Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Bilgi çaðý adýyla anýlan zaman insanýn da kelimenin gerçek anlamýyla “kavram”laþtýðý bir zaman. Artýk hemen hepimiz bir sanal kimlikle temsil edildiðimiz anlarda “yaþýyoruz”. Online oyunlar bir zamanlar bunun için tutulan bir örnekti ama þimdi Second Life türü, kapsamlý bir yaþam alaný daha tutulan bir örnek. Tabii orda da reklam her kapýyý açan anahtar. Reklam mantýðý da, bir süre sonra çevrenizde rumuzla temsil edilen tüm insanlarý, bir reklam aracý olarak görmenizi; birincisi onlara reklam göstererek onlarý bu reklamlarý izlemeye razý ettiðiniz ölçüde size para kazandýrmasý, ikincisiyse kendinizi bir reklam nesnesi olarak pazarlamanýz. Yani, “Ben bu reklamlarý izleyeceðim ve hayatýmý bu reklamlardaki ürünlerden alarak yönlendireceðim,” diyerek oluþan bu tüm pazar iliþkisi, daha felsefi söylersek meta iliþkisinde bir meta alýcýsý/meta taþýyýcýsý/meta satýcýsý ve en sonunda giderek bir meta olarak sürdürmeyi kabullenmiþ oluyoruz. Dikkat edelim isteyerek ya da istemeyerek bu iliþki sürecine dahil oluyoruz. Bugün gezinirken, bir þeyin ayýrýmýna vardým. Þehirde yürürken dikkat etmeden bile bakýnca ayný reklam kültürünü çevremizde de görebiliriz. Her yerde reklam spotlarý, afiþler, billboardlar, beynimize tüm reklam sözcüklerini, görüntülerini (image) taþýyor. Bir süre sonra yürürken bile bir reklam nesnesi olabiliyoruz. Bu sefer bizi pazarlayan, daha doðrusu bu reklam veren þirketlerden aldýðý parayla onlara reklam yapma izni veren, hatta bunu özel bir þirkete de devreden belediyeler/yerel kamu yönetimleri oluyor. Yani yerel ve genel yönetim kendi vatandaþlarýný “pazarlýyor”. Eh þimdi onlara soransýz hiç de öyle deðildir, “modern dünyanýn nimetleridir”. Ben þimdi bunun çözüm yollarýna falan eðilmeyeceðim. Sadece bunu kendi Pazar ekonomisi ve kapitalist mantýkla bile ne kadar çeliþik olduðunu göstermek istiyorum. Teorim þu, belediye ya da o reklamlarý gösteren, buna izin veren her kim varsa o reklamlara bakan, bakmasa da ordan geçen tüm vatandaþlara bu reklamlarý gördükleri için para vermek zorundalar. Eðer ki birisi bu izinsiz reklam süreci hakkýnda maðduriyetini bildiren bir kamu davasý açsa bunun ciddiye alýnacaðýný, alýnmasý gerektiðini düþünüyorum. Yani gidin para isteyin,” beni pazarlamanýza izin vermiyorum” deyin. Ama bu süreci yok etmiyor tabi. Yani pazarlama iliþkisini… Kamu, vatandaþlarýný, þirketler, ürünlerini pazarlýyor. Bahsi gecen ve talep edilmesinin kapitalist mantýkla örtüþtüðünü düþündüðüm izinsiz reklama maruz kalma maðduriyeti ise pazarlanana bir ürünün de (yani bizim) payýný piyasadan istemesinden baþka bir anlam taþýmýyor. Beni pazarlýyorsunuz bari bana da para verin diyorsunuz. Neyse, bu pazarlama sürecinin içine tükürmek istiyorum izninizle.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mikail Boz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |