..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceðin güzellikleri bir düþün ve mutlu ol. -Anne Frank
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Günlük Olaylar > Mehmet Sinan Gür




9 Nisan 2002
Ýzedebiyatta Yenilikler Tartýþmasý Forum Notlarý  
Mehmet Sinan Gür
Birkaç gün Ýzedebiyatýn forumlarýnda yenilikleri ve önerileri ‘tartýþtýk’. Ýyi ki birbirimizi görmüyorduk. Görseydik kýrýcýlýk konusunda TV’lerde izlediðimiz forumlarý aratmak bir yana, herhalde çok gerilerde býrakýrdýk. Býraktýk da zate


:BFHF:
Sevgili Okurlar,
Birkaç gün Ýzedebiyatýn forumlarýnda yenilikleri ve önerileri ‘tartýþtýk’. Ýyi ki birbirimizi görmüyorduk. Görseydik kýrýcýlýk konusunda TV’lerde izlediðimiz forumlarý aratmak bir yana, herhalde çok gerilerde býrakýrdýk. Býraktýk da zaten. Konu kapandýktan sonra bakýyorum da sözler parça parça daðýlmýþ, saðda biraz, solda biraz, araya baþka sözler karýþmýþ. Sonradan neler olduðunu anlamak isteyen bir kiþi için geliþimini takip etmek oldukça zor olacak. Suçlamalar, hakaretler var. Bir de yazýlarý sondan baþa doðru okumak zorluðu var. Yazýlarý takip edemeyen biri her yazýyý göremeyeceði için çok yanlýþ sonuçlara varabilir. Burada hepsini toparlamak istememin nedeni budur. Hiçbir sözü deðiþtirmeden, eklemeden ve atlamadan buraya aktarýyorum. Konu Açýk Büfede baþlýyor, izedebiyat forumunda bitiyor.

Diren Yardýmlý:
Deðerli yazarlarýmýz! Yakýn bir gelecekte Haftanýn (ya da Ayýn -bir türlü karar veremedik)Yazarlarýný seçmeye baþlayacaðýz. Seçilen yazarlarý anasayfada özel bir bölümde duyuracaðýz. Seçimi biz deðil, sizler yapacaksýnýz. Kütüphanelerde en çok çýkan yazarlar Haftanýn/Ayýn Yazarý olmaya hak kazanacaklar. Size ün, þöhret ve zenginlik getirmeyecek belki, ama ÝzEdebiyat'ta özel bir yeriniz olduðunu bir kez daha hatýrlatacak size. :) Sizden ricamýz, kimse dýþarda kalmasýn diye, kütüphanelerinize doyasýya sevdiðiniz yazýlarý eklemeniz. Elbette, her zaman söylediðimiz gibi, kendi yazýlarýnýzý bunun dýþýnda tutmaya özen göstererek. Kütüphanelerini aðýrlýk olarak kendi yazýlarý için ayýran yazarlarý bu seçime katamayacaðýmýzý þimdiden hatýrlatalým. Bu projeyle ilgili görüþ, eleþtiri ve önerilerinizi bekliyoruz. NOT: Bu arada ÝzEdebiyat'ýn günlük ortalama giriþini merak edenler için, ortalama 3000-5000 arasý sayfa açýlýyor her gün. Bir Yahoo olamadýk belki henüz, ama Yahoo da batýyor deniyor... Burada ise her ay bir önceki ayý ikiye katlýyoruz neredeyse. :)

Naci Elmalý:
Sevgili Diren Yardýmlý, sizi bir kez daha kutluyorum. Ayýn ya da haftanýn yazarý olmak önemli olabilir de olmayabilir de, bu biraz bazý þeyleri aþmýþlýk meselesi. Ancak madem ki ortada týklama denilen bir sistem var, o halde forumlardaki önerilerimde göreceksiniz ki, kütüphanecilik bundan daha güzel bir sistem, daha adil bir sistem olacaktýr. Nitekim siz de böyle düþünmüþsünüz, aklýn yolu birdir. Böylece kütüphanesine kendi yazýlarýný dolduranlarýn baþka kütüphanelerde ayný ilgiyi görüp görmediklerini hep birlikte göreceðiz. Bir kez daha altýný çizeyim, bu bir yarýþ deðil, ölçü de deðil. Ancak nasýl bir insan evini sevdiklerine açar ve misafirperver davranýrsa, yazýlarýmýz da bundan böyle, kütüphanelere misafir olacak. Yine altýný çizeyim ki, haftanýn yazarý veya ayýn yazarý olup olmamak önemli deðil, yazýlarýmýz belki biraz daha okunmuþ olacak. Hevesinizi kýrmayacaðýmý umarak, bu kez de yahoo.com,hotmail.com, xxxx.xxxx@hotmail.com vb sanal içinde sanal yazarlar ve kütüphaneleri türeyebilir. Sanal içinde sanal kütüphanelerine yine zirvede görmek istedikleri kendi gerçek isim altýndaki yazýlarýný ekleyebilirler. Aptalca bir hýrsýn sýnýrý yoktur ama aklýn da...Çözümün yine sizlerden geleceðini umuyorum. Sevgiyle kalýn

Diren Yardýmlý:
Sevgili Naci Elmalý, sizin daha önce atmýþ olduðunuz mesajýnýz bize yol-gösterici oldu. Listeleri kütüphanelere göre belirlememiz olanaksýzdý, çünkü henüz yazýlarýn çok az bir kýsmý kütüphanelere girmiþ bulunuyor. Ancak haftanýn/ayýn yazarý için kütüphaneler adil olur diye düþündük. Biz de size teþekkür ediyoruz.

Uður Ýzzet Karakoç:
Öncelikle haftanýn mý ayýn mý olmasý konusunda bir öneri sunmak istiyorum.Kanýmca haftanýn yazarý þeklinde seçim daha mantýklý çünkü bildiðimiz gibi izedebiyat çok hýzlý güncellenen bir site.Bu kadar hýzlý akan bir site için ayýn yazarý durumu fazla yavaþ kalýr inancýndayým.Benim önerim haftanýn yazarý þeklinde olmasý ve her hafta tekrar gözden geçirilerek yenilenmesidir.Naci arkadaþýmýzýn dediði gibi aptal hýrsýn sýnýrý yoktur.Kendilerini yukarýda görme dürtüsüne kapýlanlar bin bir numara çevirebilirler.Ancak kendilerini kandýrmaktan öte birþey olmayacaktýr bu.Ayrýca madem kütüphaneler kriter alýnacak yazarlarý kütüphane kurmaya teþvik etmeliyiz.Gördüðüm kadarýyla kütüphane sayýsý yazar sayýsýyla kýyaslanamayacak kadar az durumda.Bu teþvik konusuna nasýl bir çözüm bulacaðýnýzý bilemiyorum,bu konudaki önerim tepki çekebilir ama yinede paylaþacaðým.Ben sadece kütüphane kuran yazarlarýn haftanýn yada ayýn yazarý seçilme hakkýnýn olmasý gibi bir öneri sunacaðým.Birileri kalkýp vay efendim kütüphanesizleri dýþlýyacakmýyýz demesin bu önerinin amacý kimseyi dýþlamak deðil sadece kütüphane kurma eyleminin yayýlmasýný saðlamak.Böylece bu deðerlendirmeye girmek isteyen herkez bir kütüphane kuracaktýr.Ayrýca "yok ben kütüphanede kurmam deðerlendirmeyede girmem" deme haklarýda vardýr yazarlarýmýzýn.Bu yöntem kimseyi kütüphane kurmak zorunda býrakmadan kütüphaneye teþviktir.Kanýmca içerisinde dolaylý yoldan küçücük bir zorlama bulunsada zararsýzdýr ve kütüphanelerin yaygýnlaþmasýna yardýmcý olur inancýndayým.Umarým karþýlýklý önerilerle bu iþi düzgün bir yola koyarýz.Herkeze baþarýlar diliyorum.Hadi bana yallah.

M.Sinan Gür:
Kütüphane oluþturan, veya kütüphanesine baþka yazarlarý alan kiþi haftanýn adamý olabilir. Ama beðenilen bir yazar olmak bence farklý bir þeydir. Kütüphaneleri bu iþe karýþtýrmasanýz daha iyi olur deme hakkýný kendimde görüyorum. Çünkü 3 tane kütüphanem var ve birinde benim hiç yazým yok; hepsi baþkalarýna ait. Diðer ikisini de kütüphane özüne sadýk kalarak kullanýyorum. Yani beni haftanýn adamý seçerseniz mutlu olurum :)

Naci Elmalý:
Burada sevgili Sinan Gür'e katýlýyor ve kendisini "tüm zamanlarýn adamý" ilan ediyorum, tüm iyi niyetimle:) Zaten önerimde belirtmiþtim, bu bir yazar seçimi ve asla bir kriter, ölçü deðil. Ancak "týklama" olgusu da kimseyi yazar yapmýyor ki. Yapmadýðý gibi bir de kimin ne kadar okunduðu konusunu bulanýklaþtýrýyor ve içinden çýkýlamaz hale getiriyor. Sistemden herkes memnunsa, ben de memnunum. Aynen devam edebilir elbette. Ben bir daha bu sitenin "hýyarý" olmamak için beni "hýyar" yapanlarla empatik iletiþim kurmam sonucunda, bu tip bir öneri getirmiþtim. Çünkü dedim ya, "týklama" yüzünden herkes sistemcilere ve birbirlerine acýmasýzca saldýrdý. Kimsenin bir çözüm önerdiðini görmedim. "Adam" mý "yazar"mý konusunda ben düþüncemi net ortaya koyan forum baþlýðýný attým zaten. Aramýzda hem bayanlar da var, yazarlýk uymuyorsa "adam"dan baþka bir tanýmlama arayalým derim. Kendi adýma, "Haftanýn En Çok Sataný"ný öneririm. Her iki cinsi de kapsýyor, erkek+diþi=insan. Dedim ya, zaten "týklama"ile de yazar olunmuyor. Bir baþka önerim: Her yazarýn kütüphane kurarken sanal bir parasý olsun. Parasýna göre kendi yazýlarý dýþýnda yazýlar satýn almak zorunluluðu olsun. Ve her hafta kendisine verilen sanal parayý tüketmek zorunda kalsýn. Sanal paranýn miktarý ve birim yazýlarýn fiyatlarý þöyle tespit edilebilir: Toplam Yazý Sayýsý/Toplam Yazar Sayýsý = Haftalýk Ortalama Yazý Sayýsý Toplam Para Miktarý/Haftalýk Ortalama Yazý Sayýsý = Birim Yazý Fiyatý Bu eðlenceli bir oyuna dönüþtürülebilir. Birileri çýkýp "oyun gereksinimini git oyun sitelerinde gider, burasý bir edebiyat sitesi" diyebilirler. Onlarý þimdiden duyar gibiyim. Ancak derim ki, hayatýn kendisi zaten oyundur. Kimine göre tavladýr: zar tutan da var, zar bekleyen de...Kimine göre satrançtýr: piyon da var, vezir de, þah da ve sonunda mat da...Neden dýþarýdaki gerçek yaþamý buraya taþýmayalým ki? Bu konuda fikirler üretelim. Siteyi sanal bir pazara dönüþtürebiliriz. Hepinize sevgiler:)

Diren Yardýmlý:
Sevgili Naci Elmalý, önerin çok eðlenceli duyuluyor, ama bizim de yapabileceklerimizin sýnýrlarý var. Ayrýca iþin içine para soktuðumuz an çok geçmeden borç alma, buna baðlý olarak faiz oranlarý, sonra da enflasyon gibi sorunlarla boðuþmamýz gerekebilir. Hepimiz Türküz ne de olsa, para dedik mi bunlarý da hesaba katmak gerekiyor... :) Sevgili Uður Ýzzet Karakoç, aslýnda Haftanýn Yazarý bize de en baþta daha mantýklý geldi, ama bunun biraz kütüphanelerdeki hareketliliðe baðlý olduðunu düþünüyoruz. Eðer herkes kütüphanelerine gerekli ilgiyi gösterirse, ayýn deðil haftanýn yazarý yaparýz. Sadece kütüphaneleri olan yazarlarý seçme önerinize gelince... bunu düþüneceðiz, kulaða mantýklý geliyor, ama yine bakalým, kütüphanelerde ne kadar hareketlilik olacak. Proje biraz daha somutlaþsýn, herkese bu konuda bir mektup atmayý düþünüyoruz. ** Mehmet Sinan Gür, öncelikle sizin kütüphanelerinizin ÝzEdebiyat'ta en çok açýlan sayfalar arasýnda yer aldýðýný bilmelisiniz. Keþke bu iþi herkes sizin kadar özenli yapsa... size bu konuda özel bir teþekkür borçluyuz. Bununla birlikte kütüphanelerin ÝzEdebiyat'ýn belkemiði olmasýný istiyoruz, çünkü sadece listelerle bu iþ yürümüyor. Dolayýsýyla Uður Ýzzet Karakoç'un dediði gibi, küçücük bir zorlama, sonunda hepimiz için buranýn daha güzel bir yer olmasý anlamýna gelebilir. Kütüphaneler geliþirse zamanla Haftanýn Kütüphanesi'ni de seçebiliriz ayrýca. Çünkü genel istatistiklere baktýðýmýzda, okurlarýn kütüphanelerden yoðun bir biçimde yararlandýklarýný görüyoruz. Bu arada birkaç mektup aldýk, burasý yarýþ alaný mý diye... deðil elbette, ama ÝzEdebiyat herkese açýk olduðu ölçüde bir rekabet ortamýnýn oluþmasý da kaçýnýlmaz.. ayrýca da kanýmýzca çok da kötü birþey deðil. Yine de burayý daha da "insancýllaþtýrmak" için önerileriniz varsa, bekliyoruz...

Kenan Þahin:
Hangi yapýtlarýmýzýn hangi kütüphanelerde bulunduðunu, iþlem merkezinde gösteren bir sýkript eklentisi mümkün müdür acaba?

Meltem Gürel:
Sevgili Kenan Þahin, Diren ÝzEdebiyat'ýn programcýsý Kývanç'la birlikte þu an Ýstanbul'da deðil, bu konulara da ancak onlar yanýt verebilir. Gelince, mesajýnýzdan haberdar edeceðim kendilerini.

M.Sinan Gür:
Merhaba, Sevgili Naci Elmalý, sizin söylediðiniz sistemi anlayamadým ise de sevgili Diren, oradaki ‘para’ kelimesi size sevimsiz geliyorsa, yerine ‘kredi’ kelimesi kullanýlabilir. Ya da daha basit bir düþünce ile kiþinin kütüphanesine aldýðý her kendi yazýsý için acýmasýz bir þekilde baþka birinin iki veya üç yazýsýný almasý zorunluluðu getirilebilir. Aramýzda ne biçim zorbalar varmýþ deðil mi? :) Þaka bir yana bu konuda ciddiyim. Böylece bir kütüphanenin kime ait olduðunu þimdiki gibi kolayca anlayamayýz. Baþka bir öneri olarak listelerde çýkan yazýlarýn sayýsý artýrýlabilir. Örneðin 20 yerine 40 yazý ayný anda görünsün. Bu okuyucuya daha çok seçenek saðlar. Bir öneri daha. Birinci sayfadan birinci sýrada olan yazýlara girilemesin. Yalnýzca görünsün. O zaman okuyucu listelere yönelmek zorunda kalýr. Belki birinciden baþka yazýlarý da okur. Birinci sayfada yalnýz saðdan yeni çýkan yazýlar listesinden girilebilsin; hatta bunlar ortaya alýnýp geliþtirilsin. Bir öneri daha. Yerine saðda günlük olarak çýkan listeler en az bir hafta sürecek þekilde yeniden düzenlensin. Çünkü siteye herkes her gün giremeyebiliyor. Hatta periyodik olarak haftalýk, aylýk girenler olduðunu sanýyorum. Ama yazý yandan süratle geçtikten sonra, ne kadar güzel bir yazý olursa olsun bir daha okunmayabiliyor. Bunlardan baþka bir derdimi de söylemek istiyorum. Yazýlarýmý baþkalarýnýn kütüphanelerine alýp almadýðýný yazýya girmeden anlamak istiyorum. Sevgili Diren, bana kýzma olur mu? Bazen þakacý konuþmayý severim. :) Sevgiler.

Naci Elmalý:
Sevgili Sinan Gür, sistemi size ayrýntýlý anlatabilmem için özel mesaj göndermeme izin verir misiniz? Çünkü forumlarda kimilerince yanlýþ anlaþýlmaktan korkuyorum. Para, hýrs, þan, þöhret vb. Demem o ki aslýnda, bir piyasa düþünün, yayýnevlerinin olduðu bir piyasa. Yayýnevleri bu piyasada "giriþimci, sermaye sahibi vb" rol üstlenmekteler. Týpký gerçek yaþamda olduðu gibi. Yazarlarda üreten kesim. Geriye okurlar kalýyor, yani tüketici. Gerçek yaþamda Orhan Pamuk çok satýyor olabilir, ancak bizim piyasamýzda M. Sinan Gür, Afife Demirtaþ çok satabilir. Karþý Edebiyat gibi bir þey. Bizim piyasamýzýn kendimize bir iyiliði de, metazori de olsa birbirimizi okumak zorunda kalacaðýz. Çünkü kütüphaneye alýnacak yazýlar, elbette okunup, seçilmiþ, ortak birþeyler bulunmuþ yazýlar olacaktýr diye umuyorum. Aksi halde týklamaya devam edelim gitsin. Ýlginize teþekkürler, ayrýca

M.Sinan Gür
Ýzin ne Demek? Sevgili Naci Elmalý, bana yazmanýz için izin almanýz gerekmez. Ýstediðiniz zaman yazabilirsiniz. Selamlar

Ýsmail Bora Özcan:
Tekrar merhaba. ÝzEdebiyat'a her gün onlarca yazý ekleniyor. Her gün bakma olanaðý olmadýðýndan bu durum yazýlarýn takibini -bence- güçleþtiriyor. Hangi yazar en son hangi yazýlarýný eklemiþ bunu izlemek zor oluyor. Bunun için size bir önerim var: Yazarýn her hangi bir yazýsý açýldýðý zaman sayfanýn bir yerinde "en son eklenen yazýlarý" þeklinde bir alt bölüm konulmasý mümkün mü? Böylece yazarlarýn yazýlarýný daha kolay izleyebiliriz diye düþünüyorum. Her þey güzel bir ÝzEdebiyat için...

Kývanç Altýneski (Ýzedebiyat çalýþaný):
Kütüphaneleri Ýþlem Merkezlerinizden takip edebilmeniz için yakýnda bir güncelleme yapacaðýz.

M.Sinan Gür:
Merhaba, size birkaç yerde birkaç öneri sundum. Bunlarý toparlayýp yenileri ile birlikte yeniden yazýyorum. Arama motoru geliþtirilmelidir. 4 ana arama yapýlabilmelidir. Konular, yazarlar, kütüphaneler, yeniler. Bunlar seçilince isimler baþka bir kutuda görünmelidir. Yalnýzca ‘hepsi’ seçeneðinde araþtýran kiþiye ne yazacaðýna izin verilmelidir. Ana sayfaya “Bu hafta yazý gönderen yazarlar” eklenmelidir. Bu seçildiðinde ayný arama motorunda olduðu gibi, o kiþinin yalnýz yeni yazýlarý görünmelidir. Gerekçesi þudur. Bir kiþi bir yazý gönderirken bir kiþi 15 yazý gönderebiliyor. Yazý doðrudan arþive, eski yazýlarýn arasýna gittikten sonra onu oradan seçmek zahmetli oluyor. Ýsimler üzerinden gitmek fazla yer de gerektirmez. Bundan sonraki önerilerim olsa da olur olmasa da þeklinde. Bir kimse kendi bilgisayarýndan kendi yazýsýna girerse o týklama olarak kabul edilmesin. Yazýnýn altýnda kiþinin kütüphanesi görünüyor. Demek bilgisayar programý, kimin nereden girdiðini tanýyor. Listelerin sonundaki haftalýk seçenekleri kaldýrýlsýn. Onun yerine saðdaki seçenek geliþtirilsin. Listelerde çýkan yazýlarýn sayýsý artsýn. Örneðin 20 yerine 40 yazý ayný anda görünsün. Bu okuyucuya daha çok seçenek saðlar. Birinci sayfadan birincilere girilemesin. Kiþi listelere yönelsin. Böylece diðer seçenekleri görmüþ olur. Bir yazý veya yer týklanýnca yeni bir pencere açýlsýn. Var olan pencere deðiþmesin. Bu da geri dönüþ zorunluluðunu ortadan kaldýrýr. Kiþinin keyfi yerinde ise baþka bir yazýya daha bakar. Sevgiler.

M.Sinan Gür: (Açýk Büfe’de)
Asýl büyük yazýyý izedebiyat foruma koydum. Orada olmayan önerilerim þunlar: Yazarlar için ve kütüphaneler için arama motorlarý. Ya da konularý da içeren bir sörf tahtasý. Bir kerede istediðiniz yere gidebilme olanaðý.


M.Sinan Gür: (Açýk Büfe’de)
Gene biraz acele ettim. Yazýyý yazdýktan sonra arama motorunu kullandým. Gayet güzel çýkýyor. Ama sanýrým tasarýmý nedeniyle bu iþlere yaradýðý anlaþýlmýyor. Yalnýzca 'Her yerde' sözü var. Dýþarýdan bakarken neler yapabileceðini, ararken de isimleri görsem, yazmak yerine onu seçsem daha kolay olmaz mý?

Sinem Karagöz:
Ben bu sitenin yapýmcýlarýndan biri olsaydým Sinan Bey'in mesajýndan rahatsýz olurdum. Kendisinin adeta dikte ettiði yeniliklerin hiçbirinin aciliyeti de yok ayrýca. Site yöneticileri zaten durmadan yeni þeyler yapýyorlar. Bence bundan fazlasý yeni gelen biri için kafa karýþtýrýcý bile gelebilir. Ama.... yine de benim de ufak bir tavsiyem olacak... bir yardým sayfasý koyamazmýsýnýz? Neleri nerde bulabiliriz þeklinde. Ya site haritasý gibi birþey. Ben Ýzedebiyat'ý açýldýðý günden beri takip edenlerdenim (o zamanlar üç beþ yazar vardý sadece, ayrýca kütüphaneler, forumlar da yoktu) ve yazarlarýn arttýðý kadar sitenin yenilikleri de artmasýna sevinerek tanýk oldum. Bir noktadan sonra insan sitenin içinde kayboluyor resmen! Þikayet deðil, tersine çok güzel birþey bu... Ama bir site haritasý ilk gelenler için faydalý olur diye düþündüm. Sevgiyle, Sinem

Diren Yardýmlý:
Sinan Bey ve Sinem Haným... önerileriniz için teþekkür ederiz. Önümüzdeki hafta bir araya geldiðimizde hepsini ele alacaðýz. Daha yapýlabilecek çok þey var aslýnda, biliyoruz, ama siteye yeni öðeler ekledikçe sitenin çalýþma hýzý da yavaþlýyor, o yüzden ancak en acil olanlarý yaþama geçirebiliyoruz.

M.Sinan Gür:
Hayret. Sayýn Sinem haným, siz olsaydýnýz rahatsýz olabilirdiniz. Ama ben o yazýyý size yazmadým. Site yöneticilerine yazdým ve onlar benim nasýl bir kiþilik sahibi olduðumu biliyorlar. Siz olsaydýnýz belki yazmazdým bile. Konuþmak susmaktan iyidir. Çünkü o zaman ümit vardýr. Saygýlar.

Sinem Karagöz:
Haklýsýnýz, bana yazmadýnýz, özür diliyorum. Ama buraya yazdýðýnýz bir mesajý herkes okuyor, bunu da unutmayýn. Benim baþka birine yazdýðýnýz bir mesajdan rahatsýz olma hakkým var. Sizin nasýl bir kiþilik sahibi olduðunuz da beni pek ilgilendirmiyor. O mesajda olduðunuzdan daha kibar ve iyi bir insan olabilirsiniz, ama o mesaj yine de kaba bir mesaj. Ýsa da olsanýz, o kaba bir mesaj. Bunu da söyleme hakkým var.

M.Sinan Gür:
Sayýn Hanýmefendi, Ben briç oynarým, kýsýtlý bir bütçem var, program yapmasýný bilirim, cep telefonuyla saatlerce konuþmam, ve... boþu boþuna laf söylemeyi, gereksiz satýrlar doldurmayý sevmem. Yazýmý baþka bir yerde yazdým, iyice kýsalttým ve gönderdim. Benim tarzým budur. Kýsadýr ama kaba deðildir. Sizi de ilgilendirmez. Ama yine de ne yaptýðýmý anlatmaya çalýþýyorum. Siz içerikle deðil, þekille uðraþýyorsunuz. Ne önermiþim, bir bakýn bakalým. Ne yazýk, biliyorum ki ne söylesem sizin sabit düþüncenizi deðiþtiremem.

Sinem Karagöz:
Hayýr, sayýn bayým. Siz kaba birisiniz. Briç oynayýp oynamadýðýnýz veya bütçenizin ne durumda olduðunu sorduðumu da hatýrlamýyorum. Çok prensiplisiniz anlaþýlan, ama ben prensipli olup olmadýðýnýzý da sormadým. Bu arada bilginiz olsun, ben dikiþ yapmasýný çok iyi bilirim, ayrýca makarnayý da sekiz dakkadan fazla asla piþirmem. Sabit fikirli olabilirim, ama kaba deðilim. Birisi önüme dokuz dakika piþirilmiþ bir makarna getirdiðinde 'Böh! Ben bunu yemem!' demem. Ya da 'Sekiz dakka piþir!' de demem. Fikirlerimi nezaketle sunarým, kimseye emir vermem. Size de bir türlü anlatamadýðým þey bu. Kýsa ve öz olma çabanýz kabalýk yapmanýz hakkýný vermiyor size. Bilmem, anlatabildim mi??

M. Sinan Gür:
Sevgili izleyiciler, siz olmasanýz çoktan susmuþtum. Ama bu vesile ile baþka bir konuya deðinmek istiyorum. Sinem haným sonu ‘sevgiler’ diye biten yazýmý kaba buluyor. Öneriler diye baþladýðým, içinde ‘olsa da olur olmasa da’ diye bir cümle bulunan yazýmý emirler yaðdýrmak diye niteliyor. Yetmiyor, beni de kaba buluyor. Üstelik bir ‘merhaba’ bile demeden. Neden? Yazýnýn içinde meli, malý, yapýlsýn, edilsin kullanmýþým. Bu konunun öncesini bilmediði de anlaþýlýyor. Bu hanýmefendi ile daha önce hiçbir diyalogumuz olmadý. Benim yüzümü görmüþ, sesimi duymuþ, elimi sýkmýþ deðil. Parantez içinde sanal olmak iþte böyle bir þey. Hakkýmda zerre kadar fikri yok ama kararýný çoktan vermiþ. Üzerine vazife olmayan bir konuda beni uyarmýyor bile. Ama o ‘haklý’. Yazdýðým yazýlardan birini bile okumadýðý neredeyse kesin. Peki neden böyle yapýyor? Çünkü önyargýlý. Beni hiç tanýmadan çevresinde gördüðü ve sevmediði birine benzetiyor. Ne yazýk ki demem gereken bir nokta da bu haným kendisinin demokrat bir kiþi olduðunu düþünüyor. Bazý yazýlarda direkt olarak bazýlarýnda dolaylý olarak hep þu öneride bulundum. Biriyle tanýþtýðýnýz zaman önce bir ‘Merhaba’ deyin; bakalým ne olacak. Demokrat olmak budur. Kiþiyi görür görmez hemen kedi gibi pýflar, týrnaklarýnýzý gösterirseniz o da size aynýsýný yapar. Çünkü ayný silahlardan onda da vardýr. Önyargý bir kedide olursa yabanilik olarak kabul edilir. Ama bir insanda yaralý bir ruh belirtisidir. Ne yazýk ki ülkemizde insanlar hep yaralý. Burada þimdi hafifini yaþýyoruz. Asýl þiddetlileri futbol maçlarýnda oluyor. Baþý, gözü kanlar içinde insanlar görüyoruz. Sayýn Sinem Karagöz, birçok yazýmý siz ve sizin gibiler için yazdým ama özellikle ‘Düþünmek Yasaktýr’ sizin için. ‘Çoban Yýldýzý’nýn da bir bölümü sizin için; týrnaklarla ilgili olan bölümü. Okumayýn. Ne yazýk ki sizin gibi insanlarla daha çok karþýlaþacaðým. Yine ne yazýk ki daha önce söylediðim gibi fikrinizi deðiþtiremeyeceðim.

Naci Elmalý:
Sevgili Sinem Karagöz ve Sinan Gür. Ýkinize de bir þey söyleyeyim, bu siteye yazý yazan herkesin ortak buluþtuðu bir nokta var. Bu siteye zaman ayýrmalarý. Yani bu siteye zaman ayýrmak demek, baþka oluþumlara ayýrýlacak zamanlardan ödün vermek demek. Durum böyle olunca, her ikinizde ukalalýk olarak almayýn lütfen, birbirimizi duymaya, anlamaya çalýþýrsak daha iyi yol alýrýz. Aslýnda bende bir zamanlar sevgili Sinan Gür ile çok yoðun tartýþmýþtým ve her ikimizde birbirimize týrnak göstermekten öteye gitmiþtik. Sonra ben kendi adýma baktým ve dedim ki, "karþýmdan atmasýný beklediðim adýmý ben atayým" bu bana birþey kaybettirmezdi. Kaybettirmedi de. Bir dost kazandýrdý diye düþünüyorum. Hepimiz birbirimizle yazýþýrken kiþisel deðerlerimize saldýrmadan yazýþýrsak bunu kotarýrýz sanýyorum. Haydi sanal da olsa el sýkýþýn. Ýkinizinde güzel fikirleri, bu sitenin de güzel fikirlere gereksinimi var sanýyorum. Hoþçakalýn, ikinize de sevgiler.

Sinem Karagöz:
Bizim Gibilerden Yüce Siz’e. Çok haklýsýnýz, Naci Bey.. Sizin görüþleriniz her zaman benim için çok önemli zaten. Saygý, sevgi ve hayranlýk duyduðum bir yazarsýnýz. Ama yine de Mehmet Sinan Gür'e bir iki þey söylemek istiyorum. Bayým, ben sizin sonundaki "sevgiler" kelimenizi kaba bulmuyorum, onun dýþýnda geri kalan herþeyi kaba buluyorum sadece. Ve bir konuda yanýlýyorsunuz, ben baþýndan beri sizin söylediklerinizi takip ediyorum burada. Bir çok insanla þu ya da bu þekilde atýþtýðýnýzý da biliyorum. Belki biraz kendinize dönüp, sorunu kendinizde aramalýsýnýz. Ters bir insansýnýz, nezaket maskesi altýnda hep olumsuz düþünüyor, olumsuz yazýyorsunuz. Sizin yazýlarýnýzýn "benim gibiler" için olup olmadýðna da býrakýn benim gibiler karar versin. Bu hakký size kimse vermedi. Siz ben deðilsiniz. Ben size çok basit olarak kaba bir mesaj göndermiþsiniz dedim. Ve eminim bir çok insan da tonunuzu kaba bulmuþtur, ama size olan saygýlarýndan ötürü bunu söylememiþtir. Yine de kimse adýna konuþmak istemiyorum... Ama mesajýnýz yine de kaba, Sinan Bey! Ve yine "benim gibiler için" yazdýðýnýz makalelere gelelim. Kendinizi kurtarýcý olarak mý görmeye baþladýnýz þimdi de? Þunu söyleyeyim, önce insanlarý kendinizden bir basamak aþaða atýp, sonra da onlarý o engin dünya görüþünüzle kurtaramazsýnýz. Ýnsanlar aþaðýlandýklarýný hissettikleri an bir daha arkalarýný dönüp size bakmazlar. Ben de çok önceden sizin yazýlarýnýzý okumayý býraktým o yüzden.

Kenan Þahin:
Güzel ve aydýnlýk ruhlu insanlar burada bir site aracýlýðýyla ruhlarýna yakýþýr iþler yapmak çabasýndalardý. Bu insanlar arasýnda eleþtirel yönü aðýr basanlar, duygusal olanlar, eh biraz da kýrýcý olanlar olduðu gibi malesef anlayýþsýzlarda vardý. Ama bu kadar çok deðildi! Ya, neyin çabasýnda bu tür kiþiler? Bazý aðabeylerimiz ve yaþýtlarýmýz(ablalarýmýz da) sitenin oluþturucularýna bir takým önerilerde bulunmakta. Bu olmak zorunda. Daha iyisi için bize metafizik öðretilerden miras kalan muhafazakarlýðýmýzdan kurtulmak zorundayýz. Ýnsan iyi yönde bir þeylerin deðiþmesini talep ediyorsa bu talebi kaþ-göz iþareti ile bile yapsa kaba olamaz! Kimse, daha iyiye yönelmeye, daha ileride durmaya çalýþan insanlara, düzen bozucu, müþkülpesent muamelesi yapamaz. Þimdi kendi deðer yargýlarým çerçevesinde, malesef gözlemlemek zorunda kaldýðým bir olayý deðerlendirmek istiyorum. Sn. Sinan Gür' e, Sn. Sinem Karagöz'ün uyarý nitelðindeki mesajýný okudum önce. Aynen aþaðýdaki gibidir: ( Ben bu sitenin yapýmcýlarýndan biri olsaydým Sinan Bey'in mesajýndan rahatsýz olurdum. Kendisinin adeta dikte ettiði yeniliklerin hiçbirinin aciliyeti de yok ayrýca. Site yöneticileri zaten durmadan yeni þeyler yapýyorlar. Bence bundan fazlasý yeni gelen biri için kafa karýþtýrýcý bile gelebilir. Ama.... yine de benim de ufak bir tavsiyem olacak... bir yardým sayfasý koyamazmýsýnýz? Neleri nerde bulabiliriz þeklinde. Ya site haritasý gibi birþey. Ben Ýzedebiyat'ý açýldýðý günden beri takip edenlerdenim (o zamanlar üç beþ yazar vardý sadece, ayrýca kütüphaneler, forumlar da yoktu) ve yazarlarýn arttýðý kadar sitenin yenilikleri de artmasýna sevinerek tanýk oldum. Bir noktadan sonra insan sitenin içinde kayboluyor resmen! Þikayet deðil, tersine çok güzel birþey bu... Ama bir site haritasý ilk gelenler için faydalý olur diye düþündüm. Sevgiyle, Sinem) Sn. Sinem Karagöz, Sn. Sinan Gür'ün tavsiye ve önerilerinden sýkýlmýþ, rahatsýz olmuþ ve hatta onu site yöneticilerine sürekli bir þeyler öðütleyen bir dikteci olarak nitelemiþtir. Bu apaçýk ortada. Sn. Sinem Karagöz'e göre, Sn. Sinan Gür'ün dilekleri, aciliyetleri olmayan bir takým yenilikler. Ve fakat bakýnýz, bu katýlýmcýmýz kendi iletisinde bir yardým sayfasý dileðinden söz ediyor. Eh, bana göre de bunun pek bir aciliyeti yok. Aslýnda sitenin teknik olarak yardým gerektirecek bir karmaþýklýðý da yok. Ben þimdi bence dedim ya. Yanlýþ anlamayýn beni n'olur. Ama benim ya da baþka bir katýlýmcýnýn çýkýp da "Yardým sayfasý dileði aciliyeti olmayan bir öneridir. Bunun yazýlmasý kabalýktýr!" dememiz KABA'lýktýr açýkça. Sizlerden akran, kardeþ, oðul ve arkadaþ olarak rica ediyorum! Baharý ceplerimizde taþlarla karþýlamayalým. Hepimiz bu anormal soðuklardan koruduk erkenci çiçekleri! Güneþi, diriliþi sakladýðýmýz çiçeklerle karþýlayalým. N'olur, affedin beni ...

M.Sinan Gür:
Merhaba,
Sinem Hanýmýn bazý suçlamalarýna henüz yanýt vermedim. Benim için çok önemli. Yine düzeltmem gereken yanlýþlar. Bir kere beni Yüce olarak niteledi, diðer insanlarý küçük görmekle suçladý. Bu onun yakýþtýrmasýdýr. Fakat baþka kimseler de yapýyor. Size iþ yaþantýsýndan bir örnek vermek istiyorum. AutoCAD diye mimarlarýn kullandýðý bir program var. Ben 1987de öðrendim. Öðrenci iken programlama öðrendim. Ýþimde kullandýðým, yaptýðým 250 tane programým var. 100 kadar mimar ve teknik ressama AutoCAD kullanmasýný öðrettim. Profesyonel olarak. Yaþým 47 ama biraz genç gösteriyorum galiba. Yeni bir iþte yeni kiþilerle tanýþýrým. Diyelim yeni mezun mimarlar AutoCAD biliyoruz diye çalýþmaya baþlarlar. Abartmýyorum, bir saatlik iþ için bir gün uðraþýrlar. Ýþin bir yerinde o öyle deðil böyle yapýlýr deyince ukalalýk, tepeden bakmak olur. Gerçekte ben ona yol göstermeye çalýþýyorum. Bildiðim þeyi ondan sakýnmýyorum. Bildiðim halde söylemezsem daha fena deðil mi? Arkadaþlar bencillik yapmamý istiyorlar. Ama her zaman böyle olmuyor tabi. Ýþimiz bittiðinde tekrar tekrar teþekkür edenler de olur. Bir arkadaþ beni hala Diyarbakýr’dan arýyor. Bu durumla birlikte bir de karamsar olmak suçlamasý var. 12 Mart 1972 de lise öðrencisi idim. Ondan pek bir þey anlamadým ama þimdi birçok genç arkadaþ öyle durumda ki, o tarihte ne oldu diye soruyor. 12 Eylül 1980de ODTÜ’den mezun olmak üzere idim. Anlýyor musunuz? El insaf. Bir dünya görüþüm var. Yani dünyaya bir bakýþým var. Bunu baþkalarý ile paylaþmak istiyorum. Yazmak istememin temel nedenlerinden biri bu. Bu ukalalýk deðil, tepeden bakýþ deðil. Karamsarlýk konusuna gelince, ben size yalnýz bir yolda düþünün demiyorum ki. Yaþamý ýskalamayýn ama gerçekleri de görün diyorum. Bir cümle: Ýsrail Filistin’de polisleri kurþuna diziyor. Petrol Yasasý mecliste. Bu yasa çýkýnca yaþantýlarýmýzda ne gibi deðiþiklikler olacak biliyor musunuz? Ýnsan genel olarak tehlikeden kaçar. Sýkýntýya gelemez. Ama çok büyük oyunlar dönüyor. Ne kadar kaçsak bile günün birinde boðazýmýza kadar batacaðýz. Benim söylediðim þey de boðulmadan önce kollarýmýzý kýpýrdatalým, boðulmaktan kurtulalým. Bana göre de bu karamsarlýk deðil, gerçeði göstermek. Ancak yaþama çok iyimser bakanlarýn yaþamý biraz kararmýþ gibi oluyor. Kiþiler ilgilense de ilgilenmese de bundan sonraki yaþantýmýz lay lay lom þeklinde geçmeyecek. Kassandra Sendromu denen bir þey var. Bu, örneðin düþmekte olan bir uçaðýn içinde olup bir þey yapamamak þeklinde tanýmlanabilir. Ya da 100 metre öteye kadar gelmiþ bir Tsunami dalgasýnýn önünde durmak gibi. Beni öyle suçlayabilirsiniz. Ama bencil, ukala, Yüce diyemezsiniz.

Pýnar Þafak:
Sitede yapýlabilecek deðiþiklikler konusundaki önerilerle baþlayan bir tartýþmanýn böylesine kýzýþmasý insaný biraz þaþýrtmýyor deðil. Aslýnda eminim site yöneticileri ya da kendi deyiþleriyle izedebiyat çalýþanlarý bu olayý epey eðlenerek izliyorlardýr. Onlarýn da aralarýnda kimbilir ne biçim tartýþmalar olmuþtur böyle konularda. Yine eminim ki sitenin yazarlarýnýn da önerebilecekleri pek çok þey vardýr. Ama iki kiþi arasýnda böylesine kýzýþmýþ bir tartýþmada bir noktadan sonra herkes aðzýný açmaya korkuyor ya da taraflardan birinin arkasýna geçmekten kaçýnamýyor. Düþünsenize konu nerelere geldi. Demokrasi ve görgü kurallarýnýn ayný anda tartýþýlmasý noktasýna ulaþtý. Ne yalan söyleyeyim ben de bu tartýþmayý izlerken epey eðleniyorum ama yine de daha çok sesin çýktýðý tartýþmalarýn verdiði tadý bulamýyorum. Bu arada sitede Naci Elmalý gibi perspektifi doðru yere çekmeye çalýþan ve bunu kendine özgü tatlý üslubuyla yapmaya çalýþan bir arkadaþýmýzýn bulunmasý çok güzel bir þey bence.

Naci Elmalý:
Sevgili Pýnar Þafak, benimle ilgili beslediðiniz olumlu düþünceleriniz için teþekkür ederim. Onlarý hiç aç býrakmayýn oldu mu? Sevgiler...

Meltem Gürel (Ýzedebiyat çalýþaný):
Pýnar Þafak, yerden göðe kadar haklýsýnýz. Biz de az birbirimize girmiyoruz burada.. :) Özellikle geceleri çalýþtýðýmýzda sabaha doðru hala hepimizin hayatta olmasý bizi bazen çok þaþýrtýyor. Yine de kavga gürültü içinde, bu iþi severek, hem de çok severek yapýyoruz. Tartýþmayý takip ediyoruz etmesine, ve doðrusunu isterseniz çok deðer verdiðimiz yazarlarýmýzdan Mehmet Sinan Gür'ün mektubunu emirvaki bulmuyoruz, çünkü baþýndan beri herkesten öneri beklediðimizi söyledik burada. Diðer tarafta Sinem Haným'ýn da uzun zamandýr ÝzEdebiyat'ý takip eden sadýk ve dikkatli bir okur olduðunu biliyoruz, ve bir okur olarak düþündükleri bize bir çok konuda yol gösterici oldu. Dolayýsýyla onun da düþündüklerini dile getirmesinden doðal birþey olamaz diye düþünüyoruz. Kýsacasý, iki çok sevdiðimiz insanýn tartýþmasýna tanýk oluyoruz biz de, ve dolayýsýyla herhangi bir yorumdan bulunmaktan kaçýnýyorduk bugüne dek. Ve herþeye karþýn en kýsa zamanda Mehmet ve Sinem Haným'ýn bu tartýþmayý tatlýya baðlayacaklarýný yürekten diliyoruz. Size de bizi de düþündüðünüz için teþekkür ediyoruz :)

M.Sinan Gür
Sevildiðimi bilmek ve bunun söylenmesi beni sevindiriyor. Çünkü herkes gibi benim de buna ihtiyacým var. Konunun üzerine gitmek istemiyorum. Yalnýzca durup dururken suçlandýðýmý ve kimseyi suçlamadýðýmý belirtmek isterim. Herkese teþekkürler. Naci Elmalý, size yazacaðým ama araya baþka þeyler giriyor. Sevgiler

Vanilla:
Bu tartýþmayý ben de ilgiyle izledim, çünkü Sinem Haným'ýn fazla sert olan eleþtirisine karþýn, benim için de bir miktar sözcülük yaptýðýný hissettim. ÝzEdebiyatçýlarý da tarafsýzlýklarýndan ötürü kutluyorum... Meltem Haným'ýn uzlaþtýrýcý mesajý tam yerinde geldi bence. Mehmet Sinan Gür, belki de tüm sorun tonunuzda. Zaman zaman fazla dikteci yazýyorsunuz gerçekten. Bunun edebiyatta adý didaktiklik, ve çok ileri götürüldüðünde insanlarý okuduðu þeyden soðutmaktan baþka bir iþe yaramaz. Sizin konu seçimlerinizi, uslamlamalarýnýzý, ve bakýþ açýnýz gerçekten çok baþarýlý buluyorum. Ama ton konusunda benim de sizi eleþtirmeme izin verin. Diren Yardýmlý'nýn Tolstoy'la ilgili bir yazýsý var burada. Diren Bey kendisi öyle demese de, aslýnda büyük yazarýn didaktikliðini eleþtirmiþ bana kalýrsa. Diren Bey Tolstoy'u sevmediðini söylüyor, oysa bence Tolstoy durumunda da en büyük sorun bu ses tonu. Düþünceleriniz doðru olsa bile kullandýðýnýz dil, insanlarda demek istediðinizin tam tersi etki býrakabiliyor zaman zaman. Siz durup dururken suçlanmadýnýz, düþüncelerinizden ötürü de suçlanmadýnýz, sadece ve sadece Sinem Haným biraz ani bir tepkiyle, kullandýðýnýz bu dil yüzünden sizi suçladý. ... Gelelim, eski bir konuya gene. :) Sevgili Sinan Bey, bir kez daha gerçeklik görüþünüze katýlmadýðýmý söylemeliyim. Kimse boðulmuyor, kimse çýrpýnmýyor... dünya dönüyor, mutluluklarýyla, hüzünleriyle, savaþlarýyla, barýþ özlemleriyle, umutlarýyla dönüyor. Yaþama iyimserlikle bakanlarýn bu iyimserliklerini yok etmeyin bence. Býrakýn, iyimser bakalým, ancak böyle baktýðýmýz sürece iyileþir çünkü. Gerçekçilik ve karamsarlýk ayný þey deðil. Çoðu kez gerçekçilikle iyimserlik daha uyumlu bir araya gelir. Ýnanýn, sizin kaygýlarýnýzý baþkalarý da paylaþýyorlar, ama bu dünyaya gri bakmayý gerektirmez. Bu kaygýlara, endiþelere karþýn iyimserlikle, umut dolu ve güvenle bakabiliyoruz geleceðe. Siz de bunu deneyin bence

Sinem Karagöz:
Herþeye raðmen burayý seviyorum... Ve Mehmet Sinan Gür, sizin için pek farketmese de yazýlarýnýz bir daha okudum.

M. Sinan Gür
Sayýn Sinem Karagöz, yazýlarýmý bir daha okuduðunuzu söylüyorsunuz. Peki ne düþünüyorsunuz? Olumlu mu, olumsuz mu? Bunu söylememiþsiniz. Ama önce olumsuz bulmuþtunuz. Hem benim için neden fark etmiyormuþ? Burada beni okuyan kiþilere nasýl teþekkür ettiðime hiç denk gelmediniz mi? Neden her þeye raðmen? Burasý size ne yaptý ki? Ama ben söyleyeyim. Her þeye raðmen yazýnýzý, atmanýz gereken iki adýmdan biri olarak görüyorum. Bir adým daha var.

Sayýn Vanilla, iltifatlarýnýz için teþekkür ederim. Mahcup oluyorum. Ancak yaþama iyimser bakýnca yaþamýn düzeleceði düþüncenize katýlmýyorum. Tersine kötü durumda olan birine sen iyi durumdasýn dedikçe daha kötü olur. Halbuki durumunu fark etse belki kendisini kurtarmaya çalýþýr. %10 küçülmüþüz. Dünya dönüyor diyorsunuz; hayýr, dünya deðiþerek dönüyor. Savaþlar, silahlar niyetler eskisi gibi deðil. Ben barýþa özlem duymak istemiyorum. Ben barýþ istiyorum. Dünyaya gri bakmayýn diyorsunuz. Telefon faturasýný yatýrmak için uzun bir kuyruða girdiðiniz zaman önden kuyruða kaynak yapýyorlar mý diye dikkat eder misiniz yoksa hakkýnýzýn yenmesine aldýrmaz mýsýnýz? Ben ederim. Yani sonuç olarak geleceðe umutla ama güvenmeden bakýyorum. Herkesin sýralarda baþkalarýnýn hakkýna saygý gösterdiðini görmedikçe öyle bakmaya devam edeceðim. Gelecek hakkýnda kaygý ve endiþe duyuyorsanýz, onlarýn gerçekleþmemesi için bir þeyler yapmalýsýnýz. Bu da sizin deyiminizle geleceðe gri bakmaktýr.Yoksa onlar sizi dinlemez, gerçekleþirler.

Sevgili izleyiciler, bir anlamda yazdýðým yazýlar ve ses tonum için sorgulandýðým bu yerde bir þey daha söylemek istiyorum. Bir deneme safhasýnda olduðumu ve her yazýnýn ayrý bir havasý olduðunu söyleyebilirim. Siz benim karamsar olduðumu söyleyenlere inanmayýn. Bir kiþinin karakteri de o yazýlarýn toplamýdýr. Yalnýz bir yazýya bakýp karar vermek gözleri görmeyen birinin, bir filin kuyruðundan tutup fil hakkýnda genel kanýya varmasýna benzer. Ben her dalda yazý yazdým. Burada hiç bilimsel konuþma yapmýyoruz. Halbuki ÝzEdebiyatýn 7 bölümünden biridir. Aslýnda orada beni okuyanlara ayýp ediyorum. Uzun süredir böyle bir kitap basýlmasý için uðraþ veriyorum. Bir öykü kitabý baþarýsýzlýða uðradý. Ama vazgeçmiyorum. Öyküler, benim en çok sevdiðim þeylerden. Denemede müzikli yazýlar var. Müzik de benim en çok sevdiðim þeylerdendir. Lütfen söyler misiniz? Bunun neresi karamsar, neresi didaktik? Ben söylediðim gibi davranýyorum. Yaþamý ýskalamamaya çalýþýyorum ama gözlerimi de açýk tutuyorum.

Bir filmi izlemeye giren insanlar insan topluluðudur. Ama filmden çýkan insanlar ayný þekilde veya tam tersi þeyler düþünen bir toplumdur. Burada, farkýnda olmadan, daha çok forumlarýn açýlmasýndan sonra bir toplum oluþturduk. Belki de sonunda buradan bir doðru insan çýkacak.

Diren Yardýmlý:
Bu hafta siteyle ilgili Mehmet Sinan Gür, Sinem Karagöz ve Vildan Ralva'nýn önerilerini deðerlendirdik. Mehmet Sinan Gür arama motorlarýný geliþtirelim diyor. Biz ise þu anki arama motorunun çoðu þeyi kaldýrdýðýný düþünüyoruz, ve Mehmet Sinan Gür'ün önerdiði arama motorunu ancak Ayrýntýlý Arama baþlýðý altýnda yapabiliriz. Bununla birlikte, galiba ÝzEdebiyat'ýn birçok kiþinin henüz keþfetmediði ufak bir bölümü daha var, ve Mehmet Sinan Gür'ün isteklerine kýsmen yanýt verebilir. Anasayfada SON EKLENENLER kutusunun baþlýðýný týklayarak "Son Bir Haftadýr Eklenen Yazýlara" ulaþabilirsiniz. Orada farklý bir arama mekanizmasý var. Aslýnda bu seçenek çok uzun zamandýr vardý, ama, evet... söylemeyi unuttuk. *** Yazarlarýn kendi yazýlarýný týklayarak listelerde yükseltmelerine karþý bir önlem geliþtirebiliriz, ancak bir kimsenin neden bu þekilde kendini tepeye çýkarmayý isteyebileceðini de anlamýyoruz. Kendi kendini ne kadar okuduðu ona ne gösterir? Þimdilik listelerden bu þekilde yararlanýldýðýný ender olarak gördük; farkettiklerimize de uyarý mesajý attýk. Sorun büyürse, buna bir çözüm getiririz. *** Listelerin sonundaki SON BÝR HAFTA ÝÇÝNDE EKLENEN YAZILAR bölümünü niçin kaldýralým? *** Yazýlarýn yeni pencerede açýlmasýyla ilgili olarak, bir çok kullanýcýnýn popup (yeni pencere) seçeneðini kapalý tuttuklarýný biliyoruz. Bununla birlikte farenin sað tuþunu kullanarak da yazýyý yeni bir pencerede rahatlýkla acabilirsiniz. Biz bunu otomatik yaparsak, bu kez sað tuþla yazýyý yeni pencereden açmak isteyenler bir hata koduyla karþýlaþýrlar. Bu nedenle olanaklý olduðunca "yeni pencere açma" seçeneðinden uzak durmaya çalýþýyoruz. *** *** Aramýza yeni katýlan yazarlarýmýzdan Vildan Ralva'nýn önerilerinizi de deðerlendirdik. (Aramýza hoþ geldiniz, bu arada :) Aslýnda bir ÝzEdebiyat kitabevi açma projemiz her zaman için var zaten... hatta bu konuda önemli bir takým adýmlar bile attýk. Tüm kitap kayýtlarýný derledik, þimdi de alt yapýyý geliþtirmekle uðraþýyoruz. Programcýlarýmýz ÝzEdebiyat'ý protesto etmeye baþlamazlarsa (hepimizin en çok uðraþtýðý site bu) bir iki hafta içinde bu bölümü açabiliriz diye düþünüyoruz. *** Bir ara "Kültür Sanat" diye ayrý bir haber sayfasý düþünmüþtük. Ama sonra ona vakit ayýramayacaðýmýzý fark ettik, çünkü nitelikli bir kültür-sanat haber sayfasý yapmak aslýnda büyük bir iþ, bir çok yazar ve araþtýrmacý gerektirir. Yine de hala aklýmýzýn bir köþesinde duruyor ve bizi çekmeye devam ediyor. Sevgili Sinem Karagöz'ün önerilerine gelince... Yardým ve Site Haritasý'nýn bir site için kaçýnýlmaz iki sayfa olduðunu biliyoruz, bu sorunu en kýsa zamanda çözeceðiz. Hepinize teþekkürler... Lütfen son dönemde forumlarda gündeme oturan tartýþma ortamý kimseyi çekimser yapmasýn, bize önerilerinizi sunmaya devan edin, çünkü her zaman dediðimiz gibi... onlara ihtiyacýmýz var. :)

M.Sinan Gür
Merhaba, Sevgili Ýzedebiyat çalýþanlarý, öneriler konusunda aðzýmý kapamayacaðýma emin olabilirsiniz. :) Bu tartýþmalardan bir kazancýmýz ‘yeni yazýlar’ seçeneðini keþfetmek oldu. Bazý önerilerime yanýt vermemiþsiniz. Burada tekrar etmeyeceðim. Yalnýz kütüphane konusunda ýsrarlýyým. Þu anda diyelim bir gün önce girdiðim bir kütüphaneye yeniden girmek istersem biraz dolambaçlý yollardan geçmem gerekiyor. O kütüphanenin sahibinin sayfasýna ya da okumayacak olsam bile bir gün önce girdiðim yazýya girmeliyim ki istediðim kütüphane karþýma çýksýn. Bu bile tek aþamada olamayabiliyor. Ayrýca sitede kaç kütüphane var, hepsini birden göremiyorum. Þimdi yeni bir önerim olacak. Bazý arkadaþlar kütüphaneyi oluþturmuþ ama boþ olarak duruyor. Acaba bir kütüphanede kaç yazý var? Yeni yazý eklenmiþ mi? Forumlarda olduðu gibi gösterilemez mi? Arama motoru her þeyi çözer. Kütüphaneler Ýzedebiyatýn belkemiði olacaksa bu lüksü esirgememelisiniz. Kenan Þahin arkadaþýmýzýn dediði gibi bütün iyi niyetimizle daha iyi bir þeyler olsun istiyoruz. Üzüm yemek yerine baðcý dövmek peþinde koþmuyoruz. Üzümü yiyin baðýný sormayýn. Sevgiler

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Enteresan...
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
12 Temmuz 2010
garip ve yer yer fuzuli tartýþmalar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn günlük olaylar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cola Turka Üzerine
Sultanahmet Camii Avlusunda Çirkin Standlar
Seçim 2002 Sonuçlarý ve AKP
Türkiye'de Petrol Var!
Seçim 2007 Sonuçlarý ve Akp
Fransýz Demokrasisine Bakýn
01 08 Cinayetin Sorumlusu Kim?
R. T. Erdoðan Türkiyeliliði Keþfetti.
01 07 Amerikan Rüyasý
Kitap - Af Eski Bir Gelenek

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayþe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuþ
Rüya Gibi - Kafkas Halk Danslarý Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamýný Hrant Dink'ten Öðrendim
Sezen Aksu Konserinin Düþündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaþý
Boykot Bütün Dünyada Yayýlýyor
Ýngilizce Eðitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoðlu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.