..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamým boyunca, ondan birþey öðrenemeyeceðim kadar cahil bir adamla karþýlaþmadým. -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Dinler, Ýnançlar ve Ateizm > Hulki Can Duru




4 Aðustos 2010
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz  
"Yeryüzünün gönlündeki defîne benim; ne diye yere baþ korsun?" Mevlana

Hulki Can Duru


Araplarýn toprakla teyemmüm edip namazla idmana baþlamasýndan 12 yüzyýl önce gerçek anlamda beden eðitimi, atletizm ve jimnastik faaliyetleri antik Yunan’da ÝÖ V.ci yüzyýlda baþlamýþtý. ÝÖ IV.cü yüzyýlda ise Olimpiyat oyunlarýnýn da geliþmesiyle beden eðitimi, felsefe eðitimi kadar önem kazanmýþtý. Eðer Müslüman Araplarýn namazý jimnastik ise, pagan Yunanlýlarýn atletizm ve Olimpiyat oyunlarý neydi acaba?


:DAEH:
Kýyam (ayakta durma), rüku (eðilme), kuud (dizleri kýrýp ayaklarý altýna alarak oturmak), sücut (secde) pozisyonlarý alarak Allah’a dua etme ÝÖ 2000 yýllarýnda Mezopotamya ve Ortadoðu bölgesinde çok yaygýn pagan bir ibadet þekliydi.

Eski Pers, Mýsýr ve Babil duvar resimleri, heykel ve kabartmalarýnda sýkça görülen kýyam, rüku, diz üstü oturma, çömelme, secde gibi tapýnma pozisyonlarý tüm Sami ve Mezopotamya halklarý tarafýndan benimsenmiþti. Babil Kralý Hammurabi ile Satraplarý tanrý Þamaþ (Þems veya Baal) önünde tapýnýrken gösteren birçok taþ kabartma ve duvar resimleri vardýr.

Yahudiler bu tapýnma þekillerini Mýsýrlýlardan aldýlar. Yahudilikte bu pozisyonlar Tanrýya ibadetin önemli bir parçasýydý. Tevrat’ta, diz çökerek, çömelerek, rüku ve secde ederek Allah’a tapýnan insanlardan bahseder:

“Çünkü RAB Mýsýrlýlarý öldürürken evlerimizin üzerinden geçerek bizi baðýþladý. Ýsrailliler eðilip secde kýldýlar.” (Çýkýþ 12: 26-27); “Gelin, secde edelim, eðilelim, bizi yaratan RAB'bin önünde diz çökelim.” (Mezmurlar 95:6); “Bunun üzerine Musa'yla Harun Ýsrail topluluðunun önünde yüzüstü yere kapandýlar”. (Sayýlar 14:5); “Ahab yiyip içmek üzere oradan ayrýlýnca, Ýlya Karmel Daðý'nýn tepesine çýktý. Yere kapanarak baþýný dizlerinin arasýna koydu.” (Tevrat, I. Krallar 18: 41, 42)

Müslümanlýk da bu tapýnma þekillerini “namaz” (Zerdüþtlükte ateþe tapma anlamýna gelir) adýyla uygulanmaya kondu. Namaz sýrasýnda secdede el, ayak, diz, alýn, burun yere temas etmelidir. El ve ayak parmaklarý kýbleye çevrilmiþ olmalýdýr. Kollarýn yere yapýþmasý, ayak parmaklarýnýn yerden kaldýrýlmamasý gerekir.Yahudiler Kudüs’e, Müslümanlar Mekke’ye (Kýble) dönerek dua ederler.

