Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Bundan birkaç hafta önce de gitmek istemiþtim ama gidememiþtim. Lenin’i görmek için bir seremoni gerekiyor. Þöyle ki: Kýzýl Meydan yayalara kapatýlýyor. Bir iki yerini demir parmaklýkla kesince meydan kontrol altýna alýnýyor. Sonra mozeleye girmek isteyenler uzakta sýraya sokuluyor. Tabi uzun bir kuyruk oluþuyor. Sonra bölük bölük insanlar mozelenin yanýna yaklaþtýrýlýyor. Burada üst baþ aramasý yapýlýyor. Fotoðraf çeken her þey (kamera telefon vs.) yasak. Metal detektöründen geçtikten ve kameralardan arýndýktan sonra mozeleye girilebiliyor. Mozele saat 13’te kapanýyor. O yüzden kuyruk da 12’de kapatýlýyor. Saðda solda bir sürü nöbetçi var. Torpilliler dýþýnda kuþ uçurtmuyorlar. Ben ilkinde geç kaldým, kuyruða girdiðim halde nöbetçiler bu kadar yeter deyip orta bir yerden kestiler. Birçok insanla birlikte dýþarýda kaldým. Ne kadar açýk aradýysam da bulamadým. Biraz ötede Jukov heykelinin yakýnýnda eski SSCB taraftarlarý, yani komünistler haftalýk ayinlerini yapýyorlardý. Onlar enternasyonal marþýný söyleyerek, çekiç oraklý kýzýl bayraklarý ile meydana girdiler. Onlarýn arasýna karýþayým dedim ama nöbetçi býrakmadý. O hafta öyle geçti. Eski ev arkadaþýmýn Rus arkadaþýna bunlarý anlatýnca “O adam iyi bir insan deðil, gitme” diye bana öðüt verdi. SSCB isteyen Ruslar tam olarak bir avuç kalmýþlar. Onlarýn da bir kýsmý devlet güvencesini kaybetmiþ, yaþlý, kimsesiz kadýnlardan oluþuyor. (Yollarda dilenen yaþlý ve çaresiz kadýnlar görüyorum bazen, o ayrý konu.) Lenin’i görmek için tek þansým Pazar günü. Çünkü ziyaret saat 13’te bitiyor. Rus arkadaþý dinlemedim. Lenin’i görmek tarihi bir olaydý çünkü. Dün diðer Pazarlara göreli olarak erken kalkabildim ve zaman kaybetmeden Lenin’e koþtum. Yolda metroda hangi durakta aktarma yapacaðýmý planladým. Ben 1905 Yýlý Sokaðý duraðýnda oturuyorum. En iyisi Puþkinskaya’da inip Tverskaya’ya aktarma yapmak, oradan Teatralnaya’da inmekti. Gerçi arada kýzýl meydan duraðý vardý ama oradan oraya gidene kadar yer üstünde daha hýzlý yol alýrdým. Öyle de yaptým. Hediyelik eþya satan pazarýn içinden onlara kapýlmadan geçtim. Uzaktan kuyruk göründü. Hala açýktý ama her an kapanabilirdi. Neys, koþtum yetiþtim, arkamdan birkaç kiþi daha girdi ve kuyruk kapatýldý. Oh, birinci zorluðu geçmiþtim. Zaman da vardý. Elimde kamera, cep telefonu, aklým sýra resim, film çekeceðim. Ben sýradayken eski SSCBliler marþla ve bayraklarla birlikte geçtiler. Ben de yavaþ yavaþ kontrol noktasýna geldim. Nöbetçi kamera çantasýný gördü, anladý, formalite icabý sordu: “Þto eta?!” (Bu ne?!) “Kamera!” dedim. “Kamera nilza. (Kamera olmaz) Prebiribiribirite na ofisa.” Burasýný tam olarak anlamadým ama kamerayý ofise götürmemi istiyordu galiba. Beni geri çevirdi. Ümitsizliðe düþmüþ olarak ofis neresi diye bakýnýrken ileride baþka bir kuyruk ve kalabalýk gördüm. Ýnsanlar telefon ve kameralarýný emanete býrakýyorlardý. Ben hemen oraya koþtum. Orada da bir süre bekleyip biraz para verip bir fiþ aldýktan sonra tekrar kontrol noktasýna döndüm. Bu sefer bir sorun çýkmadý ve beni de içeri aldýlar. Kýzýl Meydan’ýn yanýndan biraz yürüdükten sonra mozolenin kapýsýna ulaþtým. Ýki tür nöbetçi vardý. Biri dýþarýda görev yapan, mavi gömlekli, biraz daha sempatik olanlar, diðeri içeride görev yapan, koyu yeþil üniformalý insana taþ gibi bakanlar. Bunlar yanýlmýyorsam özel olarak seçilmiþ nöbetçilerdi. Her köþe baþýnda yeþil üniformalý bir nöbetçi vardý. Biz yürüdükçe kolunu kaldýrarak ne tarafa gideceðimizi iþaret ediyordu. Ýçerde giriþten sonra çok az bir ýþýk vardý. Yerler ve duvarlar siyah kesme taþtan yapýlmýþtý. Ýlk giriþten sonra merdivenler bizi bir kat aþaðý götürüyordu. Aydýnlýktan karanlýða girdiðimiz için basamaklarý seçmek çok zor oluyordu. Aþaðý indikten sonra bir aralýktan Lenin’in yattýðý odaya giriliyordu. Burada basamaklar yeniden çýkýyordu. Mekân kademeli kubbesinden çok az ýþýk alýyordu. Ortada camlý bir bölüm içinde üç yönünden görülecek þekilde Lenin yatýyordu. Ýlk gördüðümde biraz durakladým, yaklaþýp elimi parapetin üzerine koydum. Nöbetçi baðýrdý: “Hamnum ninþo garyet!” Anlamadým ama herhalde ‘durmak yasak’ veya ‘elini oradan çek’ diye baðýrýyordu. Ben de elimi çekip yürüdüm. Kahverengi ile sarý arasý ölgün bir ýþýk altýnda yatýyordu Lenin. Göz yerleri hafif çukura kaçmýþ, kýzýla çalan sakalý ve býyýðý düzgün traþ edilmiþ, takým elbiseli, bir eli yumuk, bir eli açýk, sarý ýþýðýn altýnda uyuyan hasta bir adama benziyordu. Geniþ alný, yüz ifadesi ayný resimlerinde, filmlerde gördüðüm gibiydi. Ayakucundan dolaþarak diðer yanýna geçtim. Yine birkaç karanlýk basamaktan inerek pek de büyük olmayan odadan dýþarý çýktým. Nöbetçiler yine yolu gösteriyorlardý. Mozelenin arkasýnda sýralanmýþ 10 kadar daha mezar vardý. Brejnev ve Stalin bunlar arasýndaydý. Bunlarý da geçtikten sonra kendimi Kýzýl Meydan’da buldum. Kameramý almak için ofise gittim. Ama baktým ki yine giriþin oradayým. Çünkü elinde emanet kartý olanlarý içeri alýyorlardý. Bir kereden bir þey anlamamýþtým. Ofisin oradan dolanýp tekrar kontrolden ve ayný yerlerden geçtim. Ýkinci giriþimde önümde Türki Cumhuriyetlerden olduðunu sandýðým 7–8 kiþilik kalabalýk bir aile vardý. Baba, kucaðýnda 1.5 yaþýndaki kýzý ile Lenin’in mumyasýný görmeye gelmiþ. Bu çocuk sonradan travma geçirmez mi acaba diye düþündüm. Yani Pazar günü ailecek ziyaret edilen seyirlik bir þey olmuþ Lenin. Bir ara mumya’yý ABD’ye satmayý düþünmüþler. Eski SSCBliler bir avuç kalmýþ. Yani artýk bu iþ bitmiþ. Geriye biraz hüzün kalmýþ. Çýkýþtan sonra SSCB'lilerin toplandýðý yerde yaþlý bir adam gördüm, dileniyordu. Bataryalý bir teypten ‘Pod Moskovski Veçera’yý çalýyordu.(Ruslarýn ünlü melodisi) Saat 13’ü geçmesine raðmen hâlâ Lenin’i görmek isteyenler vardý. Mavi gömlekli nöbetçi onlara bir þeyler söyledi. “Ziyaret bitti” diyordu herhalde. Arasýndan “Lenin ustal” dediðini duydum, anladým. “Lenin yoruldu.” demekti bu. Yani nöbetçi bile Lenin’le dalgasýný geçiyordu. 13.Aðustos.2007 Moskova
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |