II. Dünya savaþý’nýn akabinde, Batý ve Doðu blokunun karþýlýklý göz kýrpýþmasý ile þekillenen Ortadoðu coðrafyasý 1979’lere dek ne olduðunu ve ne için var olduðunu anlayamadan geldi.

1979’a gelininceye dek, Arap milliyetçiliði’nin dýþa yansýmasý, özellikle Irak’ta kendisini Baas ideolojisi etrafýnda toplayabilmiþti.

Özellikle Saddam’ýn katý diktatörlüðü ve kuru milliyetçiliði, yönetimini bir ölçüde iktidarda tutabiliyor ve onu diðer Arap liderlerinden farklý kýlýyordu. Fakat Ýran Ýslam devrimiyle deyim yerinde ise, Batýnýn bölgeye özenle yerleþtirdiði pandoranýn kutusu, onlar istemese de açýldý.

Nitekim: Ýslam Devriminden sonra Ýmam Humeyni, “Bölge yeniden kendi dinamikleri ve aktörleri eliyle þekilleninceye kadar istikrar bozulmuþtur. Hiçbir þey eskisi gibi olmayacak, büyük ve çalkantýlý bir döneme giriyoruz” diyerek bölge liderleri için ileride ciddi buhranlarýn olacaðýný ve kýrýlmalarýn yaþanacaðýný mý söylemek istiyordu?

Sözün bütünsel içeriðine varmak için daha çok erken. Ancak bölgede 1979’dan bu güne dek o kadar ciddi olaylar geliþti ki.

Afganistan-S.S.C.B Savaþý
Ýran-Irak Savaþý
Irak-Kuveyt Savaþý
Hizbullah’ýn sahneye çýkýþý
Lübnan/Hizbullah -Ýsrail savaþlarý
Filistin serüveni ve Hamas‘ýn þekillenmesi
Rusya(S.S.C.B)’nin daðýlýþý!?
Tek dünya Paradigma dayatmasýnýn iflasý
Ve Ortadoðu’nun yeniden kendisi olmak ýsrarý

Ýmam’ýn sözü Ortadoðu’da nasýl algýlandý?

Sözün mahiyetine, Batý hayraný ve desteði ile þaþa’alý iktidarlarýnýn verdiði sarhoþluðunda etkisi ile özellikle Arap liderleri, bölgedeki köþe taþlarý olan iktidarlarýnýn sallantý geçirmekte olduðunu göredemediler. Batý’nýn dikkatinden kaçmayan farklý bir tablo vardý.

Devrimden kýsa süre sonra 1975 Cezayir Antlaþmasý'ný Saddama yýrttýranlar, Saddam aracýlýðý ile tek taraflý olarak Ýran’a meydan okutturup savaþ tandýrýný yakmayý da ihmal etmediler. Ne hazindir ki; Saddam’ýn Irak’ý, eski dostlarý tarafýndan iþgal edilerek, kendisi idam sehpasýna gönderildiði ana dek ego’sundan sýyrýlmayarak bölgede asýl tehlikenin Ýran olduðunu söylemeden edemedi.

Ýsrail Cumuhurbaþkaný Þimon Peres’in verdiði demeçlernden birinde, ’’halklarý ve ülkelerini savunan Lübnan Hizbullahý ve Hamasý, Arap dünyasýnýn en büyük düþmanlarý’’ diye nitelemiþti. Ýsrail açýsýndan bunu anlamak hiç kuþkusuz güç deðil. Büyük Ýsrail devletinin kurulmasýnýn önündeki en büyük engellerden biride Ýran’dan sonra Hizbullah’ýn olduðunu Siyonizm’in öncülerinden baþkalarý da biliyor. Peres’den gelen bir diðer açýklama iþin mahiyetini daha net ve bir o kadar da çýplaklýðý ile ortaya koymaya yetiyordu. Þöyle diyordu."Arap liderler, özel konuþmalarýmýzda bize (Hamas'ý sona erdirin) diyor"

Geride býraktýðýmýz 2008 yýlýnýn özellikle son iki ayý kapalý kapýlar ardýnda hareketli senaryolarýn geliþtirildiði siyasi görüþmelerle geçmiþti. Nihayet geliþtirilen bu senaryolarýn bedelini þu anda Gazze’de savunmasýz Filistin halkýna ödetilerek gerçekleþtirilmesi isteniyor.

Büyük Ortadoðu (BOP) ve Büyük Ýsrail Planý’nýn engeli ve önceliðinde; Ortadoðu radikal (öz) Ýslam’dan arýnarak, yeniden edilgen hale gelmesi, Batý ve Ýsrail için olmazsa olmazý olarak hep kalacaktýr. Öz’cü Ýslam ile karþýnýn siyasi mutlakiyetçiliðin vermek istemediði tavizsizlik, zaferin sonuçta ikinin birinde tecelli etmesi zorunluluðunu da bünyesinde taþýyor.

Birkaç gün sonra ABD'de baþkanlýk koltuðuna oturmaya hazýrlanan müstakbel ABD baþkaný Obama, Ýran'ý gerçek bir tehdit olarak görmeden nasýl bir dýþ siyaset izleyebileceði, doðrusu þaþýrtýcý! Obama‘nýn ‘Ýran ile özellikle ’’Nükleer’’ sorunun diplomatik yollardan çözüme kavuþturma önceliðini seçeceðini’ dillendirmesi, ne denli inandýrýcý? Bunu da ileriki zamanda göreceðiz!

Þu anki tabloda; Gazze’de ayyuka çýkan Ýsrail cinayetine yeþil ýþýk yakan, ABD -Ýsrail ikilisi ile Nato eksenli ülkeler’in yaný sýra, Mýsýr, Ürdün, Türkiye ve Suudi Arabistan Mütefikleri Ortadoðu’da uygulamaya çalýþtýklarý planýn özellikle Siyasal Ýslam’ýn üretim merkezi olan Ýran’ý, yegane engel olarak gördükleri, kendilerince Ortadoðu’nun yeniden ’’edilgen din’’, ’’ýlýmlý Ýslam’’ merkezli þekillendirmedeki isteklerinin benimsenmemesi, engel olarak gördükleri, Ýran merkezli itiraz dinamikleri yok etmek üzere, baþta Ýran, Hizbullah ve Suriye’yi kendi siyasi planlarý ekseninde sýcak çatýþmanýn içine çekerek Özellikle Ýsrail’in stratejik varlýðýný güvenceye almak ve Batý’nýn bölgedeki maddi çýkarlarýnýn garantörlüðünü Ýsrail’e emanet etmeye çalýþmaktadýr. Böylece Büyük Savaþýn mikro boyutunu Hamas’a istemese de, ABD-Ýsrail ikilisi tarafýndan dayatýldý.

Hatýrlayalým ki; ABD ve Ýsrail’in Temmuz 2006’da Hizbullah’a dayattýðý savaþ senaryosu da bundan farklý sayýlmazdý. Resmin tamamý þekillenip mikro boyuttaki savaþ, makro’ya çýkabilir mi?

mcan@hotmail.de


12 Ocak 2009