Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
HAZÝNE Pazartesi günleri –nedense- insan biraz gergin oluyor. Pazar günkü rehaveti hâlâ atlatamamýþ olarak iþe baþlýyor. Bu gün (Pazartesi) ben de öyleyimdir… Dün (Pazar günü) bütün gün evdeydim. Hiç bir yere çýkmadým. Hiçbir iftar programý davetiyesini kabul etmedim, hiç kimseyi de iftara davet etmedim. Geç saatlere kadar yatarým, diye düþündüm ama fazla yatmadým da. Hatta diðer günlerden daha erken kalktým. Kitaplarýmýn arasýnda, Peyami Safa’nýn Server Bedi müstearý ile yazdýðý "Selma ve Gölgesi” adlý romaný iliþti gözüme. "Selma ve Gölgesi" yazarýn en iyi romanlarýndan olduðu söylenilir. Ýçerdiði psikolojik tahliller, femme fatal kadýn tipi ve muhafazakâr motifleriyle üzerinde durulmasý gereken bir esermiþ. Kitabý bitirmeden býrakmadým. Kalktýðýmda her yerimin tutulduðunu, kütük gibi olduðumu gördüm. Önce abdest alýp öðlen namazýmý kýldým. Sonra de çeþitli eksersizler… Baktým olmuyor Tülüðe çýktým. “Tülük” dediðim bizim orada/Orduzu Kaldýrým’da tarihi bir tepinin ismi. O civarýn en yüksek tepesidir Tülük. Çok eski zamanlarda, Malatya þehrinin, bu günkü Battalgazi/Eskimalatya’da olduðu dönemde, -kimin dönemi olduðunu bilmiyorum ama bizim köyün bilge yaþlýsý Bekiosmen’in (Bekir Türkmen’in) söylediðine göre Battalgazi dönemimde- o Tülük bir gözlü kulesi olarak kullanýlýyormuþ. Malatya’ya hâkim bir tepe. Oldukça da yüksek… Biz çocukken ona “Gavûr Daðý” diyorduk. Neden Gavûr Daðý, bilmiyorum. Her ne ise ben þimdi tarihini burada anlatacak deðilim o tepenin… Tülüðe çýktým, spor olsun diye çýktým. Orucum, yalnýzým, demeden çýktým. Tam tepeye vardýðýmda kan-ter içinde kalmýþtým. Ama öylesine rahatlamýþtým ki… Tepenin en uç noktasýndaki yapý, tüm erozyonlara raðmen -tamamen yýkýlmamýþ- duruyordu. Aslýnda çok þey hissettim orada ama kuþbakýþý Malatya’yý seyrederken geçmiþle þimdiki dönem arasýnda hissettiðim duygularýmý anlatmayacaðým burada. Tepede en çok dikkatimi çeken þey; define avcýlarýnýn kazdýðý yerler oldu. Delik deþik etmiþler tepeyi. Kazmadýklarý yer býrakmamýþlar… Hâkim bir noktada oturdum baktým Eskimalatya tarafýna doðru. Bir ara, gördüðüm minareleri saymaya kalkýþtým. Sanýrým 20- 30 tane minare saydým. Ama niye minareleri saydým ki… Güneþ de öyle bir güzel ýsýtýyordu ki..yorgunluðun verdiði rehavetle gözlerime tatlý bir uyku musallat oldu. Yalnýz baþýnayým, ne olur ne olmaz, demeden vurdum kafayý yattým geliþigüzel… Defineciler ne kurnaz adamýþ, diyerek düþündüm. Kolay yoldan servet edinmek, zengin olmak ha… Definelerce yeni kazýlan bir yere doðru gittim. Taze topraðý þöyle bi karýþtýrdým ellerimle. Aa.. O da ne? Bir altýn. Ýnan ki altýn!...Demek benden önce buradan altýn çýkartýlmýþ. Kim bilir bunu da görmeden düþürmüþler. Acaba baþka bulamaz mýyým, diyerek aramaya, topraðý karýþtýrmaya devam ettim. Ama baþka, bir tanesinden baþka bulamadým. Olsun, taþ attým da kolum mu yoruldu, düþüncesiyle altýnýmý cebime koydum, nefesi çarþýda, bir kuyumcuda aldým… Sanýrým epey para tutmuþtu bozdurduðumda. Þimdi bu parayý nasýl harcamalýydým? Kesinlikle bu bir imtihan… Allah, beni bununla imtihan etmek için bu altýný bana verdi… Öyle ise, bu imtihaný burada kaybetmemeliydim. Bunu iyi bir yerde deðerlendirmeliyim… Önce, bu paralarla bir yemek vermeyi düþündüm. Þöyle þatafatlý bir iftar yemeði… Malatya’nýn en lüks düðün salonlarýndan birinde… Her kesimden insan çaðýrmalýydým. Sonra vazgeçtim, çünkü bunu herkes yapýyordu, hem de tadýný kaçýrarak yapýyorlardý bu hayrý(!) Yoksa bu parayla hanýma bir inek mi alayým ha, ne dersiniz? Hani her gün söylüyor ya… “Bana bir inek almadýn, bu çocuklara ne yedireceðim?” Hýh!.. Ýnek de almam. Bu paralarý daha iyi bir yerde deðerlendirmeliyim. Ýyisi mi komþumun –yeni yaptýðý evinin üstünü kapatamayan- komþumun evinin yapýmýnda yardýmcý olayým, dedim ve nefesi komþuda aldým. Paralarýn hepsini eline sýkýþtýrdým. Ancak çok az bir miktarýný geri istedim. Önce vermek istemedi, ne yapacaksýn, diye ýsrarla sormasý üzerine; “Vallah yalan yok, iç çamaþýrlarým yýrtýk da.. Kendime de biraz iç çamaþýr almak için istedim” deyince –acýdý-verdi. Yani az önce eline sýkýþtýrdýðým paralardan sadece çok az bir kýsmýný tekrar istemek öylesine zor oldu ki benim için... Verdi ama… Verdi mi vermedi mi? Tam da böyle sorgularken; uyanmaz mýyým? Tüh be, keþke de komþumun evini yaptýrmýþ olsaydým…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þevket Baþýbüyük, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |