Doðru þeritte olsanýz bile, olduðunuz yerde kalýrsanýz er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
Mahalleye, arkadaþlarý ile birlikte bir kaç gün önce gelmiþti. Kabala aldýklarý onlarca katý çimento ile sýva yapacakladý. Yürüdüðü yol yokuþ olduðundan bir hayli yorulmuþtu. Yol kenarýndaki binalardan birinin gölgesine oturup terini sildi. Köyünün daðlarýndan kaynayan buz gibi þerbet gibi su gözelerini arzuladý iç geçirerek. Aklýndaki özlemi bedenine gömdü, bedeni kabul etmeyip titredi, ruhuna havale etti, ruhu hüzünlenip yüreðine gönderdi. son çare olarak yürek yalayýp yuttu özlemi, inceden inceye sýzlayan bir yara býrakarak. En fazla ilkbaharýn sonlarýna doðru bitecekti inþaat iþi. Para, para, para, felsefesine tapan ev sahipleri hemen kiraya vereceklerdi evlerini. Normal kiralara gücü yetmeyen fakir kitleler bir de yakýnlarda iþ buldular mý tamamdý, Yollarý mý yapýlmamýþ, camlarý mý takýlmamýþ, su tesisatý mý döþenmemiþ fazla sorun olmuyordu onlara. Hiç birþey bilmeseler de camlara birer poþet açýp takarlar, suyu kuyudan tüketirlerdi. Ne kadar tehlikeli olduðunu bildikleri halde çocuklarýný salýverirlerdi oyun için sivri demirli inþaatlara, korkuluklarý yapýlmamýþ merdivenlere, her köþesinde paslý çivilerin çakýlý olduðu çimentoya batmýþ tahtalarýn içine. Umursamadýklarý yetmezmiþ gibi bir de ''Öldürmeyen Allah öldürmez, isterse deðirmenin donuzluðuna düþsün'' diyeceklerdi ''Ama eceli geldiyse Battal'ýn oðlu battal gibi küçük bir çakýl taþýyla bile ölebilir'' diye düþüneceklerdi belki de. Metin bunu yýllardýr hep böyle görmüþ böyle ezberlemiþti. Doðada basitmiþ gibi görünen pek çok þeyin bilinçsizce kullanýldýðý zaman can alýcý bir unsur oluþturduðunu öðrenmemiþti bu insanlar. Ne iþlerine yarayacaktý belki de elli metre yüksekten suyun beton etkisi yaptýðý, yükseklik arttýkça gramýn kilo kadar güçlü olacaðý ya da hýzla giden bir aracýn ani firen yapmasýyla arkada bulunan boþ bir pet kola kutusunun tuðla kadar zarar vereceði ve daha pek çoðu...Yine aklýna Battal'n oðlu Battal gelmiþti. Sarayýn surlarý altýna gizlenip sevgilisini beklerken uykuya daldýðý sýra da, sevgilisinin onu uyandýrmak için surlarýn arasýndan býraktýðý bir parça çakýl taþý koca yiðit Battal'ýn ölümü olmuþtu. Yeteri kadar dinlenmiþti, ayaða kalktý. En fazla üç yýla kadar buralar harika olacaktýr, dedi kafasýndaki ileriye dönük hayali tasdik ederek. Toza topraða batarak, adý konulmamýþ sokaklardan birine girdi. Harçlarý yukarý çekmekte kullanýlan motorun ve çekiç seslerinin geldiði bir binada yanýk bir ses inletiyordu boþ odalarý. Türkünün sözleri Kürtçe olduðu için anlayamýyordu Metin. Elleri nasýrlý, tenleri yanmýþ, yorgunluk ve halsizlikten içe çökmüþ aký kanlanmýþ gözlerinin kenarlarýný mor halkalar çevrelemiþti. Zavallýlar, kadrosuz sigortasýz gençliklerini harç yapýp güçlerini örüyorlardý duvarlara. Delikanlýlýklarýný... Her birinin evlerin de kim bilir ne sefalet vardý. Yüzlerce ev yapýyorlardý, bir tane doðru düzgün evi yoktu çoðunun. Canlarýnýn hayatta kalmasý için, canlarýný süründürüyorlardý. Metin selam verdi duvar ören iþçiye, eliyle selam alma iþareti yapan iþçi tekrar koyuldu bir dakika ara vermeksizin canla baþla çalýþtýðý iþine. Birazdan Metin, adý konulmamýþ sokaðýn adý konulmamýþ mahallelerinden birine girdi. Burasý iþ aldýklarý mahalle idi. Kimse görünmüyordu çalýþtýklarý binada. Ýþ arkadaþlarý sigara molasý vermiþ olmalýydýlar, bu saatte çay ya da yemek molasý olmazdý. Binaným aðýr, zor açýlýp kapatýlan demir kapýsýný arkaya doðru itti. Kulaklarý delip beyni silindirleyen vahþi bir gýcýrtý týrmaladý ruhunu. Basamaklarý yukarý doðru ikiþer üçer atlarken içerden bir ses: - Metin, sen misin oðlum? Bu ýssýz yerde ondan baþka kim olacaktý ki böylesine pervasýzca içeriye girebilecek. Cevap gönderdi. - Benim Bayram aðabey. Tahmin ettiði gibi sigara içiyorlardý, kimi çimento torbalarýnýn üstünde, kimi tozlu tuðlalarýn. Yorgunluktan bitap düþmüþlerdi ama yine de gözlerinde parýldayan yaþama sevinci ruhlarýnda varolan hayat enerjisinin göstergesiydi. Metin: - Esselamu Aleykum Hep bir aðýzdan: - Ve Aleykum Esselam. Sertlik ve kuruluktan yarýlan nasýrlarýn içine girmiþ çimento tozlarý, bir kaç bölgede su toplayan derinin zora gelip yýrtýlmasýyla çamurlaþmýþ, harç halini almýþtý adeta, el ayasýndan yerlere dökülmeden. Metin'in iþ arkadaþlarýnýn içinde en çok sevdiði manevi aðabeyi Bayram sordu: - Durumlar nasýl koçum? - Durulmayan sular gibi Bayram aðabey! Gayri ihtiyari bir hareketle önce boþlukta savurduðu elini dizine vururken baþýný iki yana salladý. Toza batmýþ pantolonundan çýkan tozlarýn yarýsý camsýz pencereden içeri giren güneþ ýþýklarýnýn olduðu yere çekilirken, bir miktarý da henüz söze baþlamak üzere açtýðý aðzýndan genzine yapýþýp gýcýk yapmýþtý. Bir iki öksürükle tozlarý yutmayý baþardý, tekrar derin bir nefes aldý ve söze baþladý: - Çocuk deðilsin koçum delikanlý adamsýn, toparlan biraz. Bir daha seni böyle görürsem döverim ha! Metin çoktan dalmýþtý. Gözleri kilitlenmiþti paslý su varilinin içindeki bulanýk suda. Zihni de bulanýktý zaten, beyni de artýk paslanmýþtý iþlemiyordu. Ne yapacaðýný bilemiyordu artýk. Bayram, elini Metin'in omuzuna koyarken: - Haydi arkadaþlar oturmakla iþ bitmez, iþ bir eþektir sürersen gider. * * * Sonbaharýn rüzgarlý günlerinden biriydi yine. Ýnsanlarý havaya uçuracakmýþ gibi esiyordu mübarek. Saat altý civarlarýydý. Kayseri Sivas karayolunun beþ tepeler mevkiinde ki boþ bir inþaat alanýnda bulunan aðýr yaralý bir adamý hastaneye yetiþtirmeye çalýþan saðlýk görevlileri, yaralýyý haber veren çobanýn ve çobaný sorgulayan polislerin yanýndan ambulansa doðru koþuyorlardý, sedyedeki aðýr yaralýyý sarsmamaya özen göstererek. Diðer tarafta da bacaklarý koltukla direksiyon arasýna sýkýþmýþ olan sarhoþu kurtarmaya çalýþanlar ''Tesadüf deðildir mutlaka bir baðlantý vardýr'' diye konuþuyorlardý kendi aralarýnda. Olayýn meydana geldiði yere yakýn üç köy bulunmuþ ve muhtarlarý çaðýrýlmýþtý olay yerine. Haberi duyan üç beþ meraklý da akýn etmiþlerdi deðiþiklik olsun diye. Yaralýnýn üzerinden kimlik çýkmamýþtý. Sarhoþun ise deðil kimliði ehliyeti bile yoktu. Ýlk müdaheleleri ambulansta yapýlmýþtý. Sonra ise Erciyes Ünüversitesi Týp Fakültesinde boynundan kurþunlanan yaralý ameliyattan sonra yoðun bakýma, bacaklarý kýrýlan yaralý ise ameliyattan sonra ayrý bir odaya alýnmýþtý. Olay yerinde teftiþte bulunan güvenlik güçleri G-3 marka silah mermisi kapsülünü ve alanýn yumuþak topraktan oluþan bölgesinde seyrek atýlmýþ ayak izlerini incelemiþleridi. Gece ne derecede heyecanlý olaylarýn yaþandýðý belliydi. Yaklaþýk elli metre ilerde kamyonun þarampole düþtüðü yerde araþtýrma yapan görevliler, tekerlek izlerinden aracýn gittiði yönü belirlemeye çalýþýyorlardý. Kayseri Büyük Þehir Terminalinde görev yapan meslektaþlarýna durumu bildirip, þüpheli bir kamyon görüp görmediklerini soruyorlardý parazitli telsizle. Terminalde geceden kalan görevlileden biri, Terminal giriþindeki ev eþyasý yüklü kamyonu ve baþý sargýlý þoförü anýmsadý, þoförün aceleciliði ve tedirginliði aklýna gelmiþti. Hatýrladýðý kadarýný anlattý. G-3 marka silaha o yörelerde rastlamak imkansýzdý. Akýllara ilk gelen Sivas topraklarýnda arananlarýn olayla ilgilerinin olduðuydu ve Rovi kod adlý Yusuf Ünalan' nýn gurubuydu belki de gece ordan geçenler. Kayseri emniyet müdürünün odasýnda pratik matematikçi polisler, yaptýklarý hesaplamalarý aktarýyorlardý müdürlerine: - Bir kamyon en hýzlý yüz km. hýzla gideblir ve saatte seksen doksan km. yol katetmiþ olur. Kayseri'ye doksan hatta yüz km. uzaklýktaki bütün birimler haberdar edildi. Çok geçmeden ayný gün öðle vakti saat onbir sularýnda Bolu emniyetinden, Bolu Ankara karayolunun yaklaþýk 210. km. sinde verilen tariflere uygun ev eþyasý yüklü terkedilmiþ bir kamyon bulduklarý haberi veriliyordu. Yollara tarama ekipleri yerleþtirildi, toplu taþýma araçlarý aðýr yük vasýtalarý hatta özel araçlar bile kontrol edilecekti. Yusuf Ünalan'ýn ve diðer gurup arkadaþlarýnýn robot resimleri tüm ekiplere fakslanmýþtý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yasemin Ýnci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |