..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan gülümsemeyle gözyaþý arasýnda gidip gelen bir sarkaçtýr. -Byron
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Varoluþçuluk > Nergiz Þimþek




3 Ekim 2010
Beþinci Kapý  
Lacivert Öykü ve Þiir Dergisi Eylül-Ekim 2010 Sayýsý

Nergiz Þimþek


Günaydýn koca adam! Bugün her zamankinden boktan görünüyorsun ya, hayýrdýr!


:BJHA:

‘’Günaydýn koca adam! Bugün her zamankinden boktan görünüyorsun ya, hayýrdýr! Ah! Tabi ya… Bir gecelik uykuda unuttun mu yoksa tüm yaþadýklarýný? E hani aldýðýn tüm kararlarý? Hadi bakalým! Kendine iyi bakman gerek. Unutma - sýhhatli ve zinde olmalýsýn. Hafta sonu geçsin, pazartesi ilk iþ. Hiçbir þey yapmadan, iþlere gömülmeden hatta masana oturmadan gidip bu iþi halledeceksin. Sana öyle baðýrmak ne demekmiþ görecek o herif! Herkesin içinde hem de. Bir deðil, iki deðil caným! Buna da sabýr derler. Hazýrlanman gerek. Aylardýr erteleyip durdun seni yüreksiz bok parçasý. Ama bu son! O kendini beðenmiþ paçavranýn yüzüne haykýracaksýn ne kadar kaba, düþüncesiz, yeteneksiz bi… bi… bir paçavra olduðunu. Þimdi güzelce yýka yüzünü. Hadi hadi, spor yap biraz da kendine gel; ardýndan da güzel bir duþ. Sonra oturup tekrar bakmalý þu metne. Söyleyeceklerimi ve olasý cevaplarý adamakýllý hesaplamalýyým ki donup kalmayayým. Zeki olmadýðý malûm ama hazýr cevap olduðu inkâr edilemez. Bok herif! Allah’ýn cezasý! Zaten çekilmez olan hayatým bir de onun geliþiyle iyice boktan bir hâl aldý. Gelen gideni aratýrmýþ, derler. Bu, öncekinden bin kat kötü. Aylardýr hayatý zindan etti bana þerefsiz herif. Görecek ama o gününü. Onu herkesin ortasýnda öyle bir rezil edeceðim ki… Tükürükler saça saça haykýrmalýyým yüzüne karþý. Evet evet, bunu da çalýþmalý. Nasýl saçýlýr ki tükürük. Hay Allah! Deneyeyim bari aynada.’’

Hep böyle olurdu: Aynada, önce kendisiyle ikinci tekil þahýs kývamýnda sesli sohbete baþlar, derken birinci tekil þahýsa döner, bir süre sonra da yapmakta olduðu iþe dalýp zihninde devam ederdi. Yukarýda ‘’Bok herif…’’ kýsmýndan sonra, bir yandan ellerini sabunlarken, bir yandan da aklýndan geçenleri okudunuz. Neyse ki böyle bir þansýmýz var: Akýllardan geçen en mahrem düþünceler de bizim.

*

Tükürük saçarak baðýrma denemelerini sonraya býraktý. Planýný deðiþtirmeden uygulamaya karar verdi. Daha önceki baþarýsýzlýklarýnýn temel sebebinin anýn getirdiði rastlantýsal koþullarý kabullenmek olduðunu, bunun da aklýndakileri ertelemesine yol açtýðýný tespit etmiþti; hep tam yapacakken, bir þey çýkmýþ ya da bir þey aklýna gelmiþ, bu sefer þaþýp yolundan konsantrasyonunu yitirmiþti. Tamam, kabul, konuþma denemeleri gerekliydi ama en son, tüm metin hazýr olduktan sonra, provalar esnasýnda.

Þimdi gece yarýsýna kadar planladýðý gibi, önce evinin karþýsýndaki büyük parkta koþuya çýkacak, bir-iki saat ter attýktan sonra güzel bir duþ alacak ve tam da hayal ettiði gibi taptaze bir beden ve zihinle masasýnýn baþýna oturup zaten çoðu tamam olan metni bitirecekti. Yine de bu, muhtemelen gece yarýsýna kadar sürecekti zira kendisine söylenebilecek her olasý söze karþý bir cevap bulmalý ki zafer onun olsun. Gerekli tüm taþlarý gerekli tüm gediklere oturtan saðlam bir metin hazýrlamasý gerekiyordu: Asla kaba saba deðil, usturuplu; aþaðýlayarak lakin bunu hakaret ederek deðil de ince bir zekâyla; sonlara doðru kýzgýnlýðýný gerçekten gösterip aðzýný asla bozmadan ama elbette baðýrarak... (Tükürükler de iþte tam bu son noktada devreye giriyordu. Suratýna yapýþýverecek birkaç damla amma da bozar onu!). Ertesi gün de yine sabah sporunun ardýndan, sözlü prova.

Bu tutum benim açýmdan anlaþýlmaz deðil – sizi bilemem; yani zihinsel bir etkinliðe baþlamadan önce bedensel bir zindelik saðlama isteði. Aslýnda ‘baþlamadan önce’ ifadesi doðru oldu mu emin deðilim; çünkü ikisi girifttir. Biri diðerinin ön hazýrlýðý ya da ardýlý gibi görünebilir ama deðildir. Doðrusu onlar birlikte bir bütündür. Sadece biri diðerinden öncedir ki bu sýralama zevke göre deðiþebilir – ender görünmekle birilikte kimisi akþam sporlarýný tercih eder. Ýþte o kadar. Bir’den sonra mutlaka iki’nin gelmesi gibi; tabii kavramsal olarak. Yoksa bir koyun, iki koyun falan diye düþünme gafletine düþmeyelim. Ýki’nin gelmediði hiç görülmemiþtir. Ýki gelmeyecekse, bir bunu sanki önceden bilir de hiç var etmez kendini – evren bir’lerden temizlenir sanki. Bu sürecin devamý size kâbus gibi görünebilir - sayýlardan yoksun bir yaþam. Ama iþte kahramanýmýn durumu tam da buna benzer bir þeydir. Planlarý yoksa hayatý eksiktir - sayýlar gibi birçok alçak kavram terk etmiþtir onu. Peki, bu ihtiyaç niye vardýr? Bilmem; hani artýk söylene okuna zihinlerimize kazýnan‘’Saðlam kafa saðlam vücutta bulunur.’’ deyiþi mi etkendir bu durumda? Pek olasý deðil zira dünyanýn her yerinde bizim gibilere rastlamak olasýdýr – kültürel faktörleri dýþlamalý. Ya da tam-bütün olarak sýhhatli olup, sýhhatli iþler çýkarma düþüncesi mi? Yapmaktan korktuðumuz bir iþe baþlarken bedensel yetilerimizi kuvvetlendirerek biraz daha güven depolama isteði mi? Ya da güne böyle güzel baþlayýnca hani devamýnýn da geleceði hissi mi? Belki de zihinsel etkinlikteki baþarýsýzlýðýmýz yanýna bedensel kuvvetimizi koyarak ve bir çeþit denge yaratarak durumu kurtarmaya çalýþýyoruz. Sebebini benim gibi kahramaným da çözebildiðini sanmam. Biliyor olsa, çýtlatýrdý. Bu ortak tutumdandýr ki onu can-ý gönülden anlýyorum. Her ne kadar komik görünse de bizim gibi korkaklar için bu yöntem etkilidir ve hiç olmasa belli bir zaman dilimini katlanýlabilir kýlar. Baþarmak kadarýný pek de bildiðimizi sanmam –zira baþarýyla sonuçlandýðý görülmüþ deðildir- ama kesin olan, çok zevk verir adama, daha da önemlisi yekpare kýlar, bin bir ince detayla örülmüþ bu tatlý düþleri kurgulamak. Bu zevk kaymaklý ekmek kadayýfýnda olduðu gibi aðdalý ve aðýrdýr. Dilinizde hissettiðiniz o yapýþ yapýþ kývamý iþte, tüm hücrelerinizde hissedersiniz. Takdir edersiniz ki, bu da baðýmlýlýk yapýcýdýr.

Pazartesi günü ilk iþ: -kapýyý, herkesin rahatlýkla duyabilmesi için özellikle açýk býrakmayý ihmal etmeden- dosdoðru odasýna girecek, aðzýný açmasýna zaman tanýmadan –bu olduðunda þapþallaþýyordu çünkü- öfkesini þefinin suratýna karþý kustuktan sonra, orayý terk edecekti. Sonrasý zaten hazýrdý: O büyük kazadan sonra mirastan payýna oldukça yüklü bir meblað düþmüþ –diðer pay sahiplerinden ölenler çoktu- ; yýllardýr kazancýnýn hatýrý sayýlýr bir kýsmýný harcamayýp biriktirmiþti. Bu paralarla kendine yeni bir hayat kurabilirdi. Tek eksik kalmýþtý iþte; bu iþi halletmeden içinin rahat etmeyeceðini biliyordu.

Laf aramýzda: Var oluþunun öcünü almak için oldukça diþli bir hedef seçmiþ, iþi yokuþa sürmüþtü. Þefi onun son ve en kudretli düþmanýydý. Aslýnda anlayamadýðý, sonuncunun hep en diþli olan olmasý. Bu da gösteriyor ki, bu adamlar onun yaþamýnda ardý ardýna kara boncuklar gibi dizilirken kudret kazanmýyor; hayýr, o zayýflýyor. Bu yüzden de bu kadar zavallý - intikam planlarýyla sadece vakit öldürdüðünü göremeyecek kadar. Elindeki paralarla yeni bir yaþam kursa da yeni bir o olamayacaðýna göre çaresizliðinin tam olarak farkýna varamamýþ olsa gerek. E dedik ya biraz önce, bu onun yöntemi: Bu planlar katlanýlýr kýlýyor, nefes alýp vermeyi – öyle ya da böyle devam etmeyi. Siz buradan bakýnca, bir þeyler için çok geç kalmýþ olduðunu sezebiliyorsunuz; bir þeylerin ters gitmesi kuvvetle ihtimal onun hikâyesinde. Ama ya sezemedikleriniz? Þans bazen en zavallýlarýn bile yüzüne güler! Hem de hiç umulmadýk bir biçimde!

*

Bu yeni plan için bir önceki gün özellikle satýn aldýðý eþofman takýmýný, özenle giydi. (Bir de böyle bir þey vardýr: Her yeni planda mutlaka yeni bir þey alýnýr. Sanki para harcanýrsa gerçekleþme olasýlýðý çoðalacakmýþ gibi. Bu kendine güvensizliðin önemli bir iþaretidir zira sonuca ulaþmak için kendi bedensel-zihinsel yetilerimize güvenmeyip ekstra bir þeye, bir harcamaya ihtiyaç duyarýz. Ayrýca bu yöntemin tuhaf-belirsiz bir itici gücü vardýr organizasyon pastasýnýn oluþturulmasýnda.) Camý açtý, hava soðuktu. Üstünü çýkardý, içine uzun kollu bir kazak geçirip tekrar giydi. Bacaklarým üþür mü acaba, diye düþündü. Yok yok, dedi içinden; bir þey daha giymekten vazgeçti. Anahtarlarý, -ne olur ne olmaz- biraz da parayý cebine sokup çýktý evden. Apartman merdivenlerini bir ýslýk tutturup neþeli adýmlarla indi. Caddeyi geçip parkýn giriþine kadar biraz yürümesi gerekiyordu. Þimdiden baþlayayým koþmaya, diye geçirdi içinden. Ama üþendi. (Ve aslýnda hep üþenilir… Tezat deðil mi? Deðil; çünkü asýl olan düþlemek, kurgulamaktýr.) Caným parkta koþarým iþte, derken, korkunç bir çatýrtý duydu. Ýliklerine kadar hissettiði, beyninde yankýlandýðýný sandýðý bu çatýrtýnýn ardýndan gözleri karardý. Boþlukta öylece dalgalandýðý, yerçekimsiz bir ortamda asýlýp kaldýðý hissine kapýldý. Olanlarý anlamaktan uzaktý; sadece bedeninin et-kemik yerine uçuþan bir maddeden oluþtuðu gibi garip bir düþünceye daldý. Bu düþünce içinde, kýyýya çarpan beyaz köpüklü dalgalarýn girdabýna kapýlmýþ renksiz! bir naylon poþet misali savrulurken, yeryüzü tekrar renk buldu. Ama artýk evinin önünde deðildi. Þaþkýn gözlerle etrafý izledi bir süre. Burasý sýnýrlarýný ayýramadýðý devasa bir çöldü. Sapsarý kumlar üzerinde ilerledi önce birkaç adým. Duraladý. Kendi etrafýnda döndü. Ufukta hiçbir þey görünmüyordu. Nedense bu çölün, kendisinin tam merkezinde durduðu bir daire olduðu ve her yöne doðru sonsuz kere uzandýðý hissine kapýldý. Acýlý bir hüzün duydu. Bir sebepten acý çekiyordu ya nedenini tam olarak kestiremiyordu henüz. Gözlerini kapatýp uyumayý, bunun bir düþ olabileceðini, kalktýðýnda hayatýna kaldýðý yerden seve seve devam etmeye razý olduðunu düþündü. Yere uzandý. Kapadý gözlerini, ancak uyumak mümkün deðildi. Bu sefer de açýnca gözlerini kendini sokaðýnda, kaldýðý yerde bulacaðýný umdu. Baþýný kumlara gömüp gözlerini de sýkýca kapayarak sayýsýz kere yakardý -kime yakardýðýný bilmeden- . Hatta iþaret parmaðýný, orta parmaðýnýn üzerine getirip dilek bile tuttu çocukça bir çaresizlikle. Açtýðýnda gözlerini bir deðiþiklik olmadýðýný görüp hüznünü katladý. Çaresiz ayaða kalktý. Baþýný tekrar eðdiðinde, sapsarý kumla birlikte çýplak ayaklarýný gördü. Ama spor ayakkabýlarýmý giymiþtim, diye düþünürken, gözlerini bedeninde gezdirdiðinde, çýplak olduðunu fark etti. Hayret etti çýplaklýðýný daha önce fark etmemesine; ani bir hareketle hemen apýþ arasýný kapattý elleriyle.

Yankýlanan bir ses:

‘’Kimden utanýyorsun sen?’’

‘’Ben… Ben yeni eþofmanlar almýþtým. Dün… Yani dün almýþtým onlarý. Üzerimde onlar vardý. Eminim… Giydim evden çýkarken.’’

‘’Þapþal seni, seninle vakit kaybetmeyeceðim.’’ dedi ses ve sustu.

Ne yapacaðýný bilemeden dikilip durdu bir süre. Bir yöne doðru bakakalma isteði duyuyordu ya ne yöne bakacaðýný kestiremiyordu. Biraz olsun toparlanmaya çalýþtý. Þaþkýnlýðýndan sýyrýlýp çevresini incelemeye baþladýðýnda kendisi gibi sayýsýz çýplak insan belirdi uzaklarda, tüm çöle yayýlmýþ. Baktýkça yaklaþýyorlardý sanki. Evet evet, kesinlikle þimdi daha iyi ayýrabiliyorum, dedi içinden. Elleri hâlâ apýþ arasýndaydý; yavaþ yavaþ çözüldü. Dikkatle baktýðýnda inanýlmasý güç bir þey fark etti: Bu çölde kadýn, erkek ya da çocuk tüm insanlar, göle atýlmýþ bir çakýl taþýný anýmsatýyorlardý; her birinin çevresinde, merkezleri kendileri olmak üzere, dalga dalga yayýlan, sonsuz sayýda hareler vardý; belirsiz bir parýltý saçarak dalgalanýyordu her bir hare. Böylece ilk baþta duyduðu his anlam kazandý. Demek buradaki herkes kendini merkezde sanýyordu ya da her biri, ayrý ayrý, merkezdeydi.

*

‘’Hey sen! Baksana buraya! Yenisin deðil mi sen? Ýyi bak, iyi. Bak, buradayým iþte.’’

‘’Ama ama… Bir þey göremiyorum ben.’’

‘’Demek hâlâ öðrenemedin ha. Ah! Niye hep bunlar bana düþer! Dikkatli bakmazsan hiçbir þey göremezsin burada.’’

‘’Tamam, þimdi beliriyor görüntün. Yalvarýrým anlat bana, neler oluyor?’’

‘’Benim iþim, bir þey anlatmak deðil. Hâlâ anlayamadýysan zaten, ne demeli sana. Benim iþim seni geçmen gereken kapýya götürmek.’’

‘’Kapý mý? Ne… Ne kapýsý ki bu?’’

‘’Fazla konuþup sýkma canýmý, sadece takip et.’’
‘’Sen… Sen kimsin? Diðer insanlara ne oldu?’’

‘’Bunu çoktan anlamýþ olman gerekirdi. Farkýnda deðil misin ki ilgilenmediðin hiçbir þey görünmez gözüne. Burayý, geldiðin yerle karýþtýrýyorsun hâlâ.’’

‘’Ha ha! Evet evet, þimdi gördüm mesela birini.’’

‘’Þýmarma hiç bence. Çok da þanslý…’’

‘’Ne? Ne diyecektin? Doðruyu söyle bana. Kötü bir kader mi bekliyor beni yoksa gideceðimiz yerde?’’

‘’Bir þey demeye yetkim yok. Seni bekçiye teslim edeceðim, iþte o kadar. Onunla konuþursun ne istiyorsan. Herkese de bu hizmet verilmez hani. Çoðu kendiliðinden bulur yolunu. Ancak senin gibi…’’

Aptal diyecekti bana, diye düþündü. Artýk bir þey demeden sadece takip etti önündekini; biraz daha hakarete katlanamayacaktý. Bu tuhaf adamýn silik görünüþü, bu devasa çöl, bir belirip bir yok olan bunca çýplak insan, geçeceði kapý, her þey ama her þey tek bir þeye iþaret ediyordu: Ölmüþtü. Ne olduðunu anlamadan ölmüþtü iþte. Belki de gerçekten aptalým, diye düþündü, ‘’ancak anlayabildim!’’ E herkesin de bir bildiði vardý elbet: Çocukluðundan beri hor görülmüþ, itilip kakýlmýþ, alay edilmiþti. Kýzýyordu þefine ya sadece sonuncusu olduðu için – nihayet anladý. Daha önce de defalarca benzer þekillerde aþaðýlanmýþ, tepki olarak öfke nöbetlerine tutulmuþ, sayýsýný hatýrlayamadýðý bollukta planlar yapýp öcünü almak, öfkesini dindirmek istemiþti. (Ama bu sefer ki baþkaydý; kararlýydý bu sefer; ramak kalmýþtý ve hep öyledir.) Olacaklara razý olmaktan baþka çare yok, ben hep iyi bir adam oldum, dedi içinden. Adil yargýlanacaðýna emindi neredeyse. Ýçi rahatladý. Cenneti hak etmiþti kendince. Zarar vermeyi sayýsýz defa planlamýþ olabilirdi, evet ama hiç baþarýlý olamamýþ, býrakýnýz baþarýyý, eyleme dahi geçememiþti; bu durumda kimseye bir zararý dokunmamýþtý. Yaptýðý iyilikleri düþünmeye baþladý: ‘’Bir:- o yavru kediyi beslemiþtim. Ýki:- alt komþuya dolabý taþýmasýnda yardým. Hýmmm. Üç:- onlar beni terk etmiþ olsalar da ben, kardeþlerime her gerektiðinde açtým evimi. Dört:- dilencilere hep sadaka veririm. Ne vardý baþka? Sorarlar mý ki bunlarý? Biliyorlardýr herhâlde.’’ Daha saymaya niyetliydi ki düþüncelerinden uyanmasýna bir gürleme neden oldu. Boðukluðu ölçüsünde kalýn, kalýnlýðý kadar þiddetli, þiddetine oranla çok aðýr ilerleyen, her bir kelimesi kulaklarda zangýr zangýr yankýlanan, nerdeyse mekanik hýrýltýlar saçan bir ses:

‘’Oððð! Hoþ geldin!’’

‘’Hoþ bulduk.’’ dedi çekinerek.

‘’Burasý neresi biliyor musun?’’

Karþýsýnda, yerin dibine doðru indiði anlaþýlan bir tünel duruyordu. Yarýçapý bir adam boyu kadar olmalýydý. Çevresinde bir tabela ya da benzeri bir þey arandý. Bir soruya olsun doðru cevabý verebilmek istedi - hiç olmazsa son defa! Ama ortalýkta ona yardýmcý olabilecek herhangi bir iþaret yoktu. Çaresiz, cevap verdi:

‘’Hayýr, bilmiyorum.’’

‘’Burasý beþinci kapýdýr. Toplam dokuz kapý vardýr. Sen de beþincisine lâyýk görüldün iþte. Yine de fena sayýlmaz. Çok daha kötüleri var.’’

Bekçinin konuþmasý öylesine yavaþ ilerliyordu ki düþünmeye fýrsat buldu. Bu sözler ona bir þey anýmsattý ama çýkaramadý; zihninin tozlu raflarýnda bir karþýlýðý vardý ya biliyordu. Sordu:

‘’Ben… Ben þimdi… Nereye gidiyorum?’’

‘’Sen nereye sanýyorsun? Tabi ki cehenneme!’’

‘’Ama… Nasýl olur bu! Benim kimseye bir zararým dokunmadý ki. Olmaz, girmem ben bu kapýdan. Bu iþte bir hata var. Temyiz… Temyize baþvurmak istiyorum. Söyleyeceklerim dinlenir ve anlaþýlýrsa… Siz de göreceksiniz sayýn kont…’’

‘’Kont mu?’’

‘’Yani… Yakanýz… Bir an… Ben… Yanlýþ oldu tabii…’’

‘’Bak günahkâr ruh! Direnmenin iþe yaradýðýný sanmam.’’

‘’Ama inanýn bir hata var. Bu olanlara inanamýyorum. Yani adalet burada da yok öyle mi?’’

*

Kafasýný eðdi. Mýrýl mýrýl soruyordu kendine: Neden? Neden? Birden bir ýþýk yandý zihninde. Anlamýþtý, þimdi nedenini biliyordu. Bu adil bir karar mýydý, bilmiyordu; ama nedenini biliyordu. Ýçini çocukça bir sevinç kapladý. Burada, tüm öfkesini ona buna saldýrarak dindirebileceðini, nihayet gönlünce didiþebileceðini, hep sindirdiði, istemediðin hâlde çekingen doðasý gereði sessizliðine gömdüðü kinini gönül rahatlýðýyla kusabileceðini düþünüyordu ki ensesine yediði bir þaplakla kendine geldi. Kafasýný kaldýrýnca þefini karþýsýnda buldu. Her zaman ki gibi çileden çýkmýþ haykýrýyordu:

‘’Seni aptal! Yaptýðýna bak. Karþýdan karþýya geçmeyi de beceremez misin be adam! Þapþallýklarýný çektiðimiz yetmedi de bütün gün, bir de burada da karþýmdasýn ha! Peh! Þuna bak. Þu yaptýðýna… Sana çarpmayayým diye kýrdým direksiyonu, bariyerlere tosladým. O da yetmedi takla atýp karþýdan gelen otobüsün altýna girdim. Bir ben olsam iyi; karým, çocuklarým, hepsini öldürdün. Sersem seni. Ama suç bende. Niye kýrarsýn ki direksiyonu. Býrak. Býrak ne hâli varsa görsün aptal herif. Ama suç bendeee…’’

Þimdi, kendisine adil davranýldýðýndan gerçekten emindi. Gözleri sevinçle parladý. Ýlk iþ olarak þefinin burnunu ýsýrdý.



.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Gayet iyi
Gönderen: TAÞKIN EROÐLU / , Türkiye
3 Nisan 2011
Dedim ya gayet iyi...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn varoluþçuluk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Topal Remzi'nin Dilsiz Kýzý
Kötücül Ruhlar Dergâhý
Zaman
Kara Üçlü

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönüþüm
Fare Kýz
Gölge
Bir Adam
Defol!
Soluk
Mavi Kurt
Boþluk
Akide Þekeri
Av...


Nergiz Þimþek kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nergiz Þimþek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.