Yaþam kýsa, sanat uzun, fýrsat aceleci, deney aldatýcýdýr. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
Þeyh Sait hakkýnda yazýlanlarýn haddi hesabý yoktur. Ancak yakalanýþ biçimi üzerine ayrýntýlý bir bilgiye de rastlamak mümkün deðildir. Mevcut bilgiler çok farklý biçimlerde anlatýlmakta, bunlarýn ortak bir yönü de yoktur. Biz burada tarihe bir çentik atmak düþüncesiyle bizzat zamanýn tanýðý ve bu olayý yaþayan bir kahraman, büyük ölçüde Amcam(Yusuf Düz)’dan derlediðim bilgileri kaleme aldým. Nakþibendi tarikatýndan olan Þeyh Sait, emperyalisler özellikle Ýngilizler’in kýþkýrtmasý, Vahdettin ve adamlarýnýn karþý bir ihtilal teþebbüslerinin etkisiyle, 13 Þubat 1925 yýlýnda Ergani ilçesinin Eðil bucaðýnýn Piran köyünde baþlatýr isyaný. Eþkiyalar, önce Genç(Bingöl) ilinin merkezi Darhani’yi ele geçirir, bir alayý geri çekilmeye mecbur ettikten ve bir süvari alayýný da pusuya düþürdükten sonra, Elazýð’yý alýrlar. Bunun üzerine asiler Diyarbakýr’a yürüyerek þehri ele geçirmek istemiþlerse de bundan bir sonuç alamazlar. Amaçlarý; baþlatýlan, Atatürk devrimlerine karþý çýkmak ve onu engellemektir. Þeyh Sait, yanýndaki adamlarý (35 civarýnda asi ) ile Varto’nun güneyindeki Carburuh(çarpuk)(Abdurrahman Paþa) köprüsünün baþýnda, 15 Nisan 1925 gününün þafaðýnda yakalanýr. Önce Varto’ya oradan da, Diyarbakýr’a götürülürler. Diyarbakýr istiklal Mahkemesinde iki ay kadar süren yargýlama sonrasýnda 29 Haziran 1925 sabahý Þeyh Said ve diðer isyancýlar idam edilir. Gericiliðin ve bölücülüðün baþý ezilir. Amcam, defalarca Þeyh Sait isyanýný bana uzun uzadýye anlatmýþtýr. Ben bunlarý kamera ile tesbit ettim.. Kendisi Þeyh Sait ve yakýnýndaki isyancýlarý yakalayan,13 kiþilik müfrezenin baþýndaki çavuþtur. 1901 Ordu/Aybastý doðumluydu, on yýl önce vefat etti. Ben ondan bana artakalan bilgileri anlatacaðým. Amcam, yüz yaþýný aþmýþtý aramýzdan ayrýldýðýnda. Ömrünün son yýllarýnda, çok kötü durumdaydý. Herhangi bir sosyal güvencesi yoktu. Hastalandýðýnda doktora gidecek beþ parasý yoktu. Elden ayaktan düþtüm, beni kimse arayýp sormuyor der, dertlenirdi. 1990’lý yýllarda. O’nun aðzýndan Fatsa Askerlik Þubesine, Amcamýn durumunu anlatan bir dilekçe yazdým. Kendisinin Þeyh Sait’i yakalayan müfrezenin çavuþu olduðunu ve Kurtuluþ Savaþýna katýlan bir kahraman olduðunu dile getirdim. Aylar sonra dilekçenin cevabý geldi. Kayýtlarda, isyanýn bastýrýlmasýnda, ona ait herhangi bir belgeyi rastlanmadýðýný belirten bir resmi bir yazýydý bu. Velhasýl amcam; hasta, bitap, yorgun, sersefil bir yaþamýn sonunda göçtü gitti. Bu günlerde Kurtuluþ savaþýyla ilgili, gazilerle ilgili yazýlarý, belgeselleri, törenleri medyada gördükçe böyle kýyýda köþede kalmýþ kahramanlar, özellikle amcam gibiler düþtü usuma., onlara niçin sahiplenilmediðini düþündüm durdum. Þimdi gelelim esas konumuza. Þeyh Sait etrafýndaki 35 – 40 kiþilik eþkýya sürüsü ile birlikte devlete baþkaldýrýr, bunun üzerine bölgede ki, jandarma ve topçu birlikleri peþine düþerler. Ýþte bu topçu birliklerinden görevli olan amcam, topçu çavuþu olarak bir müfrezenin baþýnda yer alýr. Aylarca dað taþ dolaþýr, iz sürerler. Bir gün; Þeyh Sait ve asilerin Abdurrahman Paþa köprüsünden geçeceðinin ihbarýný alýrlar. Bu köprünün baþýnda akþamdan pusuya yatarlar ve köprüyü abluka altýna alýrlar. Sabaha kadar köprünün baþýndan ayrýlmazlar. Sabah gün ýþýmadan, bir görüntü alýrlar, önde bir eþek ardýnda deve kervaný köprüye doðru ilerlemektedirler. Tam köprüye yaklaþtýklarýnda, teslim olmalarýný ikaz eder askerler, havaya birkaç ateþ açarlar. Þeyh Sait ve isyancýlar þaþýrýr ve paniðe kapýlýrlar. Bu arada Þeyh Sait’in “ Din elden gidiyor” diye birkaç defa baðýrdýðýný duyarlar. Bir iki mavzerden atýlan merminin dýþýnda bir tepki veremezler. Burada önemli sayýlacak herhangi bir çatýþma çýkmaz. Kýskývrak yakalanýr, hiçbir tepki vermeden teslim olur asiler.. Eþeðin arkasýndan gelen ilk deveye Þeyh Sait binmiþtir. Þeyh Sait uzun beyaz sakallýdýr. Bitkin, yorgun ve kilolu olduðundan deveden ancak askerlerin yardýmýyla inebilir. Askerler, isyancýlarýn ellerinde bulunan hayvanlar, silah, mühimmatý ve eþyalar kontrol altýna alýrlar. Þeyh Sait isyanýn az bilinen bir yönü de þudur: O dönemde Fransa’da Türk dostu, Edouard Herriot baþbakandýr. Paris hükümetine askerimizi güney hattýný kullanarak doðu bölgemize göndereceðimiz duyurulur.. Bu durum karþýsýnda Fransa’dan hiçbir itiraz gelmez.. Bunun dýþýnda, Türk Hükümeti Suriye ve Hatay’ý denetim altýnda tutan, Fransýz hükümetiyle gizlice anlaþýr ve bu isyaný bastýrmak için isyan bölgesine Hatay’dan asker saðlanýr. Bu askerler isyan bölgesine sevkedilir. Þunu diyebiliriz ki, Þeyh Sait Ýsyanýnýn bastýrýlmasýnda Hataylýlar’ýn çok büyük katkýsý olmuþtur. Bu durum ayný zamanda Türk Fransýz iliþkilerini iyileþtirmiþtir. Hatay’ýn Anavatana’a katýlýþýna da ortam hazýrlamýþtýr. Ayrýca, Tunceli’den oluþturulan milis güçler de bölgeye sevkedilir. Þeyh Sait isyaný böylece bastýrýlýr. Hataylýlar Atatürk devrimlerine en büyük desteði saðlamýþlardýr. Bu isyandan sonra devrimler süratle devam etmiþtir.. O günlerden bugünlere: Þeyh Sait’in oðullarýnýn, torunlarýnýn yakýnlarýnýn hangi partilerde bulunduklarý, hangi liderlerce desteklendikleri ve meclise sokulduklarý düþünülecek olursa içinde bulunduðumuz açmazlara, bizleri sürükleyenlerin de kimler olduðu da ortaya çýkacaktýr… Ýskenderun / 14 Kasým 2008 Kemal Düz Zeyl: Sayýn Mustafa Þakarcan ve Soner Bey'e yanýtýmdýr: Rahmetli amcam Yusuf Düz; bana ve tabi ki çevresine anýlarýný anlatýrken þunlarý da ifade ederdi: Þeyh Sait isyanýnda göstermiþ olduðu büyük kahramanlýktan dolayý, Komutanlarýnca kendisine bir takdir belgesi verildiðini, bu belgeyi 1939 yýlýnda meydana gelen büyük deprem neticesinde evlerinin yýkýlmasý sonucu, yýkýlan evin altýnda kaldýðýný ve bulamadýðýný belirtmiþtir. Ben Emekli Astsubayým, yýlýný tam hatýrlayamýyorum. Ancak, 1986- 1989 yýllarý arasý olmalý.. Bafra'ya(kendisi orada oturuyordu) izinliyken yapmýþ olduðum bir ziyarette , o içinde bulunduðu olumsuz durumu görmüþ, üzülmüþ ve onun aðzýndan baðlý olduðu Fatsa Askerlik Þubesine durumunu anlatan bir dilekçe yazmýþtým. Amacým kendisine bir maaþ baðlanmasý ve hakký olan gazilik ünvanýn verilmesi idi. Dilekçeyi kendim bizzat Bafra PTT'sinden, Fatsa Askerlik þubesine göndermiþtim. Daha sonralarý tekrar ziyaretlerine gittiðimde, bana Askerlik þubesinden cevap geldiðini, þahsi dosyasýnda adý geçenin Þeyh Sait isyanýnýn bastýrýlmasýna katýldýðýna ait, herhangi bir yazýya/ belgeye rastlanmadýðýný dair bir yazý geldiðini söylediler. Bende yazýyý görmek istedim. Okudum. Yazý anlatýldýðý gibiydi, sonunda da gazilikle ilgili herhangi bir iþlem yapýlamayacaðý dair bir ibare vardý.. Tabi aradan bunca yýl geçti, yazýlanlar aþaðý yukarý bu doðrultudaydý. Bu konuda sonralarý da bizimde bir giriþimimiz olmadý. 1990 yýlýnda Kýbrýs'tan izine gelmiþtim. Oradan aldýðým kamerayla amcama tekrar anýlarýný anlattýrdým. Dediklerini kamerayla çektim ve kaydettim. Ýstedim ki bu bilgiler tarihe mal olsun. Bu görüntüler bende mevcuttur. Rahmetli amcamýn bir kýzý dýþýnda baþka çocuðu yoktu. Þimdilerde o kýzý da, babasýnýn kaderini yaþýyor. Umarým sorulara yeterince cevap olmuþtur. 30.12.2008
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |