..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > nazlý usta




2 Mart 2008
Akýllýlýk ve Delilik Üzerine...  
nazlý usta
Sadece birkaç saat geçirdim orada. Ama aklýma kazýndý iþte... Aklýma kazýndýn...


:CJIA:
Günlerdir yazmak istiyorum, ama bir türlü cesaret edip bilgisayar baþýna geçemiyorum. Belki de kendimle hesaplaþýyorum, bilmiyorum. Küçücük bi hareketim için kendimi sorguluyorum.
Birkaç gün önce çok sevdiðim iki hocamla birlikte Bakýrköy’e gittik. Bakýrköy... Hepimizin sadece tek bir mekaný tahayyül etmesine sebep olabilen ilçe... Evet, hastaneye gittik. Hocalarýmdan biri çok sevdiðim Ester Ruben. 3 senedir düzenli olarak her çarþamba gününü hastanenin ergen psikiyatrisi bölümünde geçiriyor zaten, okuma etkinliði düzenliyor. Hatta bir kitap da yazdý bu etkinliklerine baþladýktan sonra : “Bakýrköy Güncesi”... Okuyunca ezberimizi bozmuþtu, hepimizin... Hatta bir sohbette, “Oradaki herkes kitaptaki gibiyse eðer, gidip biz yatalým hastaneye, onlar dýþarý çýksýn.” bile demiþtik. Diðeri ise Feyza Hepçilingirler, yazar, anne, hoca, güzel insan... Etkinliðin o haftaki konuðu...
Kadýköy’de buluþuyoruz sabah 9.20’de. Bir de adaþým, yakýn arkadaþým Nazlý geliyor. Deniz otobüsünde sohbet güzel. Sanki buluþup gezmeye gidiyormuþuz gibi... Gazetelerimizi okuyup; okuldan, derslerden bahsediyoruz. Nazlý’yý deniz otobüsü tutuyor diye yanýmda tuzlu kraker bile getirmiþim. Sabah saatleri, hava aydýnlýk, ýþýl ýþýl... Bir hafta önce kardan, buzdan okula gidememiþken bugün baharlýk kýyafetlerle geziniyoruz, güneþ gözlükleri takarak... Sohbet tamamen yüzeysel, günlük...
Deniz otobüsünden inince, hastaneden bir araba geliyor bizi almaya. Feyza Hoca önde, biz arkada... Kýsa bir yol gidiyoruz ve hayal ettiðimizden çok daha büyük bir alana kurulmuþ bir hastane çýkýyor karþýmýza. Biz þaþkýnlýkla etrafýmýza bakýnýrken yetiþkin erkeklerin gezindiði bir basket sahasýnýn yanýndan geçiyoruz. Ýþte orada tam da aklýmýzdaki Bakýrköy’ün gerçekliðini hissedip ürpermiþken Nazlý’yla göz göze geliyoruz. Ýkimiz de ayný þeyi düþünüyoruz, her zamanki gibi...
Ergen psikiyatrisi bölümünün kapýsýndayýz, yine Nazlý’yla göz gözeyiz. Ne ile karþýlaþacaðýmýzý bilmeden bekliyoruz. Ester Hoca zile basýyor. O arada kapýda çarþaflý bir kadýn yanýmýza geliyor ve kýzýný görmesine izin vermediklerini söyleyip dert yanýp aðlamaya baþlýyor. Birkaç saniye, yalnýzca birkaç saniye içinde... Kapý açýldýðýnda bizimle arada kaynayacaðýný düþünüp içeri dalýyor, kýzýný görüp sarýlýyor, aðlamaya devam ediyor. Kýz donuk, tepkisiz... “Seni bugün çýkaracaðým.” diyor, “Tamam, git.” cevabý geliyor kýzýndan. Dýþarý çýkarýlýyor. Yine Nazlý’yla göz gözeyiz...
Hemþirelerin odasýna geçiyoruz. Kapýnýn önünden bir sürü hasta gelip geçiyor. Kimisi cidden “hasta” duruyor, kimisi de gülümsüyor gözlerinize... Çaylar, kahveler; bir sohbet odada... Erkekler hamama gitmiþler, 15 gündür sýcak sularý akmýyormuþ, onlarý bekliyoruz. Ama geç kalacaklarý haberi geldiðinde ise Ester Hoca baþlama kararý alýyor. Toplantý salonlarýna geçip Nazlý’yla en arka sýraya iki sandalye çekiyoruz. Feyza Hoca masaya oturuyor, Ester Hoca da ortada bir yerlerde... Sandalyemi çekerken yanýmdaki kýz “Hoþgeldiniz.” diyor. Kulaklarýmýn bile inanamadýðý ve kendimden hiç beklemediðim bir samimiyet ve sýcaklýkla “Hoþbulduk.” diye yanýt veriyor, gülümseyip yerime oturuyorum.
Feyza Hoca konuþmaya baþlýyor. Feyza Hepçilingirler... Gözlerindeki sýcaklýðýn altýnda hep bir hüzün barýndýrdýðýný düþünürdüm ondan ders aldýðým süre boyunca. Her derste illâ ki aklýmdan geçerdi bu, yüzüne bakýnca. Çok severek okuduðum bir kitabý vardý, “Sorulmadan”... Bitirdiðimde, son sayfalarý okuduðumda, hýçkýra hýçkýra aðlýyorken bulmuþtum kendimi. Annemde ayný etkiyi býrakmadý kitap... Ýþte o zaman, bir kitabý okuduðunuzda anlamanýz için, içindeki derinlikleri görebilmeniz için suyun yüzünden baktýðýnýzda, yazarýný tanýyor olmanýz gerektiðine inanmýþtým. Feyza Hocam... Hayatýný özetliyor, sonra yazarlýða nasýl baþladýðýndan bahsediyor. Yaptýðý iþleri, kitaplarýný anlatýyor biraz da... Kulaðým Feyza Hoca’yý dinlerken gözüm de salondakileri inceliyordu. Nazlý ile yine ayný saniyede ayný iþi yapýyoruz. Dikkatini toplamasý neredeyse imkansýz olanlar, uyuyanlar, önündekinin kafasýna yumruk vurup cevap olarak bir yumruk yiyenler, söz alýp konuyla tamamen baðlantýsýz þeylerden bahsedenler... Bunlarýn arasýnda tek bir kiþi dikkatimi çekiyor. Dikkatimizi çekiyor... Düz siyah saçlar, ince ve dingin bir ses... Söz almak için kaldýrdýðýnda gördüðüm incecik parmaklar ve zarif bir el... En arkadayýz, yüzünü görmüyorum. Ýçeri girerken nereden bilecektim beni böyle etkileyeceðini, nereden bilecektim söyleþinin sonuna kadar o yüzü merak edeceðimi... Öyle olsaydý daha girerken dikkatlice bakardým.
Öyle sorular soruyor ki, Nazlý’yla birbirimize bakýp gözlerimizle konuþuyoruz “Ben bu soruyu kýrk yýl düþünsem bulamazdým.” gibisinden... Öyle bir ince zeka, öyle bir nezaket sahibi ki, bunu ne yazýyla tarif edebilirim ne de karþýnýza gelsem sözlerimle...Resmen son dakikaya kadar baþka neler sorup bizi þaþýrtacak diye bekliyorum hayran hayran. Hatta bir ara Ester Hoca da bize dönüp “Ýþte insan düþünüyor bazen, böyleleri neden burda diye.” diyor. Söyleþi bitiyor. Kimi anlarý Feyza Hoca için de zor, kimi anlarý da midemize kramp sokacak kadar kahkaha dolu...
Yerlerimizden kalkýyoruz, sandalyelerimizi düzeltip çýkýyoruz. Yine hemþire odasýna... Ama ben “O”nunla konuþmak istiyorum. O’na nasýl etkilendiðimi belli etmek istiyorum. Baþka bir odaya geçmek üzere yerlerimizden kalkmýþken odanýn kapýsýnda onu görüyorum, yaklaþýp yanaðýný okþuyorum, “Sen çok akýllý bir kýzsýn, bunu sakýn unutma.” diyorum. Gülümsüyor sýcacýk ve teþekkür ediyor. Ýçim ferahlýyor. Nazlý’yla bakýþýyoruz, yine ayný þeyleri düþünüyoruz...
Günümün bundan sonraki kýsmý pek de önemli deðil. Çýkýþta gidip sahilde Ester Hoca ve Nazlý’yla çay içip simit yedik. Belki de özgürlüðümüzü farkettik. Güneþe özgürce bakmanýn ne demek olduðunu anladýk. Havadan, sudan, okuldan, evlilikten, gelecekten konuþtuk. Ama aklým hastanedeki o birkaç saniyedeydi. O’nun yanaðýný okþadýðým saniyeler... Kendime yine þaþýrdým. Salona ilk girdiðimde yüzümdeki gülümseme nasýl beklemediðim bir þeyse, bu da öyleydi. Ýçimden gelerek yaptýðým bu hareket, aramda onunla kurduðum baðý böyle belli etmem, farklý bir boyut kazandýrmýþtý olaya. Akýllýlýkla “delilik” arasýnda bir hiyerarþi kurmuþtum sanki. Her insanla arasýnda mesafe tutan ben, sadece 5 yaþýnda bir küçük çocuða yapacaðým bir hareketi benden belki de sadece 3-4 yaþ küçük bir genç kýza yapmýþtým. Ýçimden coþup gelen o sevgi, beni utandýrdý sonrasýnda. Neden yaptýðýmý da bilmiyorum hâlâ. Bildiðim tek bir þey var, O’nu ve o gülümseyen gözlerini ömrümün sonuna dek unutmayacaðým... Akýl bir pamuk ipliðine baðlý, belki ufacýk bir þeyle kaçýp gidecek; ama ruhumuz yerinde, sapasaðlam... Hisseden de o, mutlu olan da, üzülen de... Umarým seni kýrmamýþýmdýr güzel kýz... Umarým benim aklýma gelenleri düþündürmemiþtir ellerim sana...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýki Bardak Çay

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dilsiz Uþak ve Yaratýlan Simetriler
Mine Çiçeði ve Boyama Kitaplarý
Sandýðýmdan da Fazlasý Varmýþ
Savaþ
Fenomen
Ot Gibi
Ýki Sene Olacaktý Neredeyse Ayrýlalý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Doðru Nerede [Þiir]
Sorgu [Þiir]
Tek Sen [Þiir]
Zordu [Þiir]
Ýstanbul'da [Þiir]
Ne Deseydim? [Þiir]
Bilirim [Þiir]
Sabahýn Altýsýnda [Deneme]
Aylardan Temmuz... [Deneme]
1. 5 Metrekarede Ortadoðu [Deneme]


nazlý usta kimdir?

Deðiþken ruh hali deðiþik yazýlar. Bazen iç yakan bir acý, bazen siyasi bir eleþtiri. Günlük hayat gibi. Dünya gibi. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Görünür görünmez her þey... Yaþadýðýmýz, yaþamayý istediðimiz, bir gün yaþamayý hayal ettiðimiz her þey... Bütün ihtimallerden ve çevremde olan, gözüme batan, ayrýntýda kalan herkesten...Her þeyden...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © nazlý usta, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.