..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Nazmi Metin




6 Þubat 2010
Meþe Kokusu  
Nazmi Metin
Bir çocuðun duyduðu aðaç sevgisini ve koruma mücadelesini anlatan satýrlar


:BBEI:
                    

Sabahlarý babamýn seslenmesiyle uyandýðýmda ilk yaptýðým þey, uykunun sýcacýk koynundan çýkma çabasý göstererek, odamýn penceresinden dýþarýdaki günün ürkek aydýnlýðýna bakmak olurdu. Gördüðüm ürkütücü alacakaranlýk, yataðýmýn tatlý sýcaklýðýyla birleþerek çocuk bedenimi yatakta kalmaya zorlardý.
Dýþarýya çýkmak ile yataðýmýn güvenli sýcaklýðýna dönmek arasýnda bocalarken, günün o anýný hatýrlardým. Benim için unutulmazlardan olan o anlarda Bakacak Tepe’nin doruklarýndan yayýlan sabahýn ilk ýþýklarý, meþe yeþilinden havalanmýþ çið kokardý. Kara inekle Sarý ineðin çektiði ve çift çubuk aletlerin bulunduðu arabayý uyuþuk adýmlarla izleyen eþeðimin sýrtýnda ova yoluna çýkarken, uyku mahmurluðundan beni çekip alan o koku olurdu.
Tarlaya varana kadar bakýþlarým sürekli Bakacak Tepe’nin iki yanýnda uzanan sýrtlarda gezinirdi. Sýrtlarý kaplayan karaçalý ve ardýç öbeklerini ürkütücü karanlýk suretlere dönüþtüren alacakaranlýðýn, meþe ve diþbudak aðaçlarýyla kaplý ormanýn sisli derinliklerine çekiliþini izlerdim. Ufkun ýþýðý o çekilmeyi hýzlandýrýrken, ayaklarýmýn topuk kýsýmlarýyla eþeðimin karýn bölgesine vurarak týrýsa kalkmasý için uyarýrdým. Bir an önce, ova yolunun Darýdere sýrtý bölümüne vararak, ormanýn fýsýltýsýný duymak için acele ederdim.
Babamý bir hayli gerilerde býrakarak Darýdere sýrtýna ulaþtýðýmda; Ergene ýrmaðýndan yükselerek derenin sisinden süzülen ve Pýnardere yolu ayrýmýnda ormanýn serin ýslaklýðýyla buluþan söðüt esintisinin fýsýltýlarý yankýladýðýný duyardým. O an tüm kokular ve renkler yerlerini meþe kokusuna ve rengine býrakýr; babamýn, kulaklarýmda patlayan öfkeli sesiyle çýkabildiðim bir düþ alemine sürüklenirdim. Ellerimin kanlý sýyrýklar içinde kaldýðýný görür ve düþ aleminde var olduðum sürece yaptýklarýmýn ayrýmýna, ellerimin acý verici sýzýsýyla varýrdým. Günboyu varlýðýný hissettiren sýzýlarý, akþam üzerleri eve dönüþ sýrasýnda gördüðüm fazlalýklarý budanmýþ; karaçalý öbeklerinden arýndýrýlmýþ meþe fidanlarý unuttururdu. Mutluluk gözyaþlarý yanaklarýmda süzülürken, parmaklarým arasýndaki çakýyý sýkýca kavrardým.
Köy kýþlarý, kar kokusu ile köylere özgü koku yoðunluðundan belirli belirsiz ayrýlarak varlýðýný duyumsatan yanýk meþe kokardý. Yaðmur mevsimlerinde yanýk meþe kokusuna, evlerin bahçelerinde bir köþeye istiflenmiþ yakacak odun öbeklerinden yükselen ölü meþe kokusu karýþýrdý.
Yazlarý ise, köyün yukarý kýsýmlarýný kaplayan bodur meþe örtüsüyle; Bakacak Tepe’nin iki yanýnda uzayýp giden sýrtlarýn eteklerini süsleyen meþe ormanlarýndan dalga dalga yayýlarak köyün havasýna yerleþen ve yaz boyu kalan taze meþe kokusu varlýðýný hissettirirdi.

Ekþi hamur, gazyaðý, hayvan boku, yanýk meþe ve yaðmur sularýna býrakýlmýþ hela kokularý arasýnda meþe kokusunun ayrýmýna vardýðýmda yedi yaþýmdaydým.
     Bahçemizin bir köþesinde kurumaya býrakýlan kýþlýk odun yýðýný arasýnda meþe aðacý çokluðunu görüp, ölü meþe kokusunu algýladýðýmdaysa okula yeni baþlamýþtým. Bu yüzden o gün babama duyduðum öfke onun ölümüne dek sürecek bir çatýþmanýn çýkýþ noktasýný oluþturmuþtu.
Duyduðum öfkeyi yatýþtýrmak için önceleri yapabildiðim aðlamak olurdu. Gündüzleri burun deliklerimi dolduran ölü meþe kokusu, akþamlarý uyumaya çekildiðimde gözyaþýna dönüþerek, yanan orman kabuslarý görmeme yol açardý.
Kýþýn peçkada yanan meþelerin yaydýðý sesleri duymamak için, sobasýz odada yatmayý yeðlerdim. Benim için korkunç birer çýðlýk olan o sesler, uykularýma Ninemin korkunç masal kahramanlarýný taþýrdý.
Anamýn, “Soðuktan puntaya karacaan...” ya da “cinlere, perilere karýþacaan!” uyarýsýyla oluþan korkum, meþelerin çýðlýklarý yanýnda etkisiz kalýrdý.

Ekim ayýnýn geliþi, acý çekerek gözyaþý döktüðüm günlerin baþlangýcý olurdu. Babam ekim ayý günlerini, akþam alacasýnýn çöktüðü saatlerde meþeleri yakacak oduna dönüþtürmekle geçirirdi çünkü. O saatlerin baþlangýcýnda benim kulaklarýmý sýkýca kapatmýþ bir halde aðladýðýmý görünce, öfkeyle soluyarak; “Kýz gibi aðlacaana odunlarý arabaya yüklesene imansýz!” diye homurdanýrdý. Kocaman elin enseme güçlü bir darbeyle inerek, dil kökümü acýtma uyarýsý olan o homurtunun etkisiyle isteðini yerine getirirdim.
     Anama, “Yakacak odun için, babam neden hep meþeleri kesiyor?” diye sorma çabalarým, sorumun karþýlýðýný farklý bir tepki çeþidiyle alabileceðim korkusuyla sonuçsuz kalýrdý. Her gördüðünü soruya dönüþtüren çocuk olmanýn tehlikeleri konusunda kýsa zamanda çok þey öðrenmiþtim. Babamýn ayak týrnaðýndan kaþlarýna kadar sergilediði görüntü, büyük, iri özelliklere sahip olduðu için, soru sorma konusunda oldukça uyarýcýydý. Gülümsemeyi kemikli yüzünün sert çizgileri arasýnda çok nadirde olsa gördüðüm anlarda, bulunduðum soru sorma giriþimlerim, “Aylak kaldýn galbaa?..” homurtusuna toslardý.
     Anamýn sorularýma verdiði karþýlýklarsa her zaman, anlattýðý masallardan yaptýðý alýntýlardan oluþurdu. Sýr verir gibi gizemli bir sesle; “insanlarý yedenlerin cinler, periler olduðunu” fýsýldardý. Bu da beni korkudan öldürürken, sormam gereken sorulara yenilerini eklerdi.
     Okul öðretmenlerimse, Ali öðretmenle, Ahmet öðretmen soru soran çocuklarý sevmediklerini, kýzýlcýk sopasýný ders saatlerinde ellerinden düþürmeyerek gösterirlerdi.
Ahmet öðretmenin yerine okulumuza gelen Canan öðretmenin elinde kýzýlcýk sopasýný görmediðimde, sorularýma karþýlýklar alabileceðim birini bulduðumu düþünmüþtüm.
Sekiz yaþýmdaydým ve Canan öðretmenin o kiþi olduðunu birkaç gün içinde anlamamý saðlayan, yüz renklerinden havalanan gülümsemelerinin yürekten sevgisini fýsýldadýðýný farketmiþ olmamdý.
Bakýþlarýný ýþýða boðan gülümsemesinin yüreklendirmesiyle de olsa, yine de ürkekçe yanýna sokularak ona sormuþtum:
“Babam, kýþýn yakmak için neden meþeleri kesiyor örtmenim?”
Yüzündeki gülümsemenin þaþkýnlýk ifadesiyle gölgelendiðini görünce, gövdemin korku dalgasýyla sarsýldýðýný hissetmiþtim. Tokadýndan korunma içgüdüsüyle elimi kaldýrýrken o, duyduðum korkuyu gövdemden çekip almak istercesine yanaðýma dokunmuþ; karakýþ günü penceresine yaþama içgüdüsüyle konmuþ bir serçeye fýsýldar gibi konuþmuþtu:
“Bu bir doða yasasýdýr Küçüðüm… Babanýn hayatta kalma içgüdüleri kýþ günlerinde ýsýnmak için onu aðaç kesmeye yönlendirir. “
“!....”
“Aslýnda ýsýnmak için yeraltýndan çýkarýlan ve yakacak olarak kullanýlan kömür madeni var ama, baban yoksul olduðu için bunu satýn alamýyor ve meþeleri kesmek zorunda kalýyor.”
“Neden meþe?..”
Bir an durup düþünmüþ ve ayný fýsýltýyla:
“Daha uzun süre ýsý verdiði için” demiþti.
Ertesi gün akþamüzeri Canan öðretmeni evimizde babamla konuþurken görünce þaþýrmýþtým. Yüreðime coþku veren gülümsemesini yüzünde görünce sevinç duyarak hoþlamýþ ve elini öpmüþtüm. O da sevgi yelleri savuran sesiyle, “Gel bakalým küçük ev arkadaþým!..” diye seslenerek baþýmý okþamýþ ve beni yanýna oturtmuþtu.
O geceden itibaren bütün gecelerimi Canan öðretmenimin okul lojmanýndaki odasýnda geçirmeye baþlamýþtým. Öðretmenim geceleri yalnýz kalmaktan çekindiðinden ona arkadaþlýk edecektim.
Canan öðretmenin ev arkadaþý olarak beni seçmesinin verdiði mutlulukla ilk gecemi, öðretmenimin belli belirsiz nefes alýp veriþlerini ve uykusunda tedirgin mýrýldanmalarýný kaygýyla dinleyerek geçirmiþtim.
Bir akþam Ýnce Memed’i anlatmýþtý bana.
Anlatýmý süresince, beni her zaman büyüleyen sesi kulaklarýmda, bir anda Ýnce Memed’leþerek köyümün düzlüklerini, yamaçlarýný, çataklarýný, sýrtlarýný karýþ karýþ gezmiþ, meþeleri kurtaracak kömür damarlarýný aramýþtým.
     Öðretmenimin anlatýmýný dinlerken düþsel yoldan yaptýðýmý, o gün okul çýkýþý gerçekten yapmaya karar vermiþtim. Anama görünmemeye çalýþarak kazma ellerimin arasýnda, evimizin yukarýlarýndaki bodur meþeliklere doðru yürümüþtüm. Kömürü gerçekten arayýp bulacak, hem köyün Ýnce Memed’i olurken, hem de meþeleri kurtaracaktým.
Akþam karanlýðýnýn çöktüðünü fark ettiðimde, kömür damarý yerine yosun kaplý taþlar bulabilmiþtim. Ýkinci arayýþýmda da bulduklarým aynýydý. Ama bu kez topraktan kuru kökler çýkarmýþtým. Okuldan çýkar çýkmaz soluðu meþeliklerde alýyor; tere bata çýka topraktan çýkardýðým kurumuþ aðaç köklerini el arabasýyla eve taþýyordum.
     Kömür damarlarýný bulup köyün Ýnce Mehmet’i olamamýþtým ama, yakacak kökleri bularak meþeleri kurtarmýþtým.
     Oysa, meþeler gerçekten kurtulmuþ muydu?





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tarla Dönüþü

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gelenler Gölgesizdiler

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Paylaþmaya Dair [Þiir]
Ýsyan Gidiþlerim Yok Artýk [Þiir]
Çocuk Tadýnda Düþ Kurabilmeli Þair [Þiir]
Ülkemde Hayat [Þiir]
Beyin ve Yürektik [Þiir]
Halk Ýçin, Emek Ýçin [Þiir]
Neydi? [Þiir]
Çocuk Tadýn Düþ Kurabilmeli Þair [Þiir]
Yürüyüþümün Baþkaldýran Yaný [Þiir]
Uyansana [Þiir]


Nazmi Metin kimdir?

Bir edebiyat adamýnýn anlatýmý toplumsallýktan beslenmelidir. . Yazma duruþumu besleyen toplumsal duyalýlýðýmdýr

Etkilendiði Yazarlar:
Edebiyata evrensellik yükleyen bütün yazýn adamlarý


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nazmi Metin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.