..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sýrtýnda elbise yok." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Özgür Yenigün




4 Aralýk 2006
Fatma'nýn Koþusu  
Özgür Yenigün
"Biraz önce dünyanýn en yalnýzýydý. Þimdi ise yanýnda dünya vardý." Fatma simgesinin altýnda tüm dünyada terörün elinden çeken insanlarýn kurtuluþ, umut ve yeni bir hayat koþusunun hikayesi.


:BEDF:
     Koþtu. Düþünmeden, gittikleri yerin bir yere çýkacaðýný bilmeyerek ama umarak koþtu. Bir ana elinden sýkýca tuttuðu kýzýyla durmadan koþtu. Ta ki bir yol aðzýný bulana kadar…
     Bir kamyon. Hem de zalimlerinkine hiç benzemeyen bir kamyon. Bu kamyonun þoförü iyiydi. Hissediyordu bunu. Kamyonun kendisi bile yetiyordu bunu hissetmesi için. Bir gayretle bu kamyonun da arkasýndan koþmalýydýlar.
-Hadi kýzým, biraz daha gayret et.
Kýz bu sözü koþmaya baþladýklarýnda beri on kez duymuþtu. Saymýþtý bunu. Annesinin tekrar ettiði sözleri saymayý bir oyun edinmiþti kendine. Çocuktu daha. On üç yaþýndaydý. Oyun oynamak istiyordu. Ama bir o kadar da genç, hatta olgundu. Biliyordu baþlarýnýn dertte olduðunu. Bu kamyondaki amca kurtuluþlarý olabilirdi.
-Hadi anne, yetiþelim kamyona.
     Kamyoncu görmüþtü onlarý. Yavaþladý biraz. Durmadý ama. Buralar tehlikeliydi ve kimseye güven olmazdý. “Bir an önce dönmeliyim memlekete.” diyordu. Üç beþ kuruþ için gelmiþti buraya; ama dönmeliydi.
     Koþtular. Varýþý kurtuluþ olan koþuyu koþtular. Ve nihayet kamyonun önüne geçip durdular. Kadýn ellerini sallamaya baþladý. Kamyonu durdurmaktan baþka çare kalmamýþtý kamyoncu için. Galiba koþuyu kazanmaya az kalmýþtý.
-Ne istiyorsunuz?
Arapça konuþmuþtu kamyoncu. Biraz öðretmiþlerdi buraya göndermeden önce. Kadýn bu yüzden onun Arap olabileceðini düþündü ve endiþeyle sordu:
-Nerelisin?
-Türk’üm.
-Memleketine mi gidiyorsun?
-Evet.
-Allah rýzasý için bu kýzý da al yanýna. Zalimler köyümüzü bastý. Zor kurtulduk ellerinden. Sen karþýmýza çýktýn. Eðer bizi yakalarlarsa bu kýzda namus býrakmazlar.
Adam çaresizce baktý kadýna:
-Benim üç tane çocuðum var. Nasýl bakarým ona?
-Memleketine gidince býrak bir yere. Baþýnýn çaresine bakar. Burada zalimlerin çamurlu sofralarýna meze olmasýndan iyidir.
Kamyoncu bunu yapmasý gerektiðini hissederek çocuðu kamyona bindirdi.
-Hadi sen de gel.
-Ben gelemem.
Kýz bunu duyar duymaz hýçkýrýklarla haykýrmaya baþladý:
-Beni tek baþýma mý býrakacaksýn? Býrakma beni anne! Sen de gel.
-Olmaz kýzým. Ben burada kalýp o zalimlerle savaþmak zorundayým.
-Ben de geliyorum o zaman. Savaþacaksak beraber savaþalým.
-Hayýr kýzým. Sen gidip kurtulacaksýn. Orda hayatý öðreneceksin. Bir gün bu topraklarý özgürce koklamak, baðrýna basamak sana nasip olacak. Beni hiç düþünme. Hadi git artýk sen de kamyoncu. Allah senden razý olsun.
-Geleceðim anne. Bir gün bu topraklarý koklayýp baðrýma basacaðým.
     Yola çýkalý yarým saat olmuþtu. Artýk daha güvenli bir yerdeydiler. Yarým saattir hiç konuþmamýþlardý. Kýz hep aðlamýþtý. Yaþlar hala kanal arýyordu süzülmek için gözlerinden yanaklarýna. Fakat bunu kamyoncuya belli etmemek için çok uðraþmýþtý. Baþýndaki örtünün ucuyla silmeye çalýþýyordu gözlerini. Fakat artýk dayanamýyordu. Tüm dünya onu duyuyormuþ gibi baðýra baðýra aðlamaya baþladý.
-Niye aðlýyorsun?
-Allah zalimlerin cezasýný versin. En sonunda beni anamdan da ayýrdýlar ya, Allah o zalimlerin cezasýný versin.
Kýz bunlarý Türkçe söylemiþti. Kamyoncu þaþkýn bir þekilde “Sen Türkçe biliyorsun.” dedi. Kýz da ayný derecede þaþkýndý. Fakat bu þaþkýnlýk biraz önceki kýzgýnlýk ve hüzünden ayýklanmýþ bir þaþkýnlýktý. Artýk yüzünde hüzün yoktu. Çünkü biraz önce dünyanýn en yalnýzýydý. Þimdi ise yanýnda dünya vardý.
     Biraz daha þaþýrdýktan sonra “Türkmen bir arkadaþým vardý. O öðretmiþti bana Türkçe’yi." dedi. Sanki çat pat bilinen Türkçe un, Türkmen þivesi de su olup hamur gibi yoðrulmuþtu onun aðzýnda.
-Çok þirin konuþuyorsun Türkçe’yi, biliyor musun?
Utanmýþtý þimdi de. Bir þey demedi. Bu demeyiþ yeni bir sessizliðin kapýsýný açtý yavaþça.
Epey sonra bir benzinlikte durdu kamyoncu. Kýz tedirgin olmuþtu burada durmalarýndan.
-Neden durduk?
-Yemek yiyelim. Karnýmýz acýkmýþtýr.
Kýz birden yemek diye bir þey olduðunu hatýrladý. Saatlerdir unutmuþtu insanlarýn yaþamak için yemek zorunda olduklarýný.
     Benzinliðin lokantasýna girdiler beraber. Pencereye yakýn bir masaya oturdular. Kamyoncu “Ben elimi yüzümü yýkayayým, gelirim birazdan.” dedi.
O an “Gitme, kal, beni yalnýz býrakma.” demek istiyordu. Bunu hissediyordu çünkü. Fakat yapamadý. Kamyoncunun gelmesini bekledi sessizce.
-Ne yiyelim?
-Bilmem. Sen ne istersen onu yiyelim?
-Zaten vaktimiz dar. Burasý da çok güvenli deðil. Bir an önce yiyelim bir þeyler de gidelim.
Yediler kendilerince bir yemek. Biraz çorba, biraz soðan ve ekmek…
-Hadi gidelim artýk.
Tekrar yollar. Yollara dönmeli, gitmeliydiler. Ama karþýlarýnda kocaman bir soruyla… Deminden beri gizlenen, gelmesi istenmeyen bir soru iþte tam bu sýrada dikilmiþti karþýlarýna. Kamyoncu “Ne yapacaðým ben bu kýzý?” diye, kýz da “Ne olacak bana?” diye düþünüyordu çaresiz. Uzun bir konuþmamadan sonra aniden bir þey oldu. Kýz eline içini yansýtan aynayý alýp düþündüklerini söyleyiverdi:
-Ne yapacaksýn bana?
"Ne yapacaksýn bana?" Bu soruya kamyoncunun da elinde bir aynayla cevap vermesi gerekiyordu. Ama ayný aynayý eline alamadý hemen.
-Ne demek istiyorsun?
-Beni nerde býrakacaksýn?
-Bilmiyorum. Diyarbakýr’da býrakýrým seni herhalde. Bir otele yerleþtiririm. Beþ altý günlük paraný da veririm otelciye. Sonrasý için ben de bir þey yapamam.
Yeniden aðlamaya baþladý kýz. Diyarbakýr’ýn neresi olduðunu bile bilmeyerek. Kamyoncu onun aðlamasýna dayanamamýþtý. Ama ne yapacaðýný bilmiyordu iþte. Ne kadar bilmek istese de…
     Uzun bir sessizlik daha baþlamýþtý kýzýn aðlamasýndan sonra. Uzun bir yolu geçmiþlerdi ve artýk sýnýrdaydýlar. Türkiye’ye gelmiþlerdi. Birden adamýn aklýna hiç akýl edemediði bir þey geldi. Kýzý sýnýrdan nasýl geçirecekti? Bunu hiç düþünmemiþti. Neyse ki kýzý fark ettirecek kadar yaklaþmamýþtý daha. Hemen arabayý durdurdu.
-Ben seni sýnýrdan nasýl geçireceðim?
-Geldik mi sýnýra?
-Geldik ve ben seni sýnýrdan nasýl geçireceðimi bilmiyorum.
Sinirlenmiþti. Sinirlenmiþti ve anýnda piþman olmuþtu.
-Özür dilerim, kendimi kaybettim birden. Geçireceðim kýzým bir þekilde seni sýnýrdan.
     “Kýzým” demiþti ona. “Kýzým.” Kendini acayip hissediyordu þimdi. Zalimler tarafýndan öldürülen babasý canlanýp karþýsýna dikilmiþti sanki. Hiçbir erkek ona bu kadar içten “kýzým” dememiþti babasýndan sonra. Mutluluk ve þaþkýnlýðýn birbirine bezendiði bir suyu baþýndan aþaðý dökmüþtü sanki bu adam. Artýk ondan korkmazdý. Korkamazdý. Çünkü “baba” demek istiyordu ona. Babadan korkar mýydý insan?
     Kamyondan kimseye göstermemek için büyük bir çaba sarf ederek çýkardý kýzý. Üstü muþambayla kapalý kasaya girdiler.
-Bu kutularýn arasýnda bekle. Sakýn ses çýkarma.
-Tamam.
     On beþ dakika geçmiþti. Epey uzaklaþmýþtý sýnýrdan. Artýk indirebilirdi onu. Ýndi ve kapýsýný açtý kasanýn. Karþýsýnda korku giysisi içinde oturan kýzý görünce hemen yanýna gitti ve baðrýna bastý:
-Korkma kýzým, geçtik sýnýrdan. Rahat ol artýk.
-Tamam baba.
Baba mý? Nasýl söyleyebilmiþti bunu böyle birden? Utancýndan yerin dibine geçti.
-Yani amca demek istemiþtim. Sizi babam gibi gördüm bir an.
-Ýstersen baba de bana. Ben sana kýzým diyorum ya sen de bana baba diyebilirsin.
Hissettirmemeye çalýþýyordu, ama o da kýz kadar duygulanmýþtý. Tekrar baðrýna bastý onu kendi çocuklarýný da özlediðini iyiden iyiye hatýrlayarak.
     Yapamazdý. Yapamazdý artýk. Býrakamazdý onu tek baþýna. Çaresiz ve yalnýz koyamazdý onu. Kýzýydý artýk o. Sanki annesi baþka bir kadýn deðildi bu kýzýn. Kendi karýsýydý sanki onu doðuran.
     Memlekete gelmiþlerdi artýk. Karýsýný ve çocuklarýný görebilecekti. Ama þimdi yeni ve kocaman bir soru doðdu karþýsýnda. Karýsý ve çocuklarý kabul edecekler miydi bu kýzý?
-Hadi kýzým, Geldik evime. Hadi girelim içeriye.
     Ýçeri girerken bütün yoldaki tedirginlikten daha fazla el ayak titreten bir tedirginlik eþlik ediyordu ona. Ama içerden gelen bir ses erteledi bu tedirginliði.
-Anne, babam geldi! Babacýðým!
-Ahmet’im, geldin nihayet!
Kucaklaþmalarýn arasýna on dakika boyunca hiç kimse giremezdi bu vakitten gayrý. On dakikanýn sonunda ertelenen tedirginlik çaldý kapýyý.
-Gülüm, bak bu kýz…
-Fatma hoþ geldin.
-Fatma mý?
Kýzýn ismini bilmiyordu Ahmet. Kýz da Ahmet'inkini... O uzun yolculukta isimleri sormak akýl edilememiþti. Ýyi de karýsý nerden biliyordu kýzýn ismini? Þimdi de þaþkýnlýk belirdi evin kapýsýnda. Kendini biraz toparladýktan sonra konuþtu Ahmet:
-Niçin Fatma dedin kýza? Sahi be kýzým, ben senin ismini sormadým. Ýsmin ne senin?
Kýz da Ahmet kadar þaþkýndý þimdi.
-Fatma benim ismim.
Karýsý kocasýnýn ve Fatma’nýn þaþkýnlýðýnýn farkýndaydý.
-Ben Fatma’nýn seninle geleceðinden haberdardým. Rüyamda gördüm sizi. Açsýnýzdýr, yemek hazýrlayým size.
Þaþkýnlýk taht kurmuþtu eve þimdi. Yemeklerini yedikten sonra karýsý Ahmet’in yanýna geldi:
-Fatma bizimle kalabilir. Hiç tereddüt etme. Üç çocuðumuza baktýðýmýz gibi ona da bakarýz.
Ahmet’in tedirginliði "benin burada iþim bitti. gidiyorum." diyordu þimdi. Þaþkýnlýk hala duruyordu. Ama büyük bir rahatlýk duygusu girmiþti eve, Ahmet'e selam vererek. “Benim karým ne büyük bir kadýn” diyordu Ahmet kendisine, evinin oda sýcaklýðýndaki yataðýna girdiðinde. Evi hala terk etmeyen þaþkýnlýkla birbirlerine nasýl da isimlerini sormadýklarýný düþünüyordu. Ve de zalimlere raðmen kalplerinin ezelden gelen tatlýlýðýný…
Fatma “Anamý býraktýðým, zalim iþgali topraklar, vataným, çýkmayacak aklýmdan.” diyordu. O da þaþýrmýþtý isimlerini sormamalarýna. Annesiyle koþuþunu düþünüyordu gecenin çocuklaþmýþ vaktinde. Koþuyu kazanmýþtý Fatma. Ve biliyordu yeni bir annesi, babasý ve kardeþleri olduðunu, bu memleketi de seveceðini. Bir de o topraklarý bir gün özgürce baðrýna basýp koklayacaðýný...

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ..........
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
18 Þubat 2007
Merhaba Sevgili Özgür Yenigün; ÖYKÜNLE ÝLGÝLÝ SÖYLEYEBÝLECEKLERÝM KISACA ÞUNLAR: "On üç yaþýndaydý. Oyun oynamak istiyordu. Ama bir o kadar da genç, hatta olgundu. "....Bu üç cümlede, sýralama hatasý var bence.Ve anlam kargaþasý ..."Bir o kadar da genç, hatta olgun" demiþsin ya, ne kadar olduðu belli deðil.Gençliði ve olgunluðu, neyle kýyasladýn?Yani, baðlantý kurulan varlýklar veya sýfatlar arasýnda kopukluk var...Ardarda gelen cümlelerde farklý zaman eki kullanma.Ya hep geniþ zaman, ya hep di'li geçmiþ zaman ya da hep miþ'li geçmiþ zaman eki kullan....."Yemek yiyelim. Karnýmýz acýkmýþtýr."...Bu cümle hatalý kurulmuþ.Ýnsanýn, karnýnýn acýktýðýndan haberi olur."Karným acýktý, senin de acýkmýþtýr." þeklinde olabilirdi....Beðendiðim cümleler de þunlar oldu:"Þaþkýnlýk taht kurmuþtu eve þimdi."...."Fakat bu þaþkýnlýk biraz önceki kýzgýnlýk ve hüzünden ayýklanmýþ bir þaþkýnlýktý."........"Deminden beri gizlenen, gelmesi istenmeyen bir soru iþte tam bu sýrada dikilmiþti karþýlarýna. "........."Ýçeri girerken bütün yoldaki tedirginlikten daha fazla el ayak titreten bir tedirginlik eþlik ediyordu ona."......Ýleride daha güzel öyküler yazabileceðinin izleri var bu öyküde.Baþarýlý çalýþmalarýnýn devamýný dilerim...Sevgiyle kal...Kâmuran Esen




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ay Gülecek

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Salgýn Sendromu
Salyangoz
Cami Konuþur Mu?
Cýrcýr Böceði Savaþý
Merdiven Basamaklarý
Yaþlý Bir Adamýn Hasreti

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Cehennem Cevdet'in Ýpleri [Deneme]
Bursa Bir Devdir [Deneme]


Özgür Yenigün kimdir?

Ne yaþarsam ya da yaþamak istersem onu yazarým.

Etkilendiði Yazarlar:
..............


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özgür Yenigün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.