..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamýn tanýmý yoktur. -Halikarnas Balýkçýsý
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Modernizm > Salih Zeki Çavdaroðlu




11 Nisan 2010
Ýki Asýrlýk Mecburî Yol Haritamýz  
MODERNÝZM

Salih Zeki Çavdaroðlu


Batýlýlaþma maceramýz ve modernleþme üzerine bir deneme...


:BDBB:
Avrupa ve ABD toplumlarýnýn bilim ve teknikte inanýlmaz bir hýzla, gösterdiði geliþmenin, sanayide kullanýlmaya baþlamasýyla birlikte, üretilen mal ve hizmetlere Pazar aranmasý, beraberinde gerekli talebin saðlanmasý için bir takým argümanlar konmasýný gerektiriyordu. Ýþte bu safhada çarpýcý bir kavram ortaya atýlýr : “ modernizm”
Sözlüklerde “ yaþanýlan zamana uyan veya yaþanýlan zamana uydurulmuþ “ gibi anlamlar yüklenilmiþ bir terim modernizm. Yaklaþýk olarak iki yüzyýllýk bir geçmiþe sahip olan bu kavramýn standart anlamda tanýmýný yapmak mümkün deðildir. Zira, kavramýn kapsadýðý alan inanýlmaz boyutlara varmýþtýr. Her geçen günle beraber bu alan büyük bir hýzla geniþlemektedir.
Ancak bu kavram hakkýnda nihai safhada söyleyeceðimiz þey, taþýdýðý deðerlerin tepeden týrnaða materyalist ögeler taþýdýðýdýr. Kâinatý pozitivist ve rasyonalist bir yalancý gözlükle görüp deðerlendiren, fizik ötesi bir güç ve onun sahibini reddeden ve insaný tanrýlaþtýran bir sakat ideoloji…
“…Tâbir caizse, Ýnsan Tanrý’nýn yerini alarak kendi ilâhlýðýný ortaya koyuyordu. Zaten Jean Paul Sartre’ nin deyimi ile “insan, Tanrý olmak isteyen bir varlýk deðilmi idi ” Tanrýyý ve ona baðlý anlam ve kavram çerçevelerini yeryüzünden kovmak isteyen Ýnsan Merkezli ( humansantrizm ) dünya görüþü F. Becon, R. Decartes ve nihayet Ý.Newton’ un çalýþmalarý ile Tanrý’ dan ve dini anlamlardan tamamen baðýmsýz mekânik bir dünya görüþüne ulaþtý…” 1
Aydýnlanmacý batýnýn modernizmin vasýtasýyla, Allah’ ý aklýnca bütün kâinattan uzaklaþtýrýp, onun yerine insaný her davranýþýyla özgürlük ve rasyonallik aldatmacasý ile kendi argümanlarý aracýlýðýyla köleleþtiren, dolayýsýyla kendi yaradýlýþýna yabancýlaþtýran bir ütopik hayat tarzý, insanlýðýn çözümsüz bir problemi haline dönüþür.
Batýlý toplumlarda baþlangýcý, Rönesans ve Reform hareketleri, Fransýz ihtilâli gibi deðiþik olaylara dayandýrýlan modernizmin, bizim toplumumuzda hayat bulmasýnýn, Tanzimatla belirmeye baþladýðýna dair görüþ birliði mevcuttur.
O günden bu yana modernitenin uygulayýcýlarýnca, Türk toplumuna kimi zamanlarda baský ve zor ile, kimi zamanlarda ise kuzu postuna bürünmüþ bir kurt gibi inanç ve deðerlerin ilüzyonist eylemlerle perdelenmesi cihetine gidilir. Çünkü :
“ …Batýlý sömürgecilerin Avrupa- merkezci sosyal bilimcileri ve oryantalistleri kanalýyla bize telkin ettikleri paradigmaya göre, Batýlý olmayan bütün kültürler ve bu kültürler içinde toplumlar, ya statik özelliklerinden dolayý kendi iç dinamikleriyle deðiþemezler veya çok aðýr bir tempo izleyeyerek deðiþirler. Yine bu yanýltýcý ve sömürgeci paradigmaya göre, gerçek tarihsel deðiþmenin yönü Batýnýn izlediði ilerlemeci doðrusal çizgi olduðundan, Batýlý olmayan toplumlara uygulanacak mekanik müdahaleleler, sonuçta bu toplumlaruýn yararýnadýr. Çünkü bu toplumlarý kendi baþlarýna býrakýrsak ebediyyen deðiþmezler, tarihleri boyunca uygarlýðýn nimetlerinden mahrum kalýrlar…” 2
Bunun için de, modernizmin önündeki en büyük engel olan Ýslâm’ ýn , ‘ Tanzimat`tan bu yana, siyasî ve idarî güç odaklarýnca , reform adý altýnda ehlileþtirilmesi dönem dönem gündeme getirilse de, milletçe bu talepler reddedilmektedir. Buna raðmen, projenin uygulayýcýlarý toplumun geçmiþine iliþkin varýnýn yoðunun en ufak bir iz bile býrakýlmadan silinmesi için, ülke þartlarý elverdiði ölçüde tavýrlarýný ortaya koymaktadýr. Türkçe ezan örneðinde olduðu gibi, geçmiþte totaliter bir anlayýþla reforme edilen bir takým dinî ritüeller, siyasî þartlar oluþtuðunda ortadan kaldýrýlsa da, ülke ne zaman olaðanüstü rejim dönemine girse,sonuçsuz kalan bu uygulamalarýn yeniden gerçekleþtirilmesi için yapay bir gündemle kamuoyu oluþturulmaya çalýþýlmaktadýr.
20. yüzyýlýn son çeyreðine kadar bir anlamda oluþumunu tamamlayan modernizm, 1970’ li yýllarýn ortasýnda itibaren dünya coðrafyasýnýn bütününde sosyal, ekonomik, politik ve kültürel anlamda akýl almaz bir hýza eriþir. Bunun sonucunda, küreselleþme olarak adlandýrýlan deðiþim ve dönüþüm süreci baþlar. Çokuluslu þirketler eliyle üretim iliþkileri baþtan aþaðýya deðiþir. Ulaþým ve iletiþim imkânlarý, ulus devletlerin sýnýrlarýný göstermelik hale getirir. Bunun sonucunda, özellikle mazlum milletlerin millî kültürleri yok oluþ sürecine girer. Yeryüzünde artýk çokkültürlü bir hayat baþlamýþtýr. Yazar Ömer Faruk Dönmez’ in dediði gibi :
“… Modernizm bir iþgal biçimidir. Meþgul ederek iþgal eder. Emperyalizme, kapitalizme karþýyýz dediðimizde, hemen herkes biz de karþýyýz der. Hatta bir kapitalist bile karþý olduðunu söyler. Ben bu kavramý üçlü kullanmayý tercih ediyorum. Bu yüzden Emperyalizm, Kapitalizm, Modernizm; þu an yürürlükte olan sistem, bir iþgal biçimi ve bizi fazlasýyla meþgul ediyor…” 3
Modernite, küreselleþme yoluyla bir anlamda ulus devletleri etkisizleþtirirken, “… Halen Türkiye`de tartýþtýðýmýz ama bir türlü anlaþamadýðýmýz `alt kimlik-üst kimlik` sorununu baþýmýza belâ eden de modernizmin ta kendisidir. Çünkü, modernizmin bir ürünü olan `ulus devlet` modeli, ayný zamanda `ýrkî ayrýþma` sürecinin de baþlangýcý olmuþtur. Oysa bütün ilâhî dinler, insanlarý renklerine, dillerine göre deðil, `insani hasletleri`ne göre deðerlendirmiþlerdir…” 4
Yeni dünya düzeninin Türk toplumumu üzerindeki etkileri bu gün öylesine vahim bir hal almýþtýr ki, onu farkedemeyecek kadar rehavet, hatta hastalýk derecesinde uyuþukluðu sevinçle kabullendik. Beyin ve gönüllerimiz bu ruhsuzluktan oldukça memnun. “ Gün bu gün; saat bu saat felsefesi “ ile, “ Daðlarýn, taþlarýn bile üstlenmediði emanet” ten kurtulmanýn verdiði hazla, vicdanî sorumluluk ve rahatsýzlýklarý da defettiðimiz için fiziksel olarak oldukça rahatýz.
Toplumlarýn gündelik hayatlarýnda yiyip-içme giyim-kuþam gibi zorunlu ihtiyaçlarýndan tutun, tatil, eðlence, gezip-tozma, sonrasýnda kültür ve sanat faaliyetlerine kadar aklýnýza gelen ne kadar faaliyet varsa, bunlar artýk alýþýlagelmiþ geleneksel bir metodla karþýlanmayacaktýr. Modernizmin ideologlarýnýn belirlediði modeller, uygulayýcýlarý eliyle projelendirilecek ve üretilecektir. Üretilen bu ürünler de, kendilerinin ilkel olduðuna inandýrýlmýþ kitlelere nefes aldýrmazcasýna oldukça sýk periyodlarda sunulacak, onlar da bunlarý, büyük bir iþtahla imkânlarýný zorlayacak bir þekilde tüketmeye mecbur kalacaklardý.
Bu zemini hazýrlamak için kullanýlacak felsefenin sloganý ise, “ eskiye dair ne varsa hepsi yanlýþ ve kötü, yenilik adýna olanlar ise külliyen doðru ve güzeldir” olacaktý.
Modernitenin teorisyenleri, pazar alanlarýný mümkün olduðunca geniþletmek uðruna, toplumun geleneksel yapýlanmalarý üzerinde oldukça ince hesaplar yaptýlar. Bu hesaplarý yaparken de ilk ele aldýklarý birimin aile olmasý kaçýnýlmaz idi. Ýnsanlýðýn sosyalleþmesi sonucu asýrlardýr genellikle kan hýsýmlarýnýn bir arada yaþadýðý geniþ aile yapýsý, kapitalist Pazar için bir önemli bir risk taþýyordu. Çünkü, aile ne kadar az bireyden meydana gelirse, ailelere sunulacak mal ve hizmetler de ters orantýlý bir þekilde artacaktý. Mesela ailelerin ev ihtiyacý, bölündükleri adet kadar artacaktý. Onun içindeki beyaz eþya, mobilya, diðer fonksiyonel ve dekoratif eþya ihtiyaçlarý da, ayný þekilde daha fazla talep demekti.
Türkiye dahil, bir çok geleneksel tarým ülkesi, modernite potasýnýn içine girmezden önce, ürettikleri besin maddesi kendilerine yeterken, modern tarým ve hayvancýlýðýn öngördüðü çeþitli standartlar sebebiyle, bu gün bir takým temel ihtiyaç maddelerini dýþ alým suretiyle karþýlamaya baþlamýþlardýr.
Türk toplumunda, cep telefonu piyasasýndaki son birkaç yýldaki arz-talep hareketlerine baktýðýmýzda, inanýlmaz derecede bir israf akýþýný görüyoruz. Toplumun ekonomik anlamda en alt grubundaki bireylerin bile, çaðýn gerisinde kalmamak adýna, aylýk gelirinin birkaç katý fazlasýndaki fiyatla bir þekilde satýn aldýklarýný görüyoruz. Üstelik daha birkaç ay öncesinde, yine bütçelerini zorlayarak aldýklarý telefonlarý, ödedikleri deðerin l/10-1/20’ si oranda daha düþük bir bedelle elden çýkarýyorlar.. Çünkü modernite ve teknolojinin yeni versiyonlarý, artýk telefonlarý iletiþim iþlevinin ötesinde, internet, medya v.b.gibi ayrýntýlarla zenginleþtirmiþtir. Bireyler inanmaktadýrlardýr ki, bu ürünü elde etmezlerse, çaðýn gerisinde kalacaklar ve de toplumsal karizmalarý çizilecektir.
Sonuç olarak, günümüzde modernizm sanki medeniyetin eþ anlamý olarak kullanýlmaya baþlamýþtýr. Oysa modernlik için , bilim ve teknolojinin ortaya çýkardýðý maddi deðerleri kullanmak yeterlidir. Medeniyet ise bünyesinde barýndýrdýðý manevý deðerler ile ölçülür. Bunlar da baþta Hak, adalet, sevgi, barýþ, vicdan gibi bir çok deðere sahip olmaktadýr. Bu deðerler yoksa, kâþanelerde yaþamak, ulaþýmýnda uçak ve limuzin kullanmak, en son modanýn gerektirdiði giysiler giymek, kuþ sütünün eksik olduðu sofralardan beslenmek insaný medenî yapmayacak, aksine yoksul insanlara karþý onlarý daha da yabancýlaþtýracaktýr.
K A Y N A K Ç A :

1 “ Medeniyet ve Modernizm “, Millî Gazete, 03 Ekim 2005
2 Ali BULAÇ, “ Gündemdeki Konular : Modernizm-Ýrtica-Sivilleþme”, Akabe Yayýnlarý, Ýstanbul, 1990, s.15
3 Ömer Faruk DÖNMEZ, “ Modernizm Bir Ýþgal Biçimi”, Millî Gazete, 12 Aralýk 2009
4 Mehmet OCAKTAN, “ Din Ýnsan Hayatýndan Çýkarsa”, Yeni Þafak Gazetesi, 15 Aralýk 2005
http://ferahnak.wordpress.com/2010/04/11/modernizm-iki-asirlik-mecburi-yol-haritamiz/

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Teþekkür
Gönderen: Salih Zeki Çavdaroðlu / , Türkiye
11 Nisan 2010
Sayýn Mustafa Þakarcan ve Ömer Faruk Hüsmüllü' ye bu güzel yorumlarýndan dolayý teþekkür ediyorum. Mustafa Bey, anladýðým kadarýyla " bu þartlarda izlenecek yol nedir ?" diye soruyor. Modernizm' in yüzyýllara dayanan olumsuz etkileri, millî bünyemizde kronik tahripler yapmýþ. Bu gün için de bulunduðumuz konum, neredeyse her þeyiyle modernizm sarmalýna baðlý. Yani sebepler ve sonuçlar birbirine karýþmýþ vaziyette. Baþta sosyologlar olmak üzere,bütün akademik camiamýzýn buna karþý getirecekleri önermeler, tezden antiteze dönüþtürüldükten sonra, ülkenin siyasî karar erki eliyle restore edilmekten baþka bir yolu yok ki, bunun bugün için taþýdýðý anlam büyük bir ütopyadan baþka bir þey deðil...

:: Doðru Tespit
Gönderen: Mustafa Þakarcan / , Türkiye
11 Nisan 2010
Tespitinize katýlýyorum. Soru, bu þartlarda izlenecek yolun ne olacýðýdýr. Teþekkür ve saygýlar...

:: Ýyi bir analiz olmuþ
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
11 Nisan 2010
Bu arada "kültür emperyalizmi"ni de gözardý etmemek gerekir.Sistemli bir þekilde yüzyýllardýr yapýlan bu uygulamanýn sonuna gelindiði düþüncesi Batýyý daha da cüretkar hale getirmektedir.Maddi kültür (araba,telefon,televizyon,araç gereç v.s) unsurlarýný aladýðýmýz Batý'nýn manevi kültürel deðerlerini almamamýz mümkün deðildi.Maalesef biz kültür emperyalizmine karþý direnmek için kendi maddi kültür ürünlerimizi yaratamadýk,manevi kültür deðerlerimizin yok oluþunu hep birlikte izledik.Sonuç:hak etmemiþ bile olsak sömürge muamelesi görmek.Paylaþým için teþekkürler.Saygýlarýmla...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türkiye’ Nin Türrklük Ýle Alakasýz ‘beyaz Türk’ Meselesi
Türk Halk Musýkîsi Ezgilerini Derleme Çalýþmalarý Tarihçesine Kronolojik Bir Bakýþ
Her Sabah Martý Çýðlýklarý Ýle Uyanmak Doyumsuz Bir Senfonik Hadise
Þekip Ayhan Özýþýk
Yalnýzlaþtýça Agresifleþen Bir Toplum Ýçindeyiz
Prozodi Dediðin Nedir Ki?
"Bilge Mimar" Imýz Ayný Zamanda Bir Neyzen - Musýkîþinastý
Doðru Bir Osmanlý Musýki Tarihi
Tanburî Cemil Bey
Avrupa" da Müzik , Türkiye" de Siyaset; Fazýl Say Her Zaman Bunu Yapýyor

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Vefatýnýn 67. Yýlýnda Ziya Osman Saba’ Yý Rahmetle Anýyoruz... [Þiir]
Ýki Bedene Tek Ruh [Þiir]
Adý Konulmamýþ Duygular [Þiir]
Aþk Bir Terennüm Ýse [Þiir]
Hayal Bazan Gerçeði Aþar [Þiir]
Sensizlik Beyitleri [Þiir]
Yaðmuru Beklerken [Þiir]
Her Þey Geçmiþte Kaldý [Þiir]
Vesvese [Þiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradýr "" [Þiir]


Salih Zeki Çavdaroðlu kimdir?

Otuz yýldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musýkisi eðitimi aldým. Üsküdar Musýki Cemiyeti' nde 20 yýl korist - solist olarak görev yaptým. Bu güz Türk Musýkisi üzerine makaleler yazýyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiði Yazarlar:
N.Fazýl , C.Meriç, B.Ayvazoðlu,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.