Özellikle diz üstü çökerek dua etme ilk Hristiyanlar tarafýndan da benimsendi. Petrus ve Pavlus diz çökerek dua ederler. (Elçilerin Ýþleri 9:40, 20:36). Tanrý'nýn oðlu olarak kabul edilen Ýsa bile diz üstü çökerek, yüzüstü yere kapanarak dua eder (Matta 26: 39; Markos 14: 35; Luka 22: 41). Ancak, Yuhanna Ýncil’i Ýsa'nýn sadece gözlerini göðe kaldýrarak dua ettiðini yazar (Yuhanna 17: 1). Vahiy kitabýnda ise sadece Tanrýya secde edilmesi gerektiði konusunda uyarý vardýr. (Vahiy 19: 10)

Dinbilimci Kirkegaard bu þekilde tapýnmayý Þeytan'ýn bir oyunu olarak görmüþ, büyük bir günah olduðunu öne sürmüþ, bunu “Tanrý imgesinde” yaratýlmýþ olan insanýn alçaltýlmasý, dolayýsýyla Tanrý ve Kutsal Ruh'un aþaðýlanmasý olarak yorumlamýþtýr. Ýki ayak üstünde durma yeteneðiyle yaratýlmýþ insanýn dört ayaklý hayvanlara benzer bir pozisyon alarak ve de “utanmazca arkasýný göðe çevirerek” tapýnmasýna þiddetle karþý çýkmýþtýr.

KÜSUF VE HÜSUF NAMAZLARI
 Küsuf ve hüsuf namazý bir felaket ve uðursuzluk habercisi görülen “güneþ tutulmasý”, ile “ay tutulmasý” sýrasýnda tutulma sona erene dek kýlýnýr. Tabi eski devirlerde güneþ ve ay tutulmasýndan etkilenmeyen yerlerde yaþayan Müslümanlarýn tutulmalardan anýnda haberdar olup küsuf veya hüsuf namazýný kýlmalarý pek mümkün deðildi. Çünkü güneþ tutulmasý 3-4 dakika, ay tutulmasý da 1 saat 15 dakika sürüyordu.

Güneþ ve ay tutulmasýnýn nedenleri, Müslümanlýktan çok önce, ÝÖ 600de Thales tarafýndan bilimsel olarak açýklanmýþ olmasýna raðmen bunun bilgisi Muhammet’e ve Araplara ulaþamamýþ olmalý ki ÝS 600 yýllarýnda hala bu olaylar birer felaket habercisi olarak görülmüþ ve namaz kýlýnmasý þart koþulmuþtur. Yaðmur duasýyla yaðmur yaðdýrdýðýný zanneden zihniyet herhalde ay ve güneþ tutulmalarýný da küsuf ve hüsufla sona erdiðini zannediyordu.

NAMAZ VE CÝMNASTÝK(!)
Ýslam’ýn ve dinin direði olduðu söylenen namaz sýrasýnda yapýlan secde, rüku, kuud gibi eðilip kalkma eylemlerinin ardýnda  “idman, jimnastik, beden eðitimi, omuriliðin düzeltilmesi” gibi ulvi bir gerekçe olduðu Müslümanlarca büyük bir gururla sýk sýk dile getirilir.

Gerçekten de namaz tembel Araplarý beden hareketine zorlamak için yapýlmýþ dahiyane bir buluþ mudur? Yani hem tapýnma, hem jimnastik? Yoksa bu muhteþem sav bir takým aklý evvel ulemanýn namaz hareketlerine   sözde bilimsellik ekleme çabasý mýdýr?

Yani dini önderler cimnastiðin ne olduðunu gayet iyi biliyorlardý da “o devirde” bunu ancak namaz yoluyla mý bu cahil insanlara yaptýrtabilmiþlerdir? Onun için mi Ýslam’a “akla dayanan” din diyorlar? Peki acaba secde pozisyonunda beyin kanamasýndan ölen kaç kiþi olduðunu biliyor muyuz? Ya da rükuda disk kaymasý ya da felç geçiren? Camilerdeki halýlar ne kadar hijyenik ve kafayý bu halýlara yapýþtýrýp oradaki teri, tozu, topraðý, akarlarý, mitleri, parazitleri solumak, yutmak ne kadar saðlýklýdýr biliyor muyuz? Islak ayaðý kurulamadan kokmuþ çorabý tekrar giymekten söz etmeye gerek görmüyorum. Üstelik namaz sýrasýndaki eðilip kalkmalarýn beden için ne kadar saðlýklý, ne kadar hijyenik olduðu da tartýþmaya açýktýr.

Nasýl ki  sabun ve temizlik malzemeleri kullanmadan çeþmeden akan suyla yýkanmakla, ya da aptes almakla insan gerçekten temizlenemezse, ayný þekilde, namaz kýlarak da beden eðitimi yapmýþ olamaz.  

JÝMNASTÝK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI ?
Namazdan önce su olmadýðý zaman dahi mutlaka toprakla aptes alýnmasýný, temizlenilmesini (“Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz aptes bozmaktan gelmiþse yahut kadýnlara dokunmuþsanýz, su da bulamamýþsanýz, temiz bir topraða teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Maide 6”) þart koþan Ýslam öðretisinde yüzün ve ellerin toprakla meshedilmesi ne kadar hijyeniktir?

Toprak ne kadar temiz görünürse görünsün zararlý bakteri, spor, mantar, pire, hayvan dýþkýsý (fare, köpek vs) içerebileceði, parazitlerin yumurtalarýný barýndýrabileceði ve çok tehlikeli hastalýklara yol açabileceði (tetanoz, þarbon, veba, gýda zehirlenmesi) akýldan çýkarýlmamalýdýr. 1 çay kaþýðý toprakta milyondan fazla bakteri çeþidi bulunur !

Araplarýn toprakla teyemmüm edip namazla idmana baþlamasýndan 12 yüzyýl önce gerçek anlamda beden eðitimi, atletizm ve jimnastik faaliyetleri antik Yunan’da ÝÖ V.ci yüzyýlda baþlamýþtý. ÝÖ IV.cü yüzyýlda ise Olimpiyat oyunlarýnýn da geliþmesiyle beden eðitimi, felsefe eðitimi kadar önem kazanmýþtý. Eðer Müslüman Araplarýn namazý jimnastik ise, pagan Yunanlýlarýn atletizm ve Olimpiyat oyunlarý neydi acaba?
 
Perikles, Büyük Ýskender, Sokrat, Aristo, Platon Yunan halkýna dinsel gerekçelerle beden eðitimi yaptýrmayý, namaz kýldýrmayý akýl edememiþler mi? Yani, putperest Yunanlýlar beden eðitimi ve atletizmi Ýslamiyet’ten 1000 sene önce bir “bilim” haline getirmiþler de Ýslam bunu bir bilim haline getirememiþ mi? Eðer namazda asýl hedef “jimnastik” ise neden o zaman cenaze namazýnda sadece ayakta duruluyor, neden rüku, kuud ve secde yok? Eski putperestlerin tapýnmalarý da bu baðlamda deðerlendirilebilir mi? Yani onlar da akýllarý sýra cimnastik mi yapýyorlardý?

“Okumak cehaleti alýr, eþeklik baki kalýr” diyeceðim ama anlaþýlan demek ki salt okumakla da cehalet kaybolmuyor. Cahillerin yazdýðý kitaplarý okuyanlar ve onlara inananlar daha da cahil oluyorlar. Molière'in dediði gibi: “cahil, kara cahil, kapkara cahil !”. Oysa doðru kitaplarý okumak, öðrenmek, irdelemek ve araþtýrmak gerekir. Leibniz “eðitim ayýlarý bile dans ettirir” derken çok haklýymýþ, her yerde onlarý görüyoruz !

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: monoteizm in temelleri
Gönderen: Taner / , Türkiye
6 Aðustos 2010
Monoteizm Musa ile ortaya çýkmýþ deðildir. Monoteizm'in temellerini MIsýr Eknaton döneminde aramak gerekir. 17 yýl sürmüþ olan bu dönemde oluk oluk kan akýyor. Aton dininin kurucusu akhenaton (eknaton)ölümünden sonra oðlu bu çoktanrýcýlýða geçmiþtir. bundan sonra mýsýrýn tüm taþlarýndan bu firavunun adý silinir. ancak daha sonraki kazý araþtýrmalarýnda bulgulara rastlanýr...bu dinin en belirgin özellikleri üzer açýk bir mabette(bu gün tek duvarý ayakta olan süleyman mabedi gibi) sabah güneþine kurban etlerini tutarak yakarmalarýdýr. araþtýrmacýlar musa'nýn eknaton rahiplerinden biri olduðunu söylemektedir.(M.Ö. 900 civarýnda Filistin’de iki ayrý küçük ulus devletleri oluþmuþ. Kuzey’inde nüfusu 50.000 olan “Ýsrail” ve Güney’de çok daha az nüfusa sahip ve baþkenti Kudüs olan “Yuda” devleti. Bu devletlerin halký, aralarýnda Baal, Moloh ve tanrýlar babasý El bulunan birçok tanrýya tapýyorlardý. Yahve ise baþlangýçta Kuzey Sina’da yörel iklim tanrý’sý olarak hürmet görüyordu. Kral Yerobeam (bilgilere göre M.Ö. 926 – 907 arasýymýþ) tarafýndan Yahve’yi teþkil eden bir kutsal boða yerleþtirilmiþ. Din gayretkeþler bu ilkel külte karþý geldiler ve “Yalnýz Yahve” diyerek harekete geçtiler. Bu hareket dinde daha fazla soyutluk ve ruhbaniyet istiyordu. “Ýktidarýn din politikasýna açýkça saldýrdýlar, devlet kutsallarýnýn krallarý, bakanlarý ve rahipleri sürekli ateþ altýnda kaldýlar” diyor Weippert.)* ( Bu grup, M.Ö. 740-705 yaþamýþ Amos ve Hoþea (Oze) zamanýnda saptanabiliyor. Bunlar öfkeli bir þekilde memleketlerindeki putperestliði yargýlýyorlardý. Ýncil’deki bu uyarýcýlar her türlü hileye baþvuruyorlardý. Ýnsanlarý belalarla tehdit ediyor, aþaðýlýyor ve lanetler yaðdýrýyorlardý. Peygamber Miha (M.Ö. 740-705) halký, putlarla fahiþelik yapmakla suçlamýþtýr. Meslektaþý Eliya ise, Kiþon ýrmaðý kýyýsýnda 450 Baal rahibini öldürmüþ olmakla övünürdü. Heidelber’li din sosyologu Franz Maciejewski bu ilkel monoteistleri “fanatik zihniyet etikçileri” olarak tanýmlýyor.)* ...ancak bu deneme dekanlý biçimde bitirilir.((- M.Ö. 722 de Asurlar küçük devlet Ýsrail’i çiðneyip geçtiler. - M.Ö. 587 de Yuda devleti de Þark’lý ordularýn saldýrýsýnda özgürlüðünü yitirdi. 20.000 civarýnda Yahudi, savaþ esiri olarak Babilon’a götürüldü, baðýmsýzlýklarý artýk bitmiþti. Artýk ancak þimdi, yurtlarýndan uzakta ve yabancýlaþma tehdidi karþýsýnda Yahve rahipleri en baþa çýktýlar. Bir çoban gibi kuzularýný Tümtanrý konumuna yükselen teselli edicinin altýnda topladýlar. Bununla beraber soðan gibi katmanlý, defalarca deðiþtirilmiþ yüzlerce hikâyelerden ve aktarmalardan oluþan bir nevi masal kitabý meydana geldi: Ýncil – bir labirint. Bu demek oluyor ki: Vahyi Ýlahi (Allah’ýn vahiy göndermesi) hiç bir zaman olmadý.))* Evet, bir güç var ben ulaþmak için aracýlara din tacirlerine gerek duymuyorum. bunu ispatlama gereði de duymuyorum. dinler tarihine girdiðimizde bir sürü safsatayla karþýlaþýyoruz. Evet þu gerçektir ki Ýslam dini ilk çýkýþýnda dünyanýn ezilen tüm kesimleri köleler biribirine müjdeledi. kölelik bitecek sömürülmek ortadan kalkacak peki ne olduda bir ticaret unsuru gibi satýlýr hale geldi. Ýslam dini ticari sermayenin güdümüne girmiþtir. bugün siz en iyi cumhuriyeti yada demokrasiyi kurun yada sosyalizmi kurun eðer geride kalan burjuva kýrýntýlar yok edilememiþse zamanla ticari sermayenn aracý haline gelir. Atatürk'ün yaptýðý devrimler az þeymidir? nasýl bir düzenden orta zekalýlarla bir medeniyet yaratmýþtýr. peki ne oldu da tuðlalar birer birer sökülüyor. yapýlan devrimler karþý devrimin saldýrýsýna uðruyor. çünkü yurdumuzda din de devlet de ticari sermayenin elindedir. siz ne kadar müslüman oluranýz içinizde ne kadar yakýn olursanýz olun inancýnýza yeþil sermayeye hizmet etmiyorsanýz bir hiçsiniz. ayný þekilde ne kadar Kemalist devrimci olursanýz olun yine sermayeye hizmet etmiyorsanýz ne fikirlerinizi ulaþtýrabilecek araç bulabilirsiniz ne adam yerine konulursunuz. AÇIKLAMA: *Bu bölümler der spigel dergisinde yayýnlanmýþ ilgili makalenin ýþýðýnda tartýþýlan konulardýr.

:: güzel..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
6 Aðustos 2010
hiçbirþey tesadüf deðildir ,tüm bu kavramlar dediðiniz gibi birþeylerin sonucu ,bizim toplum kara kitaplarý okumaktan kapkara cahilliðe dönüþtü ve kapkara cahiller tepemize oturdu. selamlar

:: Cehalet
Gönderen: Oðuz Düzgün / , Türkiye
5 Aðustos 2010
Namaz ibadetine benzer hareketler bugün Budizm gibi gelenek dinlerde var olduðu gibi Musevilik, Hýristiyanlýk gibi semavi dinlerde de mevcuttur. Mesela Suryanilerde namaz adýnda ayný namaz hareketlerine benzeyen bir ibadet vardýr. Yahudiler halen Abraham'ýn namaz ibadetini muhafaza etmektedir ki youtube gibi video sitelerinde halen namaz kýlan yahudilerin videolarýna rastlayabilirsiniz. Namazýn, Salatýn tarihi 2000 yýlla sýnrlandýrýlamaz. Belki insan ve Peygamer Adem'e kadar uzanýr namaz ibadeti. Namazda yapýlan hareketler bedensel olarak Allah'a ya da hangi mabuda inanýlýyorsa ona, teþekkür etmenin en güzel ve mükemmel yoludur. Ancak yapýlan hareket puta tapma niyetiyle yapýlýrsa ayrý, jimnastik için yapýlýrsa ayrý Sonsuz Allah için yapýlýrsa farklý hüküm alýrlar. Tabii ki Müslümanlar bu hareketlerle sadece sonsuz-tek Allah'a teþekkür ve ibadet ederler. Bu þekilde Allah'la bir çeþit iletiþim de kurarlar. Bu hareketleri paganistlerin de yapmasý namaz hareketlerinin deðerini asla düþürmez. Aksine bu hareketleri bu kadar farklý kültürdeki pek çok insan ibadet amaçlý kullanýlýyorsa, demek ki bu ibadet hareketleri insan fýtratýnýn doðal bir sonucudur. Ýslam da zaten fýtrat dinidir. Býrakalým namazý Allah adýna yapýlan her iþ, inanan için ibadettir. Helal dairede Yemesi, içmesi, gezmesi, çalýþmasý, evlenmesi ibadettir. Hem insani iþlerini yapar hem de ibadet etmiþ olur inanan insan. Ýnanmayan için ise bütün bu uðraþlar maddi menfaate dönük meþgalelerdir. Bunlarýn hiçbir manevi ve de sonsuzluða bakan boyutu yoktur onun için. Ölümle idam olacak, dünyada bütün gücüyle sarýldýðý bütün o geçici zevklerden, sevdiklerinden de sonsuza kadar uzaklaþacaktýr. Mümin ise namaz kýlarken bu madde aleminden sýyrýlýp sonsuzlukla buluþmakta, yok olmayacaðýný da bildiði için mutlu olmaktadýr.Çünkü sevdikleriyle sonsuza kadar birlikte yaþayacaðýný hissettirir ona namaz.Güneþ ya da ay tutulmalarý sýrasýnda kýlýna namaz da kesinlikle bu doðl olaylarýn mahiyetinden korkmakla alakalý deðildir. Aksine H.z Muhammed Hüsuf-Küsuf olaylarýnýn korkulacak bir þey olmadýðýný, Allah'ýn ayetlerinden bir ayet olduðunu dile getirir. O vaktte kýlýnan namaz güneþ ya da ay yeniden görünsün diye kýlýnmaz. Bu namazýn vakti geldiði için kýlýnýr. Mesela Akþam ya da yatsý vakti kýlýnan namazlar güneþin yeniden doðmasýný istemek için kýlýnmazlar. Güneþ battýðýnda o namazýn vakti gelmiþtir artýk onun için kýlýnýr akþam namazý. Bakýn ne diyor bu olayla ilgili Hz. Muhammed: Allâhu Teâlâ`ya hamd ü senâ ettikten sonra. "Þüphe etmeyiniz ki, güneþ ile ay Allâh`ýn âyetlerinden (varlýðýnýn delillerinden) iki âyettir (delildir). (Bunlar) hiçbir kimsenin ne ölümü, ne de hayâtý için tutulmazlar. Bu tutulmayý gördüðünüzde Allâh`a duâya koyulun, tekbîr alýn, namaz kýlýn, sadaka verin" buyurdu." Gördüðünüz gibi Hz. Muhammed ayýn ve güneþin, bu tutulmalarýn ne olduðunun farkýndadýr.Hiçbir korkusu yoktur. Bu ayetleri yaratan Allah'a þükretmektedir sadece.Toprakla teyemmüm de o dönemin þartlarýnda doðal bir aþýlanma etkisi oluþturmuþ olabilir. Hem sizin saçma savýnýza göre toprakla on binlerce yýldýr teyemmümdekinden daha içli dýþlý olan ve insanlýðýn çoðunluðunu teþkil eden tarým iþçileri her türlü hastalýðýn menbaý olmalýydýlar. Toprak sanayi inkýlabýna kadar gerçekten temizdi kendi doðallýðýnda. Emin olun birileri toprakla uðraþmasaydý ve vücudunun organlarý bir þekilde topraða temas etmeseydi bugün yediðiniz tarým ürünlerinin hiçbirini yiyemeyecektiniz.Hem zaten teyemmüm de dýþkýlarýn olmadýðý temiz topraða, kuma ya da taþa yapýlabiir. Hem öyle abartýlý bir þekilde surata toprak filan sürme olayý yoktur. Eller hafifçe toprak ya da kuma deðdirilir ve sonra silkelenir. Vücutta da hiçbir toprak izi olmaz. Kaldý ki bakteri dediðiniz mahlukat þu anda elinizdeki bilgisayarýn klavyelerinde, yorganlarýnýzda, elbiselerinizde, çantanýzda, bardakta ve var olan her þeyde mevcuttur. Üstelik teyemmüme gelene kadar hiç çekinmeden yüzlerce farklý kiþinin oturduðu alafranga tuvalate oturup def-i hacet yapmak gibi daha pis görünümlü ve hastalýk bulaþtýrcý davranýþlar vardýr ki, onlar batýnýn hediyeleridir diye hiçbir eleþtiri almýyor. Halbuki abdest, diþ fýrçalama, haftalýk yýkanma gibi pek çok güzel alýþanlýðý Müslümanlar, Hz. Muhammed'in tavsiyeleriyle bin 400 yýldan beri benimsemiþlerdir. Görüldüðü gibi Müslümanlarýn arasýnda yaþadýðý halde Ýslam konusunda cahil kalmýþ insanlar hâla var.O halde suçun büyük çoðunluðu inananlarda ve Müslümanlarda.. Ýslam'ýn güzelliklerini davranýþlarýmýzla çok azýmýz gösteriyor. Bunun sonucunda da Hulki Bey gibi dostlarýmýz Ýslam konusundaki bilgisizliklerini göstere göstere kendisinden ziyade milyarlarca inananý ilgilendiren bir din konusunda yalan yanlýþ ahkam kesebiliyorlar.Ama kýzmaya, gücenmeye hakkýmýz yok. Dinimizin güzelliklerini Hulki Can bey gibi insanlarýmýza sabýrla anlatacaðýz.Yazarýmýzýn yazýsýnda tasdik ettiðim ve beðendiðim tek bölümü bir kere daha buraya alýntýlayarak, Ýslam hakkýnda önyargýlý olanlara okumayý ve samimi olayý tavsiye edelim: Okumak cehaleti alýr, eþeklik baki kalýr” diyeceðim ama anlaþýlan demek ki salt okumakla da cehalet kaybolmuyor. Cahillerin yazdýðý kitaplarý okuyanlar ve onlara inananlar daha da cahil oluyorlar. Molière'in dediði gibi: “cahil, kara cahil, kapkara cahil !”. Oysa doðru kitaplarý okumak, öðrenmek, irdelemek ve araþtýrmak gerekir. Leibniz “eðitim ayýlarý bile dans ettirir” derken çok haklýymýþ, her yerde onlarý görüyoruz !

:: ...
Gönderen: Umut Salih Tiryakioðlu / , Türkiye
5 Aðustos 2010
Dini konularda pek bilgili sayýlmam. Zaten bunun en yüzeysel bir eðitimini bile almýþ deðilim. Ama namaz konusundaki düþüncelerinizin, tamamen kendi dünya görüþünüze ve yorumunuza dayandýðý kanaatindeyim. Ki böyle olmasý da gerekiyor. Çünkü din, bir inanç meselesidir. Varlýðýný veya yokluðunu maddi delillerle ispat edebileceðimiz bir vaka deðildir. Müsaadenizle bir kaç yorumunuza bir kaç þerh düþerek, kendi yorumumu sunmak isterim. 1) Namaz kelimesi Arapça'da "salat" olarak söylenir. Aslýnda tam karþýlýðý "Ýkametü's Salat"týr. Namaz sözcüðü Türkçe'ye Selçuklular vasýtasýyla Farsça'dan geçmiþ olup ateþe tapma anlamýna gelmez. Bu bir fiildir ve eðilmek suretiyle saygý sunmak, ta'zim ve þükürde bulunmak anlamlarýný ihtiva eder. Farslarýn bu ta'zimi ateþe gösteriyor olmalarý bir þey deðiþtirmemekte ve -kaldý ki- sizin dediðiniz gibi namaz, ateþe tapmak anlamýna gelseydi bile, ayný kelimenin farklý toplumlarda farklý anlamlar ihtiva etmesi yahut uðradýðý anlam deðiþikliði o kelimeyi þeytanileþtirmemektedir. Önemli olan ona yüklenen anlamdýr. Þekil deðil... 2) Namazýn paganlýktan gelme bir tapýnma þekli olduðundan, Mezopotamya ve orta doðuda yaygýn olduðundan söz etmiþsiniz ki Kuran da bu dediðinizi doðrulamaktadýr. Önceki toplumlarýn da namaz ibadetinin olduðundan söz edilmiþtir. 3) Küsuf ve hüsuf namazlarý dediðiniz gibi þart koþulmamýþtýr. Bunlar nafile namazlardýr ve Buhari'den rivayet edildiðine göre, peygamber, “Güneþ ve ay Allâh’ýn varlýk ve birliðine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Þâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ý Hakk’a yönelip ona ilticâ edin, Allâh’ýn büyüklüðünü hatýrlayýn, namaza durup Allâh’ý zikretmeye koyulun ve sadaka verin…” demiþtir. Yani bunlar zihni kayýtta, korku unsuru olarak deðil de iþaret olarak algýlanmaktadýrlar. 4) Namazda anladýðým kadarýyla esas gaye, yoðun bir trans halinde ve belli safhalardan geçerek Allah'ýn huzuruna çýkmak, ibadet etmek, dua etmektir. Yani bu bir mistik faaliyettir. Bedeni yaný tamamen bu ruhani sürecin aþamalarýndan ibarettir. Kýyam, rüku, secde gibi beden hareketlerinin jimnastik amaçlý olmadýðýnda hemfikiriz. Son olarak da þunu söyleyebilirim: Teyemmüm istisnai bir durumdur. Dediðim gibi bu ileri trans halinin bir öncülü, hazýrlýk aþamasý olmalýdýr ki, su bulunamadýðýnda topraktan yararlanýlmasý sýradýþý bir olgu deðildir. Eline, yüzüne toprak bulaþtý diye öleni duymamýþýmdýr esasýnda. Mükemmel bir dini hayat yaþýyor deðilim. Hatta ortalamadan daha fazla kaygýsýzým diyebilirim. Ama bu denli çarpýtýlmýþ bir yazý görünce aklýn zoruyla cevap yazma gereði duydum. Saygýlarýmla...

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
5 Aðustos 2010
Üstadým, düþüncelerinizi çürütebilecek bir karþý görüþ bulamýyorum; ama çoðu zaman insanlarý(buna ben de dahil) kuþatmýþ olan dogmalarýn mantýða baskýn çýktýklarýný görüyorum. Bir orta yol arýyorum, ancak maalesef onu da bulamýyorum! Saygýlarýmla.

:: yine yeniden..
Gönderen: Levent Ölçer / , Türkiye
4 Aðustos 2010
Bombalamýþsýnýz Hulki Bey. Ýslam arifler de yetiþtirmiþtir ama yobazlarý bu devirde daha bir yüksek sesli. Yine de bütün Ýslam kültürünü arada kaynatmasaydýnýz keþke. Saygýlarýmla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dinler, Ýnançlar ve ateizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz (2)
Mevlana ve Ýslam
Dinin Ahlaksýzlýðý, Yahut, Ahlaksýzlýðýn Dini
Sevgililer Günü ve Dinlerin Sevgi Algýlayýþý
Din ve Metafizik Üzerine Çeþitlemeler (1ci Bölüm)
Ýsa ve Pavlus'un Þeriata Bakýþý
Din ve Metafizik Üzerine Çeþitlemeler (2ci Bölüm)
Dünya Yaþamý Bir Oyun, Bir Eðlence Midir?
Kader ve Elindelik

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevlana'nýn Kimyasý
Cinsel Saldýrý Suçu ile Tecavüzden Yargýlananlarýn Hadým Edilmesi Yasa Tasarýsý
Köpekliðin Aþký ve Varoþ Kültürü
Çaðdaþ Gericilik: Postmodernizm
Ka, Kar ve Kars
Haksýzlýða Kesinlikle Karþýyým
Tevfik Fikret'ten Teröre Övgü
Yeni Hayat (2ci Bölüm)
Yaþam, Aþk ve Rastlantý
Özel Mezarlýklar: Kârlý Bir Yatýrým Kapýsý!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Elsa'nýn Gözleri [Þiir]
Albatros [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan - II [Þiir]
Yeryüzü Rüzgarlarý [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan [Þiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Þiir]
Malta Þahinlerine [Þiir]
Uçan Ayakkabý [Þiir]
Havanýn Ölümü [Þiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Þiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Baþlýca yapýtlarý: Eski Kule Müziði (þiir) Geometrik Aydýnlýk (þiir) Havanýn Fen Noktasý (þiir) Tartaros Paradigmasý (eleþtiri) Teslis Sendromu (eleþtiri) Nano Kutsallýk (eleþtiri) Sevgili Kutlu Yaþam (öykü) Kuþku Bilinci ve Eleþtiri (eleþtiri)

Etkilendiði Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.