..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > M.Nihat MALKOÇ




17 Þubat 2008
Muhayyilemdeki Akçaabat Silueti  
M.Nihat MALKOÇ
Denizin kýzý Akçaabat, iþveli bir gelin oluyor bembeyaz duvaðýnýn altýnda. Bu gelinin yüreðindeki umutlar Karadað’dan daha yüce ve heybetli… Acýlar ders oluyor geleceðin mimarlarýna. Umut harmanlarý endiþeleri bertaraf ediyor. Akçaabat yarýnlara parlayan gözlerle, taze beklentilerle bakýyor. Akçaabat yüzyýlýn þerefini bütün hücrelerinde hissediyor.


:BAJC:
M.NÝHAT MALKOÇ

     Þehirler girer rüyalarýma, sevgi tuðlalarýyla örülmüþ þehirler… Tan kýzýllýðýnda uyanýr zihnimi kemiren düþünceler… Kent ‘Merhaba’ der bana yürekten bir tebessümle. Sabahýn mahmurluðunda balkona çýktýðýmda bir ‘Günaydýn’ da deniz fýsýldar kulaðýma. Balýkçýlarýn takalarýnýn silueti belirir ufuk çizgisinin berisinde. Rüzgâr denizden getirdiði tuzlu havayý bahþeder akciðerlerime. Havanýn tuzu yakar genzimi. Þehre adanmýþ hissiyatým uyanýr zaman beþiðinde. Hatýralar canlanýr mazinin izbe köþelerinde. Akçaabat’ýn bahçelerinde yetiþmiþ taze kýyýlmýþ tütünlerin kokusu kuþatýr belli belirsiz anýlarý. Nikotin, belleðimi baðlar esaret zincirleriyle. Yalýn ayaklý çocuklar kirli elleriyle yarým ekmeði tereyaðýyla sývayýp indirirler aç midelerine. Çocuklar okula gidip gelirken üþür köy yollarýnda, onlarla birlikte zaman da üþür. Uzak emeller doru atlar gibi kaçar gözlerinin feri sönmüþ çocuklarýn düþlerinden.

     Umutlarýn yaldýzlý adýdýr Akçaabat… Gül bahçelerinden gül denizlerine uzanan uzun bir koridor… Bu koridorda tükettik ömür sermayemizi. Gecelerimizi doyumsuz kýlan bir rüyadýr bu þehirde bu þehri yaþamak. Ya gurbette bu þehre sevdalanmak… O bir ateþten gömlekten farksýzdýr. Sýladaki kentin cadde ve sokaklarý yâdýma düþtüðünde ruhumdaki hüzünler harmanlanýr boylu boyunca. Mevsimlerden sonbaharý yaþarým yazýn ortasýnda. Hayallerimin enkazý altýnda ezilirim. Yaðmur damlalarý bir kurþundan farksýz düþer sýrtýma. Gurbette yaþadýðým þehir bir harabe, bir mezarlýk olarak kalýr hatýralarýmda. Gecenin karanlýklarý örtemez gurbetteki hüznü ve acýlarý. Ýçimdeki yalnýzlýðý silemez hiçbir þey…

     Denizlerinin iri mavi gözlerine meftunum Akçaabat… Farzet ki bir oyundu yaþadýðýmýz. Oyun ama ciddi bir oyun… Bedelini zaman olarak hayat deðirmenlerinde öðüttüðümüz, içine bir ömrü sýðdýrdýðýmýz bir buðday tanesi… Ýçi memleket sevgisiyle dolu bir ressamýn uykusuz gecelerde çizdiði þaheserdi arkada býraktýðýmýz. Biz o tuvalde boynu bükük ve aciz bir portreden baþka neyiz ki!... Ellerimiz ve ayaklarýmýz hatýralarýn zincirleriyle baðlý… O aðýr zincirin en büyük halkasý sen deðil misin Akçaabat, sen deðil misin?

Sen bir anneydin Akçaabat, dizlerinde uyuduðum ve büyüdüðüm þefkatli bir anne… Denizlerin vardý senin… Hamsisi, mezgidi, istavriti bol denizlerin… Cömerttiler bir anne kadar… Lâkin þimdi eli sýký bir cimri rolünü oynuyorlar hayat oyununda. Beni hülyalara daldýran masmavi sularýn vardý, düþlerimin çekirdeði, ana nüvesi... Gecelerin vardý, uykusuz gecelerin. Sevdalýlarýn ay ýþýðý altýnda derin hayallere daldýðý, hayattan kâm aldýðý gecelerin þimdi hüznü çaðrýþtýrýyor gurbetteki evlatlarýna. Bir zamanlar etle týrnak gibiydin evlatlarýnla. Fakat þimdi her birini gurbetin bir köþesine saldýn. Onlarýn arzularý senin merhametli kollarýnda yaþayýp senin baðrýnda vermekti son nefeslerini. Þimdi kara kýþlar çepeçevre kuþatmýþ mevsimlerini. Ömrün ahirinde ateþten þiddetli olan intizardýr paylarýna düþen…

     Þimdi gurbet mahzenlerinde yüreðim yanar. Kardelenler açar gönlümün karlý daðlarýnda. Üþürüm yoklunda, ýsýnýrým hatýralarýnýn sýcaðýnda. Sensizliðin sürgününde, ayrýlýklarýn ertesinde, gecenin hançer gibi içime batan soðuðunda dikilip kalmýþým sana giden yollarýn kavþaðýnda… Damarlarýmda senden kan, bedenimde senden can taþýyorum.

Bir siyah-beyaz fotoðraftýr þimdi yalýn kýlýç düþlerimi süsleyen. Anneannemin ceviz sandýðýnda gün yüzüne hasret bir kare… Acý ile hüzün sarmalamýþ göçebe duygularýmý. Aþk ve ýstýrabýn uykudan uyanmýþ halidir gönül bahçemdeki kan kýrmýzý gülün mahmurluðu… Geçmiþ zaman þarkýlarýdýr ak þehrin gönül telini titreten. Karadað’ýn karýdýr gönlümüzün ateþini alan, o karlar ki pýnarlarýmýzýn hayat kaynaðýdýr. Daðlarýmýzý bembeyaz bir yorgan gibi örten karýn paklýðý gönül paklýðýna tekabül eder. Cemreler düþeceði vakti sabýrsýzlýkla bekler.

Karanlýk çökünce tenhalara acýlardýr senden payýma düþen. Sayfalarý eskimiþ, iþi bitmiþ bir defter gibi yorgun ve terkedilmiþlik duygularý içerisindeyim. Sabahý bekleyen bir hasta gibi zaman durur dört duvar arasýnda. Kavrulan baðrýmý dað rüzgârlarýna açmýþ bekliyorum. Denizler gelmeyin üzerime, tuzlu sularýnýzý deðdirmeyin yürek yaralarýma…

Yüzyýl geçse de unutulur mu esaret günleri?… Geçer mi yürek yaralarýnýn sýzýsý? Sargana’da ruhlar yatar mý uykuya? Kanla yazýlan özgürlük yemini suyla silinir mi? ‘Zaman hiçbir þeyi unutmaz ve unutturmaz’ derler. Acý tatlý bütün hatýralar zamanýn heybesinde saklý durur öylece. Avuçlarýmýza aldýðýmýz ve gönül asumanýna uçurduðumuz barýþ güvercinleri vurulur mu öfkenin zehirli oklarýyla? Çalýnýr mý zaferlerden arda kalan mutluluklarýmýz? Bölüþülür mü en büyük zenginliðimiz olan gönül sermayemiz? Söndürülür mü gönüllerimizi aydýnlatan sevgi mumlarý? Bu sorulardýr zihnimi gece gündüz kemiren. Olmaz olmaz demeyin. Dünün acýlarýný unutmamalý, unutturmamalý… Unutmak gaflettir, gaflet intihardýr. Fatih’in emeðine ihanettir. Geçmiþin acýlarýný tellal misali geri çaðýrmaktýr.

Rýhtýmda suya deðen bakýþlarým dalgalarýn getirdiði köpüklerin çýkardýðý ritmik sesle yön deðiþtiriyor. Düþünceler beni Akçaabat’ýn yarýnlarýna götürüyor. Kelebekler nasýl kozasýný örerse ben de bu þehrin geleceðini örüyorum beynimin tenha yerlerinde. Dalgalar yalýyor kýyýlarý. Kumlarý okþuyor köpükler… Güneþin batmaya yüz tuttuðu vakitlerde tabiatýn fýrçasýndan eþsiz bir tablo çýkýyor. Bu tabloya ne Picasso’nun, ne de Bellini’nin kudreti yeter.

Geleceði çok uzaklarda görenler, ‘gün bugündür’ anlayýþýnda olanlar ve geleceði ufkun arkasýnda hayal edenler basiret fukaralarýdýr besbelli. Bu akýl fukaralýðý aydýnlýk yarýnlarýn etrafýný saran paslý bir zincirden farksýzdýr. Sert fýrtýnalarýn varlýðýný bilmek ve idrak edebilmek için fýrtýnalara maruz kalmak gerekmez ki… Bunun ötesinde fýrtýna baþladýðýnda gösterilen canhýraþ gayretler ne fýrtýnayý dindirir, ne de zararýndan korur bizi. Üstün akýl, bugünü dünden, yarýný bugünden gören akýldýr. Ancak bu akýl önümüzü aydýnlatýr.

Þehirlerin güzeli Akçaabat þehrengizleri kýskandýrýyor. Ufuk çizgisinde geleceðin aydýnlýk resmi beliriyor. Daralan vakitlere sýðýyor koca gelecek… Mutluluðun resmini çiziyor zaman keskin fýrça darbeleriyle. Gecenin tenhalýðýnda gelen hissiyata bir tutam hüzün karýþýyor. Gözlerim buðulanýyor hüznü yudumlarken. Titrek ýþýklar gölgesini býrakýyor mavi sulara. Gülkurusuna banan umutlar ellerimde ufalanýyor. Ünsiyet peyda oluyor seninle aramýzda. Sen ki yüreðimi yakýyorsun yine de aþk ateþlerinin en korunda, en korunda…

Günahýný vebalini sýrtýma yüklüyorum karanlýklarýn. Senden yadigâr kalan uykusuz geceleri taþýyorum gözbebeklerimde. Derin bir ‘âh’ ýn göbeðinde saklanýyor çýðlýklar. Yorgunluðumun sebebi oluyorsun Akçaabat… Durgunluðumun, yenilmiþliðimin bir parçasý oluyorsun bir puzzle’ýn en zorunda. Direniþim ýþýða varana kadar sürecek elbet… Þehir beni baðrýna basmadan bitmeyecek ýsrarým. Sana giden yollarýn kýrýlgan yüzü ayaklarýma deðecek bir gün. Umut çeþmelerinin suyu akacak tez vakitte… Bulutlar güneþin önünden çekecek ipekten þalýný. Piþmanlýklarýn pasý silinecek yüreðin muhacir duygularýndan.

Þehrin mazisi canlanacak akýbetin aydýnlýðýnda. Ýzbe sokaklar aðlayacak üstünden geçenlerin acý sonuna. Her köþe baþý, her cadde ve sokak geçmiþin izlerini geleceðe taþýyacak. Dün bugüne, bugün yarýna kültür ve medeniyet baðlarýyla sýkýca baðlanacak. Dostça, kardeþçe ve barýþ içerisinde nefes almanýn hazzýný doyasýya yaþayacak þehrin yoldaþlarý. Þehirlerin ruhu, modern zamanlara sýðmayacak. Taþacak gönüllerden sevgi, saygý, hoþgörü ve dayanýþmanýn ölümsüz gülleri. Güllerin rayihasý bülbüllerin yanýk sesine karýþacak kuþluklarda. Bahçelerimizde ekilen tohumlar bire on verecek güneþin koynunda.

Ve Yýl 2018… Ufuktan bir güneþ doðuyor. Bu güneþin aydýnlýðý akça þehri abat ediyor. Mutlu insanlar kenti, gülücüklerini insanlarla paylaþýyor. Yüzlerdeki tedirginlik ve endiþeler yerini tebessüm tomurcuklarýna býrakýyor. Dostluk, kardeþlik ve muhabbet kývýlcýmlarý sevgi ve hoþgörü ateþini tutuþturuyor. Bu ateþ hem ýsýtýyor, hem de aydýnlatýyor insanlarý. Gönül bahçeleri cömertlik yarýþýnda… Bahçe güleç, bahçývan mutlu… Ekinler boy atýyor yürek tarlalarýnda. Þehrin üzerindeki kapkara bulutlarý sürüklüyor rüzgârlar…

Denizin kýzý Akçaabat, iþveli bir gelin oluyor bembeyaz duvaðýnýn altýnda. Bu gelinin yüreðindeki umutlar Karadað’dan daha yüce ve heybetli… Acýlar ders oluyor geleceðin mimarlarýna. Umut harmanlarý endiþeleri bertaraf ediyor. Akçaabat yarýnlara parlayan gözlerle, taze beklentilerle bakýyor. Akçaabat yüzyýlýn þerefini bütün hücrelerinde hissediyor.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ben Hiç Büyümedim Anne!..
Filistinli Yaser"in Gözyaþlarý

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sürmene"m!… Sürmene"m!… Âh Sürmene"m!..
Haberiniz Var mý? Hicri 1429"dayýz…
Sürmene Anlatýlmaz, Yaþanýr!..
Sen Geldin Ya!..

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Deniz Kýzýna Gazel [Þiir]
Camilerin Görevi ve Ahmet Yüter Örneði [Eleþtiri]
Doðumunun 63. Yýlýnda Ahmet Hilmi Ýmamoðlu [Eleþtiri]
"Özgürlük Þiirleri" Ýki Kapak Arasýnda [Eleþtiri]
Somuncu Baba Dergisi"nin 100. Þeref Sayýsý [Eleþtiri]
Ali Püsküllüoðlu ve Sözlük Çalýþmalarý [Eleþtiri]
Bir Beyefendi Þair: Halit Macit [Eleþtiri]
Ömer Güner"in "Düþler ve Düþünceler"i [Eleþtiri]
"Üryan ve Ýsyan" Üzerine [Eleþtiri]
2008 Avrupa Futbol Þampiyonasý"nýn Ardýndan… [Eleþtiri]


M.Nihat MALKOÇ kimdir?

Özgün yazýlar, özgün þiirler. . . . .

Etkilendiði Yazarlar:
Necip Fazýl Kýsakürek


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © M.Nihat MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.