Hiçbir þey yaþam kadar tatlý deðildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
ALÝ BERBER Hani birbirine týpatýp benzeyenler için insanlar çift yaratýlmýþ derler ya, olaylar da çift yaþanabilir mi dersiniz? Üstelik olaylarda küçük farklýlýklar önemli deðildir, düzeltilip yaþanabilir. Bizim Ali Berber’den biliyorum. Ali abi ezelden beri bizim mahallenin berberi. Her ilginç olayý yaþamýþ, her ortamda bulunmuþ, her mesleðe girmiþ çýkmýþ biri. Birinin baþýndan ilginç bir olay geçmiþse, ayný olay mutlaka onun baþýndan da geçmiþtir. Sanki zaman tüneline girer. Mekan sýnýrlamasý da yoktur. Bir öyküde Kore Savaþý’nda Kuzey Koreli komünistlerle boðuþurken, konu deðiþir, onu birden seksen öncesi faþist avýnda bulursunuz. … Ýyi bir dinleyicidir de. Dinler, ertesi gün yaþamýþ gibi baþkasýna anlatýr. Þansýnýza size sizinki de çýkabilir. Önümdekinin traþý bitip koltuða otururken yenile bir Kuzey Korelinin nünüðünü sýkýp kenara atmýþ, derin bir nefes almýþtý. Konu deðiþtirdi. Herkese taze taze: - Fakülte yýllarým. Aaah ah ! Hemþehrimden bir emanetimi almak için Bornova kampüsüne gittim. Mahþeri kalabalýðýn içinde arkadaþýmý arýyorum. Ama ne göreyim on beþ gün önce kavga ettiðimiz, beni aðýz tadýyla dövememiþ faþistlerden biri tam karþýmda durmuyor mu ? Kazayla elim yüzüne çarpmýþtý bir gözü hala yumuk. Beni yanýndakilere gösteriyor. Sekiz on kiþi varlar. Durum hiç iç açýcý deðil. Aksi gibi arkadaþlar da ortalýkta yok. Beni kesin yoðurur bu adamlar. Belli etmeden yavaþça geri geri gitmeye baþladým. Gitsem ne, sayýlarý kalabalýk. - Ali abi üç dört kiþi deðiller miydi? - Yok yok sekiz on kiþi varlar. Belki de on on iki kiþi, tam sayamadým. Doðrudur. Týpkýsýný yaþamak zorunda da deðil. Zaten önemli olan da bir an önce sývýþmasý: - O zaman durma. - Fýrtýna gibi kaçýyorum. Fýrtýna olmasýna fýrtýna olsun da, sol ayakkabýnýn topuðundan sivrilen çivi ne alemde acaba? - Kaç da, sol ayaðýnýn topuðundaki çivi batmýyor mu? Rahat koþabiliyor musun? - Aah sorma, acýlar içindeyim. - Böyle kaçamazsýn. Solda bekçi kulübesi olacak. Gir içeri. - Gireceðim de, bekçi içeri sokmuyor! - Aman de, geliyorlar de. Yalvar yakar. - Tamam tamam insafa geldi. Ýntihalde Ali aðabeyi kurban veriyorduk neredeyse. Þimdi bana göre üç dört Ali abiye göre on on iki kiþi kulübenin çevresinde dört dönüyor. Fark ederlerse kulübeyi de yerle bir ederler. - Sakýn baþýný çýkarma. Görürler mörürler. Ali abi bir yandan saç kesiyor, bir yandan da faþistlerden saklanýyor. Saç keserken baþýný eðip fýs fýs konuþmasý bundan. Kendini olaya iyice kaptýrmýþ durumda: - Çýkarmýyorum da burada soluk alamýyorum. Boðulacaðým. - Baþýný yana yatýr. Göðsünü þiþir. Rahatladýn mý? - Eeeh! … Faþistler umudunu kesip daðýlmaya baþlayýnca hafifçe doðrulup çevreyi kollamak gerek. Böyle durumlarda insanýn ayakkabýsý da ayaðýndan fýrlar da, bekçi yerdeki kanlarý görüp “Yaralý mýsýn?” diye sorar. - Bekçiye ayakkabýnýn çivisinden bahsetme. Serde erkeklik var. Ha hý de, geç. - Bahseder miyim. Sosyalist bir dünya için caným feda olsun, dedim. Ali abi bekçinin alkýþýný da aldý; bundan sonra doðru otobüs duraðýna. Yalnýz biraz ikircikli. Hangi yoldan gideceðine karar veremiyor. - Saðdaki açýk yoldan gitmeliyim öyle deðil mi ? Orasýnýn açýklýk olduðunu, hemen fark edileceðini, saðdan aðaçlý yoldan gitmesinin daha güvenli olacaðýný söylüyorum. … Ali abi ürkek ürkek aðaçlý yola girse de, her adýmda soruyor: - Bu yol daha tehlikeli gibi görünüyor ama? - Deðil deðil. Ben bu yoldan yedi kez gittim altý kez döndüm. Hiç bir þey olmadý. - Ýyi ama, dün bu yolda adam dövmüþler? - Dün dündür, bugün bugündür. Sen iþine bak. - Karþýdan büyük bir grup bana doðru yürüyor. Ne yapayým? - Býrak yürüsünler. Yürümekle yollar aþýnmaz. Kýyýdan yoluna devam et. Abesle iþtigal etme. Ali abi uyumlu, ne desem dinliyor. Ben de aklýma gelen bütün özdeyiþleri sýralayýp cesaretlendirmeye çalýþýyorum. O da sora sora gidiyor: - Ya faþistler kalabalýðýn içine saklandýysa; beni bir güzel okþarlarsa. - Binaenaleyh , bana saðcýlar adam okþuyor dedirtemezsin. Yürü. - Yürüyorum da. Kýyýda iki kiþi, fýs fýs bir þeyler konuþuyorlar. - Orta yerde konuþacak deðiller ya. Hem konuþmaktan zarar gelmez. Binaenaleyh kem söz söyleniyorsa da, kendilerine aittir. Bizim için keenlemyekundur. Bu arada içine gereksiz bir kuþku mu düþtü ne? - Yahu, benim bu yoldan gitmemde bir çýkarýn mý var senin ? Israr edip duruyorsun. - Kendim için bir þey istiyorsam namerdim. Sen ilerle. - Eh, ilerliycem de önümden çay geçiyor. Çaresiz kaldým. - Bu yolda çare tükenmez. Sen iþine bak. - Köprüsü olsaydý bari. - Yahu, köprü vardý da, biz mi yidik? Çýkar ayakkabýlarýný, geç içinden. Ali abi bir elinde makas bir elinde tarak yerinde kýpýrdamaya baþladý. Anlaþýlan üstüne su sýçratmadan çaydan geçiyor. - Geçtiysen, ayakkabýlarýný giy. Bunu söyleyince, bir anda yüzü buruþtu. - Tam da çividen kurtulup “dünya varmýþ” dediydim. - Çivisi çýksa da durum deðiþmez, dünya varsa vardýr, yoksa yoktur. Þimdi doðru otobüs duraðýna. … Öyküye göre, Ali abinin bir dakika bile beklemeye tahammülü yok. Faþistler her an ensesine yapýþabilir. Heyecaný gitgide artarken bilgi veriyor: - Hýncahýnç dolu bir otobüs geldi. Ama beklemeye tahammülüm yok. Yarý açýk kapýdan daldým içeri. - Ýyi ettin de, o “de”si var ya. … Ali abi otomatik kapý kapanýp, yüzünü içeri dönünce “Faþþ..!” diye bir çýðlýk attý. Kendini kovalayanlarla göz göze gelmiþ olmalý. Sustu. Döndüm baktým; soðuk terler döküyor. Anlaþýlan, bana göre üç dört, ona göre sekiz on, belki de on iki faþistin hepsi otobüste. Kendini kör kuyulara atmýþ gibi. Þimdi, teker teker gelin dese, maþallah adamlarýn her biri tepeden týrnaða bak bak bitmez türden. - Benim gibi “yarýmþar yarýmþar gelin” de. Ses yok. Baktým. Ali abi adamlardan daha irice. Yiðitliðinden onu da diyemiyor. … Susmak çare deðil tabii. En sonunda tuttu, konu deðiþtirdi. - Yukarý köyün orda avdayýz. Akþamlar oldu bir kuþ bile avlayamadýk. Artýk dönmeye hazýrlanýyorduk ki, az ilerde bir çalý kýpýrdar gibi oldu. Yaradana sýðýnýp bir sýký çekersin; beþ tane tavþan yerde. Can havliyle kývranýyorlar. Kendimi bir anda arkadaþlarýn omzunda buldum. Arkada traþ sýrasý bekleyenlerden biri söze karýþtý: - Ali usta, biri sana yeterdi. Kalanýný arkadaþlara daðýtsaydýn, eli boþ dönmesinler. Ali ustanýn av sohbeti, arkada sýra bekleyen müþterinin düzeltmeleriyle uzadý gitti. Ben dükkandan çýkarken, Ali usta büyük bir geyik sürüsünün peþinden koþuyor, arkadaki müþteri de berber koltuðuna oturmuþ, geyik sürüsünü ceylana çevirmeye uðraþýyordu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |