocak’ta yine eski Sivas valilerinden Ahmet Muammer Bey tutuklanýr.

30 Ocak günü eski Bursa valisi Ali Osman Bey Bekiraða Bölüðüne yollanýr. Arada 5 kiþi daha yakalanýp Bekiraða Bölüðüne yollanmýþtýr.

Ýngiliz Yüksek Komiseri, Bekiraða Bölüðünün hemen her gün yeni yeni sanýklarla dolmasýný sevinçle karþýlar. Padiþah hükümetinin tutumunu “pek memnuniyet verici” gördüðünü Londra’ya bildirir:

“Türk hükümetinin tutuklamalara baþlayarak, giriþtiði hareket pek memnuniyet verici. Bunun çok iyi bir baþlangýç olduðunu söyleyerek, sözlü olarak, hareketi onayladýðýmý bildirdim. Ýçiþleri Bakanýna yeni adlar vermek niyetindeyim….Padiþahýn desteðiyle ayakta durabilen bugünkü hükümetin güçsüzlüðünü tamamen kabul ediyorum…Bu arada aleyhimizde bir akým geliþmektedir, bunun sonucu olarak kesinlikle bize karþý bir hükümet iþ baþýna gelebilir. …Anadolu, Ýngiliz askeri bölgesi içinde kalmaktadýr; ama Anadolu’da þimdilik kuvvetimiz yok…Bu bakýmdan þimdiki Türk hükümetiyle, özellikle de bize dayanmak istediðine inandýðým Padiþah aracýlýðýyla iþ görmemiz her zamandan daha fazla gereklidir., sanýrým. Bunu yapabilmemiz için kendilerine biraz cesaret vermemiz gerek. Tutuklamalarýn, Padiþah ile Ýçiþleri Bakanýnýn eseri olduðu kanýsýndayým. Dýþiþleri Bakaný, bizim resmen istekte bulunmamýza deðin, tutuklamalarý geciktirmekten yanaydý…Þimdiye kadar, gerçekten önemli 40 kiþi tutuklanmýþ bulunmaktadýr.”.

Bekiraða Bölüðü’nün 1919 yýlý Ocak ayý bilançosu kýsaca budur. 40 kadar önemli tutuklu, ikinci derecedeki tutuklularýn ise sayýsý belli deðil. Ve bu henüz bir baþlangýçtýr.


VALÝ DR. REÞÝT
Ocak 1919 da Ýstanbul’da yakalanýp, bölüðe gönderilen eski Diyarbakýr Valisi Dr. Reþit Bey’in suçu Diyarbakýr’a gönderildiði zaman orada Ermeni ihtilal kazanýnýn patlama noktasýna vardýðýný görmesidir.
25 Ocak 1919 günü, Bekiraða Bölüðü’nde bir olay patlak verir. Ýlk tutuklulardan eski Diyarbakýr Valisi Dr. Reþit Bey, cezaevinden kaçmayý baþarýr. Olaya büyük siyasi önem verilir.

Ýstanbul’daki Ýngiliz Yüksek Komiseri, idam ettirmeyi umduðu Dr. Reþit Bey’in kaçtýðýný duyar duymaz küplere biner.

Ýtilafçý Ýstanbul basýný da, Dr. Reþit Bey’in kaçýþýný Ýttihat ve Terakki’nin bir tertibi olarak görür. Sorumlularýn en sert biçimde cezalandýrýlmalarýný ister. Ýstanbul polisi seferber edilir. Reþit Bey’in deyimiyle, “Ermeni tazýlarý” da polise katýlýr. Bu sýký arama sýrasýnda Reþit Bey, dost bildiði kimselerin evlerinde pek barýnamaz. Anadolu’ya geçmek ister ama bu düþüncesini gerçekleþtiremez. Dostlarý kendisine teslim olmasý için öðüt verirler. Sinir krizleri geçirir adeta. Saklandýðý evden dýþarý çýkar Beþiktaþ tarafýnda tanýnýr. Ýçlerinde Ermenilerin de bulunduðu polisler peþine düþerler. Beþiktaþ ile Niþantaþý arasýndaki bayýrda, etrafýný sararlar. Reþit Bey, yakalanacaðýný anlar, beynine bir kurþun sýkarak, yaþamýna son verir. Cebinde vasiyetname niteliðinde þu mektup çýkar:

“Pek sevgili refikam ve çocuklarým. Firarýmdan dolayý(…) Muhafýz Paþa ile Polis Müdürü bütün þiddet ve kuvvetleriyle beni arýyorlar. Ermeni tazýlarý da bunlara iltihak etmiþlermiþ,. Gayretsiz ve hissiz bazý dostlarýmýn ihmali, programýmý sekteye uðrattý. Utanmadan, teslim olmaklýðýmý tavsiye ediyorlar. Neticeyi karanlýk görüyorum. Yakalanýp, hükümetin oyuncaðý, düþmanlarýmýn eðlencesi olmamak için, son dakikada intihar etmek fikrindeyim. Rövelverim bir dakika yanýmdan ayrýlmýyor ve hazýrdýr. Hayatýmýn bence hiçbir kýymeti kalmadý. Bir müsait vakitte milletime son vazifemi yapar ve hayatýmýn bakiyesini tamamiyla size hasr ve tahsis ederim ümidiyle yaþamak isterdim. Ne çare, her istenilen olmadý. Sizi milletim için ihmal ettim. Ýstikbalinizi düþünemedim. Herkes beni Ermeni malý ile zenginleþmiþ biliyor. Halbuki sizi temin-i maiþetten aciz býrakýyorum. Bu da talihin bir cilvesi…”

Ýngiliz Yüksek Komiseri, Dr. Reþit Bey olayýnýn böyle bir dramla sonuçlanmasýndan memnun kalýr….Amiral Calthorpe’un Babýail üzerindeki baskýsý boþa gitmemiþtir. Bir ittihatçý, bir “savaþ suçlusu” yok edilmiþtir. Dr. Reþit Bey’in Beþiktaþ sýrtlarýnda bir av hayvaný gibi kovalanmasý ve intihara zorlanmasýyla öteki “savaþ suçlularýna” da bir ders verilmiþ olduðu düþünülür. Calthorpe, Londra’ya þunlarý teller:

“Tutuklamalarýn etkisi, her bakýmdan fevkalade oldu. Hiç deðilse Ýstanbul’da Ýttihat ve Terakki Komitesi’nin yýldýrýldýðýný sanýyorum. Reþit Bey 6 Þubat’ta tekrar yakalandý ve onun üzerine intihar etti”


KARA LÝSTELER

Kara liste deyimi ilk kez 17 Ocak 1919 günü resmen kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Bundan önce de Ýngilizlerin “Suçlu Türkler” listeleri hazýrladýklarý görülmüþtür ama bunlara resmen kara liste adý verilmemiþtir.

Ýstanbul’daki Ýngiliz Yüksek Komiserliðinde kara liste hazýrlamakla görevli bir þube vardýr. Ermeni-Rum Þubesi adýný taþýr. Türkler aleyhinde ihbarlarda bulunmalarý için Ermenilere, Rumlara, hatta Ýngilizci Türklere yeþil ýþýk yakýlmýþtýr. Azýnlýk örgütleri, “Ermeni Patrikhanesi, Ýngiliz Muhibler Cemiyeti” kara listeler hazýrlanmasýnda Ýngilizlere yardýmcý olurlar. Ýngilizlere ihbarlar yaðar. Bunlarýn büyük çoðunluðu pek saçma sapan þeylerdir ama Ýngilizlerce resmi iþleme konur.

Amiral Calthorpe, bir raporunda Þubenin çalýþmalarý ile ilgili olarak özetle þu bilgileri verir:

“Ermeni-Rum þubesi iki çeþit fiþ tutar; kiþi fiþleri, olay fiþleri. Kiþi fiþlerinde 600-700 ‘suçlu’ Türk’ün adlarý bulunmaktadýr. Kiþilerle ilgili ihbarlar, bilgiler kýsaca bu fiþlere iþlenir. Olay fiþlerinde, ‘suç’ olayýnýn yeri, buna karýþanlarýn adlarý bulunur. Bütün bilgiler Ýstanbul’da “Ermeni Haberleri Bürosu’ndan ya da Ýstanbul dýþýndaki Ermenilerden toplanýr. Þubenin kendisi, ancak pek seyrek durumlarda mahkeme önünde tanýklýk edebilir, mahkemelerde ifade verebilir. Ama mahkemelere kimlerin tanýklýk edebileceklerini gösterir. Þube dýþarýyla iliþkisini ‘Ermeni Haberler Bürosu” aracýlýðýyla saðlar; öteki haber kaynaklarýyla doðrudan doðruya iliþki kurmaz. Þube, ‘suçlu’ kiþilerle ilgili fiþlerinin sayýsýný çok artýrabilir.”

Bu þubeden baþka, Ýngiliz Askeri Haberalma örgütü de kara listeler hazýrlar. 1919-1920 yýllarýnda Ýngiliz makamlarýnýn, Türk hükümetine verdikleri kara listelerin bir bölümü Yüksek Komiserlikçe, bir bölümü de Ýngiliz Askeri makamlarýnca hazýrlanmýþtýr.

Kara listelerin hazýrlanmasýnda hiçbir ölçü yoktur. Sorumsuz kiþilerin akýl dýþý iftiralarý kara listelere dayanak yapýlýr.

Sözgeliþi Dr. Sirounian adlý bir Ermeni, Türklerin Kut-el-Amara’da Ýngiliz tutsaklarýna yaptýklarý sözde zulümleri ihbar ederken, “23 astsubay ile birçok erin sünnet edildiklerini” ileri sürer. Ayný muhbir, Ali Ýhsan Paþa’nýn Ermenilerden 120 araba dolusu nadide halý toplatýp, Ýstanbul’a yolladýðýný, bunlarýn paralarýyla kendisine Bebek’te iki yalý satýn aldýðýný ileri sürer. Bu saçma sapan iftiralar, Ýngiltere Bakanlar Kurulu’na kadar çýkar. Ýngiliz devlet adamlarý, Türklerin savaþ tutsaklarýný “sünnet ettikleri” laflarýný ciddiye alýrlar. Mr. Chamberlain, “Bunlar korkunç þeyler” diye yazar.

Zaman bakýmýndan da hiçbir ölçü tanýnmaz. Türklerin iþledikleri sözde suçlar, çok gerilere götürülür. Birinci Dünya Savaþý ya da Mütareke dönemleriyle sýnýrlý kalmaz. Musul’daki Ýngiliz siyasi temsilcisi Mr. Mc Dowell. 40 yýl kadar önceki “suçlarý” da kara liste hazýrlamak için kullanýr. Birinci Dünya Savaþýndan 31 yýl önceki “suçlarý” sýralar. Bu saçma rapor da resmi iþleme konur, Paris Barýþ Konferansýna kadar gider. (Þimþir)







III-ÝÞGAL ORDULARI VE MAHKEMELER

Ýþgalci Britanya yetkilileri, Osmanlý görevlilerine cezalandýrýlmasýný istediklerinin adlarýný veriyorlardý. ( Osmanlý Ermenilerine Ne Oldu (Ataöv, ileri yayýnlarý 2. basý,) s.144 ve devamýý) (Odabaþ- mahkemeler bizim, kararlar iþgal kuvvetlerinindi.)

Ýþgali þekilsel olarak haklý göstermek için her türlü eylem yapýlmýþtýr.

Burada ahmakça olan, iþgalciye þirin görünerek yer edinmeye çalýþan yöneticilerin tutumudur. Mevcut durumdan yarar umarak, hem iþgalciye yaranma hem de rakip partiyi bitirme gayreti vardý. Ýttihat ve Terakki Partisi þamar oðlaný rolünde idi.Kasaptan medet uman kurbanlýk misali(Cevizoðlu)) iþgalciye þirinlik yapýldý.

(Selçuk Üniversitesi Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferudun Ata-. Ýþgal Ýstanbul`unda Tehcir Yargýlamalarý)...Kitaba göre, Osmanlý hükümetinin dönüþüne izin verdiði Ermeniler`i kýt imkanlarla en iyi þekilde yerleþtirmesine ve mallarýný iade etmesine raðmen, Ýtilaf Devletleri ve özellikle Ýngiltere, iskan ve mallarýn iadesi meselesini Osmanlý Devleti`nin iç iþlerine karýþmak için önemli bir koz olarak kulandý.

Ýstanbul`daki Ýngiliz Yüksek Komiseri`suçlu` gördüðü Türkler`i yakalatmak ve bir an evvel ceza vermek için hem padiþaha hem de hükümete baský yapýyordu. Ancak, suçlularýn cezalandýrýlmasý için takip edilmesi gereken prosedür uzun bir yoldu. Bu nedenle süratli ve kesin kararlarýn alýnacaðý bir mahkemenin acilen kurulmasý gerektiði düþünüldü. `Bu bakýmdan ülkeyi savaþa sokarak mahvedenlerin ve Ermeniler hakkýnda yapýldýðý iddia olunan birtakým suçun faillerinin hemen cezalandýrýlmasýnýn kesin yolunun `olaðanüstü` bir mahkeme kurulmasýndan geçtiðine inanýlmýþtýr.(Açýklama-Odabaþ/ Ýlahi adaleti saðlamak gibi bir gayret düþünülemez. Bir suçun cezalandýrýlmasý deðil, karþýsýnda oluþabilecek güçleri tasfiye etmek kazanýlan zaferi, psikolojik olarak perçinlemek, düþman güçleri –yani Türkleri- tam olarak ortadan kaldýrmak gayreti vardýr)

Ýtilaf Devletleri ve Ýttihat ve Terakki Fýrkasý karþýtlarýnýn, `suçlularýn bir an önce cezalandýrýlmasý` konusundaki baskýlarý artýnca, hükümet 1909`dan beri devam etmekte olan Ýdare-i Örfiyenin varlýðýný Divan-ý Harb-i Örfilerin kurulmasý için önemli bir dayanak olarak gördü. Hükümet, 14 Aralýk 1918`de Divan-ý Harb-i Örfinin kurulmasýný kararlaþtýrdý. (Odabaþ-Ýttihat ve Terakki ile ilgili tüm oluþumlarý, sonuç itibarý ile devlet güçlerini tasfiye etmek isteyen, yalnýzca iþgalciler deðil, mevcut durumdan yarar uman, iþgalciye dayanarak güçlenmek isteyen Ýtilaf ve Cumhuriyet Partisi yönetimidir. Damat Ferit Paþa bu partinin lideridir ve iþgal dönemi sadrazamýdýr. Ýþgal güçlerine þirin görünmek için, üst düzey bazý yöneticilerin þekilsel bir yargýlama sonucu idamýný veya etkisiz hale getirilmesi saðlanmýþtýr.)


16 Aralýk 1918`de Ýstanbul`da Divan-ý Harb-i Örfisi, 20 Ocak 1919`da da Ýstanbul dýþýndaki tehcir suçlularýný yargýlamak üzere 8 yerde Divan-ý Harb-i Örfi kuruldu.

Baðýmsýz yargýçlar istenmedi (Ferudun Ata) (Odabaþ- talimatlara uyacak bir mahkeme sistemi ile çalýþmak amaca uygundu iþgaciler için.)

.....................


Mustafa Kemal ve arkadaþlarý da bu mahkemelerde yargýlandý

Kitabýn sonuç bölümünde, Ýtilaf Devletleri`nin mütarekeden sonra iþgal altýndaki Osmanlý hükümetlerine kurdurduklarý Divan-ý Harb-i Örfileri bir koz olarak kullanma çabasý içinde olduklarý belirtilerek, görünüþte sadece ittihatçýlarýn yargýlanmasýnýn amaçlandýðý, ancak gerçekte bu devletlerin menfaatine karþý çýkan herkesin cezalandýrýlmak istendiði kaydediliyor.
(Odabaþ-Burada söz edilen ceza ve cezalandýrmak sözcükleri, hukuki deðil siyasi kavramlardýr. Amaç da yukarýda belirtildiði gibi “görünüþte sadece ittihatçýlarýn yargýlanmasýnýn amaçlandýðý, ancak gerçekte bu devletlerin, yani iþgal devletlerinin, menfaatine karþý çýkan herkesin cezalandýrýlmak istendiði” görülmektedir.

............................

Eserde, þu hususlara dikkat çekiliyor:
`Bunun en açýk ispatý, söz konusu bu mahkemelerin bir müddet sonra Mustafa Kemal Paþa dahil, milli mücadeleye destek veren herkesi yargýlayacak olmasýdýr. Ayrýca Ermeni taraftarlarý, bu fýrsattan istifade diyerek, sözde `Ermeni katliamý`nýn sadece ittihatçýlar tarafýndan deðil, bütün bir millet tarafýndan gerçekleþtirildiði iddialarýný da dile getirerek, Türk milletinin tamamýný suçlama gayretine giriþmiþlerdir.`( 2005-07-18 Milli Gazete )

(Odabaþ-Burada, Ermeni’lerin korunmasý gibi bir amaç olmayýp, Atatürk’ün belirttiði gibi, Mumcu’nun belirttiði gibi emperyalistlerin Ortadoðu’daki çýkarlarýný koruma düþüncesi vardýr. Yýllar sonra, Hrant Dink de benzer açýklamayý yapmýþtýr. Kaçaznuni’nin açýklamalarý tam bu noktada deðerlendirilmelidir.

(Odabaþ-Sadrazam Ferid Paþa Hürriyet ve Ýtilâf Fýrkasý'nýn reisiydi. Ýttihadçýlara karþý da büyük nefret hisleriyle doluydu. Fýrkacýlýk Osmanlý Devleti'nin son senelerinde bir hastalýk haline gelmiþ en umulmadýk zamanlarda bile büyük gaileler çýkarmýþtý.

Nusret Bey’in Ýdamýndan Sonra Nusret Bey’in Ailesine Yapýlan Yardým
1 Aðustos 1920 sabahý týpký Kemal Bey gibi Bayezid Meydanýnda idam edilen Urfa Mutasarrýfý Nusret Bey’in bu acý sonundan hemen sonra Ankara’da Mustafa Kemal Paþa Baþkanlýðýndaki TBMM 11 Aðustos 1920 tarihli kararýyla yukarýda da bahsedildiði gibi bu mahkemeleri laðvetmiþtir.

Daha sonra ise 25 Aralýk 1921 tarihli Nusret Bey’i “Milli Þehit” ilân eden kanunu çýkarmýþ ve Nusret Bey’in geride býrakmýþ olduðu hanýmý ve çocuklarýna maaþ baðlamýþtýr.)




1919 Divaný Harp

Ýkinci olarak tehcirden yaklaþýk 4 yýl sonra, 1918 yýlýnda 1. Dünya Savaþý`nýn malubu olarak Osmanlý Hükümeti galip güçlerin baskýsý ve etkisi altýnda Ermeni tehcirindeki hata ve sorumluluklarý yeniden masaya yatýrmak zorunda kalmýþtýr. Meclis`te yapýlan görüþmelerde Rum ve Ermeni mebuslar oldukça etkili olmuþ, ayrýca Ýttihad ve Terakki ile hesaplaþmak isteyenler de Ermeni meselesini bu kiþilerden intikam almak ve iþgalci güçlere yaralanabilmek için iyi bir fýrsat olarak deðerlendirmiþlerdir. Tetkik-i Seyyiat Komisyonu`nun gördüðü gerek üzerine 16 Aralýk 1918 tarihine kadar Diyarbekir eski valisi Dr. Reþid Bey (25 Ocak`ta Bekiraða Bölüðü`nden firar etmiþtir), Sivas eski valisi Muammer Bey, Mamüretülaziz eski valisi Sabit Bey, Musul eski valisi Memduh Bey, Divan-ý Muhasebat mümeyyizlerinden Macid Bey ve Boðazlýyan(Yozgat) eski kaymakamý Mehmet Kemal Bey tutuklanmýþlardýr. Hükümet 14 Aralýk 1918 günü yapýlan araþtýrmalar üzerine yurdun çeþitli yerlerinde Ermenilere tehcir esnasýnda fena davrananlarý tespit etmek ve suçlarý sabit görülenleri yargýlamak üzere karar almýþtýr. Bu çerçevede ilk divan-ý harp de Ýstanbul`da kurulmuþtur. Mahmud Hayret Paþa baþkanlýðýndaki mahkemenin üyeleri arasýnda Ermeni, Rum ve Yahudiler de bulunmaktadýr ve üyeler meseleye hiç de objektif bakan insanlar deðillerdir. 25 Aralýk 1918 tarihli bir kararname ile ise tüm Osmanlý Ordusu subaylarýnýn ve memurlarýnýn rütbe ve derecelerine bakýlmaksýzýn yargýlanabilmesinin önünü açan bir kararname yayýnlanmýþtýr. Böylece hiçbir yetkiliyi herhangi bir gerekçe ileri sürerek üstlerinin korumasý mümkün olamayacaktýr. Tüm bu çabalara karþýn Ýngilizler, hükümeti yavaþ davranmakla ve yeterince tutuklamada bulunmamakla suçlamýþlar e baskýlarýný arttýrmýþlardýr. Ýngilizlerin bu konudaki iddialarýný dayandýrdýklarý ellerindeki tüm belgeler ise tahmin edilebileceði üzere Ermeni radikallerin hazýrladýðý belgelerdir ve pekçoðu düzmece ya da aþýrý yorumlanmýþ belgelerdir. Ocak ayýnda 27 Ýttihat ve Terakki üyesi daha tutuklanmýþ ve yine Bekiraða Bölüðü`ne hapsedilmiþtir. Yozgat ile ilgili olarak Boðazlýyan kaymakamýna ek olarak Yozgat Jandarma Kumandaný Binbaþý Tevfik Bey ve Yozgat evkaf memuru Feyyaz Ali Bey`ler de 1918 sonu ve 1919 baþýnda tutuklanmýþlardýr. Suçlamalar pekçok Ermeninin haksýz yere öldürülmesi, öldürülmelerine engel olunmamasý (sebep olunmasý) ve/veya mallarýnýn gasp edilmesi þeklinde olmuþtur.

(     (Odabaþ-Tehcir kararý alýndýðý dönemdeki Osmanlý Meclisinin, ayný þekilde özel mahkemenin kurulmasýna iliþkin kararý alan meclisi oluþturan milletvekillerinin bilinmesi gerekir. Ýþgalcilerden yarar uman onlara hoþ görünmek isteyen, din istismarý yapan , kendince particilik yapan kiþileri objektif olarak deðerlendirmeliyiz)



Osmanlý Ermenilerine Ne Oldu (Ataöv, ileri yayýnlarý 2. basý,) s144 ve devamýý


IV-MAHKEMELER KARARLAR VE ADALET
     
     Britanyalýlara Halep ve Musul’u iþgal etme olanaðýný tanýyan birkaç haftalýk gecikmeden sonra, 31 Ekim 1918 de imzalanan Mondros Ateþkes Antlaþmasý, Osmanlý’nýn kayýtsýz þartsýz teslimini belirledi.(s.144)

     Ermenilere uygulanan zorunlu göç koþullarý, özellikle de geride býraktýklarý taþýnmaz mallarýn ne olacaðýna iliþkin ayrýntýlar, daha önce de araþtýrma konusu olmuþtu. (145)

     Yozgat göç olayýný ele almýþ olan mahkemede, konuþan savcý Sami Bey, savaþ yýllarýnda bile, 67 idam da dahil, olmak üzere bir çok cezalarýn verildiði, O tarihte suçlu bulunanlarýn sayýsý 654 e varýyordu.(s.146)

     Yasa dýþý eylemlerle bir baðlantýsý olmayan, kimi Türkler zindanlarý ve ipi boylarken, çoðu Türk olan müslümanlarýn kanýný akýtmýþ olan silahlý Ermeni çeteleri, tek tek ya da taburlar görünümünde, baþkent Ýstanbul sokaklarýnda, ellerini ve kollarýný sallaya sallaya dolaþtýlar.(s..147)

     Böylece sýkýyönetim mahkemeleri, suçsuz olanlar da dahil olmak üzere, Türkleri ve yalnýz Türkleri yargýladýlar ve cezalandýrdýlar. Ýþgal birlikleri, içinde mahkeme üyelerinin bulunduklarý yapýlarý dýþarýdan çevirmiþlerdi. Antant üyeleri, bu mahkemeleri bir an önce karar vermeleri için zorluyorlardý. Osmanlý Heyeti Vekilesinin 14 Aralýk 1918 tarihli kararýyla kurulan, ilk yedi üyelik mahkemesinin üç üyesi Müslüman deðildi.6 mahkeme daha, 8 Ocak 1919’da kimi Anadolu kentlerinde kuruldu. Bunlarýn içinde en canlýsý baþkenttekiydi. Ýlk tutuklanan Diyarbakýr Valisi Reþit Bey oldu. 1919 yýlý baþýnda gözaltýna alýnanlarýn sayýsý, 130 du. Bu sayý yýl sonunda 321’e ulaþtý. ....gözaltýna alýnanlardan Diyarbakýr Valisi Dr. Reþit, oradan kaçtýysa da, sonra intihar etti. (s147)

     Ýþgalci Britanya yetkilileri, Osmanlý görevlilerine cezalandýrýlmasýný istediklerinin adlarýný veriyorlardý.(Not.Odabaþ .. Önemli ve kilit noktalardaki devlet adamlarý ve askerlerin cezalandýrýlmasý vs. bahanesi ile imhasý, tasfiyesi saðlanýyordu. Erzurum ve Sivas Kongrelerinin yapýlmasýný engellemeyen valiler ile Samsun’un Batum’dan getirilen Ýngiliz Askerleri tarafýndan iþgalini önleyen Refet Bey ile, Türkiye’nin baðýmsýzlýðý için oluþtrulan Heyeti Temsiliye’nin tüm üyeleri, bu arada Halide Edip Adývar hakkýnda idam fermaný çýkarýlmýþtýr.( Osmanlý Ermenilerine Ne Oldu (Ataöv, ileri yayýnlarý 2. basý,) s.144 ve devamýý)

     (Odabaþ-Ýþgali þekilsel olarak haklý göstermek için her türlü eylem yapýlmýþtýr.

     Burada ahmakça olan, iþgalciye þirin görünerek yer edinmeye çalýþan yöneticilerin tutumudur. Kasaptan medet uman kurbanlýk misali(Cevizoðlu))


Nemrut Mustafa Paþa

Mütareke döneminin ilginç þahsiyetlerinden ve aslen Süleymaniyeli babanzade ailesine mensup olan Nemrut Mustafa paþa, Osmanlý ordusunda Mirlivalýða (Tugerenal) kadar yükselmiþtir. Mütakere sýrasýnda kurulan Divan-ý Harb-i Örfi'ye üye atanmýþ, daha sonra Damat Ferit zamanýnda mahkeme reisi olmuþtur.

Ýttihat ve Terraki, Boðazlýyan, Trabzon, Büyükdere, Elazýð Ermeni Tehciri yargýlamalarýnda bulunmuþ, özellikle reislik yaptýðý davalarda, hukuku hiçe sayan ve son derece acýmasýz davranýþlarýyla, halk arasýnda "Nemrut Mustafa ve ya Kürt Mustafa Paþa" diye þöhret bulmuþtur. Yalancý þahitler dinleyerek sahte bir kararla Urfa Mutasarrýfý Nusret bey'i idam etmiþ, sonra kendisi de mahkum olmuþtur.

On günlük Bursa Valiliði sýrasýnda çeþitli olaylara karýþmýþ, I. Dünya Harbinde þehit olan askerle için, onlar þehir deðil, köpek ölüsünden farlarý yoktur" diyerek tepkisini koymuþtur. Nemrut Mustafa Paþa, Atatürk ve Milli Mücadele liderlerine idam kararý veren mahkemenin reisiydi. Lozan Antlaþmasý gereði 150'likler listesine alýnmýþ ve yurtdýþýnda ölmüþtür.
(-Ferudun Ata--Süleymaniyeli Nemrut Mustafa Paþa)


KAYNAKÇA

1.Atatürk, Nutuk, Atatürk Araþtýrma Merkezi,Prof Dr. Zeynep Korkmaz, 2003
2.Ataöv, Türkkaya, Prof. Dr. Osmanlý Ermenilerine Ne Oldu, Ýleri yayýnlarý,2.basý, 2007
3.Halaçoðlu, Yusuf, Prof. Dr., Sürgünden Soykýrýma Ermeni Ýddialarý, Babýali Kültür Yayýncýlýðý, 7. Baský,
4.Halaçoðlu, Yusuf, Prof. Dr.,Tarih Gelecektir, BKY ajans, 5. Baský, 2008
5. Kaçaznuni, Ovanez, Taþnak Partisinin yapacaðý Bir Þey Yok, Kaynak Yayýnlarý, 5. Basý, 2005
6. Kantarcý, Þenol,
7. Baðcý,Hamdi, Söyleþi,(Doç Dr.Feridun Ata ile) memleket Gazetesi 1 mart 2009
8. Mumcu, Uður, 29 Temmuz 1992 tarihli Cumhuriyet Gazetesi
9. Perinçek, Doðu, Ermeni Sorununda Strateji ve Siyaset, Kaynak Yayýnlarý, Mart 2006
10.Yalçýn, Durmuþ ve arkadaþlarý, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1-2,Atatürk Araþtýrma Merkezi,
11.Gürel, Ahmet, Sözde Ermeni Soykýrýmýnýn Gerçek Yüzü, ADD Ödemiþ Þubesi Yayýný, 2005
12.Adývar, Halide Edip, Türkün Ateþle Ýmtihaný, Atlas Kitabevi, 1982
13.Ataöv, Türkkaya, Prof.Dr, Ermeni Belge Düzmeciliði, Ýleri Yayýnlarý,2. Basým, 2006
14.Kümbül, Bengi, Tercümaný Hakikat Gazetesine Göre Osmanlý Ermenileri 1914-1918, Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk yayýnlarý, Þubat 2006
15.Laçiner, Sedat, Ermeni Sorununda Suç ve Ceza-Ýnternet
16.Cevizoðlu, Hulki, 1919’un Þifresi
17.Cevizoðlu, Hulki, Ýþgal ve Direniþ
18.Odabaþ, Ahmet, Ermenilerin Sigorta Ataðý, Ýzmir Barosu Dergisi, Sayý.
19. Sert, Selahattin, Haçlýlarýn Son Kurbaný Ermeniler,
20. Ata, Ferudun, Ýþgal Ýstanbul’unda Tehcir Yargýlamalarý, TTK Yayýnlarý,
                                    Ankara-2005





.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Teþekkürler
Gönderen: Mustafa Þakarcan / , Türkiye
21 Kasým 2010
Dönemi, çok açýk anlatmýþsýnýz. Teþekkür ve saygýlar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn tüze felsefesi (hukuk) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türkiye ve Komþuluk
Neymiþ Biliyor Musun
Atatürk ve Türkiye
Bilirkiþi Raporu
Seçim Barajý
Madem ki Biliyorsun, Neden Öðretmiyorsun
1982 Anayasasý ve Tutukluluðun Devamý Kararý
Çok Partili Yaþam
Dostça Bir Söyleþi
Özelleþtirme Neden Yapýlýr

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beynimizin Çaresizlik Oyunu
Bayýndýr
Kendini Baþkasýnýn Yerine Koymak
Doða Düzeni ve Ýnsan
Baþlarken
Ms ile Söyleþi
Dna ve Evrim
Duygusal Þiddet Nedir?
Hastalýðýn Ýlerlemesi Nasýl Durur
Yanlýþ Anlama Sanatý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kukla [Þiir]
1001 Gece Masallarý [Þiir]
Odabaþ Tüm Þiirler [Þiir]
Buluþalým [Þiir]
Kuklacý Amca [Þiir]
Çay Koy Ortak [Þiir]
Çay Koy Ortak [Þiir]
Geliyorum Ortak [Þiir]
Zamanýn Yaptýklarý [Þiir]
Akrabalar [Þiir]


Ahmet Odabaþ kimdir?

1963 Çarþamba/Samsun doðumluyum. Serbest avukat olarak çalýþýyorum. (Ýzmir'de)

Etkilendiði Yazarlar:
Karacaoðlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ahmet Odabaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.