..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > E. Asým Öztürk




2 Mart 2010
Neanlar (1)  
Biçimsel olarak geçmiþ ve gelecek zamanlara yolculuk, insanlýðýn vazgeçilmez düþlerinden…

E. Asým Öztürk


Yirminci Yüzyýl yaþayanlarýný kýsaca Yirmilikler olarak adlandýran Neanlarýn, tarih kitaplarýnda yazýlanlardan farklý özellikleri de vardý…


:CCDD:
Neanlar (1)

Biçimsel olarak geçmiþ ve gelecek zamanlara yolculuk, insanlýðýn vazgeçilmez düþlerinden…

Bilimkurgu öyküleri-romanlarýnda ilgiyle okuyup, filmlerinde izlediðimiz zaman yolculuklarý, kendi sonunu hazýrlamayýp, önleyemeyeceði bir felaketle karþýlaþmadýkça insanlýk için en azýndan yakýn gelecekte zor, bazý görüþlere göre olanaksýz…

Ýnsanlýk bu düþüncelerle yaþayýp gidiyordu. Mevsimlerin þaþýrýp alýþýlmýþýn dýþýnda þimþekler çakarken, yýldýrýmlarýn art arda düþtüðü, görülmemiþ tufan benzeri yaðmurlarýn yeryüzünü yýkadýðý, fýrtýnalarýn günlerce dinmediði o güne kadar…

Yirminci Yüzyýl’ýn karmaþýk, uzun nöbetini Yirmi Birinci Yüzyýl’a devretmeye hazýrlandýðý o günlere geçmiþten bir sinyal ulaþtý. Böylece bir anlamda zaman yolculuðu ve haberleþme baþladý.

Sinyalin geldiði yerde Neanderthaller ve Cro-Magnonlar yaþýyordu. Yirminci Yüzyýl yaþayanlarý onlarý kýsaca Neanlar ve Cyrolar olarak adlandýrdýlar.

Yirminci Yüzyýl yaþayanlarýný kýsaca Yirmilikler olarak adlandýran Neanlarýn, tarih kitaplarýnda yazýlanlardan farklý özellikleri de vardý…

Yirmiliklerle, ayný dünyanýn farklý zaman, koþul ve boyutlarýnda yaþayan Neanlar böyle tanýþtýlar…

Yer, her Neanýn yaptýðý iþle anýldýðý, para yerine deðiþ-tokuþla, çakmak taþlarý ve deðerli kabul edilen her þeyin kullanýldýðý Yukarý Nean Bölgesi.

***

Haberci Nean, o gün aþýrý heyecanlýdýr. Bugünkü baþkanlýk saraylarýnýn karþýlýðý olan Ulu Maðara’ya soluk soluða, koþarak girer.

- Ulu Nean, Ulu Nean.
- Ne var Haberci Nean? Tabaný yanýk mamutlar gibi ne koþturuyorsun?

- Az önce Yirmiliklerden mesaj geldi. “Dünya nüfusunu sayýyoruz, oralarda kaç kiþisiniz?” diye soruyorlar. Ayrýca: “Sizi Birleþmiþ Milletler’e üye yapalým. Mamutlar, dinozorlar ve diðer tehlikelerden koruruz.” demiþler.
- Yalnýz bizi mi? Dinozorlarý, mamutlarý da soruyorlar mý? Hem avdan dönenleri de bekleyelim. Belki kaybolan, ya da ölen vardýr.

Demek Birleþmiþ Milletler’e üye olursak bizi koruyacaklar, öyle mi? Peki, bizi onlardan kim koruyacak?
Ayrýca bir gün dað-bayýr-ova dolaþýp, meyve toplamayýp, avlanmazsak aç kalýrýz. Geç, sýrada ne var?

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci.

- Yirmilikler aradý. “Yirmiyi bitirip yirmi bire girmek üzereyiz. Bizi kutlamayacak mýsýnýz?” demiþler. Ne yanýt verelim?
- Akýl yaþta deðil, baþtadýr deyin.

***

- Ulu Nean. Yine Yirmilikler aradý.
- Yine ne istiyorlar?

- Demiþler ki: “Sakýn aldatmak, dolandýrmak, çalmak gibi kavramlarý oluþturmayýn. Burada çok sýkýntýsýný çekiyoruz.”
- Demesinler. Bizde aldatmak, dolandýrmak, çalmak yok.
Ýlkeliz, ama zaman böyle. Henüz uygarlýk baþlamadý.

Bir daha da ödemeli aramasýnlar. Necom ödemeli görüþmelerden hoþlanmýyor. Alacaklarý tahsil etmek zor oluyor diye, peþin ve nakit istiyorlar. Durup dururken, bir de Necomcularla savaþmayalým yine.

***

- Ulu Nean, Antikacý Cevdet aradý. “Sizde esaslý antikalar vardýr. Ýyi para veririm, görüþelim,” diyor.
- Para burada iþe yaramýyor. Yakýnca hemen kül oluyor, ýsýtmýyor bile. Baþka iþe yarar bir þeyler; cilalar, aletler gönderirse olabilir. Cilasýzlýktan, bir türlü taþ devrinden çýkamadýk.

***

- Ulu Nean. Yirmiliklerden bir mesaj var.
- Oku bakalým Haberci Nean.

- “Doðal kaynaklarý hor kullanmayýn. Biraz da bizi düþünün,” diyorlar.
- Söyleyin o arsýz, edepsizlere… Biz yalnýz gerekenleri, paylaþarak kullanýyoruz. Asýl onlar gelecek kuþaklarý düþünsünler. Bir de bize ilkel derler, düþüncesiz biyolojik çaðdaþlar…

***

- Ulu Nean. Yine yirmilikler, kontörleri bitiyormuþ kýsa konuþtular. “Elimizde kelepir füzeler var. Ýster misiniz?” diye soruyorlar.
- Ýstemeyiz. Ayný soruyu Cyrolara’da sormuþlar.
Kâðýt kalem göndersinler. Tarihçi Nean: “Ýnsanlýk tarihini yazacaðým. Tabletleri kazýmak zor oluyor, bana kâðýt-kalem bulun,” diyor.

***

- Ulu Nean.
- Sabah sabah ne istiyorsun, yine mi yirmilikler?
- Eee evet de, bu sabah biraz sinirlisiniz galiba!
- Evli olup da sinirlenmemek mümkün mü? Gerçi bekârlarýn da sinirleneceði konular var, o ayrý.

Akþam hanýmla kavga ettik. Kürk manto istiyormuþ. Daha manto icat edilmedi, beklemelisin dedim. Önce kýzdý, sonra da aðladý. O’nu sevmediðimi söyledi. Götürdüðüm çiçekleri de beðenmedi zaten. Çok kabaymýþým.

Neyse, Yirmilikler ne istiyor?

- Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarýn gelecekte nasýl olacaðýnýn planlarýný göndermiþler. Oturduðunuz yer baþkanýn sarayý, gerisi binalar, yollarla dolu.
- Eee ne istiyorlar?
- Zemin kayalýk ve fosil doluymuþ. Temel atmak da zor ve masraflý oluyormuþ. Baþka yere taþýnýn diyorlar.
- Onlar baþka yere taþýnsýn. Yok-yok, buna yanýt vermeyin. Çok þýmardýlar artýk. Yine ararlarsa, çok uzunnn bir toplantýda dersiniz.

***

- Ulu Nean.
- Evet sýradan Nean, sen ne istiyorsun?

- Bu mesaj sabahki fýrtýnada geldi. Fýrtýnada hatlar karýþýnca, Onyediliklerden geldi.
- Bir onlar eksikti! Onlar ne istiyor?

- “Avlandýðýnýz bölge sarayýn çok yakýnýnda. Gürültünüzden, güzel kraliçemiz güzellik uykusunu uyuyamýyor. Biraz sessiz olun, ya da en iyisi av bölgenizi deðiþtirin vahþi Neanlar. Yoksa oraya gelip savaþ açarýz haaa!” diyorlar.
- Desinler. Buraya gelemezler, gelseler bile dönemezler. Yalancýlar. Onyediliklerde zaman makinesi ne arar. Demek vahþi Neanlar ha! Gelsinler, gelsinler. Biraz da Onyedilik avlarýz. Hem neye benzediklerini öðreniriz, fena mý olur?

***

- Sayýn baþkaným.
- Ne var Oli? Çok meþgulüm, ne istiyorsun?

- Biliyorum, ama inanýlmaz bir þey oldu. Neanlardan mesaj var.
- Bunda þaþýracak ne var Oli? Uzun zamandýr haberleþiyoruz ya!
- Evet de, bu mesajý elden göndermiþler.
- ..! Elden mi göndermiþler? Tarihi bir an. Nasýl göndermiþler peki?
- Spielberg’in filminde oynayan esas dinozor, Ulu Nean’ýn evcil dinozorunun yeðeniymiþ. Filmin galasýna gelirken getirdi.

- Eee ne istiyorlar?
- Demiþler ki: “Bize prezervatif filan gönderin, doðum kontrolü uygulamamýz gerekiyor. Yoksa bu hýzla çoðalmayý sürdürürsek, av alanlarý nedeniyle eskileri yetmiyormuþ gibi, yeni savaþlar çýkacak.
Bu iþi yalnýz doðaya býrakamayýz. Doðanýn iþi baþýndan aþkýn, denge diye bir þeyi korumak için, aralýksýz çalýþýyor garibim. Ödeme, çakmak taþlarýyla nakit olarak yapýlacak. Ýsterseniz, ok ve yay diye bir þeyler icat ettik, onlarla da ödeyebiliriz. Çok öldürücüler, iþinize yararlar. Zaten savaþmaktan baþka bir þey bildiðiniz yok, bari bir iþe yarasýnlar.”

Bir de not var.
- Okusana!

Not: Bizim hanýma da askýlý-siyah, þeffaf bir gecelik gönderin. Rüyamda gördüm; siyah, sarýþýn memelerle, kalçalarda çok güzel duruyor.

Parasýyla, pardon taþýyla tabii. Bizde rüþvet diye bir þey olmaz, ama sizinle bu kadar sýk haberleþmeyi sürdürürsek, yakýnda o da olacak galiba…
Laf aramýzda. Geçen gün Ýkinci Ulu, Sinsi Nean sit alaný Açýk Mavi Göl’ün kenarýnda yazlýk maðara yapmak için Bekçi Nean’a rüþvet verirken görülmüþ. Bir þahit daha bulursak asacaðýz. Yani bacaklarýndan baþ aþaðý asacaðýz. Aklý baþýna gelip, cezasý tamamlandýðýnda serbest kalacak.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean, söyle bakalým.

- Enora adlý bir ülkeden müteahhit Sair Yeþilibozan aradý. Yeþilmiþik þarkýsýný çevreci sevgilisi için… Pardon, bu mesaj Radyo Nean’ýn istek programýna gelmiþ. Özür dilerim Ulu Nean.

- Güzel. Demek Çaðýný Aþan Nean’ýn faks makinesi çalýþmaya baþladý. Bu akþam bunu, Büyük Maðara Plaza’da kutlayalým. Garson kýzlar sarýþýn olsun. Devam et.

- Ediyorum Ulu Nean. Nerede kalmýþtýk? Hah tamam buldum.
Müteahhit diyor ki: “Maðaralarýnýzý %50 ile daire karþýlýðý alýrým. Sizleri de çok katlý süper lüks maðara sahibi yaparým. Ýsterseniz, yüzme havuzlu maðaralar sitesi bile yaparým. Belediyede, Orakent’de tanýdýklarým var, hiç sorun çýkmaz. Ayrýca, % 50 ile yalnýz lüks yerlerde iþ yaparým. Bir de size iþte. Sevdim sizleri, iyi Neanlara benziyorsunuz.”

- Bizi nerede görmüþ ki?
- Tarih kitabý diye bir yerde resimlerimiz basýlýymýþ. Kitap okuyanlarýn çoðu bizleri tanýyormuþ. Öyle diyor.
- Öyle mi diyor. Peki babasý ne diyor? Hah hah hah.
- Hah hah hah Ulu Nean.
- Kes beni taklit etmeyi. Yaðcýlarý sevmem.

- Özür dilerim Ulu Nean. Yalnýzca bu güzel sözleri nereden öðrendiðinizi merak ettim.
- Çaðýný Aþan’la, Mucit Nean televizyon diye bir þey icat ettiler. Çok az çalýþtý. Elektrik yok, Gezgin Nean’ýn getirdiði pillerle de çok az izleniyor. Reklamlar diye bir þey vardý, orada duydum.
Daha komikleri de var. Sonra da Merhaba Televole diye bir þey duydum. Merhaba hoþuma gitti, selam vermek gibi. Bundan böyle Neanlar birbirlerini merhaba diye selamlasýnlar. Kulaða hoþ geliyor.
Yazýcý Nean, bunu da önerilere ekle, akþam oylayalým.

- Peki Ulu Nean. Müteahhide ne yanýt verelim?
- Sorun çýkmaz diyor, ama çýkar. Onlar bize sorun çýkarmasýnlar yeter.

Maðaralarýmýzdan da, çevremizdeki yeþilliklerden de memnunuz. Buralarý da, o planlarýndaki gibi beton dedikleri þeylerle dolduracaklar. Buna da uygarlýk diyecekler.
Havuz da istemez. Nehirleri, gölleri, denizleri koruyalým yeter. Zamanlarý gelince, nasýl olsa buralarý da mahvedecekler. Biz neden olmayalým bari.

Bize iyilik yapmak istiyorsa parasý, pardon taþýyla tabii, faks rulosu göndersin. Ayrýca, radyo ve televizyon için de pil. Bir de istek þarkýlarý isteyenler, kaset ya da CD göndersin. Bizde ikisi de yok. Yoksa isteklerini çalamayýz. Sadece Nean yöresinden þarkýlar-türküler dinlemek zorunda kalýrlar.
Cyrolarýn radyosunu da dinleyebilirler tabii. Ama bizim þarkýlar ve türkülerimiz daha acýlý, daha içli. Ýçli dedim de içim geçti. Offf, offf… Akþam olsa da yatsak.

“Sevgili günlük.

Bugün yine avlandýk, yedik-içtik, savaþtýk.

Haberci Nean da gelen mesajlarý okudu.

Akþam haným yine kürk manto istedi, yine kavga ettik.

Çok yoruldum. Bu satýrlarý zor kazýyorum. Günlüðü de artýk haftalýk yapacaðým. Haným her akþam gürültüden þikâyet ediyor. Laf aramýzda, pek de haksýz sayýlmaz.

Geçen gün, Çaðýný Aþan’a susturuculu, kazýyan kalem sipariþi vermiþ.
Çaðýný Aþan’da nereden öðrendiyse, para diye bir þey istemiþ. Amerikan Dolarý, baþkasý olmazmýþ. Ama saygýdeðer -bu benim düþüncem- Ulu Nean’ýn eþi olduðu için, Euro da kabul edebilirmiþ. Aslýnda en iyisi çakmak taþýymýþ, ama enflasyon nedeniyle döviz istemiþ…

Bu Çaðýný Aþan, bugünlerde haddini de aþmaya baþladý. Hanýmdan baþka bir þahit daha bulursam, O’nu da asacaðým, bacaklarýndan, baþ aþaðý.

Birazdan yatacaðýz, ayrý yataklarda tabi. Hanýmla kavgalýyýz, yarýn savaþ da var. Dinlenmemiz gerekiyor.

Ýyi geceler.”
Ulu Nean.

***

- Ulu Nean.
- Evet haberci.

- Yirmiliklerden birisi yardým istiyor.
- Oku bakalým.

- Ulu Nean,
- Evet haberci dedim ya!
- Kýzmayýn Ulu Nean. Mesaj böyle baþlamýþ.
- Öyle söylesene!
- Ya sabýr.
- Ýyi-iyi, homurdanma da devam et.

“Modern çaðýn, modern kentinin, modern sitelerinin, modern apartmanlarýndan birinde oturan, modern bir yurttaþým. Bu komþu olmayý beceremeyen, üstelik her yaptýðý baþýbozukluðu, özgürlük zannedenlere ne diyorsunuz, sizin de oralarda böyle sorunlarýnýz var mý?” demiþ.

- O mesaj yanlýþ yere gelmiþ. O mesajý dað ormanlarýnda yaþayan ilk insanýmsýlara gönderin.
Ayrýca her önüne gelene adresimizi de vermesinler. Onlar orada, bizler burada yaþayalým, yaþadýðýmýz yerlerde.
Hem komþu dedikleri, bizim bildiðimiz komþu mu acaba? Yazýcý Nean, not al da Bilge Nean’a soralým.

***

- Ulu Neannn.
- Evet Haberci Neannn.
- Akþam oluyor, ama bugün Yirmilikler hiç aramadý.

(O an içeri yedek haberci girer.)

- Ulu Nean bu haber þimdi geldi. Yirmiliklerden.
- Bu saate kadar akýllarý neredeymiþ? Neredeyse mesai bitiyor. Fazla mesai de alamýyorum. Maliyeci Nean yine bütçeyi tutturamadý.
Neyse, ne istiyorlar?

- Diyorlar ki: “Burada Hitler adlý bir mikrop var. Onun atasýný bulup, hemen yok edin. Yoksa dünyanýn sonu gelebilir. Bir daha da mesaj gönderemeyiz. Acele edin, savaþ çýktý, çýkacak.” Ne yanýt verelim?

- Burada da mikroplar var. Ama mikroplarý büyüteceklerine, mikrop olmasýný önlesinler. Her sorunlarýnýn çözümünü de bizden beklemesinler. Burada Hitler adlý bir Nean da yok zaten. Bir de Cyrolara sorsunlar. Belki onlarýn bölgesindedir.

Ayrýca: “Aðaç yaþken eðilir” sözü onlarýn, gereðini yapsýnlar. Bir daha da son anda mesaj göndermesinler. Yoksa bugün gönderir, yarýn alýrlar yanýtýný.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean. Yirmilikler bugün neler istiyor bakalým?
- Eee, mesaj yirmiliklerden deðil, kýzýnýzdan.
- Kýzýmdan mý?

- Evet, elden göndermiþ. Mesajý getiren Küçük Nean kapýda bahþiþ bekliyor. Alamazsa, ikiye böldüðü mesajýn diðer yarýsýný vermeyecekmiþ.
- Hýmmm! Þu çakmak taþýný ver de mesajý getir.

(Haberci Nean koþarak çýkar, az sonra mesajýn ikinci bölümünü getirir.)

- Eee ne diyor kýzým?
- Þöyle diyor: “Sevgili babam, Ulu Nean. Maðaramýzýn ön balkonunda beyaz dinolu Neanýmý beklerken, beyaz zaman makineli bir Ýngiliz prens gelip beni kaçýrdý.”

- Kýzým Ýngilizce bilmez ki, nasýl anlaþmýþlar?
- Bilge Nean: “Sevginin dili yok,” diyor Ulu Nean.
- Bilge’de her þeyi bilir zaten.
- Aman Ulu Nean, Bilge’nin kulaðýna gitmesin. Saðda solda: “Ulu Nean diktatör olmaya baþladý,” diyormuþ.
- Giderse gitsin. Bir dahaki bahar mevsimine kadar Ulu Nean benim. Kafamý kýzdýrmasýn. Ýki þahit daha bulur O’nu da bacaklarýndan astýrýrým, ona göre. Sen mesajý oku.

- “Prens beni kaçýrdý. Sonra da ailesiyle tanýþtýrdý. Ýngiltere adlý bir yerin kralýnýn büyük oðluymuþ. Beni çok sevdiler. Ama ben, çýplak halimle çok utandým. Bana elbiseler, ayakkabýlar giydirdiler. Akþam da onuruma balo düzenlendi.
Güneþ beþ kez batýp, altýncý kez doðup -burada o güne perþembe diyorlar- büyük maðaralarýn üzerinden av alanlarýna uzanýrken evleneceðiz. Hepinizi davet ediyorum.

Not: Çýplak gelip beni utandýrmayýn. Uygun bayramlýk yaprak takýmlarýnýzý giyin emi.
Görüþürüz, bye. Sizleri seven, kýzýn Neaniye.”

- Ne yapalým Ulu Nean?
- Yapacak bir þey yok Haberci. Gönül bu; Neana da konar, prense de. Mecburen düðüne gideceðiz.

Cyrolara elçi gönderin. O günkü savaþý istedikleri bir güne ertelerlerse, çokkk çakmak taþý vereceðimizi söyleyin.

Tarihçi Nean’a da söyleyin, tarihte ilk kez bir kýz kocaya kaçtý, notunu alsýn.
Bye’ý da anlayamadým. Onu da not al Yazýcý Nean, Bilge’ye soralým.

***

- Ulu Nean.
-Evet Haberci Nean.

- Ondokuzluklardan arkeolog Smith Smithy aradý.
- Arkeolog da ne? Bunu sorulacaklar listesine ekle Yazýcý Nean, Bilge Nean’a sorarýz.

Smithy ne istiyor?
- Diyor ki: “Tabletleri çözmek çok zor oluyor. Ýngilizce yazýn lütfen.”
- Olur tabii! O’nun tuzu rafine, bizimki kaya tuzu. Söyleyin O’na, burada Ýngilizce bilen yok.
Çaðýný Aþan’ýn en büyük dedesi gelecekte Ýskoçya denilecek bir yerdenmiþ. O’da Ýngilizleri sevmediði için çocuklarýna, torunlarýna Ýngilizce öðretmemiþ.

Çok istiyorlarsa, bize Ýngilizce öðretmeni göndersinler. Öðretmene lojman maðara ve yaþayacak kadar çakmak taþý verebiliriz.
Gelirken biraz da boya getirsinler. Ressam Nean, maðara duvarlarýna renkli resimler yapmak istiyormuþ. Resimler renkli daha güzel olacak diyor. “Bana boyayý icat et” diye, bütün gün Çaðýný Aþan Nean’ý meþgul ediyor, diðer icatlar da gecikiyor.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci.
- Bugün çok mesaj var.
- Sýrayla oku öyleyse.

- Onyediliklerin anlaþamadýklarý bir konu varmýþ.
- Sanki diðer konularda çok anlaþýyorlarmýþ gibi… Ne istiyorlar?

- “Yaratýlýþ mý-evrim mi, sizde durum nasýl? Neden bu konuyu netleþtirmediniz de, bizi uðraþtýrýyorsunuz?” diyorlar.
- Onlar ne söylediðini bilmiyor. Konu net, karýþýk olan onlarýn kafalarý… Zaten bizde böyle bir sorun da yok. Ozon tabakasý delinse bizden bilecekler.

- Bir de, “Biz büyücüleri yakýyoruz. Siz ne yapýyorsunuz?” diyorlar.
- Biz ateþi yeni bulduk. Yiyeceklerimizi piþirip, ýsýnýyoruz. Büyücümüz de yok zaten.
Burada kimse kimseyi yakmýyor. Arada bir savaþlarda, avda ok-mýzrak-baltayla yaralananlar, ölenler oluyor ama kimseyi yakmýyoruz. Biz ateþi bulduk, yakmayý deðil.
Yakmaktan söz edince aklýma geldi. Yýldýrým düþmesiyle dün baþlayan orman yangýný ne durumda?

- Yirmiliklerden yardým istedik. “Sizin oralarda yol yoktur, araçlarýmýz zarar görür. Benzinsiz, yakýtsýz kalýp dönemezler,” dediler.
Bir de dediler ki: “Size o kadar söyledik, Birleþmiþ Milletler’e üye olun diye. Ama dinleyen kim! Bir kulaðýnýz tencere, diðeri pencere... Çok inatçýsýnýz. Ulu Nean koç burcu galiba. Gözlerini kapatýp manzara tarif ediyor. Bütün bildiðiniz Cyrolarla savaþmak.
“Birleþmiþ Milletler’e üye olsaydýnýz, bir þeyler yapabilirdik. Yine de ümitsizliðe kapýlmayýn. Konuyu görüþmek üzere bir komisyon kurup, ona havale ettik.”

Onlara gerek kalmadan, sorun da çözülüyor zaten. Az önce þiddetli bir yaðmur baþladý, yangýn sönmek üzere. Ormancý Nean’la Çevreci Nean da yangýn sonrasý fidan dikmek için gönüllü toplamaya baþladýlar bile.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean.

- Yirmilikler: “Biz burada çok sýkýlýyoruz. Sizler sýkýlýnca, neler yapýyorsunuz?” diye soruyorlar.
- Sýkýlmanýn ne olduðunu bile bilmiyoruz. Bilge Nean’a sorarýz.

Biz avlanýp karnýmýzý doyurur, derilerden elbiseler, kemiklerden aletler yaparýz, savaþýrýz. Cyrolar çok uyumsuz. Hep savaþ çýkarýyorlar.
Bir de, nereden öðrendilerse bize: “Primitif,” diyorlar. Asýl primitif onlar.

Bazen de, Çaðýný Aþan’la, Mucit Nean’ýn buluþlarýný izlemeye gideriz.
Akþamlarý yeni önerileri oylarýz, sonra da yatarýz. Güneþ doðunca, ayný þeyleri yeniden yaparýz. Burada iþler böyle.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean.
- Yirmiliklerden Steven Spielberg aradý.
- O ne istiyor?

- Bir film projesi için gerçek dinozorlar istiyor. “Gönderebilir misiniz? Tabii parasýyla,” diyor.
- Gönderemeyiz, dinozorlar buraya ait. Kimseyi yerinden-yurdundan etmeye hakkýmýz yok.
Gerçi dinozorlar çok hain. Bizimkileri yakaladýlar mý yiyorlar. Ama biz de melek deðiliz, fýrsatýný bulunca onlara oklar-mýzraklar atýyoruz. Balta tehlikeli, atmak için yakýn olmak gerekiyor. Riskli.

Hem Bilge Nean’ýn söylediðine göre, oralarda baþka dinozorlar da varmýþ. Onlarla idare etsinler. Bir de, hiç
bir þey yapmadan, hep þikayet eden tek tip dinolar varmýþ. Onlar da büyüyünce dinozor olacaklarmýþ. Onlarla daha iyi film çevirirler.

Ayrýca, bizim burada herkesin ve dinozorlarýn rol yetenekleri zayýf. Kamera karþýsýna hiç geçmediler.
Bir tek Sarýþýn Neaniye radyoda mikrofon karþýsýna geçti. O gün, bugün de kimseyi beðenmiyor. Herkesin, her istediðini düþünmeden yapmasýný bekliyor. Neanlarýn hepsiyle küs. Aslýnda bu çaðýn kýzý da deðilmiþ. Tersine reankarnasyon diye bir þeyin kurbaný olmuþ.
Duyduðuma göre, Cyrolarla bile daha iyi anlaþtýðýný söylüyormuþ.
Zaten Nean Bölgesi’de çok ilkelmiþ. Yakýnda Cyrolar Bölgesi’ndeki yeni maðarasýna taþýnabilirmiþ.
Spielberg isterse O’nunla konuþsun. Bizimle konuþmuyor. Belki dinozorlarý seslendirmeyi kabul eder. Ne de olsa, O bir yýldýzmýþ.

Ben anlamadým. Bilge Nean’da anlamadý. “Bizim bildiðimiz yýldýzlar, karanlýk basýnca gökyüzünde görünür,” diyor.

Sarýþýn Neaniye, bu konuyu Bilge Nean’a açýklamayý da kabul etmedi. Açýklama için Mavi Göl manzaralý dubleks bir maðara, bir yat, yüz bin dolar da para istedi.

Bilge Nean çok üzüldü. Þimdi hasta maðarasýnda yatýyor. Sarýþýn Neaniye’yi çok severdi. “Bana böyle davranmamalýydý,” diyor.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean.

- Çaðýný Aþan radyoda yeni bir istasyon buldu. Artýk Sarýþýn Neaniye’nin kaprislerine katlanmak zorunda deðiliz.
- Cyrolar, ikinci bir istasyon mu kurmuþlar?

- Yok öyle deðil, Yirmiliklerin istasyonu. Frekansý bizimkine çok yakýn, yayýnlar karýþýyor.
Yine de açýk oturum adlý bir program dinledik. Büyük bir maðarada toplanýp, hepsini ilgilendiren konularda oylama yapýyorlar. Buna da, “Demokrasi,” diyorlar. Söylediklerine göre demokrasi, insanlýðýn bulduðu en iyi yönetim biçimiymiþ.
- Demokrasiyi bilmem. Ama biz burada kararlarýmýzý çoðunlukla alýrýz.
Neanlara haber verin. Akþam Büyük Maðara Plaza’da, bizimkine de bir ad bulalým.

Sürecek

Aralýk 2002, Ýstanbul
Ertuðrul Asým Öztürk

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ..
Gönderen: Nihan Çalýþkan / , Türkiye
27 Ekim 2010
ouvv..

:: Çok iyiydi be! :)
Gönderen: Levent Ölçer / , Türkiye
9 Mart 2010
Ertuðrul Bey elinize saðlýk. Keyifle okudum. Ýlaç gibi geldi.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Neanlar (2)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Elsa…
Yaratýcýlarýn Ýzinde (1)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýz Býrakmak… [Deneme]
Ýz Býrakmamak… [Deneme]
Ýz Sürmek… [Deneme]
Dönüm Noktalarý… [Deneme]
Merhaba Yeni Yýl [Deneme]
Kentler… [Eleþtiri]
Farklý Bir Gün… [Eleþtiri]
Yaþasýn, Eyvah Yaðmur Yaðýyor… [Eleþtiri]


E. Asým Öztürk kimdir?

Dünya benim için dönmüyor. Güneþ benim için doðmuyor. Dünya, dönmesi gerektiði için dönüyor. Güneþ, doðmasý gerektiði için doðuyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Edebiyattan müziðe, resimden karikatüre, sayýlarý çok fazla.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © E. Asým Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.