Ýnsanlar yalnýzca yaþamýn amacýnýn mutluluk olmadýðýný düþünmeye baþlayýnca, mutluluða ulaþabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Bu tip olaylarda hemen harekete geçip en düþünülmeyecek haylazlýklarý akýl edip uygulayan bir grup vardý okulda. O sene artýk þaka oyuncaklarý gizemini yitirmiþ, ders ve sýnav kaynatabilmek için yeni yöntemler düþünmek ve uygulamak þart olmuþtu. Kopya çekmek ile ilgili bilinen tüm yöntemler deþifre olmuþ ve üstelik devamsýzlýk sýnýrlarý kalma noktasýna kadar uzanmýþtý bazý arkadaþlarýn. Grup önümüzdeki günlerde neler yapýlabilir diye kafa patlatmaya baþlamýþtý ki bir banka þubesine konulan bomba haberi Hýzýr gibi imdatlarýna yetiþti. Semtimizdeki bankanýn seri bir þekilde boþaltýldýðýný seyrederken birinin aklýnda bir þimþek çaktý ve "Buldum!!!" dedi çýðlýk çýðlýða. Hepimiz dönüp baktýk ama sadece yüzünde muzip bir ifadeyle sýrýtmakla yetindi… Ertesi hafta hemen her sýnýfýn ayný gün 2 þer yazýlý birkaç tane de sözlü atlatacaðý günler kapýya dayanmýþtý. Mevcudun çoðu gruplar halinde ders çalýþýyor, sabahlayanlar, ezberleyemedim diye aðlaþanlar ve bir de hala kopyadan medet umanlarla doluydu ortalýk. Bir kýsým kayýt ise babasýnýn gölgesinde geçeceði hesabýna takýlmýþ, umursamaz bir eda ile takýlmaktaydý okula. Haftanýn ilk günü oflaya puflaya girdik okuldan içeri. “Bir an önce geçse þu hafta” diye dualar edip okul bahçesinde volta atarken törene davet etti müdürümüz ve töreni takip eden dakikalarda sýnýflarýmýza girdik çaresizce. Öðretmen sýnýfa girip sýnav düzeni almamýzý istedikten yaklaþýk 5 dakika sonra koridorda bir gürültü olduðunu fark ettik ve birkaç dakika sonra sýnýf kapýmýz güm güm çalýnmaya baþladý. Öðretmen “Ne oluyor?” dercesine kapýya bakarken kapý açýldý ve nöbetçi öðrenci koþarak öðretmenin kulaðýna bir þeyler fýsýldadý. Öðretmenin suratý bembeyaz oldu ve derhal ayaða kalkýp yüksek ses ile “ Þimdi hemen hepiniz sýra olup koþmadan ama hýzlýca okul dýþýna çýkýyorsunuz!” dedi. ??? Þaþkýnlýk içerisinde sýnav kaðýtlarýmýza veda edip karman çorman bir sýra olarak okuldan dýþarý çýktýk. Bahçede polis ekiplerini görünce tedirgin olduk ve ne olduðunu tartýþýrken bir haber çýð gibi büyüyerek yayýldý öðrenciler arasýnda “Okula bomba konmuþ!” Kimi aðlamaya, kimi hýzla uzaklaþmaya baþlamýþ, kimi ise taþ kesilmiþ kýpýrdamadan duruyordu olduðu yerde. Okulun tatil edildiði ilan edildi bir süre sonra. Polis ekipleri tüm okulu her noktasýna varana kadar aradýlar o gün. Yaklaþýk 3 saat sonra da “Asýlsýz ihbar” diyerek ayrýldýlar okulun çevresinden. Okulun az ilersindeki pastanede akþama kadar eðlenip akþam olunca daðýldýk evlerimize. Haftanýn ilk günü 2 sýnav ve bir sözlü iptal olarak geçmiþ, keyfimiz feci halde yerine gelmiþti. Ertesi gün öðretmenler de tedirgin ve þaþkýn geldiler derslere. Ne sözlü ne de yazýlý için hazýrlýk yapýlabilmiþ olduðundan dersler sohbet ve bomba meselesini konuþarak geçti gitti. Bir iki gün içinde her þey normal seyrine dönmüþ, ilgimizi gene ders ve sýnavlara yöneltmeyi baþarabilmiþtik nihayet. Yoðun sýnav maratonunu koþmaya baþlamýþtýk yeniden. Fakat her nasýl olduysa o hafta ve sonraki haftalarda en az 6-7 defa daha bomba ihbarý yapýldý ve bizler okulu defalarca terk etmek zorunda býrakýldýk. Önceleri keyifli gelen bu sýnav asma muhabbeti bir süre sonra eziyet halini almaya baþlamýþtý bizler için de. Çalýþmak ile çalýþmamak arasýnda kalmýþ, nasýl olsa olur bir ihbar daha rehavetine kapýlmýþ, ayný gün 2 tane olacak diye korktuðumuz sýnavlar ertelene ertelene günde 4’e kadar çýkmýþtý artýk. Aileler tedirgin ve endiþeli, bu iþte öðrencilerin parmaðý olduðu söylentisini duyan öðretmenler ise býkkýn ve öfkeliydi. Resmen biri bizi bir sahneye piyon ediyor ve “Ya gerçek ise” endiþesiyle palavra olduðunu bile bile düzenin parçasý olmaya devam ediyorduk çaresiz. En sonunda Müdür Bey; bundan sonra herhangi bir ihbar durumunda kýlýný bile kýpýrdatmayacaðýný, bu durumda okulu terk etmek isteyenlerin istedikleri gibi davranabileceðini fakat sýnava girmemiþ sayýlacaklarýný ifade etti ve komedi sona erdi. Görüyorum ki asýlsýz ihbarlar ile sistemi oyalayýp otoriteyi nasýl yerle bir edeceðini fark eden o nesil þimdi büyüdü maalesef… Üstelik büyürken beyni ilerlemeye kanalize olup, kendini ilim, bilim ile geliþtireceðine hukuk ve Demokrasinin açýklarýný tespit edip bunlarý kullanmayý ilke edinerek palazlandý ve ne yazýk ki þimdi usulsüzlüðü usul edinen bir duruþ ile otorite haline geldi. Çok acý. Sonuç ise; Halk þaþkýn. Taþ kesilmiþ halde. Ýdareciler sahnede figüran… Otorite boþaltýn binayý diyor, boþaltýyorlar. Kurallar ise yerle bir… Tek kural korku... Otorite ise býyýk altýndan sýrýtýp inkar ve dolan ile gemisini yürütmekte… Müdür Bey ne zaman Yeter diyecek merak ediyorum…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Simten K. Ataç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |