Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Filmlerde ana mesaj kadar onun etrafýndaki açýlýmlarýnda iyi temellendirilmesi gerekir. Bu temel iyi bir konu kadar, konun iþleyiþ tarzý ile alakalýdýr. Karakterlere göre oyuncularýn seçimi, yan karakterlerle uyumlu oluþu senaryoya güç katacaktýr. Yan karakterlerin merkezdeki olgu ile iletiþimin tutarlý olmasý gözden kaçmamasý, dikkat edilmesi gereken bir konudur… Bütün bunlarý “Bir Ege Geyiði” sloganýyla Oscar adayý seçilen, Adana Film Festivalinde jüri özel ödülü ile Halk jürisi özel ödülüne ayný anda alan ve ne iyi erkek oyuncu ödülünü alan, bütün oyuncularýn Muðlalýlardan oluþan Yüksel Aksu’nun yönetmenliðini yaptýðý ve senaryosunu hazýrladýðý “Dondurmam Gaymak” filmi için söyledim. Seyredenler ve seyretmeyenler için filmi kýsaca hatýrlatalým: Küreselleþen dünya ekonomisi karþýsýnda çaresizce çýrpýnan küçük esnafýn, eski tarz teknikle üretim yapýp, satan bir dondurmacýnýn traji-komik hikayesini anlatan bir film. Yýl 1995. Ege’nin küçük bir kýyý kasabasýnda babadan kalma mesleði doldurmacýlýkla geçinen Ali Usta, büyük dondurma firmalarýnýn karþýsýnda durabilmek için banka kredisiyle küçük bir motosiklet alýr. Bu motoru dondurma satmaya uygun bir þekilde römork ve benzeri aksesuarlarla donatýr. Yakýn çevresi bu durumu alaycý ve sitemkar bir tavýr ile karþýlar. Satýþ yapmak için yola koyulduðu bir gün, Ali Usta’nýn motoru ve dondurma yüklü römorku çalýnýr. Deliye dönen Ali Usta, olayý büyük dondurma þirketlerinin kendisine karþý bir planý olarak algýlar. Oysa hýrsýzlar, dondurmalarý afiyetle yiyen bir çocuk çetesinden ibarettir. Amatör oyuncularla idealý bir yapým olan Dondurmam Gaymak, yapaylýktan uzak, þivesiyle, yaþam tarzýyla, iliþkileriyle karþýmýza çýkýyor. Film, bizim insanýmýz, bizim imamýmýz, bizim taþramýz, bizim komünistimiz, bizim çocuklarýmýz ve bizim camimizle film renklilik içermekte. Yüksel Aksu bir röportajýnda, sloganlarýndan birinin “ herkes sinema yapabilir, ikincisi herkes oyuncu olabilir. Herkes kültür ve sanatla uðraþabilir”… “Türkiye ve dünyada þiiri sadece yazar, þarkýyý sadece þarkýcýlar söyler, oyunu sadece oyuncular oynar. Fýkrayý sadece fýkra uzmanlarý anlatýr. Siyaseti sadece stratejistler ya da bir takým enstitülere baðlý bacak kadar çocuklar konuþuyor. Yani hayatta insanlar iþi ve uzmanlýðý dýþýnda hiçbir þey yapamaz ve konuþamaz gibi bir genel algý var. Hedeflerimizden biri bunu kýrmaktý.” Diyor. Bu anlayýþla olsa gerek filminde tanýdýk, ünlü oyuncu ve manken kullanmamýþ. Belediye ve cami hoparlörlerinden, yerel televizyonlardan anonslarla filmin çekileceði duyurulmuþ. Filmde ünlüler, starlar, mankenler olmadýðý için büyük sermayeden sponsor bulunamamýþ… kýsaca film imece usulüyle birçok zorluklarla çekilmiþ. Filmin senaryosu basit olduðu kadar, daðýnýk. Merkeze birçok konu alýnmýþ. Ve bu yan temalarýn konuyla baðlantýsýný bulmakta güçleþiyor. Örneðin: camide imamýn çocuklara Kur’an ve dini bilgileri öðretmesi. Gusül abdestin neden alýnmasý gerektiði konusu. Ýki çocuðun platonik aþký, Ýki kardeþin kavgasý, sahilde iki satýcýnýn varlýðý, karakolda Ali Usta’nýn Yýlmaz Güney’den bahsetmesi gibi olaylarýn filmin büyük sermayelere karþý yerel bir kanala reklam vererek mücadele veren Ali Usta’nýn mücadelesi ile baðlantý kurmak zor. Hele açýktan veya dolaylý olarak bir komünist partinin afiþini ve ismini vererek reklam yapýlmasý filmin yanlý ve seyirciye ideolojik adresler sunan kareler sunulmasý nasýl yorumlanýr bilemiyorum. Her ne kadar komünist söylem çilingir sofrasýnda olmasý, ezan sesine komünist gencin verdiði tepki, halk tarafýndan hoþnutsuzlukla karþýlansa da belli bir parti adý verilmeseydi daha iyi olurdu. Geliþme sadece ideolojik bir slogan olarak kalýrdý. Filmin vermek istediði mesajý ilk dakikalarda anlamak zor. Ancak filmin ne demek istediðini anlamak için hayli beklemek gerekiyor. Bu yönüyle senaryosunun saðlam olmadýðý izlenimi veriyor. Film ilerledikçe senaryonun kopukluðu ve eksikleri gün yüzüne çýkýyor. Hele Ali Usta’nýn köylere dondurma satmak için köy köy dolaþmasý, onu takip eden bisiklet çetesinin takibi çok uzatýlmýþ. Olayýn uzun sürmesi seyirciyi bunaltýyor. Ne zaman bu sahne bitecek izlenimi veriyor. Ayrýca Ali Usta’nýn motosikleti çalýndýktan sonraki agresif davranýþlarý gereksiz sahnelerle uzatýlmýþ, ayný tepkilerin sürekli tekrarý arka arkaya gelmesi filmin usandýran sahneleri. Film dine karþý ironi yaklaþýmý periyodik olarak karþýmýza çýkýyor. Ali Ustanýn motosikletinin çalýnmasýndan sonra baþýna gelen belanýn temiz olmayýþýna baðlayarak akarsuda yýkanmasý, cami imamýn gusül abdestin neden alýnmasý gerektiði ve çocuklarýn muzipçe sorular ve gülüþleri dine ironi yaklaþýmlarýn örneklerinden birkaçý. Tabii bütün bunlar bize Aziz Nesini hatýrlattýrýyor. Film birçok þeyi eleþtirme çabasý içinde girmiþ adeta. Bunlardan biri de televizyon ve onun gücünü merçek altýna almasýdýr. Ali Usta, diðer büyük markalar karþýsýnda bu kadar az satýþ yapmasýnýn tek nedeni olarak medyayý ve reklamlarý sorumlu tutuyor. O’na göre, eðer o da biraz reklam yaparsa ve medyayý kullanmayý baþarýrsa, daha çok satýþ yapacaktýr. Onun için Ali Usta’da reklamýn gücünü kullanmak için yerel kanalla reklam veriyor. Tabii eleþtiri mantýðý gereði Ali Usta büyük markalarý yaptýðý iþte dürüst olmamakla suçluyor. Reklamýn tüketiciyi yönlendirme konusundaki gücünü kimse inkar edemez. Reklam kapitalist kültürün ürünü olsa da günümüz dünyasý reklamsýz da olamaz. Önemli olan tüketicinin doðru kanalize edilmesidir. Kýsaca Dondurmam Gaymak, sinemasal açýdan çok kaliteli ve baþarýlý olduðunu söylemek zor. Diyaloglar ve iþitsel yapýsý görselliðe göre aðýr bassa da içten bir anlatýmý var. Sonuçta küçük paralarla büyük iþler yapmak zor. Yine de dondurmanýn tadý adýndan deðil, malzemesinden anlaþýlýr. Künye: Yönetmen: Yüksel Aksu Senaryo: Yüksel Aksu Oyuncular: Turan Özdemir, Gülnihal Demir, Ýsmetcan Suda, Ulaþ Sarýbaþ, Altuð Sarýbaþ Filmin Türü: Komedi, Drama Yapým yýlý: 2006 Filmin Süresi: 113 dakika Osman Tatlý osmantatli@gmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © osman tatlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |