..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Anadolu Kültürü > Ali Iþýk




4 Eylül 2002
Hýdýrellez ve Konya'da Bazý Hýdýrellez Ýnanç ve Gelenekleri  
Ali Iþýk
Kökeni nereden kaynaklanýrsa kaynaklansýn, pek çok millî unsuru bünyesinde taþýdýðýndan bize mal olmuþ bu gelenek, günümüzde sýnýrlý bir kesimden kadýn ve genç kýzlarýn kýr eðlentisi þekline sürdürülmektedir. Sürdürülüyor sürdürülmesine ama pek çok motifl


:HHEI:
Hýdýrellez kelimesi; sözlüklerde: “Kýþýn sonu sayýlan 6 Mayýs günü baþlayýp kasýmýn ilk günü olan sekiz son teþrine kadar, altý ay süren yarýsý.” ; “Rûmî nisanýn 23 üncü gününe ‘rûz-ý hýzýr’ denilir. Ýnsanlar arasýnda meþhur olduðuna göre ‘Cenâb-ý Hýzýr’ýn kendisi gibi hayât-ý câvidâna mazhar olan Hazret-i Ýlyas ile o günde buluþup görüþmelerine denir. O mevsimde arzýn yeþilliklerinin olgunluða gelmesine müstenid olmak ma’kuldur. Avam arasýnda yaygýn söyleniþiyle ‘hýdýrellez’, ‘Hýzýr-Ýlyas’dan galattýr.” þeklinde yer alýr.
Konya’nýn deðiþik yörelerinde ‘hýdrillez’ veya ‘hýdýrillez’ þeklinde telaffuz edilen bu geleneðin doðuþu hakkýnda halk arasýnda kesin bir bilgi mevcut deðildir. Halkýn, “Hýdýrellez nasýl ve ne zaman doðmuþ?” sorusuna verdiði cevaplar çoðunlukla “Hýdýrellez neden dolayý kutlanmaktadýr?” sorusunun cevabýdýr ve bu konudaki rivayetler de hemen hemen aynýdýr. Dile getirilen rivayet, “Hýdýrellez, Hýzýr ve Ýlyas adlý iki kardeþ nebinin isimleridir. Bunlar, her 6 Mayýs’ta bir araya gelirler. Onlarýn bir araya gelmesiyle bolluk, bereket olur ve yaz baþlar. Bizler de bu günü bahçe veya kýr gibi açýk alanlarda sak olarak geçirip Hýzýr’a eriþmeyi, dolayýsýyla sýhhat, afiyet ve bereket bulmayý umuyoruz.”dur.
Bu cevap ve halkýn birtakým hýdýrellez inanýþ ve kutlayýþlarý hakkýndaki kanaatimiz odur ki; bu âdet Ýslâmiyet öncesi paganizm döneminde görülen, tabiattaki çeþitli evrelerin halk yaþantýsý üzerine býraktýðý etkiler yanýnda, çok tanrýlý dinlerin bazý inanýþ ve tapýnýþlarýnýn -Ýslâm’a raðmen- kutlanýlmasýdýr. Zaten halkýmýzýn pek çok âdet ve geleneðinin kökeni ya Ýslâm öncesi dinî hayatýna, yahut da bu topraklarýn önceki sahiplerinin paganizm veya Hýristiyanlýktan kaynaklanan eski âdetlere dayanmaktadýr. Ancak halk, Ýslâm inancýnýn etkisiyle bu kabil tezlere karþý çýkarak, “Bizler sadece Hýzýr ve Ýlyas aleyhisselâmlarýn senede bir gün bir araya geliþlerini anmaktayýz. Hem bu karþýlaþmada bolluk, bereket vardýr. Bundan da nasibimizi niçin almayalým?” savunmasýna geçmektedirler.
Halk kendisini ne denli haklý ve mazur göstermeye çalýþsa da bu düþünce ve inançlarda iki hakim unsur vardýr ki, onlar da bu âdetin Ýslâmiyet’ten önceki inanýþlarýn uzantýsý olduðu görüþünü kuvvetlendirmektedir. Bunlar:
1- Tabiatýn, adeta ölü olduðu uzun kýþtan kurtulup baharla birlikte yeniden hayat bulmasýnýn kutlanmasý;
2- Birtakým hoþa gidici, coþkulu kutlama faaliyetleri ile bazý etkili varlýklarýn gönlünü hoþ ederek bolluk, bereket bulma inancýdýr.
Milletimiz Ýslâm’a girmekle birlikte –yeni dince reddedilen- bazý âdetleri bir türlü býrakamamýþ, bu tür gelenek ve göreneklerine Ýslâmî gerekçeler bularak kendilerini mazur gösterme yönüne gitmiþlerdir. Bu gelenek de böylelikle Hýzýr ve Ýlyas’a isnat edilmiþ olabilir. Gerçi bu isnadýn tutarlý gerekçeleri olduðu, bu isimler hakkýnda bilgi sunan dinî referanslar incelendiðinde görülecektir. Bu tutarlý gerekçe de Peygamberimiz’in hadislerine göre Hýzýr ve Ýlyas isimleriyle bereket ve derde devanýn özdeþleþmiþ olmasýdýr.
Halkýn ýsrarlý savunmasýna raðmen Ýslâm dininin temel iki kaynaðý Kur’an ve Hadis’te hýdýrelleze dair bir bilgi yoktur. Hatta bu günün dört gözle beklenen kutsal zatý Hýzýr’ýn ismi Kur’an’da açýkça belirtilmemiþtir de. Kur’an’da Kehf Sûresinde geçen ve Hz. Musa ile bir kýssasýna yer verilen bu zatýn kim olduðu ihtilaflýysa da çoðu müfessirlerce Hýzýr olarak kabul edilegelmiþtir.
Hadislerdeki Hýzýr’a gelince:
“Ebû Hüreyre (ra)’den rivâyet olduðuna göre Nebi (sav): Hýzr’a Hýzýr denilmesinin sebebini izah ederek: “Hýzýr otsuz kuru bir yere otururdu da ansýzýn o otsuz yer yeþillenerek peþi sýra dalgalanýrdý.” buyurmuþtur.”
“Hýzýr’ýn adý Mücâhid’e göre Elyesa’dýr, nesebi Sâm Ýbn-i Nûh’a müntehî olur. Tâberî’ye göre, Hazret-i Ýbrahim’in dördüncü batýnda evlâdýdýr. Ýbn-i Asâkîr, Hýzýr ve Ýlyas’ýn iki kardeþ olduðunu Süddî’ye nisbet ederek bildirmiþtir. Ulemânýn cumhuruna göre Hýzýr, peygamberdir. Hýzýr kýssasýnýn birçok cihetleri nübüvvetine delâlet ettiði için sahih olan nebi olmasýdýr. Velî olduðunu iddia edenler de vardýr. En çok ihtilaf edilen cihet Hýzr’ýn hayatý keyfiyetidir. Þârih Aynî’nin beyânýna göre, ulemânýn cumhuru hususiyle mükâþefe sahipleri Hýzýr’ýn hayatta olduðunu ve sahralarda görüldüðünü kabul etmiþlerdir. Ömer Ýbn-i Abdülaziz’in, Ýbrahim Ýbn-i Edhem’in, Biþr-i Hâfî’nin, Ma’rûf-ý Kerhî’nin, Cüneyd’in, Ýbrahim Havass’ýn Hýzýr’ý gördükleri rivayet olunmuþtur. Fütûhât-ý Mekkîye’de Muhiddîn Arâbî de Hýzýr’ýn hayatý hakkýnda birtakým hikayeler bildirmiþtir. Kâmus Tercümesi’nde de þehâdet parmaðý ile orta parmaðýnýn beraber olmasý Hýzýr’ýn fârýk bir alâmeti olduðu naklediliyor. Yine Aynî, Tarih-i Kebîr’inde bu hususa dair bir bahis açtýðýný ve Hýzýr’ýn hayatýný delilleriyle müdafaa ettiðini haber veriyor.
Müfessir Ebû Hayyân ise, Þârih Aynî’nin hilâfýna olarak, ulemânýn cumhuru Hýzýr’ýn öldüðüne kâil olduklarýný iddia etmiþtir. Ehl-i intikâdýn yüksek bir simâsý olan Ýbn-i Kayyým; Hýzýr’ýn hayatýna dair nakledilmiþ rivayetlerin hepsi yalandýr, bu hususta sahih bir hadis yoktur, demiþtir. Hiç þüphesiz ki hayatýný reddedenlerin delilleri kuvvetlidir. O cümleden birisi ve en kuvvetlisi Enbiyâ Sûresi’nin 34. Âyetidir ki meâli þöyledir:” Bir de habîbim biz, senden önce gelip geçen hiçbir peygamber için ebedî hayat müyesser kýlmadýk.” Âl-i Ýmrân Sûresi’nin 144 üncü âyeti de bu hususta kâfi bir delildir ki: ”Muhammed, muhakkak surette bir peygamberdir. Kendisinden önce de birtakým peygamberler gelip geçmiþtir. Muhammed ölürse, yahut öldürülürse, ey Muhammed’in ashabý siz topuðunuza basarak geri mi döneceksiniz?” buyurmuþtur. Þu meþhur hadis-i þerîf de inkar edenler için kuvvetli bir delil olabilir. Peygamber efendimiz hayatýnýn son günlerinde: “Bundan yüz sene sonra bugün yeryüzünde yaþayanlardan bir kimse kalmaz.” buyurmuþtur. Müellif Buhârî, Ýbrahim Hurbî, Ýbn-i Cevzî, Menâvî de Hýzýr’ýn hayatta olmadýðýný kabul edenlerdendir.”
Hýzýr’ýn hayatý üzerine Kâtib Çelebi de ilginç görüþler beyan eder: “Hýzýr’ýn hayatýndan murat, eðer beþer olmaktan soyunup da ruhâniyete katýlmak ise, Hazret-i Ýsâ aleyhisselâm gibi onlarýn hakkýnda söylenmiþ olan delillerin benzerleriyle bu dava da o hale göre sabit olur. Lâkin Hazret-i Ýsâ aleyhisselâm yeniden hayat bulup ininceye dek ne halde ise, Hýzýr da o hal üzre olur. Onlarýn soydaþlarý ile buluþup görüþmedikleri gibi Hýzýr’ýn da buluþmamasý lazým gelir. Onlarýn buluþup görüþmeleri baþka bir iddia olur ki önceki iddialarý bozar.”
Anlaþýlan odur ki; çoðu hadis bilginlerine göre öldüðü kesin, ancak tasavvuf ehlince halâ yaþayan Hýzýr ile Musa’nýn vakasý bir zâhir ve bâtýn kýssasýdýr. O bâtýn (gizlilik) Hýzýr meselesinin konusunu meydana getirir. Tasavvufçularýn sözünde buna delil de yok deðildir. Þeyh Sadreddin Ýshak Konevî “Tebsýratü’l-Mübtedî ve Tezkiretü’l-Müntehî” isimli eserinde: “Hýzýr (as)ýn varlýðýnýn misâl âleminde” olduðunu nakletmiþ. Abdurrezzak-ý Kâþî: “Hýzýr, ruhun ferahlýðýndan, Ýlyas ruhun sýkýntýsýndan ibarettir” demiþ. Bazýlarý da Hýzriyyetin, Hýzýr (as)ýn derecesi üzere bazý salih kimselerin erdiði bir rütbe olduðunu söylemiþtir.
Ýlyâs (as)’a gelince: Kur’an-ý Kerim’de En’am ve Saffât sûrelerinde ismi zikredilir. Ancak hayatý hakkýnda açýk bilgi yoktur.
Ýlyas (as) hakkýndaki hadise gelince:
“Hazkil (as)’in vefâtý üzerine Benî Ýsrail’de fenalýklar çoðalmýþ, halk putlara tapýnmaða baþlamýþ. Bunun üzerine Hakk Teâlâ Ýlyas peygamberi göndermiþtir. Musâ’dan sonra Benî Ýsrail peygamberlerinin hepsi, zaman geçtikçe Tevrat ahkamýný unutan Benî Ýsrail’e Tevrat’ýn hükümlerini yenilemek üzere gönderilmiþlerdir. Musâ’nýn vefâtýndan sonra onun yerine peygamber olan Yûþa’ (as) Þam’ý fethederek burayý Benî Ýsrail esbat ve kabaili (evlat ve kabileler) arasýnda taksim etmiþti. Bunlardan bir kabile halkýna da Ba’lebek ve mülhakatý düþmüþtü. Ýþte Ýlyas peygamber, bu kabile halkýna gönderilmiþtir. Ba’lebek halký üzerinde o sýrada hükümran olan putperest melik, tabaasýný zorla bunlara tapmaða teþvik ederdi. Onun ‘Ba’l’ adlý bir putu vardý. Ýlyas peygamber ise halký Allahü Teâlâ’ya davet ederdi. Zalim hükümdarýn gadrine uðrayan Ýlyas peygamber nihayet kaçar ve köylerde gezerek Tevrat öðretir ve bu surette gizli yaþardý. Ýbn-i Abbas’tan gelen bir rivayete göre, bu seyahati sýrasýnda Ýlyâs bir köye uðramýþ, Benî Ýsrail’den bir kadýnýn hanesine sýðýnmýþtý. Misafir olduðu kadýnýn Elyesa’ Ýbn-i Ahtub adlý ve hastalýklý bir çocuðu vardý. Kadýn, çocuðunu okutmak için Ýlyâs’ý gizlemiþti. O da çocuða dua etmiþ, çocuk þifa bulmuþtu. Bunun üzerine Elyasa’ iman edip kendisinden ayrýlmamýþ ve Ýlyas’ýn vefatýnda Benî Ýsrail’e peygamber olmuþtur.”
Ýlyas’ýn Hýzýr olduðu da söylenmiþtir. Zira Ýsa ve Hýzýr gibi Ýlyas’ýn da henüz hayatta olduðuna dair bazý eserler vardýr. Ebu Hayyan, tefsirinde der ki: “Ýlyas, Ýsâ’ya yakýn olarak zikredilmiþtir. Henüz ölmemiþ olmakta ortaktýrlar.”
Sözün kýsasý, öyle anlaþýlýyor ki insanýmýz hýdýrellez geleneðine kendi dininden bir mesnet oluþtururken dinin medrese yorumundan çok tekke yorumuna yaslanmýþtýr. Bu kabulde tekke çevresinin halkla iç içeliði, yaný sýra hoþgörü sýnýrlarýnýn enginliði, kuþkusuz, en büyük etken olmalýdýr. Bütün anlaþmazlýk ve tartýþmalar bir yana, insanýmýzýn engin muhayyilesi, ortak özellikler taþýyan bu iki zatý önce kardeþ kabul etmiþ, sonra da âb-ý hayatý içmekle ölümsüzleþtiklerine inandýðý bu iki kardeþi göklerde yaþatýp her 6 Mayýs gününde de bunlarý bir araya getirerek birtakým inanç, kutlama ve eðlence faaliyetlerine dayanak yapmýþtýr.
Hýdýrellez geleneðinin dayanaðý Hýzýr ve Ýlyas hakkýndaki dinî kaynaklardaki bu malumatlardan sonra Konya’daki bazý hýdrellez âdet ve inanýþlarýna geçebiliriz.
*
Bu bilgiler Konya’nýn Sarýcalar Köyü halkýndan, h.1323/ m. 1905 doðumlu Hatice Bezirci ile Konya-Kadýnhaný-Baþkuyu beldesinden 1933 doðumlu annem Emine Iþýk’tan derlenmiþtir. Hatice nine, her ne kadar Sarýcalar köyü doðumlu ise de bu köyümüz, yakýnlýðý sebebiyle ilimizin bir yaylasý konumunda olduðundan halkýnýn bir ayaðý da ilimizdedir. Sarýcalýlar (Hacýveliler) çoðunlukla Araplar semtinde ikamet ettiklerinden bu ninemizin verdiði bilgiler kýrsal yöre yanýnda þehir merkezi âdetlerini de yansýtmaktadýr. Emine Iþýk ise aslen Sarýkeçili aþiretinden bir yörük olup Kadýnhaný ilçemiz sýnýrlarý içerisinde yer alan ve Konya'ya 130 km mesafedeki Baþkuyu köyünde doðmuþtur. Sarýkeçili aþiretine mensup 8-10 sülalenin Antalya Toroslarýndan bu topraklara yerleþimi aþaðý yukarý bir asýrlýk bir zamana dayanýr. Bu bakýmdan anneciðimin verdiði sýnýrlý bilgiler daha çok yörük âdetleridir.

* Yurdumuzun çoðu yöresinde olduðu gibi, bu iki yöremizde de hýdýrellez Mayýs’ýn 6. günüdür ve bu gün ayný zamanda yazýn baþlangýç tarihidir.
* Her iki yöremizde de, ab-ý hayatý içerek ölümsüzleþen iki kardeþ peygamber Hýzýr ve Ýlyas yýlda bir kez bu gün bir araya gelirler.
* Bu tarihe kadar havalar ne kadar ýsýnýrsa ýsýnsýn evlerde sobalar sökülmez, bahar temizliði yapýlmaz.
* Gerek Sarýcalar köyü kadýnlarý, gerekse Konya’nýn yerlisi kadýnlar, hýdýrellezden birkaç gün önce komþularýyla bir araya gelerek hýdrellez günü birlikte yiyecekleri yemekleri ve kimlerin hangi yemekleri piþireceklerini kararlaþtýrýrlarmýþ.
* Sarýcalar köyünde hýdrellez günü herkes ambarlarýnýn kapýsýný bereket bulma umuduyla açýk tutarmýþ. Hýzýr gelir de buralara elini bir dokunursa bütün bir yýl evde hiç kýtlýk olmazmýþ.
* Sarýcalar köyünde hýdýrellez günü kaynatýlan sütün, gümüþ yüzük veya ziynet eþyasý ile mayasýz yoðurt tutacaðýna inanýlýyor (Hiç denenmemiþ olmasýna raðmen bu hakim bir inançmýþ).
* Konya’nýn çoðu yöresinde olduðu gibi bu iki yöremizde de hýdýrellez eðlentilerinde çocuklara kuru soðan kabuðuna sarýlarak haþlanan yumurtalar verilirmiþ (Ayný âdet Hýristiyanlarda da Paskalya gününde mevcuttur).
* Baþkuyu beldesi ile diðer civar köylerdeki çiftçiler, baharlýk ekeceklerini ekmek için hýdýrellezi beklerlermiþ. Bu ekimler hýdýrellezden önce ekilirse ürüne bir âfet dokunurmuþ. Mesela hýdýrellezden önce ekilen nohutu mutlaka ülker (yýldýz) çalar, sonuçta ürün tane vermezmiþ.
* Her iki yöremizde de hýdýrellez günü dam altýnda, kapalý yerlerde durmak, hatta bu günde uyumak, nasipsizliðe, hastalýklara bir davetiye çýkarmakmýþ. Hýzýr’ýn bu ziyaret gününde mutlaka açýk alanlarda kalýnmalýymýþ ki bu zatla daha kolay karþýlaþýlsýn. Þayet hastalýk gibi sebeplerle zorunlu olarak evde kalýnmasý gerekiyorsa uyunmamaya çalýþýlmalýymýþ.
* Sarýcalar kökenli eski Konyalý ninemize göre eskiden kocaya gitmesi geciken kýzlar, kale gibi yüksek alanlara çýkýp bir an önce evlenebilmek amacýyla dilek tutup, Hýzýr’dan medet umarlarmýþ.
* Baþkuyu ve diðer yörük köylerinde zenginler, sahip olduklarý hayvanlarýn da bereketlenmesi için bu günde hýdýrellez kuzusu kestirip fakirlerle birlikte yerlermiþ.
* Yine Baþkuyu yöresinde hýdýrellez günü tarla sahipleri tarlalarýnýn baþýna giderek burada bol bol nafile ve kaza namazlarý kýlarlarmýþ.
* Baþkuyu yöresinde hýdýrellez, kuzularýn da bayramý sayýlýrmýþ. Bu sebeple köylüler, evlerde bakýlan kuzularý hýdýrellez günü köy dýþýndaki aðýllarda bulunan analarýnýn yanýna salýverirlermiþ. Bu günde koyunlarýn sütü saðýlmayarak hepsi kuzulara býrakýlýrmýþ.
* Her iki yöremizde de hýdrellez günü yapýlmasýnda sakýnca olan hiçbir iþ yokmuþ. Yalnýz hýdrellezin on beþ gün öncesindeki ve Sarýcalar halkýnca ‘baskala’, Baþkuyulularca ‘cavýrýn beddemi’ gününde ev iþi yapmak çok sakýncalýymýþ. Sarýcalarlýlara göre bu günde yapýlan ekmek özsüz olur, kabarmazmýþ. Bu ekmekle tirit dahi olmazmýþ. Ev temizliðine kalkýþýlsa, evi, koca koca kurtlar kaplarmýþ. Bu günde banyo yapan kiþinin vücudu al olurmuþ.
***
Bugün için birisi (Hatice nine) hayatta olmayan bu iki yaþlý kadýnýn, hafýzalarýný zorlayarak verdikleri hýdýrellez gelenek ve inanýþlarýna iliþkin bilgiler bu kadar.
Kökeni nereden kaynaklanýrsa kaynaklansýn, pek çok millî unsuru bünyesinde taþýdýðýndan bize mal olmuþ bu gelenek, günümüzde sýnýrlý bir kesimden kadýn ve genç kýzlarýn kýr eðlentisi þekline sürdürülmektedir. Sürdürülüyor sürdürülmesine ama pek çok motiflerinden yoksun olarak... Öte yandan yaþanmayan pek çok güzelliði yaþlý hafýzalarýnda taþýyanlarýn sayýsý da günbegün azalmaktadýr. Millet binamýzýn yapý taþlarý arasýna atýlan harç konumundaki bu kabil güzel âdetlerimizin günden güne unutulup kaybolmasý felaketi bir yana; her yok olan güzelliðin yerini bizden olmayan bir yaþantý tarafýndan doldurulmasý tehlikesi ile karþý karþýyayýz. Bu durumda bizi biz yapan en küçük bir ayrýntýnýn yaþatýlmasý, en azýndan kayýt altýna alýnmasý görevi sadece halkbilimi araþtýrýcý ve sevdalýlarýna býrakmak, milliyetperverlik adýna hoþ bir davranýþ olmasa gerektir.

DÝPNOTLAR:

Türkçe Sözlük, TDK, 1945.
Lûgât-ý Nâci, Çaðrý Yay., Ýstanbul, 1978.
Kehf Sûresi, 60-82.
Sahih-i Buhârî Muhtasarý Tecrid-i Sarih Tercemesi, DÝB Yay., c. 9, s. 144, 6. Baský, Ankara.
a.g.e. s. 145-146.
Kâtib Çelebi, Mizânü’l-Hakk Fi Ýhtiyâri’l-Ahakk, MEB Bas. S. 14-17, Ýstanbul, 1972.
Elmalýlý M. Hamdi Yazýr, a.g.e., s. 371
En’am Sûresi, 85; Saffât Sûresi, 123-132.
Sahih-i Buhârî ..., c. 9, s. 88-89.
Elmalýlý M. Hamdi Yazýr, a.g.e., c. 3, s. 458.
“Baskala” ve “cavýrýn beddemi” (gâvurun kötü günü) Hýristiyanlarýn paskalyasý karþýlýðý olsa gerektir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn anadolu kültürü kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Güller Þehri Konya'da Gül Bayramlarý
Geleneksel Sebze Meyve Saklama ve Edebiyatýmýza Yansýmalarý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Konya'da Namaz ve Þivlilik Âdetleri
Mevlana'nýn Kendisiyle Özdeþleþtirdiði Musiki Aleti

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Akþam [Þiir]
Konya Lisesi [Þiir]
Yaþamak [Þiir]
Kimim [Þiir]
Mesleðim [Þiir]
Bizim Kaðýt Mendillerden Önce Bir Mendil Kültürümüz Vardý [Deneme]
Testi Deyip Geçmeyin [Deneme]
Matbuatta Deðiþen Bir Þey Yok [Deneme]


Ali Iþýk kimdir?

Türk Dili ve Edebiyatý emekli öðretmeni. Türk dili, edebiyatý ve folkloru âþýðý.

Etkilendiði Yazarlar:
Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazýl Kýsakürek, Nihad Sami Banarlý, Prof. Dr. Saim Sakaoðlu, Prof. Dr. Ali Osman Öztürk


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ali Iþýk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